22 Mart 2008

KANIN GİZLİ TARİHİ "REŞO KURİ" kitabı çıktı.

Kitap, Mardin Sürgücü ve ona bağlı 33 köyün 350 yıllık tarihini anlatmaktadır. Kitapta Savaş, Seferberlik, Sefalet, Kıtlık, Açlık, Ölüm, Sürgün, Göç, Dram, temaları, olayları yaşamış gerçek kişilerin anlatımlarıyla hikayeleştirilmiştir. 152 sayfadan oluşan kitapta onlarca resim ve arapça tarihi belge mevcuttur. Reşo Kuri kitabını kitapçılardan ve internet üzerinden satın alabilirsiniz.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yazar Ramazan ERGİN’in web sayfası, yayın hayatına başladı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------
KİTABIN SATIŞINI YAPAN WEB SİTELERİ
Simurg Kitabevi .......------------....Kitap Galerisi...........
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
ATFETME
Bu kitap yaşamımı derinden etkileyen-rastlantı veya düzen- Rakam ve Harfe adanmıştır. Bütün “A” lar adına.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖNSÖZ
Yazılanlarda yaşanılan iyi şeylerden bahsedildiğini görmememizin nedeni kötü şeylerin bizde daha derin izler bıraktığındandır. İyi ve kötü şeylerin birbirine dönüşmesinin bunda büyük payı vardır. Yazma nedenimizi başkasına anlatmadan önce kendimize sorduğumuzda iyi ve kötülerin biz ve ötekiler için bıraktığı izin derinliğini sorgulamadır. Bütün Eski kentler gibi dar sokakları ve duvarları taştan bir mahallede yaşayan altı-yaşında bir çocuğun gerçek bir köy yaşamı yüzleşmesinden günümüze ses ve kokular birbirine karışır. Birinde Evleri kuşatan mahaller, mahalleleri kuşatan Surlar taştan kentte doğmuş özgür“ben” arkadaş, yoldaştır. Ötekine kuşatan evler ve mahalleler kerpiç ve topraktan Köye ait köle ”biz” hısım, akrabadır. Ben ve egemen Babanın kültür dili Türkçe’dir. Biz ve ezilen Ananın dili Kürtçe’dir. Yaşamın ve yaşantının hikayesi bu kadar basit değildir. Olan ile olması gereken mücadelesinde ait olan bizin içinden çıkan ben, özgür benin içinden çıkan biz yani iyi ile iyi, kötü ile kötü arasındaki, görünenin içinde görünmeyeni anlatmaya çalışan insan veya insanlık dramıdır.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
ANLATI ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ
Bireyin kendi yaşamı ile yaşamın kendi üzerinde etkisi arasındaki fark kuyu ile testi gibidir. Bir işe başlama nedeniniz ile sonuçları arasındaki nereye gittigini bilen birinin nasıl gidileceginin birden fazla seçenege baglı oldugunu anlamasıdır. Düşünürün dedigi gibi kuyu ile testi arasında “ip” vardır. O yüzden “kuyu derin degil ip kısadır.” Canlılarla yaşam arasındaki ip insandır. Bir tek insan aktarma ve köprü görevini üstlenir. Bunu yazılı veya sözlü bellek ile yapar. Toplumlarda bireyler gibi kendi pencerelerinden bellekler yaratırlar. Bu bellekte olan ile olması gereken farklıdır. Olan şeyler farklı pencerelerden bakılsada tektir. Olması gerekenler sayısızdır. Olanları kişiler ve toplumlar bellekleştirirken ya övünç ya utanç ya da anıtlaştırmak isterler. Eleştirel bakıldıgında övünme-utanç-anıt birbirine dönüşebilir. Yaşamın devasa büyüklügü karşısında bireylerin ve toplumların acizligi yaşadıkları “kuyudan alabildikleri su “kadardır. Ait oldugu toplumun degerlerini kendi degerlerleri ile anlatmak ve toplum ile kendi degerlerini bütünleştirmek yanılgısına düşmemek için çatışmalar pahasına üçüncü şahıs olabilmektir. Şahsımıza ait oldugunu iddia ettigimiz-bizi biz eden “degerler” bütününün ne kadar içinde ve dışındayız? Zorunlu ve gönüllü kimliklerimizi hangi koşullar biçimlendirir? Kuyu mu?, ip mi? desti mi? su mu? Genetik-Sosyal- Kültürel belleğimizde “genetik kan tarihi” hangi sevgi –nefretimizin mayasıdır? Yazılı veya sözlü hangi uygarlık –felsefe-din-ideoloji-kültür “kan hukuku”nun dışındadır? Hangi duyu organımız “kan” olmadan hisseder?Gönüllü ve elimiz kolumuz baglı bir bulut gibi kişilerden topluma-köylerden aşirete-aşiretlerden uluslara “kendi-öteki olan”ları oldugu gibi-görünenin içinde görünmeyenle-küçük bir yerleşim biriminde geçen“insan” dramıdır. Bu eser: Yalanın gerçeğe, gerçeğin bilmeye, bilmenin güce, gücün acıya, acının söze, sözün yazıya, “gerilmiş ip gibi”dönüştügünün anlatı çabasıdır.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
YAŞAM RADYO'DA SÖYLEŞİ:
03.08.2007 Cuma saat 19:00 - 21:00 saatleri arası Yaşam Radyo ( FM 89.4 ) da Yazar Ramazan ERGİN ile "REŞO KURİ" kitabı ile ilgili 2 saatlik bir söyleşi yapıldı. www.yasamradyo.com.tr
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
YAZAR HAKKINDA
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
RAMAZAN ERGİN, 1961 yılında Diyarbakır’da doğdu; İlk, orta, lise ve üniversite eğitimini yine Diyarbakır’da tamamladı. Mardin ili Savur ilçesi Sürgücü (Avine) köyüne kayıtlıdır. Yazar, Diyarbakır’da Ziya Gökalp lisesinde Almanca öğretmenliği yapmaktadır. REŞO KURİ yazarın ilk çalışmasıdır.
Telefon: 0 555 341 97 47
E-mail & Msn
www.ramazanergin.com
.
RAMAZAN ERGİN'İN FOTO GALERİSİ
.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
KİTAPLA İLGİLİ YORUMLAR
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
KARANLIKTA KALMIŞ ISSIZ DİYE BİLİNEN, ANCAK GERÇEK BİR CENNETİ ANDIRAN, BİZ GÜRBETÇİLERİN HAYALLERİNİ, GÜZELİKLERİ İLE SÜSLEYEN BÖLGEMİZİN, KARANLIK OLDUĞU KADAR KORKUNÇ VE ÖRKÜTÜCÜ OLAN TARİHİ. CANLI TANIKLARIN BİLGİLERİNE VE O DÖNEMİN RESMİ BELGE İLE TUTANAKLARINA DAYANILARAK YAZILMIŞ, İÇERİĞİNDE BİR ÇOK KARA LEKEYİ AYDINLIĞA KAVUŞTURAN ABARTILARDAN ARINDIRILMIŞ, OKUYUCUNUN TÜYLERİNİ DİKEN DİKEN EDEN... TARİHİ BİR HİKAYEDİR (REŞO KURİ) Kitabı...
ELLİNE VE EMEĞİNE SAĞLIK: RAMAZAN HOCAM.

BEN: REŞO KURİ'NİN YEĞENİ; ŞÜKRÜ ÇUR.
GEBZE/KOCAELİ
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kitabınız 'KANIN GİZLİ TARİHİ'Nİ kısa bir süre önce okudum... Doğrusu; Tarihi, Sosyal, Psikolojik vb.. çok boyutlu bir bakışla, çok zengin malzemeye tanık oldum... Tarih bilincimizin kilometre taşlarından önemli yer tutacak bu çalışma olduğuna (yazılı) inandım...
Sizi tebrik ediyor...Başarılarınızın devamını diliyorum...Benim babam kuréliymiş,ben orayı hiç görmedim.. Diyarbakır'da doğdum, orda büyüdüm.. Z.G.L mezunuyum. İ.Ü Siyasal Bilgilerde okudum... Tarih bilimi konusunda metod araştırmaları ve geliştirilmesi konusunda araştırmalar yapıyoruz..
Tanışmak, konuşmak isterim.. BAŞARILAR


Adile KOÇER ( gürdap)
BURSA
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
KIZILTEPE'DEN BİR LİSE ÖĞRENCİSİ
Selam. “REŞO KURİ” kitabını okudum çok etkilendim. Bu kadar güzel olacağını bilmiyordum. Yazar iyi anlatmış. Tamamını bir oturuşta okudum. Ama gerçekten çok güzel. Anlatımı çok güzel. Bu kadarını beklemiyordum. Okuduğum en güzel kitap, belki de gerçek olmasındandır. İnsanı etkiliyor. Herkese selam. İyi akşamlar. Salih ŞAHİN

--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kanın Gizli Tarihi REŞO KURİ Kitabı - Adnan FIRAT (Sosyolog)
Tarih algısı toplumsal değil siyasaldır çoğunlukla. Bizler tarihi öğrenmekle daha çok büyük olayları, büyük şahsiyetleri ve devletleri öğrenmiş oluyoruz. Sanki tarih, sadece büyük insanların, büyük devletlerin ve de büyük söylevlerin tarihidir ve olanca ağırlığı ile halk, sadece bunlar tarafından biçimlendirilmiş birer tamamlayacı öğedir... Devamı..>>>
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
DİYARBAKIR YAHOOGROUP'TAN
Ramazan Ergin do yayınları tarafından yayınlanan "Reşo Kuri" adlı anlatısı.
Awina & Kanın Gizli Tarihi
Belleklerde derin izler bırakan, bir dönemin kapanışında yaşananları, Ahmet Ağa ile Reşo Kuri üzerinden detaylandırarak, bu coğrafyanın sosyo-kültürel dokusunu bizlere ulaştırmış.
Geniş bir coğrafyaya yayılmış din ve dil ayraçlarıyla farklılıkları, ortak yaşam alanları, birlikte oluşturulmuş mazinin tüm ağırlığının herkesçe paylaşılmasının birlikteliği, öteki ile oluşturulan hukukun ayrıntıları...
Avine (Savur), Mardin, Diyarbakır, Kızıltepe, Mazıdağı, Sinop, İstanbul...
İmparatorluk, Cumhuriyet.. .
Kan, ırz ve namusun kutsallığı...
Aşiret, soy, kadın erkek...
Ermeni, Süryani, Yezidi, Müslüman...
Zorba, zulüm, mazlum, intikam...
Ölüm, sürgün, soyun devamı...
Feodal yaşamın nedenleri ve sonuçları üzerine pratikten teoriye uzanan anlamlandırmalar.
Ramazan Hoca derdini, derdimizi bir güzel anlatmış...
Mehmet ŞİMŞEK
diyarbakir@yahoogroups.com
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
BİR EDEBİYATÇI'NIN YORUMU
’REŞO KURİ’’ üzerine…
.....
Sevgili Ramazan Ergin hoş, güzel, akıcı,ve çok dramatik bir anlatı hazırlamış.Bu anlatı yer yer insanların, olayların, durumların ve çatışmaların sergilendiği, kendi alanında önemli sayabileceğimiz müthiş bir yapıt…
.....
Reşo Kuri,yazarın hem yakından izlemiş olduğu bir tarihi destanlaştırması hem de bu kültürün özelliklerini ortaya koyması adına realist özellikler taşımaktadır. Çünkü, bir Avina’lı olarak toplumun bir düzen tarafından nasıl ezildiği ,sömürüldüğü ve insanların bu zülüm karşısında nasıl bir hiç haline getirildiği anlatılmaktadır. Eser de güçlü, güçsüz, ezen, ezilen, sömüren, sömürülen çatışması vurgulanmaktadır. Okuyucunun önüne toplumsal sorunları (ağa, eşraf, devlet, köylü ilişkileri , baskıcı yönetimin ürünü yoksunluklar, yoksulluklar içinde ölen, öldüren, hapislere düşen insanlar) sererek okuyucuları bu sorunlar üzerinde düşünmeye çağırır. Yazarın insanları daha iyiye, daha doğruya ve daha güzele ulaştırma gayesi bu yönüyle onun hem gözlemci gerçekçi, hem toplumsal gerçekçi ve hem de bir eleştirel gerçekçi olduğunu göstermektedir. İnsanların iç hayallerini dışa vuran eylemlerle ortaya koyan yazar; yan tutmayan bir gözlemci gibi davranmakta, kişisel ve toplumsal çatışmayı çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu, köylünün dramıdır. Sadece ekonomik sömürüye dayanmayan dini, hukuki bir sömürüdür. Aynı zamanda tarihin, geleneğin, göreneğin ve ahlak anlayışının da dayattığı bir sömürü düzenidir.
.....
‘’Önlerinde tek engel Kürtlerin binlerce yıllık amca kızı,amca oğlu hukukudur. (Amca oğlu isterse amca kızını gerçekten çevirebilir)’’1 (
.....
‘’Şehir merkezinde bir kadının Yezidi olduğunu ispat edersen o kadını cariye olarak kullanma, satma hakkına sahip olursun. Osmanlı kadıları için bu çok meşru bir yasadır.”2 (a.g.e, s.86 )
Eser, yakın geçmiş olması itibariyle toplumun sadece psikolojik ifadesi değil geçmişten günümüze Kürt özelliklerinin tarihi, felsefi ve sosyolojik ifadesidir. Eser tarihi ve sosyolojik açıdan geçmişten günümüze kadar Kürt kültürünün mihenk taşı diyebileceğimiz özelliklerini gösteren bir başyapıttır.
.....
“… Düşmanlar arasındaki kan davaları, toprak, para yada kan bedeli kız verme ile barış sağlanır. Kız kızla takas edilir; (Berdel) böylece kız ile düşmanlıklara son verilir. Kız ile akraba olunur. Kız ile onurlanır, onursuzlaşır. Kan akrabalığına toplumsal kast girince bu tür evlilikler artık eşit ya da daha güçlü kastların kendi aralarındaki izdivaçlarla devam ettirilir. Kürt tarzı kast sistemi kadın üzerine kuruludur. Bütün yaşamsal değerlerden önce gelir. Toprak bile öğretisini kadından alır. Yaşamın adıdır kadın. (Jin-kadın, Jiyan-yaşam) “ 3 ( a.g.e.,s.29)
.....
Yaşanılan zaman diliminde “yaşanılan toplumun” ifadesi olarak toplum anlatılmıştır. Ve bu trajik bir yaşamdır. Böyle bir yaşamda başkaldırı muhakkaktır ve nitekim güzel bir başkaldırı söz konusudur. Eserde insan hayatında yeri olan doğum, büyüme, beslenme, cinsellik, evlilik, çocuk, ölüm gibi konular irdelenmiştir.
.....
“…Yasağın erkek meşruluğunu köyün dişi köpek ve eşekleri çeker. İnekler bile eti yenildiğinden, sütü içildiğinden zinaya kurban gitmiş sayılır.”4 (a.g.e, s.46)
.....
Her ne kadar ilk eseri olarak ifade ettiği Avina, onun sanki ilk eseri değil de bu alanda yazılmış bir çok eseri varmış gibi bir durumu ortaya koymaktadır. Çünkü başarılı bir durum söz konusudur. Belki de çok iyi gözlemlemesi ve çok iyi bir araştırma sonucu tam teşekküllü bir kitap hazırlaması başarısını arttırmıştır. Bunun yanı sıra insana, insanın içinde yaşadığı topluma, diğer insan topluluklarına da sevgi dolu olması, onları olduğu gibi kabul etmesi ve yeri geldiğinde bir Ağaya karşı bile sevgiyle yaklaşması Ramazan Ergin’in insan olarak ta ortaya çıktığının kanıtıdır.
.....
“…Kapısında hiç kimseyi aç bırakmayan ama karşılığında arazilerin tapusu ile saygıyı isteyen bir ağa. İsmi bile düşmanlarına korku salan, dostlarına güven aşılayan bir ağa. Dostları tebaası bazen bu sadakati kendi menfaat ve lehlerine kullansalar bile.”5 ( a.g.e, s-94 )
.....
Yazar olarak tarafsız ve estetik bir ruh haliyle bunu ortaya koyması, bir felsefesinin olması, üslubunun alabildiğine hoş ve derin anlamlar taşıması, sanatçının gelecek vaat ettiği ve ilerde daha iyi eserlerde verecek kapasitede olduğunu göstermektedir.
Daha öncede belirttiğim gibi, eser, hakim bakış açısıyla anlatılan bir destan özelliği taşımaktadır. Yazarımız o döneme ait olayları Kürtçe tekerleme, atasözleri ve deyimleri çok iyi derlemiş ve hem Kürtçe’sini hem de Türk’çe sini yerinde vererek eseri zenginleştirmiştir.
.....
“ Bi Şiwanre dihere ber pez, bi Gurre pez dixwe, bi xwedire şiné dike” (Çoban ile koyunları güder, Kurt ile sürüleri yer, Sürü sahibi ile yaz tutar) . 6 (a.g.e, s.63 )
.....
“…Çélké mara bé jahr nabe. (Yılanın yavrusu zehirsiz olmaz).” 7 (a.g.e,s-95 )
.....
“ Ji milka Aş, ji haceta sımtraş, ji méra e ku nenéré ne li peş u ne li paş.” (Mülklerden değirmen, aletlerden Nal tıraşı, Erkelerden ne arkasına ne de önüne bakmayan makbul dur.) 8 (a.g.e, s.109 )
.....
Ama, eser daha çok bir kültürün, yaşam tarzı ve dokusunun özelliklerinin lirik bir şekilde anlatılmasıdır. Her sayfasında bazen coştuğum, bazen dirildiğim, bazen kızdığım ve bazen öldüğüm olmuştur. Satirik, didaktik ve lirik özellikler ağırlıkta olan eser, Ramazan Ergin’in de dokunaklı ve ironik yanını sergilemektedir. Sevgili arkadaşımın başarılarının devamının diliyor, yazdıklarının ona yaşayamadığı huzuru bahşetmesini istiyorum.
.....
Sevgilerimle…
10. 09. 2007
Sultan BOZKUŞ
Z.G.L Edebiyat öğretmeni
----------------------------------------------------------------------------------
KİTABIN SATILDIĞI YERLER
1-Kelepir kitabevi kasaplar OFİS/ DİYARBAKIR
2-Eğitim kitabevi-Gevran cad. OFİS/DİYARBAKIR
3-Eğitim kitabevi-Galeria DAĞKAPI /DİYARBAKIR
4-Belediye konuk evi kitap fuarı OFİS/DİYARBAKIR
5-Awesta kitabevi OFİS/DİYARBAKIR
6-Medya Kitabevi Elhamra Pasajı İstiklal Caddesi TAKSİM/İSTANBUL

ÖNEMLİ NOT:Değerli Okurlarımız, Kitabı temin etmek için bulunduğunuz şehrin size en yakın Kitabevine gidip Ramazan ERGİN’in Kanın Gizli Tarihi REŞO KURİ kitabını isteyin.
(TELOS DAĞITIM) şirketinden temin edecektir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yayınevi Adresi:
DO YAYINLARI
Şehit Muhtar Mah.Nane Sok.No:5/5 Taksim/İSTANBUL
Tel:(0212) 243 01 56 - Fax: (0212) 252 70 48
Dağıtım Şirketi: TELOS DAĞITIM
..............

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum