13 Kasım 2008

BEYİN VE OMURİLİK FELÇLERİ

http://img238.imageshack.us/img238/8169/fiziklokomatog3.jpg
Beyin ve omurilik felçleri deyince ne anlamalıyız?

Sinir sistemimizin herhangi bir fonksiyonunu yerine getirememesi çok kaba anlamıyla felç olarak tanımlanır. Beyin ve ona bağlı olarak omurganın içinde belimizin altına kadar uzanan omurilik bizim merkezi sinir sistemimizi oluşturur. Bu yapının herhangi bir nedenle hasara uğraması beyin ve omurilik felçleri dediğimiz hastalıklara yol açar.

Beyin ve omurilik felçlerinin nedenleri nedir?

Omurilik felçlerinde başta gelen sebep, trafik kazaları ve düşme sonucu yaralanmalardır. Son yıllarda şiddet olayları sonucunda omurilik yaralanmalarına da sık rastlamaktayız. Aynı şekilde beyin felçlerinde de sözünü ettiğimiz kaza ve düşmeler önemli bir yer tutmaktadır. Ancak beyin felçlerinde daha başka önemli sebepler vardır. Bunlar da beyni besleyen kan damarlarının herhangi bir pıhtı ile tıkanması ya da yüksek tansiyon gibi sebeplerle kanaması ile o damarın beslediği beyin bölgesinin beslenememesi v.b olarak sayılabilir. Bütün bunlara ilave olarak sinir sistemini etkileyen bazı hastalıklar da bu felçlere yol açabilir.

Beyin ve omurilik felçlerinin belirtileri nelerdir?

Merkezi sinir sistemimizi bizim ana kumanda merkezimiz olarak kabul etmek gerekir. Dolayısıyla MSS’nin hangi bölgesi yaralanmışsa o bölgeye yönelik fonksiyonlar yerine getirilemeyecektir. Örneğin boyun bölgesindeki bir omurilik yaralanmasında o seviyenin altında kalan gövde, kol ve bacaklarda kısmen ya da tamamen duyu ve hareket kaybı oluşur. Hasta desteksiz oturamaz, dışkı ve idrarını kontrol edemez. Daha aşağıda, örneğin bel bölgesindeki bir omurilik yaralanmasında ise kollara ve gövde kaslarına giden sinirler kurtulduğu için hasta kollarını kullanır. Yardımsız sandalyede oturur ama ayaklarını kullanamaz, dışkı ve idrar kontrolünü yapamaz.

Beyin yaralanmalarında ise yine vücudun çeşitli bölgelerinde hareket ettirme sorunu yaşanır ama buna ek olarak önemli bir sorunla daha karşılaşırız. Beyin aynı zamanda düşünce, algı, idrak, hafıza gibi fonksiyonlara da sahiptir. Dolayısıyla beynin hangi bölgesi yaralanırsa o bölgeye ait bu tür ek bulgular ortaya çıkar. Örneğin beynin ön bölgesinde bizim frontal lop dediğimiz alandaki bir yaralanma muhakeme yeteneği kaybına yol açar ve hasta hareketlerini toplum içinde kontrol edemez. Temporal lop denen beynin yan bölge hasarında ise hafıza ve konuşma sorunlarıyla karşılaşabiliriz. Bu örnekleri çok arttırmak mümkündür. Bütün bunların yanında bu tip hastaların hemen tümünde bağımsızlıklarını kaybedip başkalarına bağımlı yaşam ortaya çıktığı için başta ağır depresyon olmak üzere çok ciddi psikolojik sorunlar görülmektedir.

Tedavi:

Tedaviyi erken ve geç dönem olarak ayırmak gereklidir. Erken dönem yaralanma ya da hastalığın ilk oluşma anından hastanın klinik durumunun stabilleştiği ana kadar yapılanları kapsar.

Bu dönemde:

*İlk yaralanma anında hastayı bir merkeze nakledene kadar hastaya uygun pozisyon vermek ve zarar vermemek,
*Hastanede ilk sekiz saat içinde verilen ilaçlarla hasarı biraz olsun azaltabilmek çok önemlidir.
*Yaralanma bölgesinde hasarın giderek artmasına yol açan bir sorun varsa bunun hemen kaldırılması için cerrahi bir müdehale gerekebilir.
*Özellikle beyin yaralanmalarından sonra oluşan beyin ödemi ile mücadele de çok önemlidir.
Hasta stabil hale geldikten sonra bir rehabilitasyon merkezine nakli ve tedavinin orada devamı uygun olacaktır.

Rehabilitasyon ne demektir? Rehabilitasyon merkezlerinin özellikleri nelerdir?

Bilinen klasik tedaviler, hasar gören sinir dokusunu iyileştirilemez, bazı kaybedilmiş fonksiyonlar tamamen kazandırılamaz. Bu sebeple rehabilitasyon merkezleri kullanılır. Sinir sistemi yaralanmalarında kaybedilen dokunun telafisi şu an mümkün değildir. Bu sebeple kaybedilen bazı fonksiyonların tamamen eski haline getirilebilme imkanı yoktur. İşte bu yüzden burada rehabilitasyon tanımını kullanıyoruz. Rehabilitasyon kişinin herhangi bir hastalık ya da yaralanma sonrası oluşan durumuyla günlük bağımsız yaşamına, toplum ve mesleki hayatına döndürülmesi çabalarının tümüdür. Ekibin başında bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı yer alır. Ancak rehabilitasyon tam anlamıyla bir ekip işidir. Ekibin olmazsa olmaz diyebileceğimiz diğer üyeleri:

Fizyoterapist,
Uğraşı terapistleri,
Yutma-konuşma bozuklukları terapistleri,
Rehabilitasyon konusunda eğitilmiş hemşireler,
Psikologlar,
Ortez-protez uzmanlarıdır.

Ayrıca zaman zaman hastada oluşabilecek yatak yaraları nedeniyle bir plastik cerrah, idrar sorunları nedeniyle bir ürolog, ağrı sorunları nedeniyle bir algolog ekibe katılabilir.

Rehabilitasyon merkezlerinde tedavi:

Rehabilitasyonda öncelikle eksik veya yetersiz hareketler düzeltilmektedir.bunu için sürekli egzersiz tedavileri çok önemlidir. Eksik fonksiyonu yeniden kazanmada düzenli ve sürekli egzersizin rolü çok büyüktür. Özellikle havuz içinde yapılan egzersizler yerçekimi etkisini azaltarak zayıf kasların gelişmesinde ve denge gelişiminde daha etkili bir katkı sağlamaktadır. Bu arada uğraşı terapistleri aracılığıyla yardımı ile mevcut sakatlığı en aza indirebilmek ve onunla başedebilmenin yolları yaratılmaktadır. Örneğin elinde kavrama sorunu bulunan bir hastanın yardımcı bir cihaz uyarlaması ile bu eksikliği giderilmeye çalışılmaktadır. Bu tedavilerin tümü uzun ve yorucu tedavilerdir. Bugün dünya standartlarında bir rehabilitasyon merkezinde bu tip hastalar ortalama 1.5 ay yatmaktadırlar. Bizim ortalamamızda hemen hemen buna yakındır. Hastayı günlük işlerinde olabildiğince kendine yeterli hale getirdikten sonra hemen taburcu edip rehabilitasyona ev programları ile devam etmek gereklidir. Çünkü uzun süre yatan hastada bir hastane bağımlılığı gelişmekte ve psikolojik sorunlar derinleşmektedir. Oysa aile ortamı içinde (ailenin destekleyici etkisi çok önemli) rehabilitasyon ve devamı ile hastanın toplum hayatına uyumu ve mesleğine yeniden dönebilme çabaları daha başarılı olmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum