ÇÖPKENT OLMAMAK LAZIM. - Mehmet ÇELİK

Mardin’in tarihi dokusu ve kültürel yapısı konusunda herkesin söyleyeceği çok var.

Hoşgörü kenti, dillerin, dinlerin diyarı, bilmem kaç bin yıllık geçmiş..

Geçmişi geleceğe taşımak.Sit kenti, UNESCO’ya aday kent..

Bunlar kulağa hoş gelen şeyler.

Mardin özünde bunların hepsini barındırıyor. Söylenen tüm güzel ifadeleri

fazlasıyla hak ediyor.

Ama tarih kokan sokaklarının hak etmediği bazı çirkinlikleri var..

Çöp yığınları, atıklar ve poşetler..

Bunları birinin günah hanesine yazmak çok kolay..

Belediye çalışmıyor, çöpler toplanmıyor..

Ver yansın belediyeye.

Çöpleri toplamak elbetteki belediyenin görevi.

Zamanında ve gerektiği gibi çöpleri toplamak belediye çöpçülerinin görevi..

Peki vatandaş olarak bize görev düşmüyor mu?

Çöplerimizi poşete koyup ağzını bağlamadan, bazen de

oturduğumuz evin bilmem kaçıncı katından aşağıya boca edince vicdanımız

sızlamıyor mu?

Yenişehir semtinde Karayolları arkasında çocuk parkı var.

Belediye çöp bidonlarının yerini parka yakın yada pazar yerine

yakın diye değiştirmiş,

Ama civar apartmanlar, bakkallar, manavlar hala eski yere çöplerini atıyor.

Çöp bidonları birkaç adım ileride.

Ama kim dinler.

Teşbihte hata olmasın aklıma koyun sürüsü hikayesi geldi.

Hani sürünün başını çeken koyunun önüne bir ip koyarsanız ya !

Koyun ipin üzerinden atlar. Siz ipi çekseniz de arkadan gelen sürüdeki

Bütün koyunlar ip varmış gibi atlar..

Birkaç adımlık ötede bulunan çöp bidonuna gidip çöpümüzü atmayacak kadar

sorumluluk taşımıyorsak vatandaşlık görevimizi yapmamış oluruz.

Çöplerimizi torbalara doldururken poşetin ağzını bağlasak, birkaç kattan aşağı atmasak ne olur?

Hiç bir şey olmaz temiz bir şehir, yaşanılır bir sokak ve kent’e sahip oluruz.

Yarından tezi yok. Gelin çöplerimizi eskisi gibi atalım, yani yıllar önce annelerimizin

babalarımızın bu tarihi kenti koruduğu gibi koruyalım.

Tarihi kentin değerlerine sahip çıkmak, onu korumak ve temiz tutmakla

başlar.

Haber: Habermardin.com