Nakış gibi işlenmiş motifler ve muhteşem taş mimari arasında eciş bücüş beton binalar gerçekten çok kötü görünüm veriyor. Mardin’li yaklaşık son 20 yıldır tarihi taş mimarisi ile sahip olduğu bu büyük mirasın farkına varmış konumda ve bu konuda bir bilinç oluştu. Ancak toplum olarak her konuyu abarttığımız gibi bu konuyu da abarttığımız söylenebilir. Çünkü Taş’ı Yenişehir’e taşımaya başladık. Birçok kamu ve özel mülkiyete taş mimariden kapılar veya küçük kaplamalar yapıldı. Şehrin girişine bir saat kulesi yapıldı. Taş yapıdan dolmuş durakları ve havuzlar yapıldı. Yapımına Kültür Merkezi olarak başlanan ve şimdi Mardin Artuklu Üniversitesine devredilen binada taş mimari ile kaplandı ve motiflendirildi.
Eski Mardin’de beton binalar ne kadar abes duruyorsa, bence Yenişehir’de yapılmaya çalışılan taş mimariden örneklemelerde o kadar kötü duruyor. Yenişehir’in beton binaları arasında sırıtarak emanet duruyor ve daha da önemlisi yaklaşık 5 dakika mesafede eski Mardin’deki asıllarına ihanet ediyor. Eşofman altına giyilmiş mokasen ayakkabı ne kadar sırıtıyorsa bunlarda o derecede sırıtıyor.
Avrupa’ya gittiğinizde tarihi mimarisi ile ünlü hiçbir şehirde bu çabayı göremezsiniz; ne Paris’te ne Roma’da nede Viyana’da. Örneğin Paris’in yeni yerleşim merkezi Le Defence’de kimse şu binanın önüne Notre-Dame kilisesinin Gotik mimari tarzı girişini nakşedelim falan dememiştir.
Bu bağlamda bence gelin Taşı Eskişehir’de bırakalım, Yenişehir’i de kent meydanları, kültürel alanlar, parklar ve bulvarlarla daha modern hale getirelim. Şehrimizde Yalım Belde’si ile Kızıltepe Yol kavşağı arasında ki mesafede maalesef bu şansı kaybetmiş durumdayız. Ancak Kızıltepe yol Kavşağı ile Yeni Devlet Hastanesi arasında yapılaşama yeni başladı ve buralarda daha modern bir şehirleşme olabilir. Yanı başımızdaki Gaziantep bu konuda çok güzel örnek oluşturuyor bizim için. Şehrimize giren biri önce modern Yenişehir’e hayran kalsın ve Eskişehir’e çıkınca dünyayla bağlantısı kopsun ve büyülensin isterim.
Birde Eskişehir’e girince Hava Mevzi Komutanlığının hemen önündeki mevkide yol üstünde bir metal sanat çalışması var ki çoğumuza “O güvercindir” dediler ama biz onun bal gibi martı olduğunu biliyoruz. Kadıköy belediyesinin hediyesi olan bu çalışmanın Eski Mardin girişinde durması da bence yanlış. Ve yapılacak en iyi iş Kızıltepe yol kavşağındaki saat kulesinin o martının yerine taşınmasıdır. Tabi içinde taş mimarisi ile çelişen plastik saatin daha nostaljik ve taşa uygun bir saatle değiştirilmesi kaydıyla. İşte o zaman o saat kulesinin yerinde dünyaya nam salmış meşhur taklacı, paçalı Mardin Güvercin’in bronz veya başka bir çalışması yerleştirilebilir.
Bu görüşler aslında uzun süredir dost meclislerinde paylaştığım konulardı ve benimle düşünenlerin hayli fazla olduğunu görünce yazmaya karar verdim. Aslında bir amacım da tartışma ortam yaratmak. Mutlaka benimle aynı görüşleri paylaşmayanlarda olacaktır. Bu konuda görüşlerinizi drmaristan@hotmail.com adresine yazarsanız yazımın altına ekleyeceğim. Kısa yorumlar için sitemizin yorum kutularını da kullanabilirsiniz.
İçinizden Mardin ve Mardin'li Sevgisi Eksik olmasın….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum