8 Ocak 2010

XIRXIZ WAAAAAR.!!!!

http://www.solhan.net/images/sections/azizgulmus.jpg
Açlıktan bir türlü başım yastığa gitmiyor, sağa dönüyorum olmuyor, sola dönüyorum olmuyor, uyku tutmuyor bir türlü. Midem kazancılar çarşısı adeta… takır-tukur, tıngır-mıngır, zart-zurt falan filan…

Yanımda canımdan fazla sevdiğim, çocukluk arkadaşım, aynı okulda beraber okuduğum, mahkemelerde aynı davadan yargılandığım yürek ikizim, can yoldaşım Sami ile aynı ranzayı paylaşıyoruz. Sami huzursuzluğumu görünce:

--Oxlım Ezo ne oldi? Niye yatmisan? dedi.

--Ma nasıl yatam Samo kardaş? dedim.

--Niye ne oldi? Xeste sen?

--Yox xeste degılem, açım dedim.

--Dur hele koğuştakiler yatsın bir çaresine bakarız dedi.

Koğuşta komün sistemi vardı. Ekmek Sorumlusu da arkadaşımız Mıhê idi. Mıhê bilinç düzeyi geri ve her zaman yönetimdeki arkadaşların gözüne girmek için çabalayan tam bir Bekçi Murtaza tiplemesiydi. Koğuşta herkes horul horul uyurken gizliden kalkıp Mıhê’nin baş ucunda bulunan ekmek torbasına doğru gittik. Ben ekmek torbasına elimi uzattım ve bir parça alarak hızlı bir şekilde ikiye bölüp yarısını da Sami’ye uzattım, tam bir lokmayı ağzımıza götürmüştük ki Mıhê uyandı ve ciyak ciyak ;

---Xırxız Waaaaarrrr!!! xırxız waaaaarrrr!!! bağırması ile bütün koğuş ayaklanmış ve suçüstü yakalanmıştık. Koğuş sorumlusu, Kızıltepe’li Bozo lakaplı Halim idi. Ranzasından atladığı gibi bana esaslı bir tokat indirmişti. Moralim allak-bullak olmuştu. Hele de Bozo’nun yargısız infazı beni resmen bitirmişti.

Öteki gün bu “olağanüstü durumu” görüşmek üzere Komün yönetimi alelacele toplandı. Bize verilecek ceza bu kurulda netleşecekti. Önce ranza altında Anayasa Mahkemesi üyeleri gibi herkesin elinde küçük bir not defteri ve asık suratları ile “ekabir” takımı kendi aralarında durum değerlendirmesi yaptıklar. Ardından suçlu sanıklar olan ben ve Sami huzura alındık . Yönetimden bir arkadaş suçumuzun “Gece yarısı ekmeğe alenen saldırı ve koğuş arkadaşların istihkakı olan ekmek hakkını gasp” olarak açıkladı. Savunmamız istendi. Sıradan bir savunma yaptım:

“Açtım, gözüme uyku girmedi, bu nedenle böyle bir eylemi gerçekleştirmek zorunda kaldığımı, suçu yalnız başıma işlediğimi, Sami arkadaşımın gözcülük yapmadığını” ısrarla belirttim. Yargılamanın sona ermesinden bir müddet sonra karar tarafıma tebliğ edildi. Kararı okuduğumda şaşırmıştım.

“SANIK AZİZ GÜLMÜŞ KENDİSİNE İSNAT EDİLEN SUÇU İKRAR ETTİĞİNDEN HAFİFLETİCİ NEDENLER GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK KENDİSİNE BİR GÜNLÜK SİGARA İÇMEME CEZASI VERİLMESİNE, SANIK SAMİ’NİN İSE SUÇA İŞTİRAK ETMEDİĞİ, ANCAK EKMEK SORUMLUSU MIHÊ’NİN İFADESİNDE “SAMİ’NİN DE O SIRADA AYAKTA BULUNMASI NEDENİYLE GÖZCÜLÜK YAPTIĞI İDDİASI SOMUT DELİLLERLE KANITLANAMADIĞINDAN KENDİSİNE CEZA VERİLMESİNE YETERLİ KANIT VE EYLEMİ SUBUTA ERMEDİĞİNDEN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR. ANCAK AZİZ’LE OLAN ARKADAŞLIĞININ SÜRMESİ, MUHTEMELEN SUÇ İŞLEYECEĞİ KANAATİ HASIL OLDUĞUNDAN ONUN DA MÜŞAHADE ALTINA ALINIP TAKİP EDİLMESİ GEREKİR”

Hafif atlatmıştık ama sigarasızlığı nasıl bertaraf edeceğimizi de bilmiyorduk. O sabah herkese istihkakı olan sigara dağıtıldı. Ben pas geçildim. Sami istihkakını aldıktan sonra gözlerime gülümseyen bir ifade ile bakıp “Sen merak etme kendi istihkakımdan gizli gizli veririm” der gibi başını salladı.

Öğlen olmadan herkes havalandırmaya çıkmıştı. Ben hastalığımı bahane ederek havalandırmaya çıkmadım. Sami de rahatsız olduğunu ve havalandırmaya çıkmayacağını söyleyerek yanımda kaldı. İçeride kimse kalmayınca Sami bana kendi sigarasından bir tane uzattı ve keyifle içtik. Sigaralarımızı keyifle tüttürürken “Aman Allah'ım o da ne?” Mıhê tam karşımızda pis pis sırıtmaz mı? Meğer arkadaşlar Mıhê’yi bizim başımıza gardiyan olarak görevlendirmiş ve bu gizli görevi nedeniyle de Mıhê tuvalette saklanarak havalandırmaya çıkmamıştı.

Hopppalaaaa!!! buradan yak! şimdi ne olacak? diye kara kara düşünürken Mıhê tehditler yağdırıyordu. “Oxlımm siz bittiniz! diye gevrek gevrek gülmeye başlamıştı. Havlandırmadaki arkadaşlar içeriye girer girmez hemen Bozo’ya yaklaşarak onunla özel bir konuda görüşmek istediğimi söyleyip ranza altına çekilmiştik. Anlat dedi :

“Bak Bozo bu Mıhê ikili oynuyor, bana sigara cezası verilmişti. Ancak gelip bana “önümüzdeki günlerde mahkemeye çıkacağım bana kıravatını ve takım elbiseni verirsen sana sigara veririm” dedi. Ben de kabul ettim. Walla bana iki dal sigara verdi ve ben de içtim. İnanmıyorsan Sami’ye sor.” dediğimde Bozo fıttırmıştı. Sami’yi de çağırıp aynı yöndeki ifadesi alındıktan sonra hemen ortaya çıkarak:

--- Ulan Mıhêêêê! Ulan Alçak Mıhêêê! oxlım sen komünü sattın, düzenimizi bozdun, sana verilen görevi alçakça kendi çıkarların için kullandın.

Koğuşta herkes biribirine bakıp “Neler oluyor?” derken Ben hemen devreye girerek, fısıltılı bir şekilde birkaç kişiye “Mıhê İdarenin ajanıymış” dedim. Ben “İdare” derken aslında bilinçli olarak bunu teleffuz etmiştim. Çünkü sonradan değiştirebileceğim “Ya kardeşim ben Komün İdaresi demek istemiştim” diyecektim ama ortalık karışmıştı ve herkes Mıhê’nin cezaevi idaresinin ajanı olduğunu sanmıştı. Meseleyi benim fısıltı gazetesinden öğrenen Kızıltepeli olan İbrahim ağabeyimiz kendini tutamayıp Mıhê’nin suratına okkalı bir tükürük fırlatarak :

---Mıhêêê, Nehlet bê qunate!

Aziz GÜLMÜŞ
azizgulmus@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum