Uzmanlar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde vatandaşların sağlık hizmetleri konusunda yanlış bilgi sahibi olduklarını söylediler. Mardin Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr .Adem Özden, birçok vatandaşın sağlık hizmetlerini nereden, ne şekilde alacağını, uygulamalarda nelere dikkat edeceğini dost, akraba, komşu tavsiyesi ve dogmatik bilgilerle öğrendiklerini ifade ederek, sağlık hizmetinin günlük hayatta tüketilen bütün hizmetler arasında en önemlisi olduğunu söyledi. Özden, "Kuaföre giderken, dışarıda yemeğe çıkarken, market alış verişinde veya bir elbise diktirirken seçimlerde birçok objektif kriter sıralanabilmektedir. 'Sağlık hizmetini nereden, ne şekilde alacağınıza, uygulamalarda nelere dikkat edeceğinize nasıl karar veriyorsunuz?' şeklinde bir soru karşısında çoğu zaman dost, akraba, komşu tavsiyesi ve dogmatik bilgiler dışında pek bir şey söylenemez. Bunun sonucunda, sağlık ocağından alınacak bir hizmet için fakülte hastanesine başvurulabilmekte, aslında cildiye doktoru tarafından tedavi edilmesi gereken bir hasta, kadın doğum uzmanları arasında mekik dokuyabilmekte veya basit bir istirahat ile şifa bulabilecek hasta, onlarca tablet ilaç yutup midesini bozabilmektedir. Geri dönüşü olmayan zararlara maruz kalmamak için bu konularda bilinçlenmeli ve tercihler ona göre yapılmalıdır. Bölgede vatandaşların sağlık hizmetlerini tüketirken yapılan hatalar hakkında vatandaşları uyarıyorum. Sosyal güvenlik kurumlarının ayaktan tedavi reçetelerinde en fazla dört ilaca izin vermesi ve ilaçtan katkı payı alınması, son yıllarda bu soruna bir nebze çözüm getirmiştir. Yine de kuralmış gibi çoğu reçetede dört kalem ilaç görmek, bu anlayışın değişmediğinin göstergesidir. Bunun sonucunda, devletin trilyonlarca kaybı ve gereksiz yere kullanılan yığınla ilaç sorunu, halen devam etmektedir. Sadece ülkemizde değil, birçok ülkede ilaç endüstrisinin baskısı altında olan sağlık sektörüne, antibiyotikler başta olmak üzere birçok ilaç arz edilmektedir. Çeşitli kampanyalarla piyasaya sürülen bu daha pahalı ilaçların sağladığı fayda, aslında çok daha ucuz ve uzun süredir bilinen ilaçlarla sağlanabilmektedir'' dedi. Dr. Özden, sağlık hizmetlerinin tüketilmesinde yaşanan diğer sorunlar hakkında ise şu bilgileri verdi: "Serum her derde devadır. Serum genelde ağızdan sıvı alamayan veya vücutta aşırı olan sıvı kaybını ağızdan tamamlayamayan hastalara uygulanan bir tedavidir. Nadiren ilaç vermek veya kandaki birtakım maddelerin dengesini sağlayabilmek için de verilir. Ancak bölgemizde özellikle de çocuk hastalıklarının tedavisinde gerekli gereksiz oldukça sık başvurulan bir tedavidir. Hatta öyle ki, hastalar bazen kendi kafalarına göre eczanelerden serum alıp herhangi bir hastalık için serum taktırabilmektedirler. Hele hele serum B vitamini içeren ilaçlarla renklendirilmişse bu serumun her derde deva geldiği gibi yaygın ve yanlış bir kanı vardır. Doktora danışmadan eczaneden şikayete göre ilaç almak; çoğu zaman yarardan çok zararı olan bu davranışla sıkça karşılaşılmaktadır. Örneğin, mide ağrısı için ağrı kesici alan bir hasta, mide kanamasına kadar varan kötü duruma sebebiyet verebilmektedir. Şikayetler hafifler hafiflemez ilaçları kesmek; birçok hasta şikayetleri ortadan kalktığında tamamen iyileştiği zannıyla ilaçlarını kesmektedir. Oysa ki, o hastalık halen vücutta aktif olabilmektedir. Bu nedenle, tam bir iyileşme için hekimlerin önerdiği sürede ilaçlar kullanılmalıdır. Gelişigüzel vitamin ve mineral kullanmak; özellikle gazetelerin sağlık köşelerindeki yönlendirmelerle, vitaminler bir nevi hayat kurtarıcı olarak sunulmaktadır. Hatta nerdeyse her şikayete, hastalığa ve yaşlanmaya iyi gelen bir vitamin bulunmuş gibidir. Ülkemiz gibi her türlü sebze ve meyvenin bolca bulunduğu ve beslenme probleminin genelde bulunmadığı bir tarım ülkesinde çok özel durumlar dışında vitamin kullanımı gerekmemektedir. Ama buna rağmen hastalardan sıkça duyduğumuz cümlelerden biri 'Antibiyotiğin yanında bir vitamin verin de bana ağır gelmesin'dir. Büyük merkezin doktoru daha iyidir; hastaların gözünde Mardin'in doktoru Kızıltepe'nin doktorundan, Diyarbakır'ın doktoru Mardin'in doktorundan, Ankara'nın doktoru Diyarbakır'ın doktorundan daha iyidir gibi bir düşünce azımsanmayacak düzeydedir. Aslında aynı fakültelerden aynı eğitimle mezun olan hekimler, Türkiye'nin çeşitli illerine dağılmaktadır. Bu nedenle, kendi yerleşim biriminde hizmet alabilecek hastalar bazen kilometrelerce uzağa gidebilmektedir. Şikayetimi söylemeyeyim, doktor bilsin derdimi; doktorların teşhisinde hastalardan alınan bilgilerin önemli yeri vardır. Ancak bazen hastaların ağzını bıçak açmaz. 'Madem doktordur, o bilsin derdimi' diyen hasta, şikayetlerini veya daha önce aldığı teşhisleri saklar." |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum