Yine de Liyakat! - Kadir ÜRÜNDÜ

Hikmet Uluğbay’ın Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemlerde açılan yöneticilik sınavını Kızıltepe’de kazanan üç öğretmen vardı. Bu öğretmenler kazandıkları sınava istinaden 30 gün kadar bir kursa tabi tutulmuş ve bu kursun ardından tekrar yapılan sınavda başarılı olup yöneticilik sertifikalarını almışlardı. İşte bu üç öğretmenimizin kurum ve okul müdürlüklerine atanmaları ise bu hakları almalarından uzun zaman sonraları oldu. Bu haklara sahip olmalarına rağmen, atanma süreçlerinde bir yığın sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarını da dün gibi hatırlıyorum. Bu üç öğretmenimizden birincisi; Kızıltepelilerin ve dolayısıyla benim de çok sevdiğim Mehmet Bedi Demir Hocamızdı ve ilk olarak da onun ataması yapıldı. Kızıltepe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne atanan Bedi Hoca’nın nasıl bir öğretmen olduğunu anlatmama gerek yok zira bunu bütün Kızıltepeliler çok ama çok iyi biliyor. Halk Eğitim Merkezindeki bir çok etkinliğini haber konusu yapmak isteğime her nedense engel olan Bedi Hoca, çok geçmeden Halk Eğitim Merkezinin sadece biçki dikiş kurslarının yapıldığı bir kurum olmadığını öğretti bizlere. ÖSS kurslarından seracılığa, aerobik kurslarından kuaförlüğe kadar uzanan bir yığın kurs tipine tanık etti bizleri. Hele Ulusal Eğitime Destek Kampanyası kapsamında açılan kurslarda görev alan öğretmenlerden 300 kişi kadarına gönüllü olarak görev yaptırması, Bedi Hoca’nın nasıl bir idareci olduğunun apaçık ispatı olsa gerek. Liyakatla ataması yapılan ikinci öğretmenimiz ise Servet Demircan Hocamız oldu. Süleyman Demirel İlköğretim Okulu Müdürlüğüne atanan Servet Hoca, göreve başladığı günden sonra yaptığı çalışmalarla Kızıltepe’de ilklerin öncüsü olmayı başardı. Hayata geçirdiği bir yığın sosyal etkinlikle dikkatleri üzerine çeken Servet Hoca, “Liyakatın Serveti” başlıklı yazıma da ilham konusu olmuştu. Gelelim bu liyakat atamalarının sonuncusu olan Ahmet Karaboğa Hocamıza. Sıtkı Türkoğlu İlköğretim Okulu Müdürlüğüne atanan Ahmet Hocamız, ilk olarak özel çabalarıyla hayata geçirdiği okul kütüphanesiyle bizlere sesini duyurdu. Okul bahçesinde inşa ettirdiği ve Türkiye’nin dört bir yanından getirttiği kitaplarla hayata geçirdiği okul kütüphanesi, Ahmet Hocamızın daha neler yapabileceğinin ispatı olmuştu. İdareciliği süresince yarattığı güzellikler bir yana dursun, Ahmet Hocamızın son etkinliği bizler için bir gurur kaynağı oldu. Okul bahçesi ile ilgili olarak hazırlayıp faaliyete soktuğu projesiyle ülkemiz genelindeki 23 okuldan biri olayı başaran Ahmet Hocamızla ne kadar övünsek azdır dersem abartmış olmam herhalde. Bir çoğu özel okul olan bu yirmi üç okulun arasında yer almayı başaran Sıtkı Türkoğlu İlköğretim Okulu, var olan imkanlarla yaratılmış olan değil, tüm imkansızlıkların içinden çıkarılan güzelliklerle gözlere çarptırılmıştı. İşte bu büyük başarının mimarı olan Ahmet Hocamız, il ve ilçe milli eğitim müdürlerimizle beraber Ankara’ya davet edilerek Kızıltepe’yi Türkiye’nin dört bir yanına tanıtmayı başardı. Ankara’daki etkinlik ortamının görüntülerini izlerken dikenleşen tüylerim ve kabaran duygularımla “Sen çok sağol Ahmet Hocam! Sen çok yaşa Ahmet Hocam!” Cümleleri dökülüverdi dudaklarımdan. Bu saydığımı hocalarımın dışında da güzel işlere imza koymuş idarecilerimiz mutlaka ki vardır. Ama bu bir gerçek ki liyakatla atanmış olan bu hocalarımız, atanma şekillerine uygun birer idareci olduklarını, yaptıkları işlerle ispatlamış ve yüreklerimizde taht kurmayı başarmışlardır. İşte bu başarılar, her zaman için geleceğimizin teminatı olduklarını söylemeyi unutmadığımız çocuklarımızın nemalarıdır. Çocuklarımızı iyi bir eğitim anlayışıyla nemalandırarak geleceğe taşıma ümidi, çeşitli etkilerin dışında ve yine de liyakatla yapılacak olan atamalarla güçlenecektir. Apaçık ortada olan bu olgunun tüm doğrularıyla uygulanması umuduyla… Mardinlife.com