Biliyorsunuz ki benim de bu kapsamda ve üç gün önce kaleme aldığım “Seçimin Sonucunu Okuyabilmek (I)” isimli yazı dizisinin ilk seansında AK Parti’yi değerlendirmeye almıştım. Bu değerlendirmemde, 2007 seçimleri itibarı ile il genelindeki oy oranını yüzde 44’ten yüzde 26’ya düşürmüş olan AK Parti’nin hangi alanlarda yanılgıya düştüğünü ve yanlış yaptığı konulara değinmiştim.
Yazı içerisinde hali ile AK Parti’ye mensup Mardin Milletvekili olan Sayın Cüneyt Yüksel’in de ismini zikrederek kendisi ile ilgili kısa bir değerlendirmede bulunmuş ve aday listeleri ile ilgili rahatsızlıkları dile getirmiştim. Tabi yazının girişinde de belirttiğim öz eleştiri kültüründen uzak olduğu anlaşılan ve hiçbir eleştiriye tahammülü olmadığı görülen Sayın vekilimiz, bu tahammülsüzlük tavrını gazetemizin haber merkezine gönderdiği bir mesajla gösterdi.
Mesajındaki açıklamasında bile sapla samanı bir birine karıştırmaktan kaçınmayan Sayın Yüksel’in direk kendi avukatı aracılığı ile göndermiş olduğu bu açıklamasını yayınlamama gibi bir hakkımız olmasına rağmen, bizler sahip olduğumuz engin hoşgörünün yanı sıra eleştiriye açık insanlar olarak, bu açıklamasının tam metnini yayınladık.
Açıklamasında; sanki kendisini yıpratmak için yazı yazdığımızı, yazılarımızda özellikle AK Parti’yi hedef aldığımızı, parti içine nifak tohumları ektiğimizi kendince dile getirmiş. Sayın vekilimiz, kendi hafızasını birazcık olsun zorlarsa eğer; bizleri hedef alan bu yorumlarının ne kadar yanlış olduğunu eminim ki görecektir. Ancak bizlere göndermiş olduğu açıklamasında görüyoruz ki hafızasını zorlamaya niyetli olmadığı gibi özeleştiri yapacak kadar da cesur olmadığı düşüncesindeyim. Bundan dolayı da bazı şeyleri Sayın vekilimize hatırlatmak istiyorum.
Asıl’dan Vekil’e Hatırlatma
Ulu-orta her yerde verdiği ve yerine getiremediği sözleri de bir kenara bırakarak özellikle şunu hatırlatmak isterim ki; Sayın vekilimizi ve partisini zor durumda bırakma gibi bir endişe ve isteğimiz olsaydı, Sayın Başbakanımızın Mardin mitingi başlarken miting alanından onca kameralar karşısında çekilen “yuh”ları haber yapar ve günlerce manşetlerden indirmezdik. Miting alanındaki Mardinlilerin Sayın Yüksel’i hedef alan bu yuhalamalarını köşe yazılarımızla da destekler ve bu durumu gündemden düşürmezdik. Ama bizler, talihsiz bulduğumuz bu olayı habere bile dönüştürmedik.
Yine aynı şekilde sayın vekilimize bir art niyetimiz olsaydı eğer, kendisi her ne kadar “ilçeler arasında hiçbir ayrımcılık yapmadım.”açıklamasını yapsa da seçimin en hararetli günlerinde ve sözde seçim çalışması kapsamında gittiği Kızıltepe İlçesinde seçim bürosuna uğramadan neden geri döndüğünü sorgulardık. Bu durumu belediye başkan adayı Sayın Cemil Aydoğan’dan da öğrenebilirsiniz. Ki yine aynı şekilde bizler; Sayın Yüksel’in bu tavrına yönelik olarak, Sayın Aydoğan’ın yapığı açıklamasını habere dönüştürmeyerek parti arasında bir fitneye sebep olmak istemedik.
Yine Bakan Şimşek’in Urfa yönünden karayolu ile gelişi programında 200 bin nüfuslu bir ilçe olan Kızıltepe’yi es geçerek, bakanı havaalanında karşılama teşebbüsününün Kızıltepe’de nasıl algılandığını, Mardinspor’a verdiği sözleri yerine getiremediği için taraftarın kendisine gösterdiği tepkileri ve buna benzer olumsuzlukların hiç birini haber yapmadık.
Cevabını sandıkta vermeyin!
Verdiğim örnekleri daha da çok artırabilirim. Mesela Sayın Yüksel, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ile çıktığı esnaf gezisinde kendisine gösterilen tepkilere nasıl bir cevap verecek. Yoksa bunu da mı inkâr edecek? Eldeki görüntü kayıtlarına rağmen, ‘Sayınsız geçen bir kongre’yi inkâr ettiği gibi…
Siz değerli okuyucularıma öncelikle şunu hatırlatmak isterim ki Ak Parti camiasında bariz bir şekilde yapılan hataları seçim öncesinde yazarak gündeme taşımayı düşündüğüm halde, bu işi sırf partiye zarar vermemek adına seçim sonrasına bırakmıştım.
Şimdi siz değerli okuyucularımdan bir şeyi öğrenmek istiyorum. Sayın Yüksel’in açıklamasında yer verdiği ve benimle ilgili olarak yalan dolan yazdığım ve parti içerisinde fitneye sebep olduğum şeklindeki açıklamasına ne kadar hak verdiğinizi sizlere bırakıyorum.
Aslında benim için Sayın Yüksel’e vereceğim cevaptan çok, sizin kendisine vereceğiniz cevap önemlidir. Ama lütfen bu cevabınızı Sayın Başbakan’ın hatırına 29 Mart 2009 günündeki gibi sandık yerine değil de direk olarak söylerseniz sevinirim.
Uzun sözün kısası Sayın Başbakan bile “biz de dersimizi çalışacağız” dese de Sayın Yüksel, olağanüstü bir şekilde çalıştıkları için yüzde 44’ten yüzde 26’ya düşen Mardin’deki seçim sonuçlarından ders alınacak bir olay olmadığına getiriyor.
www.mardinlife.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum