MARDİN ŞOFÖRLER ODASI BAŞKANI ALİ BARAJ

Mardin ve çevresindeki illerde coğrafi konum dolayısıyla, halkın geçim kaynağının taşımacılık sektörü üzerinde kurulduğunu belirten Mardin Şoförler ve Otomobilcelire Odası Başkanı Ali Baraj, şoför esnafının vergi ve harç yükü altında ezildiğini söyledi.

Mardin’de 30 bin dolayında taşımacılıkta kullanılan araç bulunduğuna dikkat çeken Ali Baraj, coğrafi konum dolayısıyla uluslar arası nakliyecilik yapanların devletin vergi ve harç yükü altında rekabet gücünü yitirdiğini ifade etti. Baraj ”İlimizin coğrafi konumu dolayısıyla şoför esnafımızın çoğu uluslar arası nakliye işi ile iştigal etmektedir.İlimizin Suriye ve Irak sınırına yakın olması dolayısıyla nakliyenin çoğu bu istikamettedir. Bundan dolayı Habur sınır kapısı bölgenin can damarıdır.Nakliyeci ve şoför esnafımızın karşılaştığı temel sorun aslında birdir. Bu doğusu içinde batısı içinde aynıdır. Yabancı plakalı nakliye araçlarının Türkiye’ye çok rahat boş girip yük almalarından kaynaklanmaktadır.Sanayi bakımından zayıf bir bölgedeyiz, ilimiz nakliyecisinin lokomotifi diye tabir ettiğimiz çimento fabrikalarımız var. Nakliyeci esnafımız her ne kadar kooperatiflerle sahiplenmeye çalışsa da, aldığı kararlar yabancı plakalı araçları bağlamadığından navlunlarda bir düzen tutturulmamaktadır. Her gün artan maliyetler karşısında nakliye ücretleri dibe vuracak şekilde bir düşüşe uğramıştır.” Dedi.

REKABET GÜCÜMÜZÜ KAYBETTİK

Gürbulak sınır kapısından giren İran plakalı araçların yurt içi taşımacılık yapabildiğini sözlerine ekleyen Baraj bu araçların batı illerinden çıkan İran yüklerini çok düşük ücretler karşılığında taşıdığını, yüksek vergi ve harç yükü altında ezilen Türk nakliyecilerin rekabet şansına sahip olmadığını ileri sürdü. Baraj “İyi bir araştırma yapılırsa bizim yaptığımız gözlemler doğrultusunda Antalya sebze halinde yaş sebze meyve ihracatı yapan depoların önünde sayısı azımsanmayacak kadar Rus, Moldova, Romanya, Ukrayna, Polonya plakalı araçlar mevcuttur.Bütün gümrük kapılarından araçların boş girdiği ve nakliyecimizle rekabet halinde taşımacılık yaptıkları görülecektir. Ne yazık ki nakliyecimizin bunlarla rekabet şansı yok denecek kadar azdır. Çünkü bir firigorofik aracın maliyeti Türkiye’de ortalama 120 bin Avro iken Avrupa ve öbür ülkelerde maliyet bunun yarısıdır. Nakliyecimizin haklarını savunmayı misyon edinmiş olan sivil toplum kuruluşları ve dernekler ne yazık ki yetersiz kalmaktadırlar. Şoför esnafımız yurt dışında hak etmediği muamelelere maruz kalmaktadır. Bulgaristan polisi İstanbul’dan hareket eden şoförümüzden bir haftalık onbeş günlük çalışma raporu, takograf kağıtları talep etmekte küçümsenmeyecek cezalar kesmektedir. İstanbul’dan Bulgaristan üç saatlik yol mesafesindedir bu enteresan bir durumdur.Bu işe sahiplenen U.N.D ve RODER gibi dernekler sorunlar çözmek için ön plana çıkmışlar ama aciz kalmışlardır” şeklinde sözlerini sürdürdü.
www.habermardin.com