Dar ve labirent gibi tarif edilen tarihi şehrin ara sokak ve caddelerinde çıkmaz sokak yok. Ancak, kentin denizden bin 85 rakımlı Kırgız tepesi yamacına yayılması yüzünden insanlar ya baş aşağı gitmek ya da tepeye doğru tırmanmak zorunda kalıyor. Bu nedenle esnaftan satın alınan mobilya ve beyaz eşyaları ise güçlü hamallar taşımak zorunda kalıyor. Ekmeğini hamallıkla kazanan Ahmet Dağ, 120 ile 160 kilo arasında yük taşıdığını belirterek, yaz aylarında 40 derece sıcaklıkta ekmek parası için çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi. 27 yıldır hamallık yaptığını anlatan Dağ, "Kışın da eksi 20 derece soğukta çalışmak zorunda kalıyoruz. Ama en çok yaz aylarında hava sıcaklığından etkileniyoruz. Para kazanmak çok zor. 27 yıldır hamallık yapıyorum. 8 çocuğum var. Kimi okuyor, kimi ise ekmek teknemize katkı amacı ile işyerlerinde çalışıyor." dedi
Mardin'in farklı bir kent olduğunu anlatan Dağ şunları söyledi: "Kentin yerleşimi tepede olması sokaklarına, darlığından dolayı araç girememesi nedeniyle hamallık mesleği tarih boyunca kentte revaçta olmuş. Hala da bu özelliğini koruyor. Çarşıdan alınan mobilya, beyaz eşya ve daha ağırlarını biz yükleniyoruz. Ekmeğimizi alın terimizle kazanıyoruz. Bu sıcakta bu yükü taşımak her babayiğidin harcı değil. Bol ve çok kalorili yemeklerle beslenmek zorundayız. Aksi halde, bu ağır yükler altında sakat dahi kalabiliriz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum