19 Eylül 2009

2009 Sürgücü, Savur, Mardin, Kızıltepe, Bismil Gezisi ve İzlenimlerim...

http://lh5.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR386YNeVI/AAAAAAAAZpc/3CL-yZuQF7E/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%2811%29.JPG
(Bağyaka Newala SéLé'den Sürgücü'ye yürüyüş)
Bölgemizde birisi uzak bir yerden gelince, şöyle denilir: "Tı çuyi, geriyay, meriyay, tışté ku te xwar u vexwar jı tere. Lé te ké dit, te ké nedit? Jı mere behs bıke". Türkçe meali şöyle: "Gittin gezdin tozdun, tüm yediklerin içtiklerin senin olsun. Evet kimi gördün, kimi görmedin. Hadi bize anlat" denilir. İşte bizde bu gezimizde gördüklerimiz bu albümde göreceğiniz resimler eşliğinde anlatmaya çalışacağız. Uzakta olduğunuz için her ne kadar size bayram şekeri uzatamazsam da, size bayram tadında bir memleket özlemini gidermek amacıyla, bir gezi albümünü sunuyorum. İyi bayramlar, iyi seyirler.
Mehmet AYAZ
www.surgucum.com

SİZ DAHA BODRUM VE MARMARİSE REZERVASYON YAPARKEN...

Doğup büyüdüğü yerlere tepeden bakanlara ve gidip görmeye dahi tenezzül etmeyenlere şunu söylüyorum: 'Siz Bodrum, Marmaris ve Çeşmeye rezervasyon yaparken, ben Memleketimde, akrabalarımla, dostlarımla ve arkadaşlarımla beş yıldızlı bir tatil geçirdim.' (Diyarbakır, Bismil, Mardin, Savur, Kızıltepe, Sürgücü, Dengızan, Bağyaka, Bernışt, Cıllin, Şuté, Kırdilek, Qewsan, Şorşıb, Xerapreş, Koşé, Gundıké Mala Melé ve Haciye) Söyleyin Allah aşkına, ben mi daha iyi eğlendim, yoksa siz mi?
http://lh3.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR4DJiy-II/AAAAAAAAZqA/Fk6OVG9zoD8/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%28109%29.JPG
(Tarihi Taş Köprü - Sürgücü Beldesi)
Her yıl olduğu gibi bu yılda, yıllık iznimi başta Sürgücü olmak, üzere memleketimde geçirdim. Öncelikle söyleyeyim ki, 2008 de Sürgücüye gitmemize bazı sağlık sorunları engel olduğu için, kendimde yıl boyunca bunun psikolojik eksikliğini hissettim. Anlayacağınız bu yıl büyük bir özlemle Sürgücüye gittim. Kendimi memleketim olan Diyarbakır Mardin veya Sürgücü de görünce, sanki yeniden dünyaya gelmiş gibi oldum. Memleketimin, o güzel havasını solumak, adeta boğulmak üzereyken, kurtulmak gibiydi desem abartılı sayılmaz. Adeta bir ağaç gibi, benim gövdem her ne kadar İstanbul da olsa da, bana asıl yaşama şansı veren ve ruhen beni besleyen asıl köklerim ise memleketimdedir. Gerçekten de, 2 yıldan daha fazla memlekete gidememiş insanlara şaşırıyorum. Düşünüyorum da, acaba onları kendi özünden uzaklaştıran nedir? Para mı? Mal ve mülk mü? Oysa bütün bunların ne önemi var. Ben şahsen Sürgücü deki bir saatimi bile, İstanbul boğazındaki bir yalıda yaşamaya değişmem. Maneviyattan uzak, mal, mülk, para ve maddiyat üzerine kurulu bir yaşantıda, gerçek mutluluğu aramak abesle iştigaldir.
http://lh6.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SqcqHF9esaI/AAAAAAAAYj8/J98M4taz-us/s640/%C5%9Eeyh%20Ahmet%20Da%C4%9F%C4%B1%20www.surgucum.com%20%289%29.JPG
(Şeyh Ahmet Dağı Girişi - Sürgücü Beldesi)
2009 da memleket özlemini doya doya gidermek bir yana, asıl benim orada yapacağım çok şeyler vardı. Ancak ne yazık ki buna kısıtlı zamanım yetmedi. Çünkü Benim gezmem gereken o kadar çok yer ve görmem gereken çok kişi vardı ki. Çevre il ve İlçelerden tutun da, Sürgücüye bağlı tüm köylere kadar. Yakın akrabalardan tutun da tüm eski, yeni dost ve arkadaşlara kadar. Bu tatilimin beni mutlu eden yanları kadar, üzüldüğüm yanları da oldu. Bunlar ise yıllardır gündeme getirdiğim, ancak pek bir ilerleme kaydedilmeyen Sürgücü Sorunlarıdır.

SAVUR GEZİSİ

http://lh3.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR4qcjZOUI/AAAAAAAAZtQ/gY2xzNMKANM/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%28148%29.JPG
(Savur İlçemizin Genel Görünümü)

Savur’ a yeni hizmete konulan Sürgücü Belediyesi Otobüsü ile gittim. Bu yılki Savur yolculuğumun en güzel tarafı, bir nostaljiyi yaşamak oldu. Yani Sürgücü Belediyesi Otobüs bileti. 30 yıl sonra ulaşımda tekrar bilet kullanılması beni hayli duygulandırdı. Sürgücü den Savur arası yol asfalt olduğu için, yol Diyarbakır ile Mardin arasındaki yoldan pek farksızdır. Otobüs de yeni olunca ve hele hele Şoför Ahmet SÜER in de morali yerindeyse, çaldığı hareketli müzikler eşliğinde bir anda kendinizi Savur da buluyorsunuz. Serenli (Dengızan) köyünden geçerek yol güzergâhındaki bağlara ve karpuz kavun bostanlarını seyrederek yolculuk etmek tadına doyulmaz. Ansızın bir bakmışınız ki Savur, Sürgücü ve Mardin yol ayrımındasınız. Yani Delavé Dengızadasınız. Otobüs Delavé Dengızan dan Sola doğru, yani Savura doğru direksiyonu kırdıktan sonra Savur Çayı çevresindeki ekili bulunan sebze ve meyve bahçelerini seyrede seyrede Savur köprübaşına varıyoruz. Otobüs Devlet hastanesine gidecek yolcuları indirdikten sonra, Savur ilçe merkezine geldik. Savur Hükümet konağının önünde indikten sonra, Sürgücünün var olan Sorunlarını görüşmek için Kaymakamla Beyle görüşmeye gittim. Kaymakam bey yıllık izinde olduğundan, görüşmemiz nasip olmadı. Bir diğer görüşmek istediğim ise Savur Belediye Başkanı Sayın Eşref AYAZ dı. O da İlçe dışında olduğundan onunla da görüşmemiz mümkün olmadı.

Savur’un Örnek Yöneticisi Mehmet ASLAN

http://lh3.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR4ogncNBI/AAAAAAAAZtI/rGBiNIrOp28/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%281%29.JPG
(Savur İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet ASLAN)
Savur İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mehmet ASLAN beyle sabahleyin, o daha köylere gitmeden görüşebildim. Savur İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet ASLAN, eşi ve benzeri olmayan bir yönetici vasfına sahip. Mehmet bey, makam koltuğunu hiç sevmeyen bir yönetici. Neredeyse Savura bağlı köyleri ziyaret etmediği gün yoktur. Köy okullarının sorunlarını bizzat gidip yerinde görür. Çözüm için bizzat kendisi aktif rol oynar.
http://lh5.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR3HIhAhLI/AAAAAAAAZlE/Mo-En3Vf-io/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%282%29.jpg
(Sayın Mehmet ASLAN Serenli İlköğretim Okulunu boyarken)
Öğle ki, zamanında eğitime başlansın diye 2008 de Serenli (Dengızan) köyünün okulunu bizatihi kendisi boyar. Bu sayede Savura bağlı köy okullarının hiçbir sorunu kalmamış gibi. 2009 yazında Okullar kapanır kapanmaz, tüm okul ve Öğretmen lojmanlarını onarımdan geçirdi. Hatırlıyorum da, eski İlçe Milli eğitim Müdürleri hiçbir zaman köy okullarını ziyaret etmezdi. Okul müdürleri okul sorunlarını ancak resmi yazışmalarla ilçe Müdürlüğüne iletirlerdi. Bu yoğun bürokrasi virajlarından dolayı, hiçbir sorun zamanında çözülmeden unutulurdu. İşte Sayın Mehmet ASLAN daki fark bu. Sayın Mehmet ASLAN daki bu yoğun çalışma azminin ve enerjinin kaynağı, bölgenin insanı olduğundan, bölgenin sorunlarını daha iyi biliyor. Daha da önemlisi memleketini gerçekten de sevmesi. Kendisi, yakın zamanda Sürgücü Beldesine bağlanıp, Sürgücü Beldesinin bir Mahallesi olacak Bağyaka köyü doğumludur. Sayın Mehmet ASLAN'ın Sürgücü Çok Programlı Lisesinin yapımında ve İlköğretim okulunun onarımında büyük emekleri var. Onunla bu görüşmemizde, bana verdiği en güzel müjde ise, Sürgücüye yapılmayı düşünülen İkinci bir İlköğretim Okulu oldu. Çünkü Sürgücüdeki ilköğretim öğrencisinin sayısı çok fazla olduğundan, eski Sürgücü İlköğretim okulunun kapasitesi kaldırmıyor.

Ahmet dayım ve Aşé İso Değirmeni.

http://lh6.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR4sgo_9UI/AAAAAAAAZtc/VbKmmzpyd8o/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com.JPG
(Ben ve Ahmet Dayım - Savur İlçesi)
Ancak şunu söyleyebilirim ki, bu yılki Savur gezimin en güzel sürprizi, Savur İlçesindeki Ahmet dayımı ziyaret etmek ve onunla geçmişe dair sohbet etmekti. Rahmetli annemin vefatından beri (1998) onu görmemiştim. Çünkü daha önce defalarca Savura gittiğim halde ev adresleri ve telefonları bende olmadığından, bir türlü görüşmemiz mümkün olmamıştı. Ahmet dayım, kandi çapında orjinal bir insan. Kendi özünden hiç bir şey kaybetmemiş. Adeta 24 ayar altın saflığında bir insan. Kesinlikle hiç yalan söylemez. Abartıyı da sevmez. Dürüst, saf ve temiz ruhlu bir insan olduğu için, daha doğrusu kurnaz olmadığı için genellikle diğer akrabaları onu eleştirirlerdi. Günümüzde Ahmet dayım gibi insanların nesli tükenmiş neredeyse. Herşey alavere dalavere olmuş. İşte bende Ahmet dayımı bu huyundan ve ona benzerliğimden dolayı seviyorum. Rahmetli annem de öğle bir insandı. Karşımda konuşurken adeta Rahmetli annem karşımda konuşuyor gibi duygulandım. Ahmet dayım 90 yaşında olmasına rağmen, Sürgücü deki Qerraşlık (Su değirmeni işletmecisi) günlerindeki gibi, hala dinç ve dimdik ayaktaydı.
İSO DEĞİRMENİ (AŞE İSO)

http://lh3.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR4TNXmodI/AAAAAAAAZrY/jvQ0lwcGTdc/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%2810%29.JPG
(Aşé İso (İso Değirmeni) - Sürgücü Beldesi)
Ahmet dayım ayaktaydı, ancak bunu onun 50 yıllık sırdaşı ve can dostu olan Aşé İSO (İso Değirmeni) için söylemek olanaksızdı. Bu değirmen 250 yıl önce dönemin Sürgücü mıntıkasının yada Sürgücü Kazasının yöneticisi Fendiağa'nın oğlu İso (İsa) tarafından kurulduğu için, İso değirmeni denilmektedir. İso'nun diğer eseri ise köy yararına inşa ettirdiği, çok büyük olan Şıkefta Hanê'dir (Hanê mağarasıdır) Aşe İso, 250 yıllık bir tarihi geçmişe sahip ve zamanın adeta fabrikasını andıran, neredeyse birkaç köydeki yıllık buğday hasatına eşit gelir getiren Aşé İSO harabeye dönmüştü. Bu değirmeni bu halde her gördüğümde, bu değirmene sahip çıkmayan ve kaderine terk eden dayılarıma öfkeleniyorum. Buradan değirmenin sahibi olan dayılarıma ve Sürgücü Belediye Başkanı Sayın Fikri ÖKMEN’e çağrıda bulunuyorum. Lütfen bu değirmenin daha da yıkılmasına müsaade etmeyin. Çünkü bu değirmen de Sürgücü deki tarihi eserlerin bir parçasıdır. Bu dileğim aynı şekilde diğer 3 Su değirmeni olan Aşé Hezniyé, Aşé Osman ve Aşé Xızna diğer adıyla Aşé Şipé içinde geçerlidir.

BİSMİL GEZİSİ

http://lh4.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR3Z01YDjI/AAAAAAAAZmY/1Y7gxNinWco/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%2839%29.JPG
(Akrabalar ve Sürgücülüler - Bismil İlçesi)
Sürgücü den Bismile giden minibüs olmadığından dolayı, Sürgücüye gittğim günün daha ilk sabahı kahvaltı yaptıktan sonra ilk yaptığım şey, Sürgücü çayı ve Kutsal balıklı göl Şeyh Fakir ve Taş Köprünün aşağısındaki, yani çocukluğumun geceli gündüzlü geçtiği Deşteley bahçemizi ziyaret etmek oldu. Buraları gezip özlem giderdikten sonra, Köprü başındaki Kayna Méran (Erkekler Çeşmesi) a geldim. Avuç avuç Kaanya Méran suyu içtikten sonra, tekrar köprübaşına geldim. Tam o sırada Bismile doğru giden bir taksi gördüm. Taksiden inen ve çeşmeden su içtikten sonra yanıma gelen o iki arkadaştan birisi bana pek yabancı gelmiyordu. Diğerini ise daha önce hiç görmemiştim. Tanıştıktan sonra, birisinin Hüseyin amcamızın oğlu Mobilyacı İsmet diğeri ise Aynı meslekten Sürgücülü Süleyman Filiz olduğunu gördüm. ismet'i en son o daha 10 yaşındayken görmüştüm. Hal hatır sorduktan sonra, nerden nereye gideceklerini sorunca, Çınarönü, Şenocak, Qewsan, Xerabreş, Gundıké Mala Mellé, Kırdilek, Koşé ve Haciyé köyleri üzerinden üzerinden Bismile gideceklerini söylediler. Fırsattan istifade, Sırt Çantamı evden aldıktan sonra Savur Kaymakamlığı tarafından asfaltlanması için ihaleye verilen ve asfalttan ziyade Şose yoldan bile kötü durumda olan, çukurlu ve zaman zaman engebeli sıçraya sıçraya Köy köy gezerek, 1.5 saatlik bir yolculuktan sonra Bismil vardık. Bismil de kardeş, akraba ve dostlarla görüştükten sonra, ertesi gün Sürgücüye döndüm. Bismil gezimin en güzel sürprizi ise, uzun zamandır görmediğim Hüseyin ADANIR amcamızı görmek ve özlem gidermek. Hüseyin amcam neşesinden ve esprilerinden hiçbir şey kaybetmemiş. Diğer bir Sürpriz ise ilkokulu aynı sınıfta beraber okuduğum ve neredeyse 25 yıldır görmediğim Fethullah amcamın oğlu Şeyh Tahir CAYNAK ı görmek oldu. Şeyh Tahir benim gibi biraz kilo almasına rağmen pek değişmemiş.

ŞEYH FAKİR BALIKLI GÖL, YOK OLMAKLA YÜZ YÜZE

http://lh6.ggpht.com/_Hjkac1ftqjA/SrR4WaogHXI/AAAAAAAAZrk/DW_kHFDf51M/s640/2009%20S%C3%BCrg%C3%BCc%C3%BC%20Gezisi%20www.surgucum.com%20%284%29.JPG
(Kanya Feqiran veya Şeyh Fakir Balıklı göl - Sürgücü Beldesi)
Kanya Fekiran diğer adıyla Şeyh Fakir Balıklı göl de, Sürgücü deki diğer ortak hazinelerimiz gibi, terk edilmişliğin ve ilgisizliğin faturasını ödüyordu. Göl, gerek suyun azalmasından ve gerekse bahçelere sulama amaçlı kullanılan kanalın ağzının sonuna kadar açılmasından dolayı, epey sığlaşmıştı. Anlayacağınız Gölün şu anki en derin yeri olan 40 cm lik derinliği bile, halk tarafından kutsal olarak kabul edilen ve Şeyh Fakir’in askerleri diye tabir edilen balıkların yaşamasına elverişli değildi. Balıkların çoğunun sırtında kemirgen hayvanların saldırı izine rastlanıyordu. Zaten gölün sonundaki ve Sürgücü çayına akan su kanalı sonuna kadar açık olduğundan, balıkların çoğu dereye gitmişti. Havanın sıcaklığında dolayı Şeyh Fakir Balıklı göle pikniğe gelenlerin çocukları göle girmesi ve oynaması da balıkların ürkmesine ve dereye kaçmasına sebep oluyordu. Öte yandan eski belediye başkanının gölün tam orta yerine tuğladan yaptığı o uyduruk köprü ise, adeta İstanbul varoşlarındaki gecekondu görüntüsünden pek farksızdı. Bu çirkin köprü, o güzelim Balıklı gölün üzerinde iğrenç bir görüntü sergiliyordu. İşte yıllardır www.surgucum.com aracılığıyla tanıtımını yaptığım ve belkide Sitenin varlık sebebi olan, bu doğal balıklı gölün bu hale gelmesi, benim Sürgücüye olan eşsiz sevgime ve özlemime büyük darbe vuruyordu. Yetkililerin bu konudaki duyarsızlığını halen anlayabilmiş değilim. Çünkü, o gölün balıklar açısından yaşanabilecek bir doğal ortam haline dönüşmesi için o kadar fazla bir masrafa gerek yok. Daha da önemlisi o balıkların dereye gitmesini engelliyecek kalıcı tedbirlerin alınması şarttır. Aksi halde gitgide bu doğal zenginliğimizden eser kalmayacak..

….Devam edecek.
.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum