Ancak iç pazardaki problem sürüyor. Yurtdışına daha sağlıklı ve güvenli sebze-meyve satılırken iç tüketime sunulan ürünlerde aynı hassasiyet gösterilmiyor. Türk halkı 'zehirli gıdaları' tüketmeye devam ediyor. Tarım Bakanlığı, geçen yıl ihracata yönelik 22 bin analiz yaptı. Aynı dönemde iç piyasada tüketilen ürünler için gerçekleştirilen analiz sayısı ise 3 binde kaldı. Türkiye'nin önde gelen bitki koruma uzmanlarından Prof. Dr. Nafiz Delen'e göre, iç piyasaya yönelik tedbirler çok yetersiz. Uzmanlar ise ihracattaki sistemin Türkiye pazarına verilen ürünler için de uygulanmasını is- tiyor.
Türkiye'nin yaş sebze meyve üretimi yıllık yaklaşık 43 milyon ton civarında. Mahsulün yüzde 95'i iç pazarda tüketiliyor. Bunun yüzde 20'si market-süpermarket, yüzde 80'i ise hâl, semt pazarı ve seyyar satıcılar aracılığıyla tüketiciye ulaştırılıyor. Tarım Bakanlığı, hâl, semt pazarı ve seyyar satıcılardaki ürünleri eleman yetersizliğini gerekçe göstererek kontrol etmiyor. Sadece bazı büyük süpermarketlerde satılan sebze-meyveler analiz ediliyor. Tarım Danışmanları Derneği Başkanı Fatih Arslan, "Marketler, 5179 sayılı yasaya göre izlenebilirliği sağlamak zorunda. Aldığı ürünü etiketleme mecburiyeti var. Pazarlarda böyle bir durum söz konusu değil." diyor. İzlenebilirliği olan ürünler, paketleme aşamasında 'pestisit' (ilaç kalıntısı) analizine tabi tutuluyor. Ayrıca tarım il veya ilçe müdürlükleri, süpermarket reyonlarından numune alarak analiz yapıyor. Problem çıkarsa etiket numarasından üreticiye ulaşılabiliyor. Bazı süpermarketlerde uygulanan bu sistem, tüketimin yoğunlukta olduğu semt pazarlarında yok.Pazarlarda satılan meyve sebzenin kim tarafından, nasıl üretildiğini bilmek mümkün değil. Rusya, Avrupa Birliği ve Ortadoğu ülkelerine ihraç edilen sebze-meyve detaylı kontrolden geçirilirken, 71,5 milyon kişinin sağlığına aynı özen gösterilmiyor. Prof. Dr. Nafiz Delen, Türkiye'de tarım ilaçlarının hâlâ kontrolsüz ve bilinçsizce kullanıldığını ifade ediyor. Denetimsizliğin ruhsatlandırmadan başlayarak tüketime kadar uzandığına işaret ederken, "Her ne kadar kontrol yapılıyor, analiz yapılıyor dense de, birçok eksik var." diye konuşuyor. Zirai Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Murat Kantarcı ise bu konuda mesafe kaydedilememesini ucuz ilaçlara bağlıyor. Çiftçinin alım gücü düştüğü için ucuz ilaca yöneldiğini dile getiren Kantarcı, "Özellikle Çin'den getirilen ucuz ilaçlar, meyve-sebze üretiminin yoğun olduğu bölgelerde aşırı dozda kullanılıyor. Bu da kalıntıya yol açıyor." şeklinde konuşuyor.
Prof. Dr. Delen'in verdiği bilgilere göre Amerika, piyasadaki ürünlerden her yıl 10 binin üzerinde örnek alıyor. Avrupa Birliği'nde bu sayı 60 binin üzerinde. Elde edilen veriler, içeriğinden analiz yöntemlerine varıncaya kadar, hem internet ortamında kamuoyuna açıklanıyor hem de basılı olarak yayınlanıyor. Halk ne yediğini, ne gibi risk altında olduğunu biliyor. Aynı durumun Türkiye'de söz konusu olmadığını vurgulayan Delen, şöyle devam ediyor: "Türkiye'de analiz sonuçları kamuoyuna açıklanmıyor. Vatandaş bu konuda hiçbir şey bilmiyor. Ben yıllardır bu işin içindeyim. Analiz sonuçlarına hiçbir şekilde ulaşamıyorum."
Ziraî ilaç kalıntısı
kansere yol açıyor
Türkiye'deki tarım ilacı tüketiminde de son yıllarda adeta patlama yaşanıyor. 2004'e kadar 10-13 bin ton arasında seyreden kimyasal ilaç tüketimi, 2007 yılında 23 bin tona çıktı. Aynı yıl içerisinde tüketilen hormon miktarı ise 350 ton civarında. Zirai ilaçlar, kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine hormona göre daha tehlikeli. Aşırı ilaçlanan bitkilerdeki kalıntı, kansere yol açabiliyor. Prof. Nafiz Delen, tarım ilacının çevreye ve insan sağlığına verdiği zararın hormona göre kat kat daha fazla olduğunu aktarıyor. Tüketicinin tarım ilaçları konusunda yanlış yönlendirildiğini dile getirirken, "Hormonun zirai ilaçlar yanında fazla önemi yok. Hiç kimse hormonun üzerine düştüğü kadar tarım ilaçlarının üzerine düşmüyor. Herkes hormon üzerine uzman kesiliyor. Ama tarım ilaçlarını konuşan pek yok." değerlendirmesini yapıyor. Öte yandan Tarım Bakanlığı, reçetesiz zirai ilaç satışını yasakladı. Bundan sonra üretici, zirai ilaçları, ancak reçete ile alabilecek. Reçeteleri ise ziraat mühendisleri ile zirai danışmanlar yazabilecek.
Güvenli gıda temini için neler yapılmalı?
Büyük süpermarketlerdeki izleme sistemi hal ve pazarlara da getirilsin.
İhracattaki yoğun denetim, iç pazara sunulan ürünlere de uygulansın.
Tarım Bakanlığı, analiz sonuçlarını düzenli olarak kamuoyuna açıklasın.
Ucuz, kalitesiz ve sağlığa zararlı zirai ilaçların ithalatına engel olunsun.
Üreticilere, güvenli zirai ilaç kullanımı konusunda yeterli eğitim verilsin.
Şaban Gündüz
www.zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum