8 Şubat 2010

Mezopotamya İnanç Çalıştay’ı okunan sonuç bildirgesi ile sona erdi

Demokratik Toplum Kongresi(DTK) tarafından hazırlanan Mezopotamya İnanç Çalıştayı 6–7 Şubat tarihlerinde Mardin’de gerçekleştirildi.
http://www.mardinlife.com/haberler/resimler/mardinlifeasad.jpg
İki günden beri Mardin’de devam eden Mezopotamya İnanç Çalıştay’ı okunan sonuç bildirgesi ile sona erdi. Demokratik Toplum Kongresi(DTK) tarafından hazırlanan Mezopotamya İnanç Çalıştayı 6–7 Şubat tarihlerinde Mardin’de gerçekleştirildi.

Erdoba Butik Otelde düzenlenen Çalıştay’ın sonuç bildirgesini inanç temsilcileri adına okuyan DTK Eşbaşkanı Yüksel Genç, “İktidara Bulaşmayan, İktidarla Buluşmayan, İktidarlaşmayan İnançlar Demokrasi Özgürlük ve Barışın Güvencesidir”

Alevi, Suni, Ezidi, Asurî-Suryani, Ermeni, Rum, Arap, Mıhellemi gibi farklı inanç ve kültür temsilcilerinin bir araya geldiği çalıştayda inançların ancak mensupları tarafından tanımlanması gerektiği vurgusu yapılarak, devlet ve diğer inançlar eliyle tanımlama çabalarının kabul edilemez olduğu, dile getirildi.

Çalıştay’ın sonuç bildirgesi taslağı üzerinde Türkiye’de asimilasyona ve zulme uğrayan, göç etmek zorunda kalan etnik kökenlerden özür dilenmesi önerisini dile getiren Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in önerisi kabul edilmeyerek sonuç bildirgesinde yer almadı.

Sonuç bildirgesinde yer alan en ilginç talep ise “Laik devlet kavramı ile çelişen Diyanet İşleri Başkanlığı gibi yapılar lağvedilmelidir. İnanç sahası Devletin müdahalesinden arındırılarak özerkleştirilmelidir.”oldu.

Sonuç bildirgesinde şu öneri ve talepler yer aldı:

“Mezopotamya ve Anadolu tarihi bir gerçeklik olarak bu güne kadar farklı inançların ortaya çıktığı, geliştiği ve yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Çalıştayın yapıldığı Mardin şehri de bu açıdan örnek bir anlam ifade etmektedir. Devlet yada toplumun diğer kesimleri tarafından uğradığı baskı, dışlama, inkar ve ayrımcı uygulamalara rağmen varlığını devam ettiren inançlara yönelik, geçmişte yaşanan acıların tekrarlanmaması için yeni bir toplum sözleşmesi ve hukuk inşasına ihtiyaç vardır.

Türkiye’de ki devlet merkezli tek tipleştirici Laiklik anlayışı din- toplum ve devlet arasında ilişkilerin yeniden sağlıklı bir zemine kavuşturulmasının önündeki en büyük engeldir. İnsanlığın ortak özlemleri olan adalet, özgürlük ve barış gibi değerleri savunuyor olmalarına rağmen din ve inançların iktidar araçları haline getirilerek yüz yıllar boyunca savaş ve çatışmaların derinleşmesine hizmet etmiş olması sorunun siyasal boyutunu ortaya koymaktadır. Bu açıdan çalıştay bileşenleri siyaset kurumuna yönelik çağrı ve beklentisini net biçimde tanımlamaktadır.

Toplumdaki farklı inanca dayalı aidiyetlerin, ırkçı ve iktidar merkezli çatışma politikaları eliyle bir birine düşman hale gelmesi sağlanmış, önyargı ve korkular körüklenmiştir. Bu anlamda bütün inanç gruplarının kendisi ve tarihi ile yüzleşmesi, yaşananların hepimizin ortak acısı olduğunu görerek birlikte özgür yaşam koşullarının ortaya çıkarılması için vazgeçilemez öneme sahiptir.

12 Eylül 1980 darbesi ile pekiştirilmek istenen ”Türk-İslam sentezli” yaklaşım ile dini hayatı kontrol çabaları, zorunlu din dersleri ve diyanet işleri başkanlığı aracılığı ile kurumsallaştırılmıştır.

Ortadoğu’da kadim din ve inançların birlikte yaşamasının çoğulculuk olarak görülmesi gerekirken tek tipleştirici, asimilasyoncu politikalarda ısrar edilmesine bütün inanç grupları birlikte karşı çıkmalıdır.

Bu anlamda çalıştayda ortaya çıkan buluşmanın kalıcı kılınması ihtiyacı görülmektedir. Bunun içinde Çalıştayımız, kendisini Mezopotamya İnanç Platformu Girişimi olarak devam ettirecektir.

Farklı inanç mensuplarının, bir arada yaşama yönelik umutlarının artırılması için atması gereken adımlar bulunmaktadır. Yıkılmaya yüz tutan inanç merkezlerinin birlikte onarılması, yaşayan inançların birbirlerini tanıması için eğitsel ve kültürel çalışmaların yapılması, inançların kutsal günlerinin birlikte kutlanması bu yönde anlamlı adımlar olacaktır. Yine dilimize yerleşen farklı din, inanç ve kültürlere yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı yaklaşımların ayıklanması için ortak bir literatür çalışması başlatılmalıdır.

Mardin’de bulunan Artuklu Üniversitesinin adının Mezopotamya Üniversitesi olarak değiştirilmesi gibi, ortak tarih ve kültürel mirasa vurgu yapılması için küçük ama değerli bir katkı sunacaktır.Bu çalıştayımızın talebidir.

Çan ve ezan sesinin birlikteliği ortak gelecek için kaygı değil güven artırıcı bir girişim olacaktır.

Cem evlerinin varlığı yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Alevilere yönelik yok sayma politikaları acilen terk edilmelidir.

Türkiye’de laikliğin çarpık bir anlayışla uygulandığına dikkat çeken çalıştayımız, bu uygulamaların Alevilik, Şafilik, Başörtüsü gibi meselelerde ciddi hak ihlallerine neden olduğunun altını çizmiştir. Yine bu yaklaşımlardan kaynaklı Türkiye de yaşayan farklı inançlar,inançsızlar ve kurumlarında baskı altında olduğuna vurgu yapmıştır.

Bu bağlamda laik devlet kavramı ile çelişen Diyanet İşleri Başkanlığı gibi yapılar lağvedilmelidir. İnanç sahası Devletin müdahalesinden arındırılarak özerkleştirilmelidir.”

Çalıştaya katılanların isimleri şöyle:

"BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve MYK üyeleri, DTK Eşbaşkanı Yüksel Genç, Türkiye Barış Meclisi'nden Seydi Fırat, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ömer Güneş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, İHD, KADİP, EMARJİ, Mehelmi Derneği, Alevi örgütleri adına AKD Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan, ABF, Hubyar, Alevi örgütleri temsilcileri Kazım Genç ve Kemal Bülbül, Şeyh Said'in torunu Şeyh Seydullah Deniz, Alevi dedeleri, Sünni din kesimlerinden Nubihar, Zehra, Med Zehra, Mizgin-Der, MAZLUMDER, DİVES, Şarkiyat-Der, Dicle-Fırat Barış Grubu, Diay-Der, Sünni din alimleri Şeyh Seyri, Şeyh Şafi, Şeyh Celal, Celal Yöğler, Kerem Soylu, Yusuf Hoca, Êzidi inanç örgütleri adına Şengal, Laleş, Feleknas Uca, Mir Tahsin, Biro Görmez, Hıristiyan inancından Protestan Kilisesi, Süryani Kilisesi, Ermeni Kilisesi, Fener Rum Patriği, Yusuf Sağ, Deyrul Zaferan, Deyrul Umur, Filozof İskender, Agos Gazetesi, yazar ve akademisyen Niyazi Öktem, Faik Bulut, Kadri Yıldırım, Ubeydullah Hoca, Reşit Irgat, Fadıl Bedirhanoğlu, Şerefhan Ciziri, Yakup Gabriel, Kezban Hatemi, Naci Kutlay, Ayhan Bilgen, Ahmet İnan, Altan Tan, Şerefhan Ciziri, Derviş Keskin, Prof. Dr. Bilal Sambur, Kemal Bülbül, Hamza Aksüt, Erdoğan Aydın, Akif Hoca, Muhammed Nur Denek, Reşit Irgat ve Avrupa ile Hayat Nasturi." Laleş'ten gelmesi beklenen Yezidi temsilcilerinin ise pasaport sorunundan kaynaklı gelemediği ancak yarın devam edecek olan çalıştaya katılacağı belirtildi.

Nezir Güneş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum