Katılımcıları Arapça selamlayan Milletvekili Bekin Şahkulubey konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Az gelişmiş ülkelerin sosyo-kültürel ve ekonomik düzenlemeler yaparak sanayileşme, bilim teknikte gelişme ve bireylerin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi bakımlarından gelişmiş ülkelere yetişme çabalarının tümüne kalkınma diyoruz. Bu çabalara, milli gelirin ve üretimin arttırılması, sosyal ve ekonomik yapının değiştirilmesi, halkın değer yargılarının dünya standartlarında gelişmesi gibi değişimleri de dahil edebiliriz. Ülkelerin kalkınmışlık düzeylerini belirlemede sosyal kalkınma, ekonomik kalkınma kadar önemli bir unsurdur. Bu çerçeveden bakıldığında “insani yoksulluk” olarak ta tanımladığımız; eğitimsizlik, yetersiz beslenme, anne bebek ölümleri gibi temel insani gereksinimlerin eksikliğinin ortadan kaldırılması, toplumdaki bazı grup ya da kesimlerin sosyal yaşamın dışına itilmesinin önlenmesi, kültürel haklar da dahil olmak üzere sosyal ve siyasal hakların garanti altına alınması gerekmektedir. Saygıdeğer katılımcılar; Bu bilinçle hareket eden Hükümetimiz, kadınların da eşit katılımıyla kurulacak adaletli bir toplumsal düzenin oluşturulması için, politika geliştirme ve uygulama süreçlerine cinsiyet eşitliği perspektifini yerleştirmek ve tüm politikaların katılımcı bir yaklaşımla hazırlanmasını sağlamak amacıyla topyekün bir seferberlik başlatmış bulunmaktadır. Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmeye başlanan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kanunu bu alanda yapılan en önemli çalışmalardan biridir."
Konuşmasında Türkiye’de 2007-2013 yıllarını kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı hakkında da bilgiler veren Şahkulubey, "Eğitim ve mesleki eğitim olanaklarının artırılması, istihdam edilebilirliklerinin geliştirilmesi; ayrıca aile içi şiddetle mücadelenin devam ettirilmesi öngörülerek, kadınların ekonomik ve sosyal kalkınmasının sağlanması amaçlanmıştır. Dünyada genel bir eğilim olarak kırsal alanda geçimin giderek zorlaşması, öte yandan şehir yaşamının cazibesi son otuz yıllık süreçte şehre göçü sürekli bir hale getirmiştir. Ancak, şehirlerdeki ekonomik koşullar ve istihdam olanakları genellikle göçle şehre gelenlerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak ölçüde gelişemediğinden, göç edenler için şehir yaşamına uyum sağlayamama; eğitim, istihdam imkânlarından yeterince yararlanamama gibi ekonomik ve sosyal kalkınma bağlamında sorunlar ortaya çıkmakta ve bundan en çok kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir. Ülkemizde yaşayan tüm halkın daha iyi yaşam koşullarına ulaşma hakkını sağlamak, kentsel yaşam biçimine uygun tutum ve davranışlar geliştirmesini kolaylaştırmak, kadına ilişkin projeleri yaşama geçirmek, kadını birey olarak güçlendirmek ve üretime katkısını sağlanmak amacıyla; Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı olarak hizmet veren Toplum Merkezlerinde kadınlara yönelik pek çok proje ve program uygulanmaktadır. Ülke genelinde sayıları 70’i aşan Toplum Merkezlerinde yürütülen Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı, kadınlara yönelik el sanatları eğitim ve üretim projeleri, buralarda yürütülen önemli çalışmalar arasındadır. Ülkemizde kırsal alan kadınları yanlış geleneksel tutumlar ve ekonomik kalkınmanın getirilerinden kısmen mahrum kalmaları nedeniyle daha zor koşullar altında hayatlarını sürdürmektedirler. Buralarda yaşayan kadınlara yönelik insan odaklı bölgesel sürdürülebilir kalkınma projesi olan Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP) çerçevesinde özel projeler uygulanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal, çevresel boyutlarını ele alan çok yönlü ve entegre bir yaklaşım benimsenerek devam ettirilen ve cinsiyet eşitliği gözetilerek uygulanan proje ve programların en önemlilerinden biri Çok Amaçlı Toplum Merkezleri Projesidir. 9 ilde faaliyet gösteren 29 adet ÇATOM ile ;
• Kadınların sorunlarının farkına varmaları,
• Sorunlarını tanımlamalarına ve çözümü için inisiyatif kullanabilmelerine fırsat yaratılması;
• Kadınların kamusal alana daha fazla katılımlarının ve kamusal hizmetlerden daha fazla yararlanmalarının sağlanması;
• Kadın istihdamının ve kadın girişimciliğinin artırılması;
• kadını güçlendirerek fırsat eşitliğinin sağlanmasına katkıda bulunulması;
• cinsiyet dengeli kalkınma sürecinin başlatılması ve bu yolla yerel koşullara uygun, katılımcı toplum kalkınması temelli tekrarlanabilir modeller geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Yapılan çalışmalar arasında kız çocukları ve kadınlara okuma-yazma kursları düzenlenmesi, beceri eğitimi, sosyal eğitim, gelir getirici etkinlikler yapmak, aile ve toplum içinde statü kazanmalarına yardımcı olmak, sosyal ve ekonomik etkinliklerde yer almalarına olanak tanımak sayılabilir. ÇATOM’lar katılımcıların kendi aralarından seçtikleri ÇATOM Kurulları eliyle yönetilmekte, böylece kadınların en üst düzeyde katılımları sağlanmaktadır. Değerli katılımcılar; Kalkınma ve sosyal adalet konusunda son yirmibeş yılda önemli gelişmeler olmaktadır. Eşitlik, kalkınma ve barış temaları altında birleşik küresel bir kadın gündemi oluşuyor. Günümüzde sivil toplum, hükümet ve uluslararası düzeyde kadın sorunlarına olan duyarlılığın arttığına şahit oluyoruz. Hükümetler CEDAW (Kadınlara Karsı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) gibi uluslararası anlaşmaları imzalayarak ve Dünya Kadın Konferanslarına temsilci yollayarak çeşitli yükümlülükler altına giriyorlar. Dünyanın birçok ülkesinde hükümetler, kadın sorunlarıyla ilgili birimler, bakanlıklar, müsteşarlıklar, kadın konseyleri kuruyorlar. Birçok yerde eşitlik yasaları çıkarılıyor ve eşitlik tüm politikaların vazgeçilmez bir parçası olarak gündeme getiriliyor. Dünya kadınlarının güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması ortak paydasında dünya ülkelerinin katılımıyla 1995 yılında Pekin’de düzenlenen Dördüncü Dünya Kadın Konferansı sonunda kabul edilen Eylem Platformunda dile getirilen hedeflere ulaşabilmemizi sağlayacak araçlar ve politikalar etkin bir şekilde hayata geçirilmeli; uygulanan politikaların kadınlara ilişkin temel göstergelere olumlu şekilde yansıyıp yansımadığı değerlendirilerek gerekli politika değişiklikleri yapılmalıdır. Kalkınma ve sosyal adalet sorununu öncelikle siyasi bir sorun olarak görmek gerekir; yoksulluk ve adaletsizlik kadınları daha ağır etkilemekle birlikte salt bir ‘kadın sorunu’ değildir, bir demokrasi sorunudur. Kadın ile erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkilerini dönüştürmedikçe kadınların ‘ekonomik’ durumları da 'iyileştirilemez'. Geleneksel olarak kadınlar, başka kadınların ve çocukların yoksulluktan kaynaklanan sorunlarına karsı çok duyarlı olmuşlardır. Tarihte hayırsever kuruluşların çoğunun kadınlar tarafından kurulduğunu biliriz. Okuma yazma kursları, eğitim bursları, ev ekonomisi programları, çocuk bakımı ve aile planlaması gibi sosyal faaliyetler hep kadınların çalışmalarına dayanır. Güzel ülkeniz Katarda eğitim başta olmak üzere sosyal ve kültürel faaliyetlerin Şeyha Moza’nın himayelerinde başarılı bir şekilde yürütüldüğünü biliyoruz. Örneğin Asya ülkelerinde ihtiyaç duyulan ve özellikle ilköğretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyet gösteren, başında Şeyha Al Mayassa ‘nın bulunduğu ROTA adlı organizasyon ile Kadın girişimciliğini destekleyen AMVAL kuruluşunun başarılı çalışmalarını dikkatle izlediğimizi ve takdirle karşıladığımızı belirtmekten memnuniyet duymaktayım. Ülkemizde de başarılı bir şekilde yürütülen bu gibi faaliyetler benzerlik arz ettiğinden, bu çalışmaların işbirliği içinde gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Ayrıca; Katar Yatırım Kuruluşunun (Qatar Investment Authority) ülkemizde düşündüğü yatırımlar kapsamında, Güney Doğu Anadolu Projesinde özellikle tarımsal alanda yatırım yapmak istediğini ve bu konuda ciddi mesafeler kaydedildiğini biliyorum. Gap projesi kapsamındaki bölgenin milletvekili olarak bu konudaki yatırımlara her türlü desteği vereceğimizi de belirtmek isterim. Değerli Katılımcılar, Cinsiyet eşitliği bütünsel bir kalkınma sürecinin temel hedeflerinden birisi olarak kavranmalıdır. İstihdam, sosyal güvenlik, çalışma koşulları ve makro ekonomik politikalar hakkında etkili olmayı başarmak eşitlik, barış ve kalkınma ideallerinin geliştirilmesi için önkoşuldur. Kadınlar kendi bakış açılarını ve kendi taleplerini gündeme sokmayı başarmak zorundadır. Bunun için kadınların kalkınma sürecine tam olarak katılmaları sağlanmalı ve kalkınmanın getirilerinden de erkeklerle eşit şekilde yararlanmaları için gereken tüm önlemler alınmalıdır. Bizler Türk kadınları olarak; kadın sorunlarına duyarlı, kadınları çalışmalarına ortak eden, uygulanan politikalarda kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayan çok değerli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun bu tavrını her platformda destekleyen muhterem eşleri Sayın Emine ERDOĞAN hanımefendinin himayelerinde bu çalışmalar yapıldığı için kendimizi çok şanslı addediyoruz. Bu süreçte kadına ilişkin politikaların değerlendirilmesi ve iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlayacak bu gibi ikili ya da çok taraflı toplantıların faydası yadsınamaz bir gerçektir. Sözlerimi bitirirken, toplantımızın Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilere ve iki ülke kadınlarının sosyal ve ekonomik kalkınmasına olumlu katkılar sunacağına inanıyorum."dedi.
Nezir Güneş
www.mardinlife.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum