13 Eylül 2009

Sürgücü Beldesini, idare edecek Belediye Başkanının Kriterleri ne olmalı

http://lh5.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/RtvTMcKwI1I/AAAAAAAAKmE/mJsKODq_wXY/s640/IMG_9452.JPG
Bir gün Sürgücü tarihi yazılmış olursa görülecektir ki Sürgücü tarihi 350 yıllık dönemde yani geçmişten günümüze kadar neredeyse hep geriye dönüşle var olagelmiştir.. Yani ortak kader hep başarısızlık ve hüsrandır. Bunun en belirgin göstergesi ise Sürgücünün, 200 yıl önce İlçe olması daha sonra Nahiye oluyor ondan sonra da köy statüsüne geçiyor. Bunda rol oynayan asıl neden geçmişten günümüze, 350 yıldır Sürgücüye yönetici diye işbaşına gelen her kesin halkın ve beldenin ortak kaderi sayılacak çıkarların yerine 3 kuruşluk şahsi menfaatleri tercih etmesi.

Buda gösteriyor ki şimdiye kadar bir kişi dahi tarihi mekânlarıyla, mağaralarıyla, çeşmeleriyle, upuzun uzanan çayıyla, dört tarafı ziyaret olarak inanılan dağlarıyla (Şeyh Ahmet, Şeyh Diban, Şeyh Çoli), halkın Awina ya da Avina dediği, resmiyette ise Sürgücü denilen bu cennet yerleşim birimini sevmemiş. Eğer gerçekten sevmiş olsalardı bu sevginin göstergesi nerede o zaman? Eğer bir çaba sarf etmiş olsalardı, Sürgücü, şimdi Sürgücü Beldesi değil de 200 yıl önce Sürgücü Kazası denildiği gibi SÜRGÜCÜ İLÇESİ olarak anılmış olmayacakmıydı?

Bakın buna kanıt olarak size 1990 yılında İstanbul Laleli de garson olarak çalıştığım otelde şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. Çalıştığım 4 yıldızlı otelin Müdürü emekli emniyet müdürü idi. 1970 ve önceki yıllarda Savur İlçemizin emniyet müdürü olarak görev yapmış. Müdürümüzün, Otel müşterimiz ve aynı zamanda köylümüz olan Seydoş SADEBAL ile tanışıklığı ve samimiyeti geçmiş yıllara dayanıyordu. Bir gün salonda kendi aralarında sohbet ederlerken, onlara kahve servisi yaptım. Otel Müdürümüz bana döndü ve şu soruyu sordu:
- "Sürgücü belde oldu mu?" Dedi.
- Hayır, müdürüm, daha olmadı... dedim
- "Nasıl olur?, daha 30 yıl önce belde olma emri gelmişti". Dedi.

www.surgucum.com olarak, siteyi kurduğumuz 2000 yılından günümüze temel amacımız Sürgücüyü tanıtmak, Sürgücünün tarihi ve doğal değerlerinin korunması için bir halk bilincini oluşturmak, Sürgücüyü altyapısıyla ve çağdaş kent görünümüyle ileriye taşıyacak yöneticilerin seçilmesine katkı sağlamaktır. Sürgücünün belediye olduğu 1996 yılından bu yana tüm başkanların çalışmalarını yakından izledim. Zamanında olumsuz gördüğüm ve halka fayda sağlamayacak projeleri eleştirmekle beraber. Olumlu bulduğum ve fayda getirecek projeleri ise desteklemekle beraber, biran önce hayata geçirilmesi için dönemin yöneticisine gaz vermeye çalıştım.

Velhasıl her bir başkanın başarılarını veya başarısızlıklarını yani gerekli ya da gereksiz hizmetlerini sadece ben değil, benim dışımda tüm Sürgücülüler bilmekte ve görmektedir. O sebeple bunları yeniden zikretmeyi gereksiz görüyorum. Bence bir başkanın iyi ya da kötü olmasında kullanılacak kriterler, akrabalık bağları veya şahsi menfaat, ya da aynı partiden olmak olmamalı.

Esas başarıya da başarısızlığa da götüren bazı istemli veya istemsiz faktörler vardır. Bazı başkanlar vardır, bilgi, beceri veya kapasiteleri bu işi başarıyla yapmaya müsaade etmez. Ancak başarı için elinden gelen her türlü çabayı sarf eder. Dönüp baktığın zaman onların döneminde kayda değer bazı çabalar görmek mümkündür.
Bazıları da vardır, bilgisiyle de, becerisiyle de ve karizmatik kişiliğiyle de bu işi fazlasıyla yapacak güç ve yeteneğe sahip olduğu halde, bunu yapmaz veya yapmak istemez. Neden yapmaz derseniz. Çünkü onların amacı kalıcı hizmetten ziyade, halkın bilgisizliği ve acizliğinden faydalanarak kendi şahsi amaçlarına hizmet etmektir. Yapılanlar ise kalıcı hizmetler değil. Günü kurtaran sözde hizmetlerdir. Dönüp baktığında kalıcı bir şey görmek mümkün değildir. Çünkü kendisinden sonra gelecek olan başarılı yönetimleri hesaba katmadıkları için sağlam, yıllarca ayakta duracak projeleri hayata geçirememişler. Bu sebeple yaptıkları da sonrakiler tarafından ortadan kaldırıldığı için kayda değer bir eserlerini görmek mümkün değildir.
Anlayış şu; bu halka ne yapsan boş derler. Oysa onları o mevkiye getiren halktır ve temel görevleri de halka düşük maliyetli en iyi ve kaliteli hizmetler yapmaktır.

Bana göre Belediye kutsal bir kurumdur. Çünkü Belediye Hz. ÖMER'in adaletini uygulayacak yöneticilerin başa gelmesi gereken bir kurumdur. Öğle bir kurumdur ki belediye iltimassız, kayırmasız kılıçtan ince bir adalet anlayışı olmalı ki kimsenin kimseye bir hakkı geçmemelidir. Bu sebeple bana göre Belediye başkanlığı en zor mesleklerden biridir. Çünkü halkın hukukunu korumak o kadar da kolay bir iş değildir bence. Bir belediye başkanı olmak bir aile reysi veya bir işyeri yöneticisi olmaya hiç benzemez. Aile reysi isek tüm aile fertlerinin hukukunu koruyor muyuz? İşadamıysak tüm işçilerimizin hukukunu koruyabiliyor muyuz? İşçilerimizin izinden tutun, maaşına kadar, sigortasından tutun da kıdem tazminatına kadar tüm bunları eksiksiz yerine getiriyormuyuz? Gerçekten layıkıyla yapılan adil iyi bir aile reysi veya işyeri yöneticisi olabiliyor muyuz ki, bin aile reysinin görevini üstlenmeye çalışıyoruz?

Sürgücü de ne yazık ki belediye başkan adaylarının da halkın da Belediyeye bakış açıları çok tuhafıma gitmekle beraber, beni derinden rahatsız etmektedir. Çünkü onlar için belediye demek, bavullar dolusu paranın geldiği ve yöneticilerinin istediği gibi bu paraları harcadığı bir kurum olarak bakmaktadırlar. Oysa çok yanılıyorlar. İşin aslı hiç öğle değildir. Evet, onlarda bir bakıma haklıdırlar. Çünkü daha önce onlara öğle öğretmişlerdir. Demek ki yöneticiler belediye için iyi bir imaj bırakmamışlardır.

Demek o yüzden dir ki, seçim zamanında bilen de bilmeyen de herkes aday oluyor. Seçim zamanında Sürgücü de tam bir komedi yaşanmakta.
Partiler adaylık başvurusu için para almazsa, belki yüzlerce insan aday olacaktır.

Çünkü hiç kimse kendisine şu soruyu sormuyor.

Arkadaş acaba ben bu göreve layık mıyım?

Bu işi benden daha iyi yürütecek birileri yok mu?

Esas kriterler Aşağıdaki maddeler olmalı:
a- Başkan, 5 yıllık dönemde zamanı iyi kullanmış mı?
b- Günü gününe, ay ay, yıl yıl programlı çalışmış mı?
c- Ölü hizmetler mi, yoksa yıllarca halkı memnun edecek hizmetler mi?
d- Oy kaybım olmasın diye, her yanlışa göz yummuş mu?
e- Yapacağı hizmetler için halkın onay ve desteğini almış mı?
f- Bilgi ve becerisini kendisi için mi yoksa belde için mi kullanmış?
g- Halkın ortak menfaatleri için her türlü tehlikeyi göze almış mı?
h- Projelerinin uygulanmasında uzmanların görüşlerine başvurmuş m?
j- 5 yıllık dönemde beldeye ne kazandırmış, ne kaybettirmiş?
k- Göreve gelmek için demokrasiyi mi, yoksa her yolu mubah görerek mi?
l- Belde sorunlarını çözmek için mi, yoksa kısa zamanda zengin olmak için mi aday olmuş?
m- Görevini, halkın hizmeti için süreli bir memurluk olarak mı, yoksa ilelebet sürecek bir krallık olarak mı görür?

...gibi tüm bu kriterler çoğaltılabilir.

Şimdiye kadar gelmiş geçmiş yöneticiler arasında, benim Sürgücüye olan sevgimi anlayan, bu konudaki uğraş ve çabalarımı görüp değer veren, 2009 yerel Seçimlerinden önce de ve sonrada sitemiz aracılığıyla bir ropörtajla projelerini Sürgücü kamuoyuna sunan, Seçimden sonra da defalarca beni telefonla arayan, öneri ve eleştirilerime her zaman hazır olduğunu beyan eden Fikri ÖKMEN'e teşekkür ederim. Yönetimde olduğu süre boyunca Sürgücü ve Sürgücü Halkı’nın menfaatini gözetecek her türlü öneri ve eleştirilerimizi kendisine ileteceğimize söz veriyoruz. Umrarım her türlü engellere rağmen Sürgücü Beldesini layık olduğu konuma getirecektir.
.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum