Hoşgörü ve sevincin zirvede olduğu, sevgi ve saygının doruk noktaya ulaştığı, küskünlüğün ve dargınlığın kol gezmediği, Rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan bir bayramı daha yaşıyoruz.
Her ne hikmetse bayram denilince, “Bugün bayram günüdür…” türküsünün sözleri aklıma geliyor…
Günlerin şahı olan bayramı her düşündüğümüzde “Nerede o eski bayramlar…” diye söze başlarız. Tabi herkesin özlemle andığı bayramları kendi imkanlarımızla yaşamaya çalışırken günlük hayattaki uygulamalar da zorluklarla karşılaşmıyoruz da değiliz.
Ulaşımın zor olduğu anlarda dahi büyüklere saygıyı, küçüklere ise sevgiyi aşılamanın mücadelesi verilen bayramların vazgeçilmezi olan tebrik kartları yerini cep telefonuyla çekilen mesajlara bıraktı.
“Silah çıktı, mertlik bozuldu” misali, cep telefonları birçok değerlerimizi alıp götürürken eski bayramlarda kişiye özel seçtiğimiz ve güzel cümlelerle süslediğimiz kartların yerine tek kalıp cümlelerle “dostlar pazarda görsün” misali gsm telefonlarının tuşuna basmak yeterli oluyor artık. Bunun yanında hazırlanan yerel tatlı ve meşrubatlarımıza pastanelerdeki hazır tatlı sofraları alırken, daha birçok adet, gelenek ve göreneklerimiz de tarihe karıştı.
Bulunduğumuz kriz ortamından ve şiddetin getirdiği olumsuz etkilerden dolayı gerilen bir toplum olmamıza rağmen biliyorsunuz, bugün bayram. Bayram insanları kaynaştırıp bir araya getiren en güzel vesilelerden biri. Öyle ki, bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme ruhu yalnızca hayatta olanlara bağlı kalmaz, dünyadan gidip kabirlerinde bir Fatiha bekleyenlere kadar uzanır. Okuyucularımızdan bu güzel günlerde daha çok kalp kazanmanın yanında, daha çok insana hediye vermenin, daha çok çocuğu sevindirmenin yarışına girmemiz temennisi ve bayramı bayram tadında yaşamak dileği ile sizleri bir dostumun gönderdiği Can Dündar’ın bayramla ilgili yazısını sizinle paylaşmak istedim.
“Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
* * *
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk adım, ilk yazı, ilk karne bayram...
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır.
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum" bayram, "Hiç pişman değilim" bayram...
* * *
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek, altı çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram...
* * *
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun!”
Mardinlife.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum