Baydar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Isparta gülünün sadece kozmetik alanında değil tıp dünyasında da yararlarının keşfedildiğini hatırlattı.
Isparta gülünün damıtılması sırasında yan ürün olarak elde edilen gül suyunun, kozmetikte cilt bakım toniği, geleneksel tıpta ateş düşürücü, antiseptik ve mide rahatsızlıklarını giderici, gıda endüstrisinde koku ve tat verici olarak yaygın şekilde kullanıldığına işaret eden Baydar, şunları söyledi:
''Gül suyunun cilt rahatsızlıkları ve yaralanmalarına karşı iyileştirici gücünü, öğrenmeyi kolaylaştırıcı ve hafızayı güçlendirici etkisini, kırışıklıkları gidermede ve yaşlanma belirtilerini geciktirmede tonik etkisini, serinletici ve ateş düşürücü özelliğini modern tıp henüz yeni yeni keşfetmeye başlamıştır. Bu kadar yararlı ve son derece natürel olan bir ürünün daha uzun süreli korunması gerekir.''
Gül suyunun bozulma nedenleri konusunda araştırma yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Baydar, kozmetikte ve tıpta şifa dağıtan gül suyunun özellikle uygun koşullarda muhafaza edilmediği durumlarda hızla bozularak ekşidiğini, kendine özgü kokusunu ve faydasını kaybettiğini ifade ederek, bu sorunun sadece tüketicileri değil aynı zamanda gül suyu üreticilerini de çok yakından ilgilendirdiğini vurguladı.
Bu önemli sorunun nedenlerini ve gül suyunun bozulmaması için hangi önlemlerin alınması gerektiğini araştırdıklarını ifade eden Baydar, bir yıl süren araştırma sürecinde gül suyu numunelerini bir takım kimyasal analizlere ve biyolojik testlere tabi tuttuklarını bildirdi.
-BAKTERİYEL ENFEKSİYONDAN KAYNAKLANIYOR-
Araştırma sonucunda, gül suyunun asıl ekşime nedeninin bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklandığını gördüklerini anlatan Baydar, şunları kaydetti:
''Gül suyunun, üretim aşamasından tüketim aşamasına kadar, steril olmayan muhafaza koşullarında bekletilmesi ekşimenin en önemli nedenidir. Ayrıca muhafaza süresince ışık, sıcaklık ve hava ekşimeyi hızlandırmaktadır. Gül suyunun tazeliğini koruması için mutlaka ışık ve hava geçirmeyen kutularda ve serin bir ortamda saklanması gerekiyor. Ayrıca dolum sırasında gül suyu şişesinin hava kalmayacak şekilde iyice doldurulması veya kapak altı boşluğundaki havanın yerine inert azot basılması raf ömrünü artırmaktadır. Gül suyunun süt gibi pastörize edilmesi veya UV ışınından geçirilmesi gibi antimikrobiyal uygulamalardan da çok olumlu sonuçlar aldık. Şunu önemle vurgulamalıyım ki gül suyunun ekşimesini önlemek ve raf ömrünü artırmak için kullanılacak kimyasal maddeler, gül suyunun natürelliğini bozmamalı ve insan sağlığına hiçbir zararlı etkisi olmamalıdır.''
Baydar, gülü işleyen üreticiler ile gül suyunu kullanan tüketicilerin bu tavsiyelere dikkat etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
zaman.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum