Tepki ve tavır koyma ile Cinsiyet Analizi partilerin oy potansiyelini hatta seçim zaferini belirleyecek en önemli faktör olarak gözden kaçsa da 3 Kasım 2002 milletvekili ve 28 Mart 2004 mahalli idareler seçimlerinde seçimlerinin kilit rolünü üstlenen ve seçim kazandıran bu formülü siyasilerin iyi analiz etmesi gerekmez mi?
Konuya açıklık getirme babında 29 Mart 2009 seçimlerinde toplam seçmen sayısı 48 milyon 265 bin 644 kişi olduğunu ve bunun yarısına yakının kadın seçmen olduğu göz önüne alındığında sadece seçimden seçime hatırlanan ve seçmen değil seçmene uzanan araç olarak görülen kadınların tepki oyları özellikle de bölgemizde (Edi Bese) artık yeter dedirtecek düzeyde.
Evet, onurları kırılan, ötekileştirilen, erkek hegemonyası altında can çekişen ve sadece seçmene uzanan araç olarak görülen kadınlar demokratik tepkilerini ve Sivil İnisiyatiflerini bu seçimde de kullanacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.
Bu gidişata dur diyebilecek oy potansiyeline sahip kadın seçmenlerin çeşitli araştırma şirketleri tarafından yapılan anketlerde eşlerinin oy verdiği partiye değil kendilerine yakın gördükleri ve göründükleri partilere oy verecek olmaları! Yani “biz hep bu partiye oy veririz” anlayışının demode olduğunu ve işin garip tarafı bu anlayış mimarının AK Parti ve Erdoğan olduğudur.
3 Kasım 2002 ve 28 Mart 2004 seçimleri öncesi araştırma şirketleri tarafından yapılan anketlerde AK Parti seçmeni kadın, diğer partilerin seçmenleri erkek ağırlıklıdır sonucunu çıkarmıştır. Kadın seçmen AK Parti iktidarı ile erkek seçmenden (kendi eşi ve akrabalarından) farklı düşünsel ve tepkisel davranışlar sergilemesi bakımından bir dönüm noktasıdır. Klasik anlayışlar ve tabular yıkılma sürecine girmiştir.
Kadın seçmen kimsenin kendi adlarına siyaset yapma, oy pazarlama aracısı olamayacağını, oylarının renginin eşlerinin değil kendilerinin belirleyeceğini ve oylarıyla iş başına getirecekleri yöneticilerin çorbalarının tuzu değil ana malzemesi olması gerektiği sesli bir şekilde dile getirmektedirler.
Bu tepkisel davranışın miladı olarak AK Parti ve Erdoğan öncülüğünde başladığını ifade etmekle beraber (tabi burada DTP’nin hakkının da vermek lazım) üzerinde hassasiyetle durulması gereken kadın seçmenin oylarının rengini tek taraflı olarak belirlenemeyeceği, kadın seçmenin oylarının çantada keklik olmadığını, sessiz yığın olarak görülen kadın seçmenlerin seçimin kilit unsuru olduğunu ve son olarak seçim kapısının anahtarının kadın seçmende saklı olduğunu ve kadın seçmen üzerinden siyaseti ciddi manada yapabilen partilerin ipi göğüsleyeceğini hatırlatmak istiyorum.
www.mardinlife.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum