30 Ekim 2008

Ülser ve gastritten korkmaya gerek yok



Hijyen koşulları ile buna bağlı olarak ortaya çıkan ‘helicobakter’ enfeksiyonunun görülme sıklığı gelişmiş ülkelerde % 10-30 arasında değişirken; ülkemizdeki bazı yörelerde bu oran, % 90’lara kadar çıkıyor.
İSTANBUL - Mide duvarlarında yer alan enflamasyonlar ‘gastrit’ olarak adlandırılırken; bu enflamasyonların, midenin en iç katmanlarındaki yara oluşumu da ‘ülser’in gelişimine yol açmaktadır. Mide hastalıkları erken dönemlerde mide ağrısı, şişkinlik, hazımsızlık, erken doyma, bulantı, kusma, midede kazınma hissi ile kendini belli etmekle birlikte; ağrı, genellikle karnın üst tarafında olmaktadır. Süt ve antiasit yiyecek alımı ile asit nötralize olacağı için mide ağrıları bir miktar azalmaktadır.

Ülserin tedavisi
Ülser tedavisi, genellikle hastalığı ortaya çıkaran sebebe bağlı olmakla beraber; helicobakter enfeksiyonunun bulunduğu durumlarda, antibiyotik tedavisini gerektirmektedir. 2 haftalık antibiyotik tedavisi sonrasında bakteri, genellikle temizlenmektedir. Bu tedavi, gelecekteki ülserlerin önlenmesi açısından da oldukça faydalıdır.

Ülserin aspirin ve ağrı kesici ilaç kullanımına bağlı olarak geliştiği durumlarda ise aspirin dozunun düşürülmesi, tedaviye yardımcı olacaktır. Ağrı kesicilerin mide üzerine etkileri farklı olduğundan, bu ilaçların ya direkt olarak kesilmesi ya da ağrı kesicinin mideye en az zarar verecek ilaçlar ile değiştirilmesi gereklidir. Bu ilaçların kullanımının kesinlikle gerekli olduğu durumlarda ise genellikle proton pompa inhibitörü denilen mideden asit salgısını engelleyici ilaçlarla birlikte kullanılabilir.

Ülserler bazen kendi kendilerine iyileşebildiği gibi bazen de yaşamı tehdit edebilecek komplikasyonlara da yol açabilmektedir. En sık görülen komplikasyon kanama olup; mide kanaması kendini ya kanlı kusma ya da siyah dışkı ile belli etmektedir. Ani kanamalarda tansiyonun düşmesine bağlı olarak; bayılma, halsizlik ve solgunluk görülebilir. Bazen de ülserler tüm mideyi geçip; delik oluşturabilecek kadar derin yaralar oluşturabilmektedir. Mide kanaması ile bu derin yaralar, acil müdahale ve ameliyat ile tedavi edilmektedir. Bazen de iyileşen yaralar, mide çıkışında darlıklara yol açmakta; bu durum da cerrahi ya da endoskopik tedaviyi gerektirmektedir.

Günümüzde endoskopik yöntemlerin ve ilaçların gelişmesi nedeni ile ülser tedavisinde ender olarak ameliyat gerekmekte; kronik hastalıkların da ağırlıklı olarak helicobakter enfeksiyonuna bağlı olması nedeni ile antibiyotik tedavisi ile kalıcı çözüm sunulmaktadır. Ülser hastalığında ameliyat genellikle, delinme ve kontrol edilemeyen hastalarda son çare olarak kullanılmaktadır.

Ülser ve gastritin sebepleri:
* Helicobacter pylori enfeksiyonu
* Ağrı kesiciler ve aspirin
* Vücudun kendi kendine gösterdiği reaksiyonlar sonucu görülen hastalıklar
* Safra ve kimyasal irritanlar
* Aşırı alkol alımı
* Asit salgılamasını artıran hormonal hastalıklar
* Alerjik reaksiyonlar

Son 20 yılda ülser ve gastrit ile ilgili oldukça yol kat edilmiştir. Daha önceleri sebebi pek anlaşılamayan bu hastalıklar; perhiz, uzun süreli anti-asit kullanımı ve çoğu kez ameliyatlar ile tedavi edilirken, Avustralyalı iki bilim adamının bu hastalıkların pek çoğuna bir enfeksiyonun yol açtığını bulması ile ağırlıklı olarak; antibiyotik tedavisine yönelinerek; daha kalıcı etki alınmıştır. Bu buluş ile Dr. Marshall ve Dr. Warren, Nobel Tıp Ödülü’nü alırken; pek çok hasta da ameliyatsız olarak bu hastalıklardan kurtulmuştur.

İçki ve sigaranın ülser üzerindeki etkisi
Sigara kullanımı, hem ülser riskini hem de buna bağlı olarak gelişen komplikasyon riskini artırmaktadır. Ülseri olan kişilerin iyileşme sürece de sigara kullanımı ile gecikmektedir. Aşırı miktarda alkol kullanımı ya da alkolün yiyeceksiz olarak tüketimi de gastrite yol açabilmektedir.

Ülser tanısı
Geçmişte ülser tanısı için radyolojik incelemeler kullanılırken; günümüzde endoskopik tekniğinin ilerlemesi sonucunda artık tamamen bu yöntem tercih edilir hale gelmiştir. Endoskopi aynı zamanda olası diğer hastalıkların tanımlanmasına, şüpheli durumlarda biyopsi alınmasına, kanama gibi komplikasyonların olması durumunda müdahale edilmeye olanak tanımaktadır. Karın içindeki diğer hastalıklar, mide ülserleri ile kolaylıkla karışabilmekte; bu nedenle özellikle orta yaşın üzerindeki kişilerin daha dikkatli olması gerekmektedir.

Ülser ile benzerlik gösteren diğer hastalıklar
* Spastik kolon
* Gastro-Özefajiyal Reflü
* Pankreatit
* Safra kesesi ve safra yolları hastalıkları
* Pankreas kanser
* Duodenit
* Dispepsi
* Mide kanserleri

Hemen inceleme gerektirecek alarm bulgular nelerdir?
Gastrit ve ülserler; genellikle uzun süreli ve iyi huylu hastalıklar olmasına rağmen, bazı şikayet ve bulgular daha acil müdahale ve incelemeyi gerektirmektedir. Ülser vakaları ile ilgili olarak, acil müdahale ve incelemeyi gerektiren bulgular şunlardır:
* Kanlı ya da kahve telvesi tarzda kusma
* Siyah renkli dışkılama
* İstem dışı kilo kaybı
* Kronik bulantı ve kusma hali
* Karında ele kitle gelmesi
* Sebebi açıklanamayan demir eksikliği ve kansızlık
NTVMSNBC

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum