13 Kasım 2007

GÜNEYDOĞU'NUN PARA KADAR İMAJA DA İHTİYACI VAR...

---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Güneydoğunun para kadar , imaja da ihtiyacı var... Cumhuriyet tarihinden günümüze kadar çıkan teşvik yasaları, bu yasaların bıraktığı olumsuz etkileri, şu an yürürlükte olan 5084 ve 5350 sayılı yasanın bölge halkı için anlamını yitirdiği gibi dengesizlikler yaratarak haksız rekabeti yarattığını şüphesiz. Yıllarca beklediğimiz, ama sonuç olarak isteklerimizden uzak neticeler doğuran teşvik yasalarının çıkmasını beklemektense, kendimiz bir şeyler üretme yollarını aramalıyız. Mesela ilk önce imaj ile başlayabiliriz. İmajın günümüzde toplumlar, kurumlar, işletmeler ve fertler üzerindeki etkisine baktığımızda imajın oldukça önemli olduğu bir gerçektir. Bu anlamda imajımızı düzeltip, bunu hızla profesyonel tekniklerle pazarlamaya başlayabiliriz. Yıllarca söylenen bir şey var; iş adamları doğuya yatırım yapsın, yapsın yapmasına da yalnız bu cümleyi kullanırken biz bile ses getireceğine inanmıyorsak, sırf bir propaganda sözü olarak söylüyorsak boşuna nefesimizi tüketmeyelim. Siz Aydın' lı veya Sinop' lu olsaydınız gelip buralara yatırım yapar mıydınız bunu kendimize sorup cevabını bulduktan sonra bu tür çağrılar yapmak gerekmez mi, biz cevap veremiyorsak bu soruya karanlığa kurşun sıkmak olur. Bunun nedeni olmalı, yatırımcıya bir neden yaratmalıyız. Yatırımcı bundan dolayı yatırım yaptım demeli bunu söyletemiyorsak bundan dolayı yatırım yapmadım cevabıyla sürekli karşılaşırız. Oturduğumuz yerden kimse gelip kucağımıza bir şeyler bırakmaz, bırakmasını da beklememeliyiz. Yıllarca yaptığımız gibi kendimizi kandırmaktan vazgeçelim, başarısız olmuş politikaların peşini bırakalım. İlk önce bölgenin imajını düzeltmek adına tanıtımlara başlayabiliriz, Diyarbakır, Mardin ve Batman başta olmak üzere bu kentlerimizin Türkiye'nin en güvenilir yerleri olduğunu, iş gücünün fazla olduğu, yer altı yer üstü kaynakları, bölgesel kolaylıklar olduğunu, orta doğu ya açılan pencerenin kanatları durumunda olduğunu bir pazarlama taktiğiyle anlatmaya çalışalım. Yatırımcının bir sebebi olması için; Güncel ve devamlılık sağlayacak teşvik kanunlarının çıkarılması için Ankara'yla girişimlerde bulunmak üzere çalışmayan kanatlarımız olan, bölge milletvekillerini, sivil toplum örgütlerini, yerel yönetimleri ve basını adına bazı çağrılar yapılıyor ama bu sektörü oluşturma adına hiçbir kımıldama hissedilmiyor, buda çağrının samimi olmadığını göstermiyor mu. Bölgenin güvenilir olduğunu bedava arsa, vergi, harç, sigorta primi indirimi, ucuz enerji gibi cazip şeyler oluşturursak Güneydoğunun her köşesine yatırımcının geleceğini ve bu yatırımların her geçen gün büyüyerek çalıştırmak adına önümüzdeki düğmeye basmamızın zamanı gelmedi mi, bu zamanı bir daha yakalama şansımız olmayabilir. Güneydoğu gelişmek adına en iyi zamanını yaşıyor. Kısa bir süre sonra bölge büyük bir turizm patlaması ile karşı karşıya kalabilir, bunu istatistik bilgiler vermektedir, ama buna karşılık ne devlet, nede özel sektör hiç bir girişime başlamış değil, sürekli turizm başkalarını da bölgeye çekeceğini bilmek o kadar zor almasa gerek. Bölgede iyileştirmeyi sağlarsak, bölgenin küçük orta ve büyük yatırımcılarını bir araya getirip yatırım yapmalarını sağlarsak, bize sadece davet kalır, buda işin en kolay tarafı. Bölgede küçük esnafı bir araya getirerek ortak yatırımlar yapabilmeleri için meslek odalarının girişimde bulunmaları gerekir, aksi taktirde tekelleşmenin her geçen gün büyüyerek bölgemizi de etkisi altına almasından dolayı küçük esnaftan bahsetmek tarihi anlamda olur. Her geçen gün bölge üretmeyen sürekli tüketen bir konuma girdi. Tüketim canavarları üretme adına yol tarifecilerin çıktığı bu günlerde üreten toplumdan uzaklaştırmak adına hızla bir çalışmaya başlanılmıştır. Bölgede gelişim adına başlatılan faaliyetlerde kurum ve kuruluşların bölge müdürlükleri, temsilcilikleri ve marka yaratma adına hızlı bir şekilde kapma yarışı başlamıştır. Bir çok kurum ve kuruluşun bölgesel merkezi durumunda bulunan Diyarbakır' da, şubelerin bile kapatılmaya başlanması Diyarbakır' ın bu yarışta oldukça gayretsiz olduğunu göstermektedir. Oysa bölgenin coğrafya sına bakıldığında Diyarbakır' ın merkezi konumda olması bölgeyi birlikte kalkındıracağı gerçeği de göz ardı edilmemeli. Sonuç olarak iyi şeylerin elde edilebilmesi için eğitime, eğitim içinde gayrete ihtiyaç vardır. Bu gayret bölge insanında fazlasıyla olduğu yıllarca ortaya koymuş olduğu mücadeleden anlaşılmaktadır.Bu anlamda başkalarından yatırım beklemek bir propaganda lafından başka bir şey değildir. Güneydoğu' nun kalkınmasını istiyorsak bizler geç kalmış değiliz. Bölgemizin tanıtımını iyi yaptıktan sonra birikimlerimizi bir araya getirerek, profesyonel anlamda birleşebilir ve bu birleşim ile harikalar, hatta mucizeler yaratabiliriz. Dünya da bunun birçok örnekleri vardır. Hemen şimdi en yakın komşuya teklif götürerek başlamanın tam zamanı...Geçmişimize olan borcumuzu, iyi bir gelecek bırakarak ödeyebiliriz.

Şükrü ADANIR
OSGİAD Genel Sekreteri
09.09.2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum