7 Kasım 2008

Mardin'de Günün Hutbesi: FİTNE VE ZARARLARI

http://yenisafak.com.tr/arsiv/2006/temmuz/21/hutbe21.jpg

Muhterem Mü’minler!

Fitne kelimesi sözlükte imtihan, sınama, sıkıntı ve azap anlamlarına gelmektedir. Mecazi olarak karışıklık, azgınlık, ayrılık, çatışma, ve bela gibi anlamlarda da kullanılan fitnenin zararları çoktur.

İslami kaynaklarda fitne terimi, çoğunlukla toplumdaki bütün insanların huzur ve düzenini sarsan, kişileri birbirine düşürüp düşman kamplar halinde bölen faaliyetler için kullanılır.

Aziz Kardeşlerim!

Fitnenin doğuracağı zararlı sonuçlar belli kişi ya da gruplarla sınırlı kalmayıp, bütün bir toplumu etkisi altına alır. Fitnenin zararı geneldir; bir fitne ortamında, doğrudan doğruya bu olaya karışsın karışmasın, günahkâr ya da masum herkese düşen bir pay vardır. İslam’a göre fitne çıkarmak veya sebep olmak büyük bir suç ve günahtır. İnsanların huzur ve düzenlerini bozmak, inançlarından dolayı baskı yapmak, vatanından çıkarmak, hak ve hukuklarını çiğnemek, maddi ve manevi varlığını ortadan kaldırmak büyük bir fitnedir. Dolayısıyla fitnenin uyanmaması için toplumdaki bütün fertlerin zamanında sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmeleri gerekmektedir.

İyiliği emredip kötülükten sakındırmak, dini inanç ve yaşam hürriyetini sağlamak, bilgi ve kültür seviyesini yükseltmek fitneye karşı alınacak en güzel önlemlerdir. Bunun yanı sıra maddi imkânları üst seviyeye çıkarmak için çalışmak, taassuptan uzaklaşmak ve her konuda şeffaf olmak da alınacak tedbirler arasında gösterilebilir.

Değerli Müslümanlar!

Kur’an’da fitnenin, öldürmekten daha zararlı olduğu vurgulanırken, insanların fitneye sebep olmamaları tavsiye edilmektedir. Aynı zamanda bir fitnenin yok edilmesine imkân varken, görmezlikten gelip fitnenin yayılmasına zemin hazırlamak ta günah sayılmış, bu gibi zarara herkesin ortak olacağı vurgulanmıştır. Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Bir fitne (bela) olmayacak zannettiler de kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tövbelerini kabul etti. Yine içlerinden çoğu kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.”

Şunu da unutmayalım; herhangi bir fitne oluştuğu takdirde karşı koyma imkânı bulunmaz ya da buna güç yetirilemezse, sessiz kalıp fitne ortamından uzak durmak da İslam dininin tavsiye ettiği ilkelerdendir. Hutbemi Peygamber efendimizin bir hadis meâliyle bitirmek istiyorum.

“ Fitne zamanında ibadet etmek bana hicret etmek gibi sevaptır”.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum