Şanlıurfalı 58 yaşındaki Gaffari Çıplak, hayatında ilk defa bir televizyon kanalında Kürtçe okunan mevlidi dinlemenin mutluluğunu ve şaşkınlığını yaşadığını söyledi. Kürtçe mevlit programı yayınlanacağını gazetelerden takip ettiğini anlatan Çıplak, "Şaşkınlık ve duygusallığı bir arada yaşıyorum. Bana yıllar önce böyle bir şeyin olacağını söyleselerdi inanmazdım." ifadesini kullandı. Televizyonda Kürtçe mevlit seyretmenin çok hoşuna gittiğini dile geti- ren Habib Nazlı ise yıllardır bunun özlemiyle yaşadıklarını kaydetti.
Gaffar Çıplak, "Daha önceleri Kürtçe mevlidi köylerimizin camisinde veya sünnetlerde düğün sonrası merasimlerde dinlerdik. Türkiye'de bunları da gördük artık. Böyle bir açılımı kim ve niçin yaptıysa herkese teşekkür ediyor, Allah kendilerinden razı olsun diyorum." dedi. Mevlidi Kürtçe dinlemek için komşularının evine gelen Habip Nazlı ise hükümetin bu açılımı konusunda bir ilki başardığını ve Kürtçe kanalla birlikte böyle bir programı da televizyonda izlemenin sevincini yaşadıklarını söyledi. Nazlı, şimdiye kadar hiçbir televizyon kanalında Kürtçe mevlid dinleyemediğini ve bunun özlemini yaşadıklarını söyledi.
Eller semaya af ve merhamet için açıldı
Peygamber Efendimiz (sas)'in dünyayı şereflendirdiği Mevlid Kandili tüm İslam âleminde dualarla idrak edildi. Kandil münasebetiyle camilere akın eden Müslümanlar, rahmet gecesinden hakkıyla istifade etmeye çalıştı. Tüm yurtta camileri dolduran inananlar, dünyanın çeşitli bölgelerinde zulüm gören din kardeşlerinin çilesinin sona ermesi için dua etti. Ellerini semaya açıp Yüce Yaratıcı'ya yalvararak af ve mağfiret diledi.
Peygamberimiz'in doğum günü olan Rebiülevvel ayının 12. günü tüm İslam âleminde 'Rahmet Gecesi' olarak kabul ediliyor. Bu geceyi en güzel şekilde idrak etmek isteyenler, bol bol namaz kılıp dua ediyor ve Allah'tan mağfiret isteğinde bulunuyor. Her yıl bu gecede camileri dolduran milyonlarca Müslüman, O'nun adını anarak, kendisini kainata rahmet olarak gönderen Allahü Teala'ya şükranlarını sunuyor. Kandil sebebiyle dün gece camileri dolduran genç-yaşlı, kadın-erkek herkes ellerini, bu gecenin hürmetine bağışlanmak ve Allah'ın rahmetine mazhar olabilmek için açtı. Âlemlere rahmet olarak gönderilen, kainatın baş tacı, varlığımızı ve kurtuluşumuzu kendisine borçlu olduğumuz, müstesna şahsiyet, Peygamberimiz için okunan Kur'an-ı Kerim, mevlit ve ilahileri dinlerken O'nun huzurunda olmanın lezzetini tattı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, tüm dünyanın Hazreti Muhammed'in insan sevgisine ihtiyaç duyduğunu söyledi. Kur'an-ı Kerim'de, Allah'ın sevgisine mazhar olmanın Hz. Peygamber'e tabi olmaktan geçtiğine işaret edildiğini hatırlatan Bardakoğlu, Hz. Muhammed (sas)'in müminlerin içinde olduğu sürece Yüce Yaratıcı'nın kendilerine azap etmeyeceğini vurguladığını kaydetti. Sakarya'da düzenlenen 'Kültür Coğrafyamızda Hz. Muhammed' isimli programda konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrettin Karaman ise dini maneviyat ve duygu yoğunluğu boyutuyla yaşamak gerektiğini dile getirerek şunları söyledi: "Peygamberimiz gibi yaşamaya çalışmaya gayret etmeliyiz. İmansız ve ibadetsiz din olmadığı gibi, maneviyatsız, duygusuz, tefekkürsüz din olmaz. Bu tür toplantılar maneviyat ve duyguya vesile olur. Bu gibi toplantılara çok ihtiyacımız var. Dinin aklileştirilecek kısmı var, aklileştirilmeyecek kısmı var. İnsan, dinin aklileştirilmeyecek kısmına imanla, ışık ve ilhamla, epeyi emek çektikten sonra nefis teslimiyle ulaşır." Mükremin Albayrak, İstanbul
Murat Gezer
www.zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum