16 Nisan 2009

Mardin ve Turizm

http://www.mardinlife.com/haberler/resimler/ekrembuyuk.jpg
Mardin’in turizm ile ilgili sorunlarını ve hedeflerini hep gündeme getirdik. Ama ne hikmet ise bunu hiçbir yetkili makam dikkate almadı. Ama gerçekten de bu memlekete çok yazık. Tarihi kentin girişine şöyle bir bakın! Hava radar çıkışından gözlemlenen çirkinliklerden biri tenekeden yapılmış sözde Mardin’in güvercin maketini sembolize eden Güvercin!... Gerçektende güvercine benziyor mu? Onu da geçtik. Ayni yerde birde itfaiye aracının su doldurduğu kuyu ve belediye’ye ait su deposu var. Daha önce Hava Radar Mevzi Komutanlığına ait tel örgülü bir uzantı vardı ya! Buraya küçük kapılı bir nizamiye açıldı. Amma gelin görün ki hemen yanı başındaki tel örgüler tabiri yerinde ise Arap saçı gibi sarmalamış ve çirkin bir görüntü sergiliyor. Hani şehrin girişi ya demek ki öyle çirkin görünmesi gerekiyor.

Kasımye medresesine uzanan yol 5 aydır bir arpa boyu yol almadı. Yola bir damla yağmur düşmeye görsün çamur deryasını dönüşü veriyor. Hani turizm sezonu açılıyor ya öyle olması gerekiyor. Hatta turistler yalın ayak Kasımye medresesine giderse daha iyi olur? İnsanlar Kutsal topraklarda Kabe ziyaretine gitmiyor mu canım!... Bu da böyle olsun. Çarşı merkezimiz adeta tarla yoluna dönmüş. Birinci Cadde boylu boyunca adeta tel tel dökülmüş ve yamulmuş. Siz bırakın turistleri. Onlar 1-2 günlük misafir kusura bakarlar mı, bakmazlar mı o onların sorunu değil! Asıl çileyi çeken ve her araçlar geçtiğinde ise savrulan atık sulardan nasibini alan bizim kendi vatandaşımız değil de kim? Kaldırımlar ise caddeden de beter dökülen ve yerinden sökülen karolar yüzünden tam bir rezalet.

Tarihi mekanları onarırsınız ama sonra, sonrası malum terk edilip atıl duruma döşer. Tıpkı Sultan Hamza ve babası Emir Sultan’ın mekanı gibi! Burası geceleri tinercilere ve gece aşıklarının buluşma yeri noktası oldu. Gözünüz aydın. Tarihi kentin temizliğinden hiç söz etmeye gerek yok. Kent sakini bu konuda çok duyarsız. Yerel yönetim ise bu konuda çok güçsüz bir kadroya sahiptir. Elektrik direkleri ve Türk Telekom’un telefon kabloları ise çileden çıkartmaya yetiyor. Gelen yerli ve yabancı bir fotoğraf çekmeye görsün. Her taraf buzular gibi sarkmış ve sarmalamış. Demek ki öyle olması gerekiyor.

Yıllardır Peygamber efendimizin postası olan Şeyhçabuk camiine gelip giden yerli ve yabancı turist var. Erkeklere ait tuvalet var. Ama bayanlara ait bir helamız yok. 21’nci yüzyılda bu ayıp bize yeter de artar. Oysa bir kabin tuvaletle bu sorun bir saat içinde çözüme kavuşturulabilir. Ama demek ki gerek yok? Tarihi memleketin imajı böyle dahi iyi!... Kırklar Kilisesi sokağına Süper Star Ajda Pekkan’ın ismini verecektik. Söz de verdik. Ama yapmadık. El aleme rezil olduk. Demek ki öyle olması gerekiyordu? Acaba bir daha Ajda Pekkan Mardin’e gelir mi? Veya gelmeye çalışanlara da ne der, o bizim için o kadar da önemli değil?

Sözümü şuraya getirip son vereceğim. Allah’tan gelen yerli ve yabancıya güler yüzlü ve misafir perveriz ve bütün bunları böyle kapatarak geçiştirdik. Ama nereye kadar varır bilmem. Aslında bu yazdıklarımın birçoğu çok basit ve çar çabukta hal edilecek sorun ve sıkıntılardır. Ama dinleyen kim!... Allah’tan bir milyon turist gelmiyor. Gelse acaba halimiz ne olur. Onu düşünmek bile istemiyorum. Biz bu sorunların çözümleneceğine olan inancımızla yine de iyimseriz. Ve buna da mecburuz. Bu tarihi ve kültürel miras elimizde durdukça!...
www.mardinlife.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum