Başbakan Tayyip Erdoğan, 6 bakanla geldiği Diyarbakır mitinginde önemli mesajlar verdi. Türkiye'deki birlik ve beraberliği kimsenin bozamayacağını dile getiren Başbakan, "Bu ülkenin mayası birdir. Hepimiz bu ülkenin asli unsuru, birinci sınıf vatandaşıyız. Kimse kimseden imtiyazlı değildir. Hepimiz ev sahibiyiz.
Kimse kimseye misafir muamelesi yapamaz. Tarihimizi medeniyeti hep birlikte kazandık. Ebediyete kadar birlikte yürüyeceğiz." dedi.
Erdoğan'ın günlerdir konuşulan Diyarbakır mitinginde tarihi sahneler yaşandı. Terör örgütü PKK ve DTP'nin provokasyonlarına ve yağmura rağmen on binlerce Diyarbakırlı İstasyon Meydanı'nı doldurdu. AK Parti bayrakları Türk bayraklarıyla birlikte sallandı. Konuşmasında isim vermeden terör örgütü PKK'nın çetelerle birlikte hareket ettiğini vurgulayan Başbakan şunları söyledi: "Hangi tarafta yer alırsa alsın çetelerin birbirlerinin değirmenine su taşıdıklarını artık halkım biliyor. O karanlık koridorlarda ekmek kadar, su kadar birbirlerine muhtaçlar. Artık bu karanlık filmi izlemek istemiyoruz."
Türkiye'nin arınma sürecinden geçtiğini, tarihî bir değişim ve dönüşüm yaşadığını anlatan Erdoğan, sözü üstü kapalı olarak Ergenekon soruşturmasına getirdi: "Görüyorsunuz, dün devletin gücünü istismar edenler, kendilerini devlet zannedenler, bugün hukuk karşısında, millet karşısında yapayalnız kaldı." Yoğun güvenlik önleminin alındığı mitinge; Devlet Bakanı Egemen Bağış, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, genel başkan yardımcıları Abdülkadir Aksu, Hüseyin Tanrıverdi, Haluk İpek ve çok sayıda milletvekili katıldı.
Erdoğan, terörün halkın düşmanı olduğunun altını çizdi. Bir süre önce Diyarbakır'daki AK Parti binasının taşa tutulduğunu hatırlatırken, "Bunlar demokrasiyi, bu milletin iradesini taşa tutmuş olmuyorlar mı?" diye sordu. Başbakan, alandaki coşkudan duyduğu memnuniyeti de şöyle dile getirdi: "AK Parti'nin mitinglerindeki coşku seli Diyarbakır'da da ortaya çıkmış, birlik ve beraberliğimiz burada da gönülleri fethetmiştir." Erdoğan, mitingin ardından Ziya Gökalp Spor Salonu'nda düzenlenen 35 tesisin toplu açılış ve TOKİ anahtar teslim törenine katıldı. Zılgıtlar ile karşılanan Başbakan'a sevgi gösterilerinde bulunulurken, 'Amed seninle gurur duyuyor', 'Dik dur eğilme, Diyarbakır seninle' şeklinde sloganlar atıldı. Birlik mesajı veren Erdoğan'ın değerlendirmeleri şöyle:
Türkiye çetelerden arınıyor
Biz tarihimizi, medeniyeti hep birlikte kazandık. Fırat ve Dicle nehirleri gönüllere aktıkça ebediyete kadar birlikte yürüyeceğiz. Türkiye'de olup biten her şeyi dikkatle izlediğinizi iyi biliyorum. Yaşanan sürecin adı arınma sürecidir. Temiz toplum, temiz siyaset ve temiz yönetim sürecidir. Bugünlerin anlamını yarın daha iyi hissedeceksiniz.
Tarafları farklı ama çeteler birbirlerinin değirmenine su taşıyor
Hangi tarafta yer alırsa alsın çetelerin birbirlerinin değirmenine su taşıdıklarını artık halkım biliyor. Suç örgütlerinin hangi aktörler eliyle iç içe geçtiğini, kitleleri meydanlara zorlarken perde gerisinde birbirlerini nasıl beslediklerini biliyoruz artık. Bu ülkenin demokrasisi artık sabote edilemeyecek kadar güçlenmiştir.
Şiddet halkın düşmanı
Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Abaza'sıyla, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla Türkiye Cumhuriyeti birdir. Şiddeti, terörü, bütün insanlık suçlarını reddeden herkese kucağımızı açtık, açacağız. Sandıktan çıkacak iradeye saygı gösteriyoruz. Şiddet ve terörün halkın düşmanı olduğunu herkes bilmelidir.
AK Parti oyunu bozuyor
AK Parti binasını taşa tutanlar demokrasiyi, bu milletin iradesini taşa tutmuş olmuyorlar mı? Esnafa zorla kepenk kapattıranlar, tehditlerle baskı altına almaya çalışanlar, bu milletin hakkına saygısızlık yapmış olmuyorlar mı? AK Parti siyasetinin gönüller kazanması kimin oyununu bozuyor, kimin?.. Gelin canlar bir olalım diyoruz, diri olalım, iri olalım diyoruz. Hak hukuk demokrasi hepimize yeter. Herkesi aynı samimiyetle kucaklıyoruz. Bu güzel şehrin insanlarının başlarını dik tutacağız.
Artık birbirimizi anlıyoruz
Türkiye'den yayılan bu kardeşlik iklimi, Kuzey Irak'tan Balkanlar'a, Gazze'ye kadar dost ve kardeş milletlerin yüreklerini serinletiyor. Dün birbirimizi daha zor, daha az anlıyorduk; bugün daha net, daha açık anlıyoruz. Bize yıllarca çözümsüz gibi gösterilen, çözümsüzlüğü çözüm diye dayatılan meseleleri şimdi kolaylıkla çözüyoruz.
Kitabımızda statükoculuk yok
Aramızdaki önyargıları kaldırdıkça birbirimizi daha çok seviyoruz. Husumeti değil, hısımlığı, gerilimi değil kardeşliği güçlendiriyoruz. Herkes şunu çok iyi bilsin. Bizim kitabımızda statükoculuk yok. Milletin dertlerine, taleplerine kulak tıkamak yok. Bizim kitabımızda reformculuk var, sessiz devrimlere imza atmak var, değişim var.
Karşı cephelerde gözükenler suç ortağı
Hakkaniyet sahibi olan herkes kabul eder ki bugün ne 1980'li yılların kâbusu ne de 1990'lı yılların karanlık odaları var. Hukuk devleti, demokrasi ile karanlık odalardan arınıyor, daha da arınacak. Zıt kutuplarda, karşı cephelerde görünenlerin tezgahın gerisinde suç ortağı oldukları bakın nasıl da aşikâr oluyor. Körpe dimağları, masum gençleri nifakla, kör ideolojilerle çıkmaz sokaklarda zehirleyenlerin, esasen işbirliği içinde oldukları nasıl gün yüzüne çıkıyor. Huzuru sabote edenlerin, kardeşi kardeşe hasım haline getirenlerin nasıl dümenler çevirdiklerini, nasıl maskeler taktıklarını, hangi kutsal değerleri kirli emellerine alet ettiklerini kamuoyu hayretle seyrediyor.
TRT Şeş birilerinin oyununu bozdu
TRT Şeş sadece Türkiye'de değil, Batı Avrupa'dan Ortadoğu'ya kadar geniş bir alanda ilgi gördü. Ne oldu, adalet yara mı aldı? Yoksa güçlendi mi? Devletle toplumun güç kazanması kimin oyununu bozdu. Birileri neden bize 'hayırlı olsun' bile diyemedi. Muhalefet sağıyla soluyla buna karşı çıktı. Milletin mutluluğuna ortak olamadı. Gönül kazanmamız kimin alanını daralttı? Kimin elini boşa çıkarttı, söyleyecek sözü kalmadı, kimler mutlu, kimler tedirgin oldu?
Buraların CHP'si mi olmak istiyorlar?
Suça bulaşmamış herkesi evine çağıran insanî bir siyasete sırtlarını dönenler, AK Parti iktidarının sosyal barışı ve adaleti esas alan uygulamalarını takdir edemeyenler, ne kadar siyaset yapabilirler? Bu bölgenin duygularını istismar edenler, kendi imtiyazlı konumlarını kaybetmekten mi endişe ediyor? Yoksa onlar da buraların CHP'si mi olmak istiyorlar?
Oyunu, istikrarı bozana mı vereceksin?
Diyarbakır'ın kendi girişimcileri bile buraya gelemiyor, gelmiyor. Onun için işte oylarımızı verirken dikkat edeceğiz. Oyu nereye veriyoruz? Güvene mi vereceğiz, güveni tehdit edenlere mi? İstikrara mı vereceğiz, istikrarı tehdit edenlere mi? Bu çok önemli. Şiddet ve terörün, hak ve özgürlüklerin düşmanı olduğunu artık herkes bilmelidir.
Mehmet Gökçe -İsmail Avcı
www.zaman.com.tr
22 Şubat 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum