Prof. Dr. Küçükusta, grip aşısı konusunda kafaların bir hayli karışık olduğunu söyledi. Gribin her yıl kış aylarında salgınlarla ortaya çıkan bir hastalık olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Küçükusta, “Bu yıl da bir grip salgını olacaktır. Bu tür salgınları küçümsemek doğru değildir; çünkü gribin bu tip salgınları her yıl tüm dünyada 3-5 milyon insanın ciddi şekilde hastalanmasına ve 250 ila 500 binin de ölümlerine yol açar” dedi.
GEÇEN YIL GRİP AŞILARI ETKİSİZ KALDI
Grip aşılarının her sene yeniden hazırlanması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Küçükusta, “Çünkü, grip virüsleri sabit virüsler değil; yüzeylerindeki proteinlerde sürekli olarak küçük veya büyük değişiklikler oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’ nün dünyanın çeşitli ülkelerinde 100’ den fazla laboratuarında hangi virüslerin salgın yaptığı sürekli olarak izleniyor ve bunlar içinden en çok hastalık yapan iki A ve bir B tipi virüsü belirlenerek üretici firmalara bildiriliyor” dedi. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta şunları söyledi:
“Bu seneki grip aşısında da geçmiş senelerde olduğu gibi biri H1N1 diğeri H3N2 alt tipinden olmak üzere iki adet A ve bir adet de B tipi grip virüsüne ait antijenler var, ama bu aşı öncekilerden çok farklı. Bugüne kadar yeni grip aşılarında bir öncekinde yer alan üç virüsten biri veya bazen de ikisi değiştirilirken, bu sene üç virüs de değiştirildi. Bu çok önemli; çünkü geçen seneki grip aşılarında bulunan virüslerle hastalık yapan virüsler tamamen farklı olduğu için aşılar etkisiz kaldı.”
GRİP AŞISI YÜZDE YÜZ KORUMAZ
Grip aşısının yüzde yüz koruyucu bir aşı dxolmadığını kaydeden Prof. Dr. Küçükusta, “En ideal şartlarda bile sağladığı koruma yüzde 70-80 kadar. Aşının etkili olabilmesi için aşıda bulunan virüslerle salgın yapan virüslerin aynı veya çok benzer olmaları gerekiyor. Geçen sene olduğu gibi uyum azsa aşının koruyuculuğu da azalıyor veya hiç de olmayabiliyor” diye konuştu. aşının koruyuculuğunun gençlerde daha fazla olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Küçükusta şöyle devam etti:
“Önemli bin nokta ise aşının koruyuculuğunun gençlerde daha fazla olması; yaş ilerledikçe aşının etkinliğinin azalması. Bu da grip aşına duyulan güveni azaltan bir unsur. Grip aşısı özellikle yaşlılara tavsiye ediliyor, zira bir grip salgınında en çok hastalanan ve ölenler yaşlı insanlar, ama onlarda da gençlerdeki kadar koruyucu değil maalesef. Grip aşısının etkinliğinin ‘abartıldığını’ gösteren çalışmaların sayısı da her geçen gün artıyor. Amerika’ da son 20 yılda grip aşısı olan yaşlıların oranı yüzde 15’ den yüzde 65’ e çıkmasına rağmen yaşlıların hastaneye yatış ve ölüm oranlarında buna uygun bir azalma olmadığı biliniyor. Grip aşılarının etkinliği Nasrettin Hoca’nın göle maya çalmasından farklı değil. Önümüzdeki kış aylarında beklenen grip salgınına yol açacak virüsle aşıdaki virüsler uyumlu olursa ‘İyi ki aşı olmuşum’ diye sevinebilirisiniz. Ama bu işin garantisi yok, aşı hiçbir işe yaramayabilir de.
Bana sorarsanız; yüzde yüz ve ömür boyu etkili bir grip aşısı çıkana kadar herkesin değil, ama kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalarının, yani grip salgınlarında ölüm ihtimali en yüksek olan kişilerin aşı olmaları uygundur derim.”
Haber7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum