8 Ocak 2010

İN(e)G(e) BA(n)K

http://www.solhan.net/images/sections/azizgulmus.jpg
Kuşum benim! Bülbül seslim! Minik Kedim! Aslanım benim!... gibi konuşmalarımızda sıkça başvurduğumuz motive edici ve güdüleyici sözcüklerin yanında, bir de aşağılamak anlamında kullandığımız Eşek herif! İnek! (affedersiniz) Köpek! Aptal Papağan! gibi iğneleyici ve moral bozucu sözler vardır.

Adam bir miktar parayı cebinden çıkarıp saydıktan sonra oğluna vererek :

-- “Bu parayı götür İnege yatır” der. Oğlu da başka bir şey sormadan aldığı gibi bol süt veren güzel bir inek alıp evindeki ahıra koyar. Sonra da babasına giderek:

-- “Bavo iş tamam” der. Adam, belki de oğlunun paranın birazını cebellezine ettiğini düşünerek :

-- “Panqa’dan takont aldın mi?” dediğinde oğlu acayip şaşırır:

-- “Bavo ben inegi panqa’dan almamişam ki? heywan pazarından almişam” der.

-- “Wulan heywan oxli heywan! wulan inek oxli inek! sahan verdığım para ile inek mi aldın yox sa?

Oğlu :
--“Heeee wallah babo çox güzel bi inek almişam, ma sen gêt İnege yatır demedın?”

--Wulan oxlım! Hey ker lawê kera! hey dola çêleka! ben dedım ki götır İNeGe Bank’a yatır!”

--“Bavo wallah sen çox henekçisen. Sen beni denemax istisen. Ma İnegin Bankası hêç olır?”

--“Olır, olır! benım gibi Eşek bank olursa, senin gibi İnek bank niye olmasın?

Bir de biz babaların çocuklarımızı yüceltirken kendimizi aşağıladığımız anlar da olur. Mesela; oğlumuz için “Çok akıllıdır eşek oğlu eşek” (Ne eşeğin ve ne de dehşık’ın akıllı olduğu görülmemiştir ama evrimleşip iki ayaklı olunca değişiyor demek) Tam tersi durumlar da olmuyor değil. Yine başarısız bir işten dolayı hep “Ya bu adam olmaz! vallahi tam eşek!” dediğimizde bazen eşeğe hakaret ettiğimiz de olur.

Köy kültürünün egemen olduğu ailelerde genellikle kadınlar başka adlarla çağrılır. Benim yakından tanıdığım biri vardı. Kilolu ve iriyarı olan karısına hep “Hırçê” (Ayı) derdi. O da eşine: “Şêro” (yani arslan) diye hitap ederdi. Adam kendisine eşi tarafından takılan bu lakaptan gayet memnundu. Tabii “Arslan” gibi bir kocası vardı. Bu lakaptan dolayı böbürlendiği de olurdu.

Sonra bir gün eşiyle beraber eşinin babasına yani kayınpederine misafir olurlar. Akşam sohbet esnasında kayınpederi ev halkına:

--“Gedeno! We hesti da Şêro” (Çocuklar Şêro’ya artan kemikleri verdiniz mi?) diye seslenir.

Damat şaşırır ve morali bozulur. “Ne demek kemik, daha yeni yemek yedik üstelik ben köpek miyim ki kemik yiyim” diye kendi kendine düşünürken, Kayınpederi:

--“Lawo malê me halê me kuçıkê meye, pır jê hatiye” (Varımız yokumuz bir köpeğimiz var vallahi çok da yamandır) dediğinde bizim damat "Şêro"nun köpek olduğunu anlar. Eşine ters ters bakarak başını sallayıp, içinden de: “Hele bi eve gidelim sen görürsün, bunca zamandır meğer bana köpek diyormuşsun da haberim yokmuş” der.

Aziz GÜLMÜŞ
azizgulmus@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum