28 Mart 2009

Su gibi aziz bir koleksiyon

http://medya.zaman.com.tr/2009/03/28/ibrik.jpg
Dünyadan ve Türkiye'den çok sayıda katılımcının ilgi gösterdiği 5. Dünya Su Forumu 22 Mart'ta sona erdi. Forumda birçok sunum yapıldı, tartışmalar gerçekleştirildi, kültür-sanat etkinlikleri düzenlendi. Ama önemli bir sergi dikkatlerden kaçtı.

Aslında bunda kimsenin kabahati yok. Çünkü organizasyon yetkililerinin güvenlik nedeniyle aldığı karara göre 'İstanbul Suları ve Su Kültürü' sergisi, Sütlüce Kongre Merkezi'nin VIP katında açıldı ve sadece VIP kartı olanlar tarafından ziyaret edilebildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de ziyaretçiler arasındaydı.

Serginin en önemli özelliği Osmanlı su ve temizlik kültürüne ait 70 parçadan oluşan özel bir koleksiyonu ilk kez gün ışığına çıkarmasıydı. Toplam 150 parçadan oluşan koleksiyon, 30 yıldır su armatürleri imalatı yapan Adell Armatür ve Vana Fabrikaları'na ait. Şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ercan Topçu, "Üç kuşaktır ailemizin gündelik yaşamına dair belgeler ve eşyalar zaten muhafaza ediliyordu. Nüfus cüzdanı, aile mührü, dedemin ait el yazması notları, babaannemin elmas yüzüğü gibi. Babam 20 sene önce bir mührü ve cep saatini bize teslim edince koleksiyon merakım başladı. Su ve musluk sektöründe üretim yaptığımız için suyla ilgili sanat eserlerini toplayarak işimizle bütünleştirdik. 20 yılda 150 eseri bir araya getirdik. 5 sene sonra Su Müzesi kurmayı planlıyoruz." diyor.

Koleksiyonda 700 yaşında olan bir şifa tası, 1868 tarihli Kayışdağı suyuna ait mermer su küpü, seyahat bardağı, hamam kazanları, ejderha başlıklı musluklar ve ibrikler dikkat çekiyor. Osmanlı su kültürüne ilişkin özellikle 19. yüzyıla ait çeşme kartpostalları gravürler, su faturaları, su dağıtım şirketlerinin hisse senetleri gibi dökümanlar da var. Adell Su Kültürü koleksiyonunun tamamı 3 yıl içinde büyük bir sergiyle halka açılacak. Topçu, koleksiyonlarıyla su kültürünün seçkin örneklerini gelecek nesillere aktararak, suyun önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacağına dikkat çekmek istediklerini söylüyor.

***

Çeyizlik testi

19. yüzyıla ait yeşil renkli Çanakkale işi seramik testi, gelinlik kızların çeyizlerinin vazgeçilmezi. Bu testiler çift yapılıyor. Ördek ağzı görünümünde yapılanı gelin, ağız kısmı emzik şeklinde tasarlananlar ise damat için üretiliyor.

***

Seyahat bardağı

Özel tasarımların sadece bu yüzyıla ait olduğunu sanıyoruz. Oysa Osmanlı döneminde de fonksiyonel ürünler tasarlanmaktaydı. Mesela Sultan II. Abdülhamid tuğralı bu seyahat bardağı yolcular için düşünülmüş. Aznavur işi gümüş seyahat bardağı açılıp kapanabiliyor ve ancak 10 senede üretiliyor. İşçilikli bardaklar o zamanlar sadece zengin aileler için yapılıyormuş.

***

Mermer su küpü

Bu eserin üzerinde üç dilde; Rumca, Ermenice ve Osmanlıca "A'lâ Kayışdağı suyu" yazıyor. Osmanlı su kültürüne ait çok nadir bulunan eserlerden biri. Burçak Evren'in 'Osmanlı Esnafı' adlı kitabına göre, 19. yüzyılın sonlarında İstanbul'da köşe başlarında su dükkânları vardı ve buralarda memba suları satılıyordu. Su tiryakileri içtikleri suyun hangi memba suyuna ait olduğunu ayırt edebilecek damak tadına sahipti. Suların fiyatı ise içim kalitesine göre değişiyordu. Kitapta Kayışdağı suyundan şöyle bahsediliyor: "Kırkçeşme, Taksim suları 5 para iken Kayışdağı, Taşdelen, Sırmakeş suları 10 paraydı." Yani Kayışdağı suyu günümüzün deyimiyle Osmanlı'da önemli bir su markası.

***

700 yaşındaki şifa tası

Dualar, ayetler ve geometrik desenlerle bezeli bu pirinç şifa tası 13-14. yüzyıla ait. Yani 700 yaşında. Ercan Topçu, bu nadide eseri birkaç sene önce koleksiyonlarına dahil ettiklerini söylüyor ve hikâyesini şöyle anlatıyor: "30-40 sene önce Kapalıçarşı'da antika dükkânı olan bir amca iyice yaşlanınca dükkânı kapatıyor ve burası yıllarca öylece duruyor. Çarşının kendine göre bir satış usulü varmış. Bu tür dükkânlar, içinde ne var ne yok diye bakılmadan haraç mezat satılığa çıkarılıyor. Çarşıdaki esnaflardan biri satın almış. Biz onlardan edindik. Bu şifa tası, Osmanlı'nın beylik dönemine ait." Üzerinde nazar duası, Esma-ül Hüsna ve ayetler bulunan taslardaki suyun içildiğinde ya da üzerine serpildiğinde şifa olacağı inancı o dönemde Anadolu'da çok yaygın.

***

Genç kızlara özel nalın

Osmanlı döneminde her genç kızın çeyizinde mutlaka nalın ve seramik bir testi bulunurmuş. Nalınlar bildiğiniz gibi hamamda giyilen bir nevi tahta terlik. Ancak günümüzdeki terliklerden daha farklı şekilde hazırlanıyor. Boyları daha yüksek ve saray işi denilenleri ince bir işçiliğe sahip. Hamama giren bekar kızlar bu nalınları mutlaka giyermiş ki, kaynanalar kendilerini fark etsin.

***

Bakır su matarası

18. yüzyıla ait su matarası 231 yaşında ve üç kere el değiştirmiş. Her el değiştirdikçe yeni sahibi adını ve tarihi kaydetmiş. Normalde böyle bir esere rastlamak çok zor. Bu nedenle değerli. Sahiplerinin isimleri sırasıyla şöyle: "Hacı Salih Tanak Ağa (1199), Hacı Muhammed (1218). Üçüncü sahibi Tahir Hacı Mustafa Ağa tarihi not etmemiş.

***

Ejderha başlıklı ibrikler

Koleksiyonda dikkat çeken parçalar arasında ejderha başlıklı ibrikler ve musluklar var. Kulpu ve ağız kısmı ejder şeklinde yapılan eserler, İslamiyet öncesi dönemin esintilerini taşıyor. Eski Hun Devleti'nde aslan, boğa ve ejderha gibi güçlü hayvan motifleri günlük yaşamda sık kullanılmış. O dönemde bu canlılardaki gücün kullananlara geçeceğine inanılıyor.

SEVİNÇ ÖZARSLAN
www.zaman.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum