Yalnızca festivalin üçüncü gününde 20 bine yakın insanın geldiği kutlamaya Suriyeli, Afganistanlı, Danimarkalı, Meksikalı, Güney Koreli, Şilili, Perulu, Amerikalı ve daha birçok farklı milletlerden ziyaretçiler akın ederken özellikle Ermeni ve Süryanilerin büyük ilgisi dikkatlerden kaçmadı. Los Angeles da dünyanın dört bir yanından milletlerin buluşmasına ev sahipliği yapan Anadolu Festivali, birbirinden güzel aktiviteler ile gün boyu ziyaretçilerin akınına uğradı. Fuara birkaç saatliğine gelen ziyaretçiler, alandan karşılaştıkları manzara karşısında etkinliğin son dakikasına kadar alanı terk etmediler.
Tasavvuf musikisinden Mardin türkülerine, Van halk oyunlarından Kafkas danslarına, Mehter Takımı konserinden Mardin Süryani topluluğunun ilahi konserlerine, Yunan Sirtaki oyunlarından sema gösterilerine, günde beş vakit okunan ezanlardan ebru, hat, bakır, taş, odun işletmeciliği gösterilerine kadar Anadolu'ya ait birçok zenginlik Los Angeles'ın hemen yanı başındaki Ornage County'de adeta da dünyaya tanıtıldı. Amerikan basının ilgi göstermesinin yanı sıra Güney Kore, Los Angeles'da yayın yapan Ermeni televizyonları ile başka etnik gruplara ait yerel kanallarda festivalde çekim yaptılar.
Bugüne kadar Türkiye dışında yapılmış en büyük Türk festivali olan Anadolu Kültür ve Yemek Festivali, yalnızca büyüklüğü ile değil katılımcı sayısı ve içinde bulundurduğu zenginlikle de bir ilk olmayı başardı. Van, Mardin, İstanbul, Antalya ile Konya şehirlerinin tarihi, tabii ve kültürel zenginliklerinin dev maket görüntülerinin yanı sıra Kapalı Çarşı'nın İstanbul'dan adeta koparılıp getirilmiş devasa maketi içinde kurulan yüz kadar yemek ve hediyelik eşya dükkanları gün boyunca ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Özellikle yiyecek bölümlerinde festivalin açılışından kapanışına kadar katılımcıların uzun kuyruk oluşturması dikkat çekerken, birçok reyonda yemeklerin tükendiği gözlendi. Maraş dondurmasının tadına hayran kalanlar ellerinde külahlarla fotoğraf çektirmeleri de festivalin renkliliğine delil niteliğindeydi.
"SARI GELİN" TÜRKÇE VE ERMENİCE SÖYLENDİ, DİNLEYENLERİ AĞLATTI
Van'dan getirilen ve bir buçuk yaşında olan "Boncuk" isimli kedinin binlerce kare fotoğrafı çekilirken, özellikle Van ve Mardin şehri bölümlerine Ermeniler ile Süryanilerin yoğun ilgi gösterip halaylara katıldıkları, birlikte türkülere eşlik ettikleri manzara görülmeye değerdi. Süryani ve Ermenilerin Van ve Mardin'den gelen müzik ve halk oyunları ekibinin her küçük konserinin ardından "devam edin, yıllardır özlemini duyduğumuz bu anı bize çok görmeyin, devamın edin lütfen" diye yakınmaları duygu yüklü anların yaşanmasına vesile oldu.
Van ekibiyle gelen ses sanatçısı Yusuf Sâhik'in "Sarı Gelin" türküsünü Ermenice ve Türkçe söylenmesi ise meydanda bulunan yüzlerce kişi tarafından gözyaşları içinde dinlendi. "Sarı Gelin" türküsünü Ermenice ve Türkçe okuyan Yusuf Sâhik, "Türkülerimiz kardeş" sözü yine izleyicilerden büyük alkış aldı. "Mardin Kapı" türküsü ile Van'dan gelen halk oyunları ekibiyle halaya duran Ermeni, Süryani, Latin Amerikalı, Amerikalı ve Türkler kelimenin tam anlamı ile milletler arasında barış köprülerinin halkasını oluşturdu.
Konya bölgesinde sema gösterisi İstanbul'da Mehter Takımı'nın konseri, Antalya Aspendos dev maketinin önünde Yunanlıların "Sirtaki" halk oyunları yine ilgi çeken etkinliklerden bazılarıydı. Festivalin diğer dikkat çeken etkinliklerden birisi de yüz seneyi aşkın bir süre önce Amerika'ya gelmiş Kafkas Türkleri torunlarının "Kafkas Dansları" gösterisiydi. Genç Kafkas Türkleri sahneledikleri Kafkas dansları ile bu milletin zarafetini, inceliğini ve aynı zamanda keskin bıçak oluşlarını anlatır nitelikteydi.
Üçüncü günün kapanışı da muhteşem oldu. Akşam saatinde sahne alan ünlü sanatçı Ömer Faruk Tekbilek ve ekip arkadaşları söyledikleri ilahi ve türkülerle festivale ayrı bir renk kattılar. Gece geç saatlerde sona eren konsere ilgi hiç eksilmez iken, Tekbilek ve ekibinin performansı görülmeye değerdi.
Festivale üçüncü gününde çok sayıda önemli kişi de katıldı. Festivale katılan bazı kişiler ve görüşleri ise şu şekilde:
FESTİVALE ÇOCUKLARIYLA VE EŞİYLE KATILAN ABD'Lİ MİLLETVEKİLİ ROCHBAUER: "MUHTEŞEM"
"Burası benim seçim bölgem ve yıllardır burada Türklerin varlıklarını bilirim. Orange County'de bir hayli Türk var ancak bugüne kadar hiç seslerini duymadım. Ama bugün burada öyle bir manzara ile karşılaştım ki; bunca zaman sesiz kalan bu insanlar tek kelime ile muhteşem bir iş yapmışlar. Bu festival bence kültürlerin tanıtılmasında, Türklerin hem farklı hem de çok derin tarihlerinin anlatılmasında büyük öneme sahip. Sanki Türkler onca zaman sessiz duruşlarını bugüne saklamışlar. Bugünü düzenleyenler yalnızca kendi kültürlerini tanıtmakla kalmamışlar bu ülkeye adapte olduklarını da göstermiş durumdalar.
Ben size şu kadarını ifade edeyim ki; bu zamana kadar burada hiçbir milletin, hiçbir topluluğun bu kadar zengin, bu kadar renkli ve bir o kadar farklılıkları biraya getirmiş bir etkinliği yapabildiğine şahit olmadım. Türkiye'ye birçok defa gittim. Hatta size şunu söyleyeyim; 20 yaşında iken ilk defa Türkiye'yi ziyaret etmiştim. O zaman bugün makette gördüğünüz İstanbul Boğazını karşıdan karşıya yüzerek geçmiştim. Ben 20 yıldır milletvekilliği görevimi yürütüyorum. Daha önce Başkan Ronald Reagan'ın konuşmalarını yazardım Beyaz Saray'da. Bunu şunun için anlattım; Türkiye'yi yakından bilen ve tanıyan bir insanım. Türkiye ile yarım asırdan fazladır süren iyi ilişkilerimizde, bir sorun olsa her zaman bizim yanımızda oldunuz. Soğuk savaşı birlikte bitirdik. Türkiye eğer bizim yanımızda yer almasaydı inanıyorum ki biz komünizmin üstesinden gelemezdik.
Ben milletvekili olmamın yanında aynı zamanda yazardım. Ve Türkiye yalnızca farklı kültürlerin değil aynı zamanda derin bir kültüründe adıdır. Bugün burada gördüklerimiz Amerikan eğitimi için tapınak niteliğinde. Ben insanlarımıza bu festivali kaçırmamalarını tavsiye ederim.
Biz politikacılar kendi işimizi yaparken bu tür etkinlikler bizlere bir şeyleri öğretiyor. Ne öğrettiğini soracak olursanız, bugün burada insanlarımızın nasıl kaynaştıklarını ve dostluklar kurduklarına şahit oluyoruz. Bundan sonra iki ülkeyi ilgilendiren konularda politik karar alacağımız zaman bugün gördüğümüz manzara bizleri olumlu yönde etkileyecektir.
Tek kelime ile bugünü bizlere yaşatanlar muhteşem bir iş yapmışlar."
ELSA İLE SİEGFRİE HAMAN ÇİFTİ; (ŞİLİ VE VENEZÜELLALI)
55 yıldır Amerika'da yaşayan Elsa ve Siegfrie çifti köken olarak hem Türkiye'ye hem de Amerika'ya oldukça uzak ülkelerden. Elsa Venezüellalı iken Siegfrie Şilili olduğunu söyledi. Festival için dile getirdikleri ise şöyle: "Gazetede gördüm ve festival tek kelime ile fantastikti. Burada birçok şey harikuladeydi. Dansları, tarihinin zenginliği ve İstanbul'un ihtişamına hayran kaldık.
KENNY VE JANDER HOLDER ÇİFTİ; (AFRİKA-AMERİKA KÖKENLİ)
Henüz yeni geldik ve ilk olarak yemek reyonuna gidip inanılmaz leziz Türk yemeklerini tattık. Türk mutfağının böyle leziz olduğunu bilmiyorduk. Festivalin yapılmasını ise televizyonda reklamını gördük. Sonra internetten de içeriğini öğrenince gelmeye kadar verdik. Her zaman için farklı kültür ilgimizi çekmiştir. O nedenle de gelmek istedik ve iyi ki de gelmişiz.
MARDİN SÜRYANİ ORTODOKS KİLİSESİNDEN PAPAZ GABRİEL AKYÜZ;
Çok ama çok büyük bir organizasyon ve bunu yapanları gerçekten de takdir ediyorum. Biz buraya Mardin Valiliği'nin davetiyle geldik ve burada bizde ilahiler söylüyoruz. Festivalin en güzel taraflarından birisi de bizim için, burada birçok dindaşlarım ile tanışma imkanı buldum. Yıllar önce bizim topraklardan kalkıp buralara gelmiş Süryaniler ile tanışıp adeta hasret giderdik. Bu benim için hem büyük mutluluk oldu hem de sürpriz. Onlar da çok mutlu olduklarını hep söylediler.
VERONİCA ZAMORA; (MEKSİKALI)
Ben Pasifica Enstitüsü ile uzun süredir diyalog halindeyim ve oradaki insanları tanırım. Onlar bana söyledi bende bizim aileyi alıp buraya geldim. İşin doğrusu iyi olacağını tahmin ediyordum ama bu kadar güzelini de beklemiyordum. Bu kadar büyük olacağını, Türkiye'nin şehir maketlerinin bu denli gerçekçi olacağını hiç tahmin edemiyordum. İstanbul boğazı maketi öylesine gerçekçi olmuş ki sanki sandalla oraya açılmış gibi hissettim kendimi. Ben daha önce İstanbul'a gittiğimden boğazın eşsiz güzelliğini bilirim.
JEREMY PARK (12) VE AİLESİ; (GÜNEY KORELİ)
Benim için en ilgi çeken şey, girişte birçok tarihi devlet ve imparatorlukların tanıtıldığı giriş kapısı oldu. Dizaynlar burada çok ama çok güzel elbette Türk yemekleri de bir harika. Bizim Türk komşumuz var o bana söyledi.
MİNNA CUOMİNEN VE ARKADAŞLARI (İSKANDİNAVYA)
Çok değişik geldi bana doğrusu tüm bunlar. Müziklerin ritimleri, oyunlar (halk oyunlarını kastediyor) benim ilk defa şahit olduğum şeyler. İşin doğrusu ilk defa dinleyip görmeme rağmen çok hoşuma da gitti. Ben New York'tan buraya arkadaşlarımı ziyarete geldim ve onlar bana böyle bir etkinliğin olduğunu söylediler ve hep birlikte geldik. Ancak dürüst olmak gerekirse en çok beğendiğim bölüm yemek oldu.
www.mardinlife.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum