10 Mayıs 2009

Bilge'ye bilgisiz kalmak!

http://www.mardinlife.com/haberler/resimler/nezirbuyuk.jpg
Bilge Köyünde yaşanan vahşetten geriye kalan hikâyeler yüreğimizi dağlamaya devam ederken katliama dair birkaç konuya değinmek istiyorum.

Vahşetle ilgili olarak Bilge Köyüne gelen ve olay hakkında masa başı yerine mağdur ve yetkililerle birebir konuşup olay yerinde incelemelerde bulunan Nihal Bengisu Karaca, “İtelenen, atalanan, iki ateş arasında kalan, terör ile töre arasında, cumhuriyet ile feodal bağlar arasında sıkışmış, hangi değerler sistemine ait olacağını şaşırmış ruhları cinnetin eşiğine getirmek için bir kıvılcım yetebiliyor.”diye bahsediyor.

Aslında bu cümleleri Nihal Hanımın içinde bulunduğu duyguları dışa vurmakla birlikte bölgenin de acı gerçeğini ortaya çıkarıyor. Bu insanlar geçmişten günümüze her zaman birilerinin elinde sahneledikleri oyunların birer piyonu oldular.

Bu insanlar yeri geldi asileştirilip çeteleştirildiler, yeri geldi silahlandırılıp koruyucu kalkan olarak kullanıldılar ve de yeri geldi kendi derin düzenlerinin bir parçası olmaları için sırtlarına binilip yürütüldüler. Bu bölge bunların hepsini yaşadı ve halkı ise oyunun kahramanı olarak birebir sahnede oynatıldı.

Cumhuriyetle birlikte meclise gönderdiğimiz vekiller de ne yazık ki bu sorunların hiçbirini cesaretleri bir şekilde enlenmesine gündeme getirmedi. Gündeme getirenlerde vitrine oynadıkları için sorunların sadece ismini gündeme taşıdılar.

Bugün bile eğer 3’ü anne karnında olmak üzere toplam 47 insanımızı hunharca kaybetmemize rağmen il milletvekillerimiz başta olmak üzere bölge milletvekilleri olayını vahametini ortaya çıkarmak adına bile olsa Türkiye’de “ulusal yas” ilan edilmesi konusunu gündeme getiremediler.

47 insan hayatını kaybedecek ve başbakan bu köyü ziyaret etmeyerek programını devam edecek. 47 insan vahşice öldürülecek ve Diyanet İşleri Başkanı o köyün cenaze namazını kıldırma yerine Ankara’da oturmaya devam edecek. 47 insan sebebi her ne olursa olsun hayatını kaybedecek ve o ilin milletvekilleri (biri hariç) taziyeye sahiplenmeyecek. 47 insan vahşice öldürülecek ve TV’lerde sunucu ve sosyologlar olayı bir sebebe indirgemeye çalışmak için bu bölge halkının geçmiş ve gelenekleri ile alay edecek.47 insan öldürülecek ve bazı kendini bilmez yazarların yaptığı gibi olay, Kürtlere bağlanacak.

İnanıyorum ki bu olay Mardin haricinde Urfa’nın batısındaki bir ilde gerçekleşmiş olsaydı, olayın ilk günü başta olmak üzere Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, ana muhalefet liderleri olay yerinden ayrılmazlardı. Aynı şekilde olay başka bir yerde yaşanmış olsaydı hayatını kaybedenlerin anısına ülke genelinde bir ulusal yas ilan edileceğini de adım gibi eminim. Çünkü dünyada bunun örnekleri var mesela Almanya’da 12 öğrenci üç öğretmen bir cinnet sonucu hayatını kaybederken, Avusturya’da bir trafik kazasında 25 kişi ölürken ve ya İspanya’da bir bombalama da 20 kişi hayatını kaybettikten hemen sonra ulusal yas ilan edilmişti. Ama Mardin’de 47 insan öldürülüyor ve kimse oralı olmuyor.

Diyebilirsiniz ki Başbakan Mardin’e gelseydi veya ulusal yas ilan edilseydi ne olurdu diye? Başbakan Mardin’e gelseydi bu insanların kendilerini en biçare hissettikleri anda sahipsiz olmadıklarını ve bir nebze de olsa üzüntülerini dindirmiş olurdu.

Unutulmasın ki bu tür vahşetlerin yaşanıyor olmasından bölge halkını ve kültürünü sorumlu tutmak büyük bir eksik ve yanlış bir yaklaşımdır.

Köyde geriye kalan insanlarla beş günden beri kurduğum iletişimde şahit olduğum en can alıcı nokta köydeki kadınlardan hiçbirinin okuma yazma bilmedikleri.

Sayın Valimiz Hasan Duruer’in de ifade ettiği kız öğrencilerin okutulması yönündeki taleplerinin çarpıtılmadan en kısa zamanda uygulamaya geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bana göre bu vahşetin gerçek sorumlusu cehalettir. Eğitimsizlikle birlikte medya yayın organlarında, gösterilen dizi ve filmlerde bölgenin sözde töresi olarak gösterilen ve doğrudan ya da dolaylı yollarla bu tür değerlerin yüceltilmesi, şiddetin, kinin özendirilmesi, bireysel ve kitlesel silahlanmadaki artış bu katliamların yaşanmasında büyük rolü vardır.

Tabii yazının sonunda üzerine basa basa olayın zanlısı olarak tutuklanan kişilerin de derin güçlerin maşası olarak kullanıldıklarına inandığımı siz değerli okuyucularımın dikkatine çekmek istedim.
www.mardinlife.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum