Gölgede zaman zaman 40 dereceyi bulan etkili sıcaklar yüzünden ev içinde yatamayanlar, damlara kurdukları demir ve tahtadan yapılma TAHT'lara serdikleri yatakla daha serin bir ortamda yatmaya başladı. Ortaköy beldesindekiler de günün ağarması ile birlikte dama çıkıyor. TAHT'a önce sofra bezi seriliyor ve ailece yemek yeniyor. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar taht üzerinde sohbet edilip, çay ve kahve faslının ardında tahtlar bu sefer yataklar seriliyor. Mardinliler gündüz yaşanan aşırı sıcağa inat bu sefer olabildiğince serin açık havada yıldızlar altında yatmanın büyük zevkini yaşıyor.
Aşırı sıcaklar yüzünden damda yatmak zorunda kaldıklarını anlatan Mehmet Bağış, bu yıl sıcakların erken başladığını belirtiyor. Klimaların yetersiz kaldığını ifade eden Bağış; "Bu nedenle evin damına çıkmaktan başkada seçeneğimiz yok. Sıcaklardan dolayı yemek dahi yiyemiyoruz. Gün batımı ile birlikte tahtlarımıza çıkarak aile ortamında yemek yiyoruz. Ve yıldızlar altında serin bir ortamda uyuyoruz. Akrep ve yılan sokmaları ile etkili kavurucu sıcaklar yüzünden damlarda yatışlara bütün belde halkı ile ova köyleri gelenek olarak yıllardır yapıyor." dedi.
Sıcaklardan dolayı Haziran ayı ile birlikte damlara çıktıklarını hatırlatan Abdulkadir Bağış da, aşırı sıcaklar yüzünden ovada herkesin evinin damında yatmak zorunda kaldığını aktarıyor . Bağış, "Bu nedenle her evin damında mutlaka bir veya 2 TAHT mevcut. Bazı kalabalık aileler damında 3 tane taht kurmak zorunda kalıyor. Akşam kararması ile birlikte evin hanımları yatak ve yorganlarını tahtın üzerinde kuruyor. Akşam yemeğimizi bile tahtın üzerinde yiyoruz. Doğal ortamda serinlemeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
Yatılacağı zaman vatandaşlar birbirlerini görmemeleri için damın dört bir tarafına perde çekiliyor. Mırra kahvelerinin de keyif ile içildiği yatma tahtlarında en büyük risk ise çocuk ve yaşlıların gece vakti tuvalet ihtiyaçlarını karşılama sırasında dengesini kaybedip düşmeleri oluyor. Yetkililer, son günlerde damdan düşme vakalarının arttığını belirterek, vatandaşları daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
TAHT NEDİR?
Hükümdarların merâsim günlerinde ve resmî kabullerde oturdukları, değerli taş ve mâdenlerle süslenmiş büyük makam koltuğu, sedir. Mısır, Mezopotamya, Anadolu gibi medeniyet merkezlerinde bulunan ilk çağlara âit taş kabartmalarda tahtın, tek koltuk, sandalye ve sedir şeklinde yapıldığı, hükümdarın ününü ve zenginliğini yansıtan şekiller aldığı görülür.Taht, târih boyunca hükümranlık alâmeti sayıldı. Hükümdarlar, taht üzerinde oturarak yabancı elçileri kabul ettiler. Üst seviyedeki devlet yöneticileriyle görüştüler. Batıdaki Hıristiyan hükümdarlar papanın elinden taç giyerlerken, Doğudaki İslâm hükümdarları, tahta çıkarak saltanatlarını îlân ederlerdi. Osmanlılar, bu usûlü daha da geliştirdiler. Pâdişâhlar, “Cülûs merâsimi”nin ardından tahta otururlar, memur ve askerlerine “cülûs bahşişi” dağıtarak onların duâsını alırlardı.
Osmanlı tahtları içinde; Üçüncü Murâd Hana veziri İbrâhim Paşa tarafından hediye edilen “Bayram Tahtı”, Birinci Ahmed Han ve Dördüncü Murâd Han adına yapılan tahtlar meşhurdur.
Târihte kendine mahsus özellikleriyle meşhur olmuş tahtlar vardır. Kimi, âit olduğu hükümdara nispetiyle ehemmiyet kazanmış, bâzıları da, yapılarındaki özellikleriyle meşhur olmuştur. Bunlardan; Saba Melikesi Süleymân aleyhisselâmın zevcesi Belkısın yirmi metre boyunda, ellibeş metre eninde, çeşitli cevher ve mücevherlerle süslenmiş tahtıyla İstanbul Topkapı Sarayı Müzesinde bulunan “Şah İsmâil” tahtı nâmıyla bilinen taht en meşhurlarıdır. İngiliz kraliyet âilesinin tahtları, İran hükümdarlarının “taht-ı takdîs” adıyla anılan tahtları da târihteki meşhur tahtlardandır.
PADİŞAH TAHT'LARINDAN ÖRNEKLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum