Sn. Başkan, okuyucularımız için siyaset yaşamınızdan biraz bahsedebilir miyiz?
Siyaset yaşamına Fazilet Partisi’nin Fatih’teki K.M.Paşa bölgesinde Bölge Başkan Yardımcılığı ile başlayıp Fazilet Partisi Fatih İlçesi Siyasi İşler Birim Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum. Erdemliler Hareketi oluşumunda yer aldım ve AK Parti Fatih İlçesi Kurucu Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim. 28 Mart Yerel Seçimlerinde Fatih Belediye Meclis II. Başkanvekilliği ve Sağlık Komisyon Başkanlığı görevine seçildim. Yine IBB Kent Konseyi Koordine Heyeti Üyeliği ile Küçükçekmece ve Silivri İlçeleri Kent Konseyi Üyeliğinde bulundum. Ayrıca Haliç Belediyeler Birliği Meclis ve Encümen Üyesiyim.
Tabii ki, bir de bunların ötesinde ben herkesin “Barış Başkan”ıyım. Neden böyle söylediğimi okurlarımızdan bilmeyenler olabilir. Ben kapımı çalan tüm vatandaşlarımıza karşı anlayışla, sabırla ve ilgiyle yaklaşırım. Bugüne dek doğumuna yardımcı olduğum birçok ailemiz çocuklarına “Barış” ismini verdi. Küçük bir cam kesiğinden en zor ameliyatlara, bir tas çorbadan düğün sofralarına binlerce vatandaşımızın sıkıntısına koşmak bana nasip oldu. Türkiye’nin en batısından en doğusuna her ilden ve her ilçeden arayanımız oluyor. Vatandaşlarımızın yüzünü güldürebiliyorsam, ne mutlu bana.
Sn. Başkan, sizin birçok Sivil Toplum Kuruluşunda görevler aldığınızı ve sosyal yaşama aktif katkılarınızı bizler biliyoruz, okuyucularımız için bunlardan da biraz bahsedebilir misiniz?
İstanbul’da basılan Kent Yasam gazetesinde, Demokratik Rota ve Tüketiyorum dergilerinde köse yazılarım yayınlanıyor. Türkiye Ortopedik Özürlüler Federasyonu Genel Danışmanlığı, İstanbul Muhtarlar Derneği Danışmanlığı, BÖHAK (Böbrek Hastaları Haklarını Koruma Derneği) Genel Başkan Yardımcılığı, Vefaspor Asbaşkanlığı yanında birçok sivil toplum kurulusunda faal görevlerim sürüyor. Ben sivil toplum hareketlerinin ülkemize olan büyük katkısına inanmaktayım. Partimin bu konudaki ortaya koymuş olduğu irade sivil toplum hareketlerinin kurumsallaşmasının ve gelişmesinin önünü açmıştır. Ben de bu noktada gücüm yettiğince sivil toplum hareketleri içerisinde yer almaya ve hizmet etmeye gayret ediyorum. Bu meyanda Ak Parti İstanbul Ilı Sivil Toplum Komisyonu Başkan Vekili görevini üstlendim. Yine partimin İstanbul İl Başkanlığı Özürlüler Koordinasyon Merkezi bünyesinde Ar-Ge ve Sosyal İsler Birimleri Başkanıyım.
Ticari yaşamınız?
Sigorta, turizm, hizmet ve gıda sektöründe faaliyet gösteren şirketlerimizi Barış Şirketler Grubu çatısı altında topladık. Grubumuzun hedefi ülke ekonomisine katkılarımızın büyümesidir ve insanımız için daha fazla istihdam sağlamaktır.
Özel ilgileriniz nelerdir?
Kendine ayırabildiğim küçük zaman dilimlerinde Türk Sanat Musikisi dinlemeyi seviyorum. Kitap okumak yine benim için çok önemli.
Siyasetinizi hangi ilkeler üzerine kurdunuz?
Ben tüm yaşamım boyunca ilkelerime sadık kalma konusunda özen göstermişimdir. Tabii ki, kişisel ilkelerim siyaset noktasında da önem arz ediyor. Siyaset insana hizmet etmek için bir araçtır. Siyaset bir hizmet yoludur. Ve bu yol sabır gerektirir. Anlayış gerektirir. Ve süreklilik gerektirir. Her zaman söylemişimdir. Hizmet, hizmet ve yine hizmet.
Çok yönlü bir kişiliğiniz var. Bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?
Ben tüm enerjimi vatandaşlarımızın dualarından alıyorum. Onların güler yüzünden alıyorum. Bizim tüm çalışmalarımız karşılıksız ve beklentisiz yapılmalı. Benim tek kazanımım vatandaşlarımızın gülen yüzü ve dualarıdır. Bu da benim tüm yorgunluğumu alıyor. Ve hizmet yolumu aydınlatıyor.
Fatih ve Fatihlilik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fatih ilçesi taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği özel bir ilçedir. Bu ilçe her şeyden önce İstanbul’un en eski yerleşim yeridir. Tarihi dokusu ile ön plana çıkan bir ilçedir. Manevi bir havayı içinde barındıran bir ilçedir. Dolayısıyla bu yönleri ile diğer ilçelerden ayrılan bir ilçedir Fatih. Fatihlilik ise çok başka bir olgu bana göre. Fatih'te yaşamaktan öte bir şeyler barındırıyor içerisinde. Fatihlilik, ilçenin coğrafi durumunu aşan bir algı gerektiriyor. Adeta bir aidiyet duygusu barındırıyor. Bu yönüyle ilçemizde Fatihlilik duygusunu yaşayan insanlarımızın olduğunu görüyor ve seviniyorum.
Partinizin iktidarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ak Parti 2002 Kasım ayında işbaşına geldi. Ak Parti'nin kurucu olan Başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın özellikle İstanbul’a çok büyük hizmetleri var daha öncesinde. Ve bu hizmet Ak Parti iktidarı adına önemli ipuçları içeriyor. Tabii ki, böyle bir soruya benim vereceğim cevabı herkes objektif bulmayabilir. Bu yüzden, böyle bir soru ile karşılaştığım zaman cevabım hep aynı.
2002 Kasım öncesi Türkiye'nin durumunu düşünün.
2002 Kasım sonrası Türkiye'nin durumunu düşünün.
2002 Kasım sonrası Türkiye'de ve Dünya'da yaşanan kronolojik olayları da göz önüne alarak
Türkiye nasıl bir ülke olabilirdi?
2002 Kasım sonrası yaşanan süreçte Ak Parti ile Türkiye nasıl bir ülke oldu?
İşte bu soruların cevabını objektif ve reel olarak değerlendiren herkesin bulacağı cevap aynı olacaktır. Ak Parti ile ülkemiz çok büyük kazanımlar elde etmiştir ve evet, Ak Parti son derece başarılı politikalar üreten bir iktidar olmuştur.
Zaten nihayetinde Ak Parti'nin gelişim sürecinde aldığı seçim sonuçlarına baktığınız zamanda halkımızın bu objektif tavrı benimsediği ve partimize sahip çıktığını görmekteyiz.
Ekonomik bir kriz ülkemizi sarmış bir durumda özellikle esnaflarımızın kepenk kapatmaya varacak sıkıntıları devam ediyor. Ekonomik gidişi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şimdi bakın. Öncelikle ekonomik bir krizin varlığından söz ediyoruz. Ancak bu kriz kesinlikle ülkemiz ve iç politika ile ilgili bir durum değil. Uzun bir süredir küresel bir ekonomik dalgalanma söz konusu. Hatta bu küresel krizin olumsuz etkilerini güçlü bir şekilde hisseden ülkeler var. Türkiye Ak Parti ile yakalamış olduğu istikrar ve güven ortamı ile güçlü bir ekonomik sisteme sahip oldu. Küresel krizin etkilerini hafif hasarlarla atlatan, rekabet gücü yüksek bir ülke haline geldik. Tabii ki, burada bahsetmiş olduğumuz esnafın kepenk kapatmaya varacak sıkıntıları olabilir. Ne var ki, şu an kabul edebileceğimiz ekonomik gerçek şudur ki, Türkiye ekonomik olarak olabilecek en dirayetli noktadadır. Türkiye'de daha önceki dönemlerde iflasın eşiğine gelen makro ekonomik politikalar ulusal ekonomiyi çökertmiştir. Ak Parti, bugün hala daha geçmişin kötü izlerini silmek için uğraşıyor. Makro ölçekli politikalar belli bir düzeye gelmeden mikro ekonomik politikalar da bir iyileşme beklemek hayalcilik olur. Özellikle esnafımızın yaşadığı sıkıntının varlığını kabul etmekle birlikte, inancım o ki, önümüzdeki dönem Türkiye'nin önünün açılacağı bir dönem olacaktır.
Fatih Belediyesi Meclis 2. başkanısınız. Fatih belediyesi ve meclisinin çalışmaları halkımıza pek duyurulamıyor gibi. Çalışmalarınız hizmetlerinizde üzerinde durulmasını düşündüğünüz faaliyetler ne aşamada acaba?
Fatih bu dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden çok büyük yatırımlar aldı. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Kadir Topbaş'a ilçem ve vatandaşlarımız adına kalbi duygularla teşekkürü bir borç bilirim. Benim bu dönemde hazırladığım bir çok proje oldu. Ancak bu projeleri ne yazık ki, hayata geçiremedik. Bu dönem Fatih Belediyesi için rutin hizmetlerin yürütüldüğü bir dönem oldu. Oysa ki, Fatih ilçesi çok büyük hizmetleri hak ediyor. Önümüzdeki dönemin Fatih için atılım dönemi olacağına dair inancımızı koruyoruz ve bu yönde çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Fatih ilçesi ve Eminönü ilçesinin birleşmesi gerçekleşti. Bu konudaki düşünceleriniz nedir? Süreç nasıl gerçekleşecek
Bu birleşmenin idari açıdan önemli bir rahatlık sağlayacağına inanıyorum. Bu sürecin sancılı bir süreç olacağını düşünmüyorum. Bu birleşme önemli faydalar sağlayacaktır. Tarihi yarımada'nın tarihi dokusu ortaya çıkacaktır. Biliyorsunuz, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçildi. Birleşme sonrası bir Kültür Başkentine yakışır vizyon ilçe haline gelecek adımlar atılıyor. Yeni kurulacak olan ilçede daha geniş yaya alanları ve turistik yapının öne çıkacağını düşünüyorum. Zaten bu amaca yönelik hizmetler de etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilecektir.
Yaklaşan Belediye Başkanlığı seçimleri hakkında ki fikirleriniz nedir.?
Yaklaşan yerel seçimlerde Ak Parti'nin milletimizin beklentilerini ve hizmet çıtasını yükselttiğini görüyorum. Bildiğim tek bir şey var. Kazanan yine Türkiye olacak.
Özellikle iki belediye birleşmesinden sonra dünyanın merkezi olacak bu bölgenin Belediye başkan adaylarının hangi özelliklere sahip olması gerekir sizce?
Başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu gün Türkiye'de yerel yönetim noktasında bir devrim gerçekleşti. Bakın, bugün yerel yönetimlerin hemen hepsi kurumsallaştı. Bunun önünü açan başbakanımızdır. Başbakanımızın ortaya koyduğu modeli örnek alan tüm yerel yönetimler başarılı oldu. Tabii ki, birleşmeden sonra Belediye Başkanı olacak adayın her şeyden önce birleştirici bir isim olması gerekir. Herkesi kucaklayacak bir yapıda olması gerekir. Hep söylemişimdir bugüne kadar. Herkesin mutlu olduğu bir ortamı hayal bile edemezsiniz. Ama en azından hiç kimsenin mutsuz olmadığı bir ortamı oluşturabilirsiniz. Burada yeni Belediye Başkanı'na çok önemli görevler düşüyor. Liderlik özellikleri gelişmiş bir insana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Belediye'nin hizmetleri zaten bir şekilde yürüyor. Yeni başkanın burada rutin hizmetlerden sıyrılıp, parkla, bahçeyle, ışıkla uğraşmayı bırakıp ilçemiz ve vatandaşlarımız için katma değer oluşturacak projeleri hayata geçirmesi lazım. Bu projelerin sonucunda istihdam, refah ve huzur gibi sosyal yaşamı doğrudan etkileyen unsurların halka eşit bir şekilde yansıtılması sağlanmalı.
Birazda size dönelim. Partinizin ve siyasilerin en renkli ve bol proje üreten başkanlarından biri olarak biliniyorsunuz. Bu birleşme ve Fatih için gerçekleşmesi ve halkın lehine olacak projeleriniz nelerdir acaba? Öğrendiğimize göre Fatih için 16 bin kişilik istihdam oluşturacağınız proje hazırlamışsınız.. Biraz bahseder misiniz?
Ülkemize ve İstanbul’a gelen turistlere, alternatif gezi ve tatil imkânları oluşturmamızın önemi son yıllardaki turizm verileri ile desteklenmiştir.
Yaşadığımız şehir tüm Dünya'nın çekim merkezi olabilecek bir kültürel geçmişe sahiptir. Her şeyden öte İstanbul'un bizler üzerindeki tarihi ve kültürel mirasını bir borç bilerek bu anlayışla hareket etmemiz hususunu da unutmamamız gerekir.
Dünya üzerinde bugüne kadar yapılan yatırımların çok büyük yüzdesi deniz ve kum turizmine ayrılmıştır. Dünyanın 3/2’si su ve ancak 3/1’i kara. Dolayısıyla her ülkenin farklı karakterlerde denizi, kumu ve turizm tesisleri var. Ancak son yıllarda turizm konusunda gelişen ülkelere baktığınız zaman önemli mühendislik harikası yatırımların ön plana çıktığını görmekteyiz. Kaldı ki, bazı ülkeler geçmişi, bugünün hatta yarınların teknolojisi ile işleyerek önemli turistik kazanımlar elde etmişlerdir.
Bizim ülkemizde jeopolitik konumu itibarı ile çok önemli ve güzel alternatif tatil yörelerine sahiptir. Dört mevsimin her biri ayrı güzelliklerle kaplı yaşandığı coğrafyamız da, önemli turistik hareketlerin yaşandığını biliyoruz. Ne var ki, Cumhuriyet yıllarından bugüne dek tesisleşme ve turizm alt yapısı konusunda gerekli adımları atamadığımız ve bu potansiyeli gerektiği gibi kullanamadığımız da acı bir gerçek. Ulusal turizm politikalarımızın Başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemi ile başlayan yerel kalkınma modelleri ile bir nebze olsun iyileşmesi ve devam eden süreçte Ak Parti iktidarında ortaya konan politikalar ile önemli bir kalkınma sürecine girmesi ise yeni bir dönemin işaretidir.
İstanbul'umuz için de az önce ortaya koymuş olduğumuz süreçleri yaşadığını biliyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Kadir Topbaş'ın son dönemde Ak Parti iktidarının ortaya koyduğu hedef ve politikalar doğrultusunda şehrimizi trafikten sağlığa, ekonomiden turizme büyük bir kalkınma hamlesine kavuşturduğu son dönemi çok önemli bir proje ile taçlandırmak en büyük arzumuz.
Bugün tarihi yarımada’yı çevreleyen surların bir çağın kapanıp yeni bir çağın başladığı fetihin, bitmek tükenmek bilmeyen savaşların, bir çok dinin ve kültürün şekillendiği zamanların günümüzdeki tek şahidi olarak durmaktadır. Ancak ne acıdır ki büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet’in şanlı ordusuyla yürüdüğü bu surların dibinde artık soğan tarlaları, marul fidanları var. Surların her köşesinde ayrı bir tinerci, kendinden geçmiş bir balici var. Bırakın gezip dolaşmayı surların biraz yakınından geçmek bile mümkün olmuyor. Böyle bir ortamda hangi turist gelip burayı gezebilir, resim çekebilir. Birçoğu uğramadan, biraz daha meraklı olanlar ise uzaktan bakarak şehrimizden ayrılıyor. Oysa ki değerinin büyüklüğüne nazaran yapılacak olan küçük çalışmalar çok büyük katma değer oluşturacaktır. Belgrad ve Edirnekapı surları ve çevresinde fiberglas’tan yapılan heykel ve figürlerle yeniçeriler, kağnı arabaları, top arabaları ile oluşturulacak mizansenler ile Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a girişi, Ulubatlı Hasan’ın surlar üzerindeki şahadeti ve sancağı dikmesi aslına uygun olarak canlandırılacaktır. Surların diplerine tarihi dokuya uygun mekânlar yapılarak burada sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenmeli. Ve yine bu mekânlarda Osmanlı ve Türk mutfağının en güzel örnekleri tarihi kıyafetler içindeki çalışanlar ile turistlerin beğenisine sunulmalı. Bu mekânları gezen turistler kendisini tarih sayfasında dolaşıyormuş gibi hissedecek ve muhakkak ülkesine döndüğünde yaşadıklarını anlatacaktır, çektiği resimleri paylaşacaktır. Örneğin; Proje içerisinde görev alacak güvenlik elemanların yeniçeri kıyafetleri ile görev yapması bu projenin tarihi derinliğini ön plana çıkaran ayrıntılardan sadece bir tanesi olacaktır. İnanıyorum ki, insanı özler gibi fiberglass heykelleri özleteceğiz. Burası insanları çekim alanına alacak. Siz turisti ülkesine özel tasarımlarla ağırlarsanız bunun ne gibi bir önemi olabilir? Önemli olan özel olandır. Ve yine ülkemizde yaşanılan bunca işsizliğe karşı önemli bir istihdam alanı açılacaktır. Burada kurulacak bu mizansen Türkiye’nin tanıtımına çok büyük katkılar sağlayacak, hatta lokomotifi bile olabilecek kapasiteye ulaşacaktır.
Burada ortaya çıkarılması planlanan bu tesis ile surlarımızı gelecek nesillere taşıyacak şekilde koruma altına almış olacağız. Yine bu tesislerin çalışmaya başlaması ile birlikte şehrimizde 365 gün 24 saat hiç bitmeyecek bir kültürel hareketlilik ortaya çıkarma şansına kavuşacağız. Kilometrelerce uzayacak bu mizansen içerisinde sürekli aktif tutabileceğimiz anfi tiyatrolar, herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği kültürel sergiler, post modern sanatçılar için sürekli doğal çalışma ortamları ve her şeyden önemlisi Dünya barışı adına ortaya konacak dinler, kültürler ve medeniyetler arası barış projeleri hayata geçirebileceğiz. Bu tesislerin içerisinde küçük kullanılabilir bir Camii, bir sinagog ve bir kilise, yine tüm Dünya milletlerinin yemek, giyim ve yaşam kültürlerini yansıtan yöresel bölümler hayata geçirerek Başbakanımızın öncülük ettiği MEDENİYETLER İTTİFAKI projesinin en önemli parçası haline getirebileceğimiz bu proje ile İstanbul'u gerçek bir KÜLTÜR BAŞKENTİ'ne dönüştüreceğiz. Yüce Kumandan Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethettiğinde yayınladığı Fetih Bildirgesi ve “Hiçbir kilise yıkılmayacak, herkes dininde özgürdür” ifadesi bu Osmanlı Köyü projesinde günümüzde hayat bulacaktır.
Yine bu projenin ekonomik boyutlarını kısaca ortaya koymamız gerekirse, İstanbul'da hayata geçirilecek bu proje hem sur bandını muhteşem bir güzelliğe kavuşturacak hem de en az 5000 kişiye istihdam alanı oluşturacaktır. Sur bandında projede yer alacak 1000 işletme olacaktır. Sahipleri ve çalışanları (minimum 5 kişinin çalıştığını düşünürsek) ile birlikte bu 5000 kişilik bir istihdam rakamı demektir. Temizliği, güvenliği ve işletme gibi sosyal hizmet istihdam minimum sayısı ile bu rakam 6000’e ulaşacaktır. Bu projenin 24 saat canlı ve açık olacağını düşünürsek minimum 2 vardiya olacaktır. Bu da 12 bin rakamına ulaşmak demektir. Dünya’nın ve Avrupa’nın en büyük turizm kompleksi olabilecek bu proje hem ülkemiz hem ilçemiz açısından büyük önem taşımaktadır.
Yine bu projemiz içerisinde yer alacak kıyafetleri ünlü modacımız Sn. Faruk Saraç ile birlikte tasarlayacağız. Kültür Şehri projemizde tüm tarihi, kültürel ve yöresel kıyafetlerimiz gün ışığına çıkarılacak, hem sürekli canlı bir sergi hem de satış imkânı sağlanacaktır.
Fatih ilçemizin gelinlik konusunda gizli bir merkez olduğunun farkındayız. Bize düşen bu durumu destekleyerek Fatih’imizi Dünya çapında bir gelinlik ve moda merkezi haline getirmektir. Bunu da yine bu projemiz de sürekli canlı tutacağımız festival ve moda günleri ile başaracağız. Her iki çalışma planımızla yine Fatih’te tüm ev hanımlarımıza evlerinde çalışarak para kazanma imkânı bulacağız. Projenin genelini değerlendirdiğimiz zaman yerleşik istihdam, tedarikçiler, kamu ayağı ve merkezi istihdam sayısı tahminen 16 bin kişilik bir rakama ulaşacaktır.
Yine Galata ve Haliç Köprülerinin Restorasyonu, Gezici Sağlık Merkezleri, Heykel-Otel Vizyon Projesi, Yardım Sandığı Projesi, Öğrencilerimiz İle Geri Dönüşüm Projesi, Fikirler ve Projeler Bankası projesi başlıklar halinde bahsedebileceğimiz projelerimiz. Bu projeler nasip olursa Belediye Başkanı olduğumuzun hemen akabinde hayata geçireceğimiz reel projeler. Tüm hazırlıklarımız tamam. Ayrıca iki tane de ulusal düzeyde ama ilçemiz sınırları içerisinde gerçekleştireceğimiz muhteşem projemiz var. İnanıyorum ki bu iki proje ülkemizin kalkınma, gelişme ve büyümesinde çok önemli rol üstlenecek. Bu projelerimizi de fizibilite çalışmalarını tamamladıktan sonra kamuoyu ile paylaşmaktan heyecan duyuyorum.
Halkımıza iletmek istediğiniz mesajlarınız nelerdir
Her şeyden önce sağlık, huzur, refah ve barışın hâkim olduğu bir ülkede tüm güzellikleri hep birlikte paylaşmak en büyük dileğim. Ak Parti iktidarı ile sürekli büyüyen ve gelişen bir ülkemiz var. Türkiye’nin umutları yakın bir gelecekte partimiz ile gerçeğe dönüşecek. Hiçbir beklenti olmadan hizmet yolculuğumuz sürecek. Kişisel olarak tek bir beklentim olabilir benim. Bu hizmet yolculuğu beni binlerce insanımızın hep bir ağızdan “âmin” dediği ve dualarla uğurladığı bir cenaze yaşatacaksa bana, işte o gün benim en büyük beklentimdir. Bu inançla herkesi en kalbi duygular ile selamlıyorum. Teşekkür ederim.
28 Kasım 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum