15 Eylül 2008

İki Devlet Bir Toplum

Bir süre önce Suriye den gelen Süryani vatandaşların Midyat’ta gelip iki günlüğüne de olsa Midyat’ın havasını solumaları çok güzel ve renkli görüntülere neden oldu.

Kuşkusuz bunun en büyük pay, sayın valimiz Mehmet Kılıçlar ve Suriye'nin Haseki Valisi General Muhammet Nemnur El Nemmur’un girişimleri sonucu yapılan protokol neticesinde ve idari izinler ile buradaki ayine katılmalarını sağlamakları oldu.

Biz Müslüman halk olarak, şu anada bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı sonunda ve Kurban bayramlarında Suriye ve Türkiye deki her iki halk için her iki sınırda geçişler sağlanıyorsa da şimdi de Süryani vatandaşlarımızın da aynı şekilde kendi dini bayramlarında bir birlerini ziyaret etmeleri çok yerinde dir.

Bu vesile ile iki devlet bir toplum için büyük bir adım atıldığına inanıyorum.

Midyat’ın 18 kilometre doğusunda olan dağ başında ormanlıklar arasında yüksek bir tepeye kurulmuş, Milattan Sonra 397 yılında temeli atılmış, değişik tarihlerde ekler yapılmış, Bizans kalıntıları ile süslenmiş, yöreye özgü mimari tarzda Midyat (katori) taşından yapılmış bir tarihi mekân da yapılan ayin den söz ediyorum.

Şimdiki Metropolit Samuel Aktaş tarafından yeniden canlandırılmış, Süryani vatandaşların çocuklarına dini eğitimin yanında, rahibelerin ve din görevlilerin kaldığı bir tarihi mabet olan Mor Gabriel, diğer bir adı Deyr ul Umur Manastırı…

31 Ağustos tarihinde düzenlenen Şahro Azizleri anma günlerinin kutlamasıyla bu anma gün için Suriye den gelen 2300 Süryani vatandaşlara ev sahipliği yaptı.

Her yıl Manastır’ın kuruluşu yani Şahro Azizleri anma günü aralıksız olarak Süryanilerce burada kutlanıyor.

Bu neden ile Suriye’den idari izinler ile gelen vatandaş’ın yanında Avrupa’da ve Midyat’ta yaşayan Süryanilerin katılımı ile yaklaşık 5000 kişinin bu etkinliğe katılmaları sağlanmış oldu.

Ancak yıllarca mahzun bir şekilde kutlanan anma gününü bu yıl farklı bir şekilde kutlandı.

Daha önceki yıllarda kutlanan azizleri anma gününün sönük geçmesi,

Süryaniler, çeşitli nedenlerden dolayı başta Avrupa olmak üzere bu topraklardan göç etmeleri, Mardin ve Midyat’ta sayılarının da azalmasından kaynaklanıyor.

Hıristiyan dinine mensup Süryani vatandaşlar arasında çok büyük bir önem sahip olan Mor Gabriel Manastırı; Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevi üç ilahi din için Kudüs nasıl bir öneme sahip ise Turabidin (Midyat ve çevresi) Süryaniler arasında bu denli büyük bir öneme sahip olduğu Süryaniler tarafından dile getiriliyor.

Bu yıl ise her iki ülke valileri, yıllarca bir birlerini görmeye hasret her iki halk için çok güzel ve yerinde bir karar alarak büyük bir adım attılar.

Bunda hiç kuşkusuz Sayın Valimiz Kılıçların da payı büyüktür. Metropolit Aktaş, “sevincini ve yaptığı çalışmadan dolayı valimize şükranlarını” dile getirmesinden kaynaklanıyor.

Suriye’den Kamışlı Belediye Başkanı Suheyl Aziz ve eşi Lidya Rahhavi’de katılanlar arasındaydı.

Rahhavi ile görüşmemiz sırasında, Midyat’ta olmaktan dolayı çok memnun olduğunu ifade etmesi ve bu geziden çok memnun kalmalarını her iki ülke vatandaşının bir birlerine ne kadar hasret kaldığının göstergesi idi.

Bu arada Suriye den gelip görüş tüyümüz Süryani ve Ermeni aileler; Midyat’ta olmaktan ve bu atmosferi yaşamaktan dolayı unutulmaz anlar yaşadıklarını ve organizasyondan memnun olduklarını dile getirmeleri oldu.

Hoş bir sohbetin ardından kelimenin tam anlamı ile sıcak ilgileri Suriye ve Türkiye arasındaki derin bağların ne denli kuvvetli bir şekilde olduğunu şahit olduk.

Yılarca her ne nedenle olursa olsun, iki devlet bir toplum için sınırlar çizilirse de bu iki ülke vatandaşları birbirlerine derinden kan bağı ile bağlıdır.

Çünkü halen her iki sınır boyunda bulunan toplumlar arasında çok yakın ve derin akrabalıklar mevcuttur.

Müslümanlar arasında olan akrabalık bağlarının yanında Süryaniler arasında da her iki toplumdan bulunan yakınlıklar vardır.

Bu açıdan kimi 35–40 yıl önce her ne nedenle de olursa olsun doğdukları toprakları terk etmişse de bu iki toplum bir birlerine çok yakındırlar.

Sınır boyunca dikenli ve mayınlı engeller yerleştirilmiş olsa da, iki devletin sınırlarının çizilse de bu iki halk birbirine derinden bağlıdır.

Sayın Valimizin girişimleri sonucu ve yapılan bu çalışma daha ileriye götürülerek, her iki sınır yakasından günü birlik ziyaretlerin yapılabilmesi için zemin hazırlamak ve daha aktif bir sınır kapısı olmasını hazırlanmasına katkı sağlamak olacaktır.

En azından bir an önce, Nusaybin sınır kapısının modernize edilerek en ileri teknolojiler ile güçlendirilerek tamamlanması için çalışmalar hızlandırılmalıdır.

Bunun yanında her iki ilin bulunduğu kentlerde vize sorununu çözecek mercilerin oluşması için çalışma başlatılmalıdır.

Kültür turizmin yanında, en büyük hedefimiz inanç turizmine gerek önem verilmeli ve geliştirilmelidir.

Her iki sınır yakasında, siyasetçilerin verdiği sözleri yerine getirip acilen serbest ticaret merkezlerinin açılması sağlanmalıdır.

Çünkü Mardin’in ve bölgenin geleceği Turizm ve ticaret sayesinde olacaktır.

Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, huzurlu bir Ramazan Ayı dileklerimle nice mutlu günlere…

Haber: www.mardinlife.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum