9 Aralık 2008

Paramızi Çöpe Atmişıx

http://www.solhan.net/images/sections/azizgulmus.jpg
İşte yabancıydım şimdi kendi şehrime… Yol boyu lüks alış veriş merkezleri, haram para ile yapıldığı her halinden belli lüks villalar, siteler, cıncıklı bıncıklı apartmanlar, bahçeli, şelali lokantalar, İstanbul’u bile kıskandıracak park ve bahçeler… Yüreğim daralıyor, kendimi yabancı bir şehirde sanıyorum, kısa mini şortlu genç kızlar, küpeli lawuklar, tenis kortları, yüzme havuzları… aaxxx Diyarbekirim ax ! sana da zehirli hançerini sallamışlar bu haramzedeler…

Tam altı yıldır uğramamıştım kadim şehirim Diyarbekirime… Allah Allah neredeyim ben? Kırk yıllık terminalimi kim buralara getirdi? Neredeyse Siverek’e götürmüşler, Eeee ben rebenê xwede bu patlak tekerlerle nasıl şehre kadar gideceğim diye kara kara düşünürken, telefonum çaldı, “Emi nerdesen gelıp seni alayım” baktım yeğenim arıyor, ben sevinçle ”walla oğlım ben de nerede oldıxımi bilmiyem, herhalde burasi yeni terminal olacak” dedim. Yeğenim “Emi oradan ayrılma şimdi arabayla gelıp seni alacaxam" dedi.

“Desemki bu şehir Diyarbekirdir
Adım adım kaplarını ben çaldım,
Ben açtım kendi ellerimle,
Ben kurşunladım sokaklarını sevgimle”

İşte yabancıydım şimdi kendi şehrime… Yol boyu lüks alış veriş merkezleri, haram para ile yapıldığı her halinden belli lüks villalar, siteler, cıncıklı bıncıklı apartmanlar, bahçeli, şelali lokantalar, İstanbul’u bile kıskandıracak park ve bahçeler… Yüreğim daralıyor, kendimi yabancı bir şehirde sanıyorum, kısa mini şortlu genç kızlar, küpeli lawuklar, tenis kortları, yüzme havuzları… aaxxx Diyarbekirim ax ! sana da zehirli hançerini sallamışlar bu haramzedeler…

Sonra çocukluk ve gençliğimin geçtiği Bağlar’a geliyoruz. Bir zamanlar Balıkçılar başından, Dağkapıdan minibüs muavinlerinin hadêêê Reza, Rezaaaa!!!! diye bağırdıkları Bağlar’a…

Gerçeğimle işte burada karşılaşıyorum, yoksulluk diz boyu, insanların giyim kuşamı ile evleri büyük bir paralellik gösteriyor, mini şortlu kızlardan, pamuk tarlalarından gelen kamyonlara istif edilmiş ve yüzlerini eşarpları ile örten ırgat kızlara, tenis kortlarında raket tutan ellerden, 1 YTL karşılığında el arabaları ile hamallık yapan sümüklü çocuklara… Adeta iki dünyalı bu şehir yüreğimi burkuyor…

Sonra daracık sokaklardan kendi sokağıma giriyorum. Yeğenime, burada durun babamın evine kadar yayan yürüyeceğim diyor ve başlıyorum sağdan soldan selamlaşma ve öpüşmelerle kadim dostlarımı yüreğime sarıyorum.

---Eziz abê xoş gelmişsen, nasılsan?
---Xoş bulduk abê!
---Çox kalacax misan?
---Walla 20-25 gün kalacağam!
---Ma 20-25 gün nedır ki? Hele iki ay kal ma ne olacax?

*****
Yıllardır görmediğim dost ve arkadaşların akınına uğruyorum, her gece bir davette ve eski anılar, şamatalar… Kardeşim Cengiz’in Gazi Köşk daveti ise apayrıydı benim için. Eski kilim desenli minderlerle döşenmiş tahtlarda içilen kahveler, yöresel yemekler mest ediyor beni, hele mehir ve içli köfte beni kendimden geçiriyor ve bir an gözlerim de doluyor, rahmetli annemin yemeklerini hatırlıyorum. Sonra bir düşten uyanır gibi hemen altımızdan geçen Dicle Nehirine bakıyorum;
“Dicle bağrı taşlarla dolagelmiş bu nehir,
İnceden, hafiften ağlayıp burkulur durur
Yılanlı akrepli sevdalı şehir,
Seni hatırladıkça içim burkulur” dizeleri kendiliğinden dökülüyor dudaklarımdan...

Arkadaşım Papaz Mıho ile öteki gün çok methedilen sanat sokağına gidiyoruz. Kızlı-erkekli gruplar, yine küpeli gençler ellerinde gitar müzik yapan müzisyenler, kitap satanlar, kendi aralarında tiyatro grubu kurmuş ve skeç gösterileri yapan gencecik çocuklar mevcut manzaraya güzellik katıyorlardı. Önümüzden sıfır beden sayılacak güzelim kızlar geçtiğinde arkadaşım Papaz Mıho derin bir iç geçiriyor.

--- Ne oldi Mıho niye êle iç geçırdın oğlım?
--- Ma nasıl iç geçirmiyeyim abê, bız paramızi çöpe atmişı
--- Niye?
--- Ma niye olacax, bu güzel kızlari görmisen? Bızım qarilarımız sankim peynir tulumudur
Kahkaha ile gülüyorum ama Mıho’nun hala suratı bir karış
--- Walla Eziz abê bız dünyaya çok erken gelmişıx, aha şimdi 18-20 yaşlarında olsaydım görecaxtınız beni o zaman.

Yanımdaki diğer arkadaş hemen cevabı yapıştırdı:

--Oxlım Mıho o zaman sen de şimdi bu lawuklar gibi küpe takacaxtın degıl mi?

Zaten “güzel kız sendromuna” giren Mıho arkadaşımıza ağza alınmayacak küfürler savururken, ben gülme krizine girmiştim.

Sürecek...
Aziz GÜLMÜŞ
azizgulmus@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum