---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hayal edin; Siz, Diyarbakır’ın dışında yaşayan, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde Sanayici düzeyinde yatırımı olan ve bölgeye yatırım yapmaya devam etmeyi düşünerek girişimlerde bulunmuş işadamı kimliğine sahip bir Diyarbakırlısınız.Yıllardır ülkenin batısında ve yurt dışında yapmış olduğunuz ticaret ile edindiğiniz bilgi birikimi ve sermayeyi, hem ticari kazanç sağlama anlamında, hem de bölge insanı olmanızdan ötürü üzerinizde hissettiğiniz sorumluluktan dolayı Diyarbakır’da bir yatırım yapmayı düşünürken, ürettiğiniz bir projeyi harekete geçirmek üzere arsa tahsisi için Diclekent bölgesinde projenize uygun gelen bir şahsın mülkiyeti olan bir arsayı mülk sahibi ile anlaşıp sözleşme yaptıktan sonra çalışma ruhsatı almak üzere Kayapınar Belediyesi’ne başvuruyorsunuz.
* * *
Belediyece, talep ettiğiniz arsa üzerinde inşa edeceğiniz yapının prefabrik oluşundan ve bu arsayı kısıtlı bir süre için işgal edeceğinizden, kalıcı bir yapılaşmanın olmamasından ötürü belediyenin içinde bulunan iç kurul, organ ve teknik heyetlerin onayını alarak mevcut kanunlara uygun bir şekilde yatırımınızı inşa ederek faaliyette bulunmanızda bir sakınca bulunmadığı kanaatine varılarak bir yıllık süreli adınıza çalıştırma ruhsatı düzenlenip yatırımcıya veriliyor.
* * *
Evet, ruhsatınızı veriyor. Ruhsat nedir? Ruhsat, bir ülkenin kanunlarında belirli yeterlilik şartlarının yerine getirilmesi kaydı ile denetleyici üst kurum tarafından verilen bir izin belgesidir. Yani belirli yeterlilik diyoruz, demek ki kanunlarla belirlenmiş yeterlilik kriterlerinin yerine getirildiğinin yetkili ve bilgili kurullar tarafından tespiti yapıldıktan sonra düzenlenmesi uygun görülüp bu ruhsat verilmiştir. Ruhsat aynı zamanda tarafların sadık kalınması şartı ile düzenlenmiş bir sözleşmedir. Sözleşme yapılır ve tarafların sözleşmeye hem hukuki, hem de ahlaki anlamda sadık kalınması kaydıyla olay tatlıya bağlanır.
Tüketici yoktur
Buraya kadar her şey normal. Yatırımcı firma yapılan işlemin ve idarecilerin güvenilirliğini göz önünde bulundurarak yatırımına başlar, yatırımın bitme aşamasına yakın bir zamanda, üçüncü şahıslarla anlaşmalar, siparişler ve sözler alınıp verilmişken, bu yatırım hazır giyim ve ayakkabıcılık sektöründe perakende düzeyinde alım satım işi yapan bir grup esnafımızın tepkisiyle karşılaşır. Bu tepkinin gerekçesi; Türkiye’nin bir çok yerinde açılmış olan Outlet çadırlarında dünyaca ünlü tekstil markalarının sezon sonu mallarını bu Outlet çadırlarında çok hesaplı fiyatlardan satacağından veya çok hesaplıymış gibi bir imaj yaratacağından dolayı halkın ilgisinin buraya yöneleceği ve bundan ötürü küçük esnafın satışlarını etkileyip terk-i sanat etme tehlikesiyle karşılaşma kaygısını taşıdıklarından demokratik toplumların gereği ve insani hakları olan tepkilerini meslek örgütlerini de bünyesinde barındıran Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği ile Ticaret ve Sanayi Odası gibi üst kurumların öncülüğünde itirazda bulunarak bu haksız rekabetin yaratılmaması için yatırımın durdurularak iptal edilmesini talep etmişlerdir.
* * *
Taraflar birkaç karşılıklı görüşme ve basına vermiş oldukları demeçlere rağmen belli bir anlaşma sağlanamadığından, itiraz eden taraf şehrin idarecilerine başvurarak bu sorunu çözmeleri için yardım talep etmeleri sonucunda 02.01.2008 tarihinde Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi salonunda Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Av.Osman Baydemir başkanlığında oluşan bir heyet ve çadırın oluşmasından rahatsız taraflar ile yatırımcının bir temsilcisinin bulunduğu bir toplantı yapılır.
Toplantıda itiraz eden taraflarca haksız rekabetten ve doğuracağı olumsuzluklardan bahsedilerek Outlet çadırının iptal edilmesi talep edilir. Yatırımcı firmanın sözcüsüne söz verilir, daha sonra karara geçilir. Kararla, Outlet çadırının oluşumuna itirazda bulunanların gerekçelerinin haklılığından yana tavır konularak iptaline ve yatırımcının uğradığı zararın giderilmesi için hukuki ve ahlaki anlamda giderilmesine karar verilir. Oysa diğer taraf yani tüketici, dediğimiz halk yoktur orada. Orada alınan karar ile belki de tüketici yeni açılacak hesaplı ve kaliteli ürünleri bünyesinden bulunduracak bir alış veriş merkezinden mahrum bırakılıyordu. Ama kimse sözleşmeye bağlı kalmayan, sözünde durmayarak sözleşmeyi, sözü bozan tarafın yaptığı hatadan bahsetmedi, Sözünde durmayan taraf olan Kayapınar Belediyesi’nin bu kararı bozarken, ticari hayatı etkileyeceği iddia edilen yatırımı iş dünyasının temsilcileri olan Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği ile Ticaret ve Sanayi Odası’nın görüşünü almadığını yalanlamadı, nasıl olur da böyle bir yatırımda bu tür önemli kurumların görüşünü almaz. Şimdi tepki doğduğunu fark edince her ne kerametse bu kurumların görüşünü dikkate alarak yatırımı iptal ediyor.
İlişkilerde kopukluk
Eminim bu tür kurumların görüşünü en başında almış olsaydı böyle bir sonuç doğmazdı. Bu da belediyelerimizin sivil toplum kuruluşları ile olan ilişkilerindeki kopukluğu ortaya koymuyor mu? Bölgemizde faaliyet gösteren Migros, Caarfour, Bim ve alışveriş merkezlerimiz ne kadar meşru ise bu yatırım da bölge insanı tarafından yapılacak meşru bir yatırım olacaktı. Eğer bu yatırımda ucuzluktan dolayı piyasayı olumsuz etkilenmesinden bahsediliyorsa Migros, Caarfour, Bim gibi mağazaların oluşumunda da tepki gösterilmeliydi. Peki doğru olur muydu? Kesinlikle hayır. Çünkü her platformda söylediğimiz bir şey var, oda şudur: Zaman değişti, bölgesel ticaret deneyimimizi evrensel ticaret anlayışı ile formatlayarak kendimizi güncel tutmalıyız. Biz bölgesel düşünüp evrensel yaşamaya çalışıyoruz, oysa evrensel düşünüp bölgesel yaşamalı ve doğruları bulma adına kendimizi sürekli eleştirmeliyiz.
* * *
Ben kendimi bildim bileli yerel ismi çarşıyaşevıti olan bir çarşımız vardır. Ben de yıllarca oradan alışveriş yaptım ve hala yapmaktayım. Peki o çarşıda ticaret yaparak ekonomik anlamda büyüyüp sanayileşip ayakkabı veya giyim sanayisinde faaliyet gösteren esnafımız var mı?, veya kaç tane var? Kendini yenilemeyeceksin ve sonra neden başkası gelip benim pazarıma el uzatıyor diyeceksin. Yok böyle bir şey, bugün gelmezse yarın başkası gelir. Kapitalizmin uyguladığı ticaret anlayışında kurallar zor olduğu kadar acımasızdır aynı zamanda. Tamam ülkede ekonomik krizler yaşandı, esnaf sıkıntılara düştü, bu açıdan aradan sıyrılıp büyümenin çok zor olduğunu biliyorum. Ancak bu yatırımın durdurulması için ortaya konulan örgütlenme ve birliktelik sermaye anlamında, iş birliği anlamında oluşsaydı adım gibi eminim, çünkü bölgemin esnafını iyi tanıyorum. Şu an Diyarbakır ayakkabının, tekstilin sanayi merkezini oluşturan bir konumda olurdu.
* * *
Belediyelerimizin çalışmalarını yakından takip eden biri olarak ne kadar verimli işler yaptıklarını ve her projelerinde yanlarında olarak her ortamda takdir etmişimdir. Ancak bu uygulamanın yanlış olduğunu düşünmekteyim. O toplantıda tüketici de olmalıydı, eğer biz halktan yetki almış vekilleriyiz diyorlarsa, karşı tarafın da olmaması gerekirdi. Tıpkı ilk gün taraflar olmadan kendilerini yetkili görüp ruhsat vermeye karar verdikleri gibi. Çünkü adalet tarafların sayı çokluğuyla veya tepkinin büyüklüğünden korkularak dağıtılmamalı. Adalet dağıtılırken çoğunluk karşı gelse bile belirlenmiş kurallar göz önüne alınarak hak sahibine teslim edilmeli. Bu ziyanı bir öğüt olarak kabul edip, bir daha tekrarlanmamasını temenni ediyorum.
Samimi değilsiniz demezler mi?
OSGİAD’ın kuruluşundan bu yana diğer SİAD’larla birlikte söylediğimiz bir şey var; gelin bölgeye yatırım yapın çağrısı. Bu çağrılarımız karşısında bölgeye yatırım yapmaya geleceklere bedelsiz arsa, ucuz iş gücü, ucuz enerji gibi imkanlardan bahsederken bölge insanı olan ulusal ve uluslararası düzeyde edindiği referanslarla iyi bir imaj birikimi olan İlhanlı Gourup gibi bir yatırımcımızın bu çağrıları dikkate alarak çok büyük bir yatırımı yapmak üzere bir ön yatırım olarak gördüğü Outlet çadırı projesinde maddi anlamda, zaman kaybı anlamında, manevi aşınma anlamında veya grubunun imaj kaybı olarak gördüğü bu engellerden sonra kafasında oluşan soru işaretlerini nasıl gidereceğiz? Bize demez mi ki çağrılarınızda samimi değilsiniz. Bize demez mi ki sözleşmeyi bozarak sadık kalmayan taraf siz oldunuz. Ama bu firmanın Diyarbakır’ı hepimiz kadar çok sevdiğinden eminim, bu sevgisi ile yaşadığı bu tatsız olayı etkisiz kılacaktır diye düşünüyorum. Sürekli umut taşıyan biri olarak Belediyelerimizin böyle bir hatayı bir daha yapmayacakları umudunu taşıyorum. Umut her şeydir. Çünkü Korkarsan tutsak, umut edersen özgürsündür.
Şükrü ADANIR
OSGİAD Genel Sekreteri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum