Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğulu, Kızıltepe ilçesinde Şahin ve Kılınçarslan aileleri arasındaki, kan davasının barışla sonuçlanması yemeğine katıldı.
Hayırlı bir oluşum için Mardin’e gelen Hisarcıklıoğlu, Mardin Büyük Otel’de bölgenin Oda ve Borsa başkanlarıyla bir toplantıya katılacak, üyelerine ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi anlatacak ve oda başkanlarının sorunlarını dinleyecekti. Olmadı. Çünkü Hisarcıklıoğlu’nun tansiyonu yükseldi.
Hisarcıklıoğlu’na yakın çalışanları ile sohbet derken “Başkan çok yoğun tempo ile çalışıyor, biz ayak uydurmada zorlanıyoruz. Yorgunluktan olmalı” dediler.
İlk Müdahale otelde yapıldı. Tansiyon düşmeyince Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Basın Mensupları dahiliye servisinde geçici bir süre yatan Hisarcıklıoğlu’nu görüntülemek istedi. İlk yasak Hastane Baştabibinden geldi.
Basın Mensuplarının dahiliye servisine çıkması yasak denildi.
Yasağa uyduk. KESK Başkanı ve Mardin Bağımsız eski Milletvekili ile bir gurup sanayici Hisarcıklıoğlu’nu ziyaretlerinin ardından, KESK Başkanı nazik bir tavırla” Arkadaşlar Başkanın tansiyonu yükseldi. Önemli bir şeyi yok. Birazdan çıkacak” açıklamasını yaptı.
Mardin’de görev yapan üç basın mensubu hastane çıkış kapısında beklerken, birkaç kişinin sözlü uyarılarına maruz kaldık.
Hisarcıklıoğlu’nun fotoğrafını çekersek memleket rezil olacakmış. Tansiyonu yükselen Hisarcıkloğlu’nun fotoğrafını çekemezmişiz. Hastane içinde de, dışında da çekemezmişiz. Önce hatır için çekmemiz istendi, ısrarlı olunca memleket meselesine dönüştü. Ve Mardin basınının hastane dış kapısında bile görüntü çekmesi engellendi.
Biz hastane dışındayken, Diyarbakır’dan gelen basın mensupları hastaneye girdi ve Hisarcıklıoğlu’nun görüntülerini çekti. Hisarcıklıoğlu, “Çocuklar önemli bir şey yok. Tansiyonum yükseldi. Şimdi düzeldi” açıklamasını yaptı. Mardin basınını engelleyenler, Diyarbakır basınına her nedense karışmadı.
Görüntünün çekilmesi memleketin rezil olmasına neden oldu mu bilemiyorum?
Türkiye’de önemli bir konuma sahip birini takip etmek, icraatını, hastalığını, üzüntüsünü ve mutluluğunu yazmak gazetecinin görevidir. Gazeteci haber yaparsa ekmeğini yer. Gazeteci bu görevini yapabildiği oranda evine ekmek götürür, çocuğunu okutur.
Tansiyonu yükselen Hisarcıklıoğlu’nun fotoğrafını çekip haber yapmanın memleketin rezil olması ile ne ilgisi var anlayamadım, anlayan varsa lütfen söylesin.
Türkiye’nin başbakanı “yanlış haber yapanlarla işimiz olmaz” deyip, gazetecilerin akreditelerini iptal ediyorsa, bir yönetici (Geçmiş yıllarda yanılmıyorsam Manisa’nın bir ilçesinde yaşanmış bir olay) bir yerel gazeteciye, yanlış haber yaptığı için, makamda gazete haber kupürü yediriliyorsa, Şanlıurfa’da, yanlış haber yazan yerel gazetelerin ilanları kesiliyorsa, Mardin’de resmi ve sivil inisiyatifin, tansiyonu yükselen TOBB Başkanın fotoğrafının çekilmesini memleket meselesi yapıp gazetecileri engellemesi gayet normaldir.
Ama unutulmaması gereken bir husus var ki, basını engelleyenler, bir gün mutlaka basına ihtiyaçları olacaktır. Basın kamunun sesidir. Bu ses engellenirse, toplum zarar görür, hepimiz toplumun bir parçasıyız.
Fotoğraf çekemedik. Ama haberimizi de yazdık
Habermardin.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum