13 Kasım 2007

GÜL'ÜN ARDINDAN...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün Doğu ve Güneydoğu bölgelerini ziyareti esnasında şüphesiz en ilgi çeken kısmı Diyarbakır'dı. Geçmişten beri devlet büyüklerinin klişeleşmiş sözlerini sarf ettiği bu büyülü coğrafyada Sayın Abdullah Gül'ünde ekleyeceği yeni bir söylemle başta aydınlar olmak üzere bir çok kesimin üstüne yoğunlaşacağı bir açıklama beklenmedik değildi. Ama olmadı. İyi niyet ile söylenen temenniler dışına taşmayan bu görüşme beklentilerin içinde normal bir süreç yaşandı. Yani bizler her zamanki gibi söylediklerimizi söyledik kaştı tarafta dinleyip notunu aldı. Gerçi bu alınmış notların bizde bulunan izahatlardan daha detaylısı devletçe mevcut olduğu tartışılmazdır. Bizimkisi tekrarlamak, hatırlatmaktır sadece.
Sayın Cumhurbaşkanımız bütün Türkiye'de olduğu gibi bölgemizde de sevilmekte ve kabul görmektedir. Dürüst kişiliği, tecrübesi, halkın yaşam tarzı ile bütünleşmiş yapısı itibariyle genel kabul görmüş biridir. İlk ziyaretini Doğu ve Güneydoğu vilayetlerine yapmasının sebebi ise beklenmedik bir desteği bu bölgelerden görmesidir. Bu gün DTP nin dışında kabul gören tek parti AKP'; dir. Yıllardan beridir kimliğiyle bütünleştirerek benimsediği siyasi yapının dışında başka bir yapıya destek vermesi kaygan olmayan böyle bir zeminde edinilmiş büyük bir başarıdır. Buradan çıkarmamız gereken diğer bir sonuçta bölge halkına doğru yaklaşıldığı taktirde halkı kazanıp sisteme dahil etmek çokta zor değildir. Bence AKP nin bu tutumu kalıcı bir huzuru oluşturma adına atılmış ilk adımdır, daha atılacak bir çok adımın olduğunu unutmamak gerek. Bu adımların yönünü belirlemede en büyük görev ise bölge milletvekillerine düşmektedir. Meclise göndermiş olduğumuz vekillerimizin tamamı partilerinin ve hatta siyasi düşüncelerini çoğu kez bir yana bırakıp her zaman ortak payda diye ifade ettikleri Diyarbakır için odaklanmalıdırlar. 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra başta bölgemiz olmak üzere Türkiye yeni bir döneme girmiştir. Bu yeni dönem halen eski yaşanmış olan şeylerin hafızası üzerine kurulduğundan yanlış atılacak en ufak bir adımda bile mayın görevi göreceğinden yapılacak her şeyin, söylenecek her sözün çok dikkatli ve seçerek yapmak gerekir. Bölgenin AKP Milletvekilleri başta olmak üzere AKP Hükümetinin bilmesi gereken en açık şey %40 rı aşan oy ile desteklenmelerinin asıl nedeni geçmiş dönemde yapmış oldukları hizmetten ötürü değil, halka umut aşılamış olduklarından önümüzdeki beş yıl içinde yapacakları olumlu şeylerden ötürü verilmiştir. Sayın Başbakanımız geçmiş dönemde 4,5 milyar YTL nin bölgeye harcanmıştır söylemesi talihsiz bir açıklama olarak kabul ediyorum. Nüfus artışı ile orantılı olarak altyapı, okul ve su gibi yapılması gereken zaruri rutin görevleri olağanüstü hizmet gibi göstermek tamamen yanlıştır. Bu hizmetler insani temel haklardır, bunlar üzerinden siyaset yapmak yanlıştır. Tabi bölge insanına yıllardan beridir insani hizmetlerin dahi verilmemesi sayın Başbakanımıza bunu söyletmiştir. Ama buna rağmen yanlıştır ve talihsizce yapılmış bir açıklamadır. Sayın Başbakanımız çıkıp deseydi ki, çıkarmış olduğumuz mevcut teşvik yasaları sayesinde bu kadar yerli veya yabancı yatırımcı bölgeye gidip yatırım yaptı, şu kadar istihdam sağlandı, OSB şu düzeyden, şu düzeye getirildi, bölge dışa açılması için sivil ve uluslar arası hava alanı yapıldı, otoban bölgeye getirildi, bölgenin ana sektörleri desteklenerek bölge sektörsel bir noktaya getirildi, bölgenin hemen burnunun dibinde bulunan verimli Irak pazarında bölge söz sahibi olması sağlandı gibi açıklamalar yapılsaydı bunun karşısında söylenecek hiçbir şey yoktu sanırım. Sayın Millet vekillerimizde çok iyi biliyorlar ki; Bölge halkının artık yanlışları kabul etmeye veya umutlarını daha ileriki bir zamana atma gibi bir tahammülü yoktur. Sayın Bakanımız Mehdi Eker bölgeyi iyi analiz etmiş kişilerin başında gelmektedir. Sayın Abdurrahman Kurt İl Başkanlığı döneminde Diyarbakır';ı sokak sokak gezmiş biri olarak sancıları Ankara'ya çantasında götürmüş olmalıdır. Sayın Kutbettin Arzu Milletvekilliğinden önce iş dünyasına vermiş olduğu yemekte, Sayın Başbakan beni iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları adına temsilen seçmiştir, sıkıntıları iyi biliyorum ve dile getirip çözüm arayacağım demesini unutmuş değiliz. Sayın İhsan Aslan, Osman Aslan, Ali İhsan Merdanoğlu geçmişten gelen deneyim ve bilgi arşivlerini biliyoruz onu kullanmalarını beklemekte ve takipçisi olacağımızı bilmelerini isteriz.

Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün icraatın başında olmadığını temsili bir görev üstlendiğinin farkındayız, ancak Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı ve buna paralel düşüncede olan onlarca kurumun fikir birliği içinde olduklarını bilip bir şeyler beklemek haksızlık olmaz. Türkiye bu kadar uyumlu çalışma ortamı yakalamış makamları sadece Cumhuriyetin kuruluş yıllarında şahit olmuştur. İkinci kez yakaladığımız bu şahitliği bu ülkede yaşayan bütün bireylerin yaşam düzeylerini insani standartlara çıkarma çalışmalarını beklemenin dışında şahitliğini, bütün duyum organlarımızı çalıştırarak yapacağımızı bilmelerini isteriz. Görüşmek dileğiyle.

Şükrü ADANIR
OSGİAD Genel Sekreteri
26.09.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum