Esra Keskin'in haberi
Çeşit çeşit diyetler, zayıflama ilaçları, sağlıklı beslenme adına katlanılan sıkıntılar...
Kilosuna dikkat etmeyenler, çözümü diyetisyen önerilerinde, bitki kürlerinde, dost tavsiyelerinde arıyor. Peki, gerçekten çözüm nerede?
Özellikle Avrupa ve Amerika'da yaşayan insanlarda görülen obezite, kapitalizmin etkisi ile tüm dünyaya yayıldı. Her gün ve her saat televizyonlarda gördüğümüz reklâmlarla tetiklenen yeme arzusu, bilinçsiz beslenmeyi yaygınlaştırdı. Gece yarısı olduğu düşünülmeden maddi kaygılarla yayınlanan reklâmlar, yemek saati alışkanlıklarını ortadan kaldırdı.
Bunun yanında, açılan yüzlerce restoranın, obezitenin yaygınlaşmasında etkisi olduğu çok açık. Tabiî ki reklâmları ve restoranları tek suçlu ilan edemeyiz.
Televizyonda ızgara üzerinde pişirilen bir sucuk gördüğümüzde, saatin kaç olduğunu önemsemeden mutfağa koşan da biziz, sokakta yürürken kokusuna dayanamayıp, önümüze geleni alan da...
İrademize hâkim olamadık ve sınır tanımaz bir şekilde yedik! Bu da kaçınılmaz sonu beraberinde getirdi. Hâlbuki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) sünnetlerine biraz olsun riayet edersek, kilo ve kilonun sebep olduğu sağlık problemleriyle uğraşmak zorunda kalmayız.
Peygamber Efendimiz birçok hadisi-i şerifte günde iki öğün ve az yemenin, doymadan sofradan kalkmanın, lokmaları ağza göre almanın ve iyice çiğnedikten sonra yutmanın önemine değiniyor.
Günümüzde bu sünnetlere az riayet edildiğinden olsa gerek herkes soluğu ya diyetisyenlerde ya da çeşitli sağlık problemleri yüzünden doktorlarda alıyor.
Efendimiz döneminde doktora ihtiyaç duyan çok az kişi varmış. 'Tıbbi Nebevi'de bununla ilgili olay şöyle nakledilir: Asr-ı Saâdette, hükümdarlardan biri Peygamber Efendimize hizmet için bir doktor göndermiş.
Bu doktor, Efendimizin yanında uzun süre kalmış ve hastaları tedavi etmek için beklemiş. Fakat tedaviye çok az kişinin ihtiyacı olduğunu görünce geri dönmek için izin istemiş.
Peygamber Efendimiz de az hastalanmanın sebebinin, 'ashabın iyice acıkmadıkça yemek yememesi ve yemekten tam doymadan kalkması' olduğunu söylemiş.
Şimdi bırakın az yemeyi günde 7-8 öğün yemek yediğimiz bile oluyor. Fakat bilimsel araştırmalar günde en fazla 3 öğün yenilmesini tavsiye ediyor.
Diyetisyen Serkan Tutar, fazla sıklıkta yemek yemenin kilo alımına neden olacağını söylüyor. Yenilen her besinle kan şekerinin yükseldiğini ve insülin salgılandığını belirtiyor.
İnsülinin sürekli salgılanması da besinlerin yağ olarak depolanmasına yol açıyor. Tutar, "Vücuttaki yağ kitlesinin artması obezite ile sonuçlanır. Bireyin obez kalması da kalp ve şeker hastası olma riskini artırır." diyor.
Yemekleri iyice çiğnemek kilo almayı engelliyor
"Lokmaları ağzınıza göre alınız ve iyice çiğnedikten sonra yutunuz." hadisi bugünler için söylenmiş gibi. Koşuşturma ile geçen hayatımızda her şey için o kadar acele etmemiz gerekiyor ki; buna yemek yemek de dâhil.
Acele ile fazla çiğnemeden yuttuğunuz yiyecekler kilo almanıza neden olabiliyor. Serkan Tutar, "Besinler ağızda ne kadar iyi çiğnenirse midedeki sindirim o kadar kolaylaşır.
Çiğneme tam sağlanmadığında hazımsızlık, şişkinlik, gaz sancıları ve kabızlık meydana gelir. Sürekli az çiğneme ise ileriki safhalarda mide rahatsızlıklarına neden olabilir.
Ayrıca çiğneme ile besinin içerisindeki vücudumuza yararlı öğelerini emilimi daha fazla gerçekleşir. Bunun yanında iyi çiğnemek çabuk doymayı sağlar." diyor. Dolayısıyla besinleri iyi çiğneyerek kilo almayı da engelleyebilirsiniz.
Yemek arasında su içmek tokluk hissi veriyor
Peygamber Efendimiz "İnsana belini doğrultacak birkaç lokma yeter. Bunu yapamıyorsa; karnının üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de teneffüs etmeye ayırsın." buyurmuştur.
Buna rağmen yemek arasında ya da sonrasında su içmek kilo aldırır gibi yanlış kanılar vardır. Fakat bilimsel araştırmalar yemek arasında su içmenin kilo aldırmayacağını; aksine doygunluk hissi vererek az yemeyi sağladığını ortaya koymuştur.
Sıcak yemek mide kanserine neden oluyor
Tüm bunların yanında Peygamber Efendimiz'in yemeklerin nasıl yenmesi gerektiği ile ilgili sözleri, sağlığımız açısından da ne kadar önemli olduğunu bize gösterir.
"Yemekleri çok sıcak ve çok soğuk yemeyiniz." hadisinin mide sağlığı açısından önemini belki hiç düşünmemişizdir. Serkan Tutar, yemeklerin ılık yenilmesinin mide sağlığı açısından en doğru tercih olduğunu belirtiyor.
Tutar, "Yemeklerin çok sıcak olması mide kanserine sebep olabiliyor. Özellikle Japonya'da besinler çok sıcak tüketildiğinden mide kanseri oranı çok yüksektir." diyor.
Oturarak su içmek hastalıklardan koruyor
Ayakta su içmenin yanlışlığı da birçok hadiste karşımıza çıkar ve oturarak içilmesi tavsiye edilir. Bunun sağlık açısından önemi ise şöyle:
Herhangi bir sıvıyı ayakta içtiğimizde doğrudan onikiparmak bağırsağına, oturarak içtiğimizde ise önce mideye daha sonra onikiparmak bağırsağına gider.
Sıvıların önce mideye gitmesi daha sağlıklı; çünkü mide asidi sayesinde sıvının içinde bulunan mikroplar ölüyor. Böylelikle birçok hastalıktan korunmuş oluyoruz.
Suyun üç yudumda içilmesi ile ilgili hadisin hikmeti de; suyun yavaş içildiğinde vücudun ihtiyaç duyduğu yer tarafından emilmesinden kaynaklanıyor. Hızlı içildiğinde ise vücutta gereken vazifesini yapamıyor.
İlahiyatçı Dr. Reşit Haylamaz: '26 kilo verdim'
İlahiyatçı Reşit Haylamaz da konunun önemini şu şekilde açıklıyor: "Ben çok uzun zaman diyet yaptım. 8 yıl diyetisyene gittim ve 26 kilo verdim.
Bunu tecrübe eden biri olarak o süreç zarfında gördüm ki işin temelinde Peygamber Efendimizin bir hadisi var. O, Ademoğlu'na midesinin yalnız üçte birini yemek ile doldurmasını söylüyor.
Aslında sünnete uyunca insan zaten diyet yapmış oluyor. Demek ki biz sünnete uygun yaşamadığımızdan kilo almış oluyoruz. Hadisleri hayatımıza geçirebilsek kilo problemimiz kalmayacak."
www.zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum