Benim Balonlarım Vardı!

Heyhaaattt!.. Heyhat ki ne heyhat! Neden böyle iç çekerek başladım biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz ki… Değerli okurlarım; yaklaşan yerel seçimlerle siyaset havasına girdiğimiz bu süreç ile karşı karşıya kaldığımız manzaralara bir dikkat ediyorum. Bana heyhatlar la iç çektirerek görünen şey; “Dün dündür, bugün bugündür!” mantığının yaratmış olduğu ilkesizliğin resmi oluyor maalesef!.. İster soldan sağa ve isterse sağdan sola esen rüzgârların güç verdiği kapıların önündeki birikintilere bakıp da üzülmemek elde değil. Bir zamanlar aday enflasyonuna maruz kalan bazı kapıların önünü süpürüp temizleyen rüzgâr, yarın başka türlü eserse ne olur diye de düşünmüyorum artık. Düşünmüyorum çünkü olacak şeyler görmek için müneccim olmak gerekmiyor. Zira sağlam ilkelerle toprağa kök salmış ve her türlü rüzgâra direnebilecek çınarlar yok artık Gücün ve güçlünün yanında yer alma yarışı ile oluşan günümüz tablosunda Mardinimiz de yerini alıyor elbetteki. Bir zamanlar “Halkçı Ecevit” sloganlarıyla Mardinimizi şaha kaldıran kaldıraçlar hala bir aradalar ama, günümüzün rüzgarını yakalamış olan başka akımları şaha kaldırmak için kenetlenmiş durumdalar. Yani anlayacağınız; ilkelerin günübirlik değişken olduğu Mardinimiz’de de değişmeyen tek şey, rüzgârı arkasına alıp şişen balonların oluşturmuş olduğu topluluklardır. İşin en ilginç yanı ise, bu topluluklarla oluşmuş olan gücün, parti farkı gözetmeksizin ve her dönemde etkili olmasıdır. Ve maalesef ki içinde bulunduğumuz bu dönemde de simaları değişmeyen, sayıları ise 50’yi geçmeyen bu balonların işaretleriyle Mardinimizin rotası çizilecek gibi görünüyor. Girilen rotanın doğru veya yanlış olduğu ile ilgilenmeyen bu balonların tek egosu ise, her zaman ve her dönemde şişkin kalmalarıdır. Değerli okurlarım; var oluşundan beri ekmeğinin peşinde koşturan insanoğlun yaşadığı coğrafyalar hep değişken olmuştur ve değişken olmaya da devam edecektir. Bu değişkenlik, bütün coğrafyaları zaman içinde kozmopolit bir yapıya dönüştürmektedir. Günümüzdeki Mardinimiz de bu değişkenlikten etkilenerek kozmopolit bir yapıya bürünmüştür. Bu gerçekten hareketle söylenmesi gereken şey ise, önümüzdeki yerel seçimlerde bu kozmopolit yapının düşünülmesi gerektiğidir. Günümüzdeki siyasi rüzgarın güçlü kıldığı partilerin önünde oluşan aday adaylıkları süreci, farklı rüzgarlarda bile değişmeyen balonların etki alanından kurtarılmalıdır. Geçmişten günümüze zayıflayarak uzayan bir “bajarilik” kültürü vardır bilirsiniz. Bu kültürden gelen hemşerilerimiz arasında bir duygu bağının olması gayet doğal bir durumdur. Kaldı ki ben de bu kültürün bir ferdi olarak aynı duyguları taşıyorum. Ancak günümüz Mardin’inde yaşamakta olan ahalinin mevcut olan kozmopolit yapısını, salt bu “bajarilik” kültürü ile yönlendirmek büyük yanlışlara gebe olacaktır. Bu günün gücü durumunda olan siyasi partiler, sayıca az ama olası yanlışlıkları yaptırabilecek kadar güçlü lobiler yapabilen ve Mardinimizin kronikleşmiş olan balonlarını tanımak durumundadır. Kızıltepelisi, Dargeçitlisi, Deriklisi, Savurlusu, Nusaybinlisi, Yeşillilisi, Kabalalısı, Ömerlilisi, Mazıdağlısı ve Midyatlılısını Mardinimizin kozmopolit yapısı düşünülmeden yapılacak tercihler, Mardinimize bir dönem daha kaybettirecektir. Mardinimizin kaybedecekleri ise, bu anlamda seçimi kazanacak olan partinin kaybedecekleri ile orantılı olacaktır. Rüzgarın estiği yönün değişmemesi, bu süreçte atılacak olan mantıklı adımlar ve Mardinimize hizmet edebilecek bir yapının oluşmasıyla mümkün olacaktır. Aksini hiç kimsenin düşünmemesi gerekir. Zira Mardinlimizin nefesi, rüzgarın yönünü değiştirebilecek güçtedir. Eminim ki hiçbir parti, yanık bir sesle “Benim balonlarım vardı” şarkısını söylemek ve hatta hatırlamak bile istemez!.. Mardinlife.com