13 Kasım 2007

DENGESİZ TEŞVİK SİSTEMİ, SIKINTILARI TEŞVİK EDİYOR...

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

İstihdam yaratmak bölgeler ve uluslararası rekabeti artırmak adına çıkarılan yasalar hep yanlış uygulamalara maruz kalmıştır. Yatırımlarla ilgili ilk teşvik yasası 1913 ‘ te Osmanlı döneminde çıkarılmış olup, bu geçici yasa 1927 yılına kadar uygulanmıştır. Daha sonra yapılan bazı değişikliklerle 1927 yılında mevcut yasa Cumhuriyet döneminin sanayi yatırımlarını teşvik amacıyla Teşvik-i Sanayi Yasası ismiyle yürürlüğe girmiştir. Daha sonra farklı dönemlerde değişikliklere uğrayan bu yasa geniş bir teşvik tedbirleri yasasına dönüştürülmeye çalışıldı ancak teşvik uygulamalarının ilk amacı olan bölgeler arası dengesizlikleri maalesef 1913 ten beri giderilemedi. 2002 yılında devlet yardımı ile yapılan teşvikler ile bölgesel kalkınmaları, ihracatı, teknolojik gelişmeleri, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerini ve kültür anlamındaki yatırımları girişimcilerine destek verdi. Bugün ise yatırım indirimi, gümrük vergisi istisnası, katma değer vergisi istisnası, harç istisnası, resim, vergi, Sigorta primi indirimi ve kredi veriyor. Bu tür yatırımlar 13 kuruluş tarafından gerçekleştirildiği için bu kuruluşların yardımlarını denetleyen bir birim bulunmuyor. Devlet bu yatırımları doğru olarak bilmediğinden yatırım sonucunu değerlendiremiyor. Yatırımların ilerleyebilmesi verimli olabilmesi için bu tür yatırımların kontrol edilebilir olması gerekir.» Türkiye' de teşviklerin amacı bölgeler arası dengesizlikleri gidermek, oysa bu teşviklerin dağılımına baktığımızda bunun böyle olmadığını açıkça görülmektedir. Türkiye' de teşviklerin yüzde 37' si Marmara, yüzde 16' sı Ege, yüzde 11' i Akdeniz' alıyor. İç Anadolu yüzde 18, Karadeniz yüzde 8 Güneydoğu yüzde 6 ve Doğu Anadolu yüzde 4 alabiliyor. AKP hükümeti, 06.02.2004 tarihinde çıkarmış olduğu 5084 sayılı, Yatırımların ve istihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun." İle kişi başına yıllık geliri 1500 dolar veya daha az olan 36 il olmak üzere bu teşvik kapsamına alınmıştır. Böyle bir teşvik kanununun çıkarılması sıkıntılar içerisinde olan Doğu ve Güneydoğu halkının diretmeleri sonucunda istedikleri gibi olmasa da kanun haline getirilmiş olup bunun alt yapısını hazırlamaya başlanıp yatırımlar yapılmak üzereyken, 01.04.2005 tarihinde 13 il daha kapsama dahil edilerek ve bunun hemen akabinde 27.05.2005 tarihinde yayınlanan bir genelge ile işçi sayısı çoğaltılarak fiyasko ile sonuçlanmıştır ancak kanunun içeriğine bakıldığı zaman bu kanunun küçük ve hatta orta ölçekli işletmelere hiçbir şey kazandırmadığı gibi haksız rekabeti de kendisiyle getirmiştir. Yani birkaç işçi çalıştıran bir işyeri 01.04.2005 tarihinden sonra işe başlaması durumunda kendisinden 1 gün önce açılmış bulunan rakip işyerine karşı işçi başına yaklaşık 145 YTL fazla ödeme yaparak rekabet şansını yitirmiş olacaktır. AKP hükümeti teşvikin ölçüsünü eleme sınavı gibi kesin bir rakamsal sınır olunca teşvik almayan illerde hükümeti tehdit etti. Teşvik almayan illerde önümüzdeki seçimi kazanamamanın korkusunu yaşayan hükümet bundan dolayı il sayısını 36 dan 49' a çıkarmış oldu. Tam bu sırada IMF devreye girip böyle bir düzenlemenin ileride yapılacak yeni stand-by için engel olacağını ve 13 ile teşvik verilmesine karşı çıkmasının diğer bir nedeni de bütçe gelirlerinin azalacağı ve bu nedenle mali disiplin kurallarının ortadan kalkacağı kaygısı idi. Aslında IMF nin kaygısı anlamsızdı çünkü bu 13 il gerek dünya, gerekse Avrupa Birliği ölçülerince zaten devlet yardımı yapılması gereken bölgeler.Hatta Avrupa Birliğinin kıstaslarını göz önüne alınca Türkiye' de bulunan tüm illerin yardım almaları gerektiğini görebiliriz. Çünkü 81 ilin fert başına geliri de Avrupa Birliği kişi başına gelir ortalamasının yüzde 75 gibi bir orana isabet eden 18 bin dolara ulaşmıyor. Bundan ötürü tüm illerin Avrupa Birliğinin az gelişmiş bölgeler için saptadığı devlet yardımı sınırlarının altında kalıyor. Bundan dolayı IMF' nin teşvikli il sayısının artmasına karşı olması somut bir ölçüye dayanmıyor. Yıllardan beri Güneydoğu başta olmak üzere çıkarılan teşvik yasalarının hiç birinin başarı sağladığı söylenemez, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar ihtiyaçlara uzak, iki tarafı da memnun etme gayesiyle çıkarılmış ama sonuç vermeyen teşvik yasalarına rastlanamaz. Bu anlamda güncel ve ihtiyaçlara cevap veren samimi bir teşvik yasasının çıkarılmasını Güney ve Doğu Anadolu halkı her zamankinden daha fazla beklenmektedir.

Şükrü ADANIR
OSGİAD Genel Sekreteri
09.09.2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum