242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ BELGE ÖZETLERİ VE MARDİN
Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi Yayın No: 1
Mardin Şer’iye Sicilleri Serisi: 1
Proje Koordinatörü: İbrahim Özcoşar
Grafik & Tasarım: Uğur Atan-Abidin İnnan
Basım Adedi:1000
Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul Nisan-2006
Kapak Resmi: 242 Nolu Mardin Şer’iye Sicili Belge No:225
ISBN:975-585-582-3
Bu kitabın telif hakları Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi Projesine aittir.
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ BELGE ÖZETLERİ VE MARDİN
Hazırlayanlar
İbrahim Özcoşar
Hüseyin H. Güneş
Fasih Dinç
Editör: Ahmet Kankal-Kenan Z. Taş
İstanbul–2006
ÖNSÖZ
Mardin... Tarihin kendine has gizemini, günümüze taşıyan bir hoşgörü başkenti. Tarih, doğa, sanat ve kültürün aynı potada buluştuğu ve kaynaştığı bu güzel şehirde tarih; birçok şehrin aksine müzelere sıkışmamıştır. Sabırla işlenen taşın süslediği sokaklar, inancın sembolü minareler ve çan kuleleri… Kısacası; bir kenti müze yapacak her şey …242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ BELGE ÖZETLERİ VE MARDİN
Hazırlayanlar
İbrahim Özcoşar
Hüseyin H. Güneş
Fasih Dinç
Editör: Ahmet Kankal-Kenan Z. Taş
İstanbul–2006
ÖNSÖZ
Şehre tüm bu güzellikleri kazandıran temel unsur şehrin tarihidir. Mardin tarihini, kültürünü ciddi ve bilimsel veriler ışığında, gün yüzüne çıkarma amacı taşıyan Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi Projesi kapsamında yapılan ça-lışmalar, meyvesini verme aşamasına gelmiştir. Şehir tarihi çalışmalarının önem kazandığı günümüzde, Mardin gibi tarihi özellikleriyle ön plâna çıkan bir şehrin tarihine bilimsel bakışın yakalanması, tarihi materyallere ulaşma kolaylığı-nın sağlanmasıyla mümkün olabilirdi. Bu amaçla başlayan “Mardin Şer’iye Sicilleri” (Osmanlı Dönemi Mahkeme Ka-yıtları) serisinin sadece Mardinlileri değil, yurt içi ve yurt dışında Mardin ve çevresiyle ilgili araştırma yapan pek çok kimseyi yakından ilgilendireceği ve onlara önemli bir materyal sunacağı aşikârdır.
Ortaya çıkan ürünün Mardin tarihiyle ilgilenenlerin bu konudaki çalışmalarını önemli ölçüde destekleyeceğine inanıyorum. Bu çalışmaların Mardin tarihine olan ilgiyi ve Mardin şehir tarihine yönelik bilimsel araştırmaları arttırması umuduyla, emeği geçen herkese teşekkürler.
Mehmet Kılıçlar
Mardin Valisi
Nisan-2006
Mardin Valisi
Nisan-2006
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
Kadılık Müessesesi ve Şer’iye Mahkemeleri 1GİRİŞ
Şer’iye Sicilleri ve Önemi 7
Belge Özetlerinin Çıkarılmasında ve Yayında
Takip Edilen Usul 10
BİRİNCİ BÖLÜM
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ’NİN
BELGE ÖZETLERİ 17
İKİNCİ BÖLÜM
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ VE
19. YÜZYILDA MARDİN 86
Mardin’in İdari Yapısı 86
Mardin’in Sosyal Yapısı 96
Mardin’in Ekonomik Yapısı 102
SUNUŞ
Bu çalışma; 2002 yılında teorik olarak ortaya atıp, üç yıllık bir hazırlık döneminden sonra 2005 yılında hayata geçirebildiğimiz “Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi” adlı Mardin tarihiyle ilgili çok yönlü projenin bir parçasıdır. Proje, Mardin’in çok konuşulan, ancak çok az araştırılan tarihi bir şehir olması gerçeğinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Her yönüyle tarihi özümsemiş Mardin, tarihi zenginlikleriyle uluslararası düzeyde ilgi çekmesine rağmen, tarihine yönelik bilimsel araştırmaların az olduğu ender şehirlerden biridir.Mardin’in tarihi yönü denince akla gelen şehir dokusu, Mardin’in taş evleri ve tarihi kalıntılardır. Mardin’in bu yönü önemli olmakla birlikte, şehrin tarihi zenginliği sadece tarihi yapı ve kalıntılardan ibaret değildir. Mardin, yüzyıl-larca, değişik inançtan insanların uyum içerisinde yaşadığı bir coğrafyadır. Ancak Mardin’in bu yönü, yani yaşanmış tarihi (hikâyesi), ihmal edilmektedir. Bu ihmali ortadan kaldırmak için yerli ve yabancı araştırmacılar ile üniversitelerin Mardin tarihine ilgilerini çekmek gerekmektedir. Bu ilgi, Mardin’i uluslararası düzeyde tanıtacak bilimsel çalışmaları da beraberinde getirecektir.
Mardin ile ilgili yapılacak çalışmaların önünde iki önemli engel göze çarpmaktaydı. Bunlardan ilki; Mardin’in tarihi dokusunun, çok konuşulmasına rağmen, araştırmacıların ve üniversitelerin çalışmalarına konu olmaması, ikincisi ise; tarihi zenginlikleriyle ilgi çeken tüm şehirlerin aksine, Mardin’de Mardin tarihiyle ilgili çalışma yapacak araştırma-cılara kaynak bakımından gerekli imkânları sağlayacak bir alt yapının bulunmamasıydı. Bu sebeple hazırlanan Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi Projesi, bir yandan Mardin tarihine ait temel kaynakları bir merkezde toplarken diğer yandan bu kaynakların en azından bir kısmını geniş kitleler için kullanılabilir hâle getirmeyi hedeflemiştir.
Osmanlı dönemi mahkeme kayıtları (Şer’iye Sicilleri), şehir tarihleri açısından tartışılmaz bir öneme sahiptir. Bu gerçekten hareketle, Mardin ile ilgili Osmanlı dönemi mahkeme kayıtlarından bir kısmının belge özetlerinin hazırlanıp yayımlanması kararlaştırılmıştır. Proje kapsamında, iki yıllık süreçte, bu kayıtlardan 10 tanesinin belge özetleri hazırla-nacak ve Mardin’in farklı yönleriyle ilgili çalışmak isteyen araştırmacıların hizmetine sunulacaktır.
Proje kapsamında yapılacak çalışmalar sadece Şer’iye Sicili Belge Özetleri’yle sınırlı değildir. 2 yıllık sürede 10 Şer’iye Sicili dışında Mardin tarihiyle ilgili yabancı dilde 6 eser daha tercüme edilip araştırmacıların hizmetine sunula-caktır. Ayrıca I. Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu düzenlenecek ve Mardin tarihiyle ilgilenen bilim adamı ve araştırmacılar Mardin’de bir araya getirilecektir.
Proje kapsamında yapılacak çalışmaların Mardin tarihine yönelik çalışmaları arttırması temennisiyle…
İbrahim Özcoşar
Proje Koordinatörü
Proje Koordinatörü
GİRİŞ
KADILIK MÜESSESESİ VE ŞER’İYE MAHKEMELERİ
KADILIK MÜESSESESİ VE ŞER’İYE MAHKEMELERİ
Diğer Türk-İslâm devletlerine nazaran uzunca bir hükümranlık devresi geçirmiş olan Osmanlı Devleti, bu duru-munu hiç şüphe yok ki müesseselerine borçludur. Bu müesseseler, kendisinden önceki Müslüman ve Türk devletleri tarafından kurulmuş olan müesseselerin bir devamı olup onların zaman içinde daha da gelişmiş şekillerinden ibarettir.
Bir İslâm devleti olması sebebiyle Osmanlı hukukunun ana kaynağını “şer’i hukuk” teşkil etmektedir. Bunun yanında varlığını devam ettiren bir diğer hukuk da “örfi hukuk”tur. Osmanlı hukuk sisteminin bu iki temel üzerine ku-rulduğu, uygulamalara bakıldığında açıkça ortaya çıkmaktadır.
Şer’i hukukun bilinmesi ve bu hukukun nasıl uygulanması gerektiği açısından Osmanlı ilmiye teşkilatının kuru-luşu önemlidir. Bu teşkilat içerisinde yetişen, şer’i hukuktan anlayan ve adaletin temininde padişaha yardımcı olanlara “kadı” denilmektedir. Kadılık müessesesi Osmanlı Devleti’nde devlete ait bir meslek kolu olarak gelişmiş, sosyal ve siyasi hayatta büyük bir yere sahip olmuştur. Uygulamalara bakıldığında kadıların sadece şer’i hukuka ait karar verme-dikleri, bunun yanında örfi konularda da hüküm ve uygulamalarının bulunduğu, görev yaptıkları bölge ve mahallin yer-leşmiş olan adet ve gelenekleri doğrultusunda davranarak anlaşmazlıkları çözdükleri anlaşılmaktadır.
İnsanlar arasında çıkan anlaşmazlıkların çözümlenmesine ait bir memuriyet demek olan “kaza”, çok eskidir, zira insan ta ilk varlığından itibaren hemcinsi arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözüme ulaştıracak diğer bir insana dai-ma ihtiyaç duymuştur. İnsanoğlunun zaman içindeki gelişimi ve devletler kurmasına bağlı olarak kaza işlerini görecek memurlar tayin olunmuş, hukuk ve ceza işleri de bu memurlar tarafından görülür ve yürütülür olmuştur. Zayıfların hak-larını aramak için aralarındaki akıllı ve nüfuzlu diğer bir kimseye başvurmak ihtiyacı duydukları düşünülürse, hak, ada-let, dava ve kaza meselelerinin insanlık tarihi ile yaşıt olduğunu kabul etmek icap eder .
Ortaçağlara gelindiğinde miladi 622 senesinde Müslümanlık ile birlikte yepyeni bir hukuk doğmuş ve buna da “İslâm Hukuku” adı verilmiştir. Başlıca dört şubede toplanan dini, hukuki ve cezai konular İslâm Hukuku’nun değişmez konuları olmuş ve günümüze kadar gelmiştir. Bunlar:
İbâdât: Tamamen uhrevi olup namaz, oruç, hac, zekât vb. gibi ibadetlerle ilgili konulardır.
Muamelât: Miras, tereke, vesayet, satış, kefalet, vakıf, yemin vb. gibi hukuki konular üzerinde yapılacak şer’i iş-lemlerdir.
Münâkehât: Aile hukukunu ilgilendiren mesele ve hükümlerdir. Evlenme, boşanma, tecdid-i nikah vb. konuları ihtiva eder.
Ukubât: Dinen ve şer’an yasak olan fillerin işlenmesinden veya dini vecibelerin yerine getirilmemesinden veya-hut katl, yol kesme, yalancılık, hırsızlık gibi kötü ve kamu için zararlı olan suçların irtikabından dolayı uygulanması gerekli görülen hapislik, kısas, idam gibi cezai konu ve hükümlerdir.
Halkın dava ve düşmanlıklarını hal ve fasletmek keyfiyetine hukuk dilinde “kazâ” denir. Kadı ise “kâzî” kökün-den gelen bir kelime olup, kazâ bunun masdar halidir. Bu kelimenin ism-i faili kâzî, hâkim, yani hükmeden demektir. İlk fıkıh kitaplarından “Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye”ye gelinceye değin kadılığın tarifi değişmemiştir. Bu tarif şöyle özetle-nebilir: “Toplum arasında olan dava ve çekişmeleri şer’î hükümlere göre halleden zattır”. Kadının bulunmadığı veya bulunamayacağı hallerde ona vekâlet eden, daha açık bir ifadeyle onun adına vazife gören kimselere “naib” denir .
Bir kadının tayini için, aşağıdaki şartlara sahip olması gerekir:
Reşit olmalı,
Temyiz kudretine sahip olmalı,
İman sahibi ve adil olmalı,
Hukuki ehliyet ve muamele kabiliyetine sahip olmalı,
Bitaraf olmalı,
Nesebi sahih olmalı,
Yeterli derecede hukuki bilgi sahibi olmalı,
Erkek olmalı.
Kadı’nın tayininde olduğu gibi, azli ve istifasında da şu sebepler rol oynar:
Aklını ve temyiz kabiliyetini kaybetmesi,
Kör, sağır ve dilsiz olması,
Görevinde irtikâp yoluna sapması ve kanunu ihlal etmesi,
İmanını kaybetmesi,
Yolsuzluğunun anlaşılması,
Bilgisizliğinin anlaşılması veya kendisinin açıklaması .
Kadıların vazife, salahiyet ve ilgi alanları şöyle sıralanabilir:
Kadılar, her şeyden önce bulundukları yerlerdeki halkın hukuk ve cezaya taalluk eden davalarına bakarlar, hu-sumetleri şeriat kaidelerine ve İslâm hukuku prensiplerine göre hal ve faslederlerdi.
Bulundukları bölgede amme hukukunu korumak da kadıların göreviydi. Bu sebeple vakfiyelerin tanzim, tescil ve vazifelerin tayini de bunlara düşerdi. Bölgelerindeki amme hizmeti ile ilgili yazışmalar da kadılara düşerdi.
Kazalara kadar yayılmış bulunan kadıların daha küçük yerleşim bölgelerindeki işleri takip etmek üzere naib ta-yin etme salahiyetleri de bulunduğundan, bölgelerinin en ücra köşelerine kadar cereyan eden hadiselerden naibleri vası-tasıyla haberdar olur, hususi ve amme hukukuyla alâkalı meseleleri sicillerine kaydederlerdi.
İslâm hukukunun muamelat kısmına taalluk eden ve bugün noterlerce ifa edilen her türlü kefalet, vekâlet, muka-vele ve borçlanma gibi akitler de kadılar tarafından yerine getirilir ve bunlar da sicillere işlenirdi.
Yine İslâm hukukunun mirasa taalluk eden ferâiz meseleleri de kadılar tarafından neticelendirilirdi. Daha doğru-su miras hukukunda yegâne merci kadı veya naib idi. Vefat etmiş bir kimsenin mallarını hiçbir haksızlığa mahal verme-den, vereseler arasında taksim etmek kadıların en mühim vazifelerindendi. Bu durum sadece Müslümanlarla da sınırlı kalmazdı, şayet gayrimüslimler tarafından müracaat varsa onların miras işleri de kadılar tarafından görülürdü. Bu nevi muameleler de sicillere işlenirdi.
Aile hukukunun tanzim ve takipçisi de kadılardı. Nikâhlar çoğunlukla kadı veya naib huzurunda kıyılır veya bunların verdikleri izinnamelerle imamlar tarafından bu hizmet yerine getirilirdi.
Kadılar, bulundukları bölgelerdeki bütün vakıf, mukataa ve tımarların da murakıbı idiler.
Merkezden yazılan idari, iktisadi, mali, askeri yazıların birer sureti beylerbeyiler ve sancakbeyiler ile birlikte ka-dılara da gönderilirdi. Kadılar bunları kendilerine vasıl olduğu tarihle birlikte sicillere kaydederlerdi.
Ordunun seferde bulunduğu bölgenin kadıları da orduyla birlikte sefer görevi alırlardı. Menzillerin tanzimi, as-ker kaçaklarının tedibi, ordunun iaşe ve mühimmatının temin ve takviyesi de kadılara aitti.
Bölge asayişinin temini hususu da beylerbeyi ve sancakbeyi ile birlikte kadıya aitti. Emniyet kuvvetlerince yaka-lanan şakiler kadıya getirilir ve kadı tarafından hüküm verilerek gereği icra olunurdu. Kadı sicilleri bu tip vukuatı da muhtevi bulunmaktadır.
Kadılar bugünkü belediye hizmetlerini de ifa etmişler, bu görevleri gereği narhların tespiti-tanzimi ve bunların sık sık kontrolü, esnafın teftişi, ihtikârın ve istifçiliğin önlenmesi hususunda önemli vazifeleri yerine getirmişlerdir.
Esnaf loncalarının başındaki “esnaf şeyhleri” de esnafın arzusu istikametinde kadılar tarafından tayin ve icabında azlolunurdu.
Kadı veya naibler, bazen suistimali görülen sancakbeyi veya diğer bir kadı veyahut başka bir devlet adamı hak-kında tahkikata memur edilmişlerdir.
Kadılar, arazi ve emlak alım-satım işleriyle de meşgul olurlar ve bu nevi muameleleri sicillere kaydederlerdi.
Merkezden yazılan fermanlar, hatt-ı hümayunlar, beratlar ve yasaklar da doğrudan doğruya kadılara bildirilirdi. Kadılar hem bunların gereğini yerine getirir, hem de birer suretini sicile kaydederlerdi.
Kadılar, bazı meselelerde müftüden fetva ister ve mahkemede bu fetvaya göre hükmederdi. Bu fetvalar da sicile kaydolunurdu.
Bütün bu sayılan vazife, salahiyet ve ilgi alanları haricinde kadılar, halkla daha çok iç içe olduklarından, yangın, zelzele, çetin kış şartları, kuraklık, Ramazan ve bayramların ilanı gibi mevzularla da tabi olarak ilgileniyorlardı. Bu se-beple kadı sicillerinde bu nevi meseleler de yer almıştır.
Kadıların veya naiblerin bizzat kaza işleriyle meşgul bulundukları, icra-yı ahkam-ı şer’iye eyledikleri resmi dai-relere “şer’iye mahkemeleri” denilmektedir.
Kadılar ile mahkeme görevlilerinin bulundukları kaza ve şehirlerde şer’i mahkemeler bulunurdu. Bu mahkeme-ler başlangıçta camilerde, daha sonraları ise çoğu zaman kadının oturduğu evi ile yan yana ve bazen de büyük bir cami-nin yanında idi. Her kazada bulunan şer’i mahkemelerin haklı ile haksızı ayırt etmek, nikâh, boşanma, vakfetme, evlat edinme gibi işleri görmek asıl görevleri arasında idi. Bütün bu kazaya (yargıya) ait işler bu mahkemede görülürdü. Bazı özel durumlar için “meclis-i şer” denilen mahkeme kurulu bu binada toplanır ve görev yapardı .
Davalara, mahkeme binası içerisinde bakmak mümkün olduğu gibi, mahkeme dışında da bakılabilirdi. Bu gibi durumlarda, kadı veya mahkemenin görevlendireceği bir kimse hadise yerine giderek “akd-i meclis” yapmakta, bu mec-liste yapılan duruşmalardan sonra hadise halledilerek hükme bağlanmak ve kesinleşen hükmü getirilerek sicill-i mahfuza kaydedilmekteydi . Şer’i mahkemelerde mahkemenin bilgisi dâhilinde tutulan resmi statü taşıyan her türlü kayıtların toplanmış olduğu defterlere yaygın adıyla şer’iye sicilli denir.
Başkâtipler, mukayyid, mahkeme imamları, fetih-han, muhzır, muhzırbaşı gibi vazifelilerin yanı sıra şuhûdü’l-hal denilen ve sayıları azalıp çoğalabilen, gerektiğinde bilgilerine müracaat edilen kişiler de mahkeme meclisinde bulu-nurlardı .
İnsanlık tarihi kadar eski olan kaza müessesesinin İslamiyet’te ortaya çıkışı bizzat Hz. Peygamberle başlamış, kaza vazifesini bizzat kendisi yerine getirmiştir. Hulefa-i raşidin devrinde halifelerin bizzat bu görevi yerine getirdikleri görülmektedir. Bu yolda ilk vekil tayin eden Hz. Ömer’dir .
Emeviler ve Abbasiler zamanında da şer’iye mahkemelerine önem verilmiş, halife Harun Reşid, ilk defa Ebu Yusuf’a “kadiü’l-kudat”lık unvanını vermiş, sonraları kadıların tayinleri bunlar tarafından yapılmaya başlanmıştır .
Osmanlılarda Osman Gazi zamanından itibaren ele geçirilen yerler, oraları fetheden beylere verilmiş, buralarda-ki adli muameleler de kadı denilen hâkimlere bırakılmıştır. Daha sonraki dönemlerde kadılar için en yüksek merci kadı askerlik olmuştur.
Fatih Sultan Mehmed zamanında kadı askerlik vazifesi Anadolu ve Rumeli olmak üzere ikiye ayrılmış, kadıların yetişmeleri için medreseler açılmış ve onların derece ve rütbeleri kanunnamelerle tespit edilmiştir .
Fatih Sultan Mehmed zamanında hukuk ve adalete gösterilen büyük titizlik sonraki zamanlarda da devam etmiş, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında hakkın ve adaletin korunmasına dikkat edilmiştir. Ancak devletin duraklama ve gerileme dönemlerinde diğer alanlarda olduğu gibi bozulmalar, kadılık müessesesinde de meyda-na gelmiştir. XIX. asırda ıslahat hareketleri içerisine adliye de girmiş, mevcut yolsuzluklara son vermek için 1837’de “Meclis-i Ahkâm-ı Adliye” ve “Şura-yı Bab-ı Ali” adında iki encümen kurulmuştur .
1868’de kurulan “Divan-ı Ahkâm-ı Adliye” ile Osmanlı Devleti’nde mahkemeler biri şer’i, diğeri de nizami ol-mak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu sebeple 1869-1926 yılları arasında yürürlükte olan “Mecelle” adı verilen kanun neşre-dilmiştir. 1879 yılında ise “Divan-ı Ahkâm-ı Adliye”, Adliye Nezareti’ne çevrilmiş ve bütün nizamiye mahkemeleri bu nezarete bağlanmıştır. 12 Mart 1916 yılında ise çıkarılan bir kanun ve kadı askerlik teşkilatı ile bütün şer’iye mahkeme-leri ve buna bağlı olan müesseseler Adliye Nezareti’ne bağlanmıştır. Cumhuriyetin ilanını takiben halifeliğin kaldırılma-sından bir müddet sonra 8 Nisan 1924‘de şer’iye mahkemeleri de kaldırılmış ve kadılık ile naiblik de tarihe karışmıştır. Vaktiyle şer’iye mahkemeleri tarafından görülen bilahere kadıların nezaretleri altında (katib-i adillik)lerce ifa edilen her çeşit sözleşmeler bugün artık Medeni Kanun gereğince noterlerce, tapu işleri tapu sicil muhafızlıkları tarafından yapıl-makta, nikah akidleri belediyeler tarafından icra edilmektedir. Bütün hukuki davalarıın hall ve faslı ise bugünkü asliye hukuk mahkemelerinin salahiyetlerine bırakılmış bulunmaktadır .
ŞER’İYE SİCİLLERİ VE ÖNEMİ
Şer’i mahkemelerde mahkemenin bilgisi dâhilinde tutulan ve resmi statü taşıyan her türlü kayıtların toplanmış olduğu defterlere yaygın adıyla “şer’iye sicilli” denilmektedir. Şer’iye sicillerine “kadı defterleri”, “mahkeme defterleri”, “defatir-i şer’iye”, “zabıt defterleri” denildiği gibi kısaca “defter” de denilmekteydi. Bu defterler 15. yüzyılın ilk yarısın-dan başlayarak 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadarki zaman dilimi içinde Osmanlı tarihi ve iktisadı ile siyasi, sosyal ve hu-kuki hayatını yakından ilgilendirmektedir. Bu özelliği ile Osmanlı kültür tarihinin temel kaynaklarının başında gelmek-tedirler.
Şer’iye sicillerindeki kayıtlar:
“Kadı tarafından verilen hükümler,
Herhangi bir hadiseyi, bir şahitliği, bir ikrarı, bir hibeyi, resmiyete rabtolunması istenen bir hususu zabtedenler,
Devlet merkezinden gelen bütün fermanlar, emirler ve tebliğler kadı tarafından tetkik olunup doğru oldukları tespit edildikten sonra deftere yazılanlar” şeklinde sıralanabilir.
Defterler tutuluş tarzlarına göre üç kısma ayrılır:
Tamamıyla bir mevzuya tahsis edilmiş olan defterler: Tereke, evamir, vekalet, vs.
İki bölümde tutulan defterler: Umumiyetle bir tarafı mahalli olaylara (evlenme-boşanma, alacak-verecek, alım-satım, nafaka, vakıf, hibe, cürüm-cinayet, şahitlik vb.) ait olup bu kısma “sicill-i mahfuz” denirdi. Diğer tarafı da mer-kezden gelen ferman, berat, buyruldu, izinname vb. gibi belgeleri ihtiva ederdi. Bu kısma da “sicill-i mahfuz defterlü” adı verilirdi.
Karışık olarak tutulan defterler: Kayıt sırasında herhangi bir intizama riayet edilmeyerek rasgele tutulmuştur. Merkezden gelen emirler ile diğer zabıtlar karışık olarak kaydedilmiştir. Ayrıca bazı defterler tutulurken tarih sırasına riayet edildiği gibi, bazılarında da belgelerin tarihlerine bakılmaksızın, rasgele bir biçimde değişik sayfalara kaydedil-miştir.
Şer’iye sicillerinin ihtiva ettiği kayıtlar, konuları itibariyle genel olarak iki kısımda özetlenebilir:
a- Her çeşit dava zabıtlarıyla, mukavele, senet, satış, vakfiye, vekâlet, kefalet, vesayet, ıtk (köle azat etme), tere-ke ve taksim gibi fıkıh ilminin başlıca konularını teşkil eden şer’i mahkemelere dair resmi kayıtlar, narhlarla esnaf tefti-şine ait notlar.
b- Başta hükümdar olmak üzere her derecedeki büyük ve küçük makamlardan beylerbeylerine, sancakbeylerine, kadılara, müftülere, mütesellimlere, dizdarlara, defterdarlara, müderrislere, mütevellilere, voyvodalara, eminlere, altı bölük yerlerine, ayan-ı vilayet ve iş erlerine hitaben yazılan ferman, berat, divan tezkeresi, mektup, ruus, tezkire gibi resmi mahiyetteki emir ve yazı suretleri.
Bunlardan başka ifta makamlarından alınan bazı fetva suretleri ile tayin emirlerine ve vazifeye mübaşeret kayıt-larına, yangın, sel, fırtına, zelzele, don, kar, dolu hadiselerine dair gelişigüzel yazılmış münferid notlara, sair yaratılışlı bazı kadı ve naiblerin azil ve nakil hallerinde ihtisaslarını anlatan orijinal şiirlere de rastlanmaktadır.
Şer’iye sicillerinin ehemmiyetleri de şu şekilde sıralanabilir:
Tarihi kaynaklarımızın en mühimlerinden birisi de şer’iye sicilleridir. Bunlar sadece bizim tarihimiz için değil, bugün Osmanlı Devleti toprakları üzerinde kurulmuş birçok ülkenin tarihini de ilgilendiren kıymetli birer vesikadırlar.
Devrinin sosyo-ekonomik yapısından etnografyasına, konuşulan diline kadar bütün hususiyetleri aksettiren şer’iye sicilleri vazgeçilmez kaynak niteliğindedirler. Şer’iye sicillerine suret olarak geçmiş bulunan muhtelif fermanlar, beratlar, mektuplar, divan tezkireleri ve sair resmi kayıtlar, eski nizamların iç yüzlerini ortaya koyan en müspet vesika-lardır.
Askeri ve siyasi bakımlardan şer’iye sicillerinin ehemmiyetleri ön plânda yer alır. Bunlar, menzillerin kurulması, miri develerin iaşeleri, savaş için mühim olan barut ve sair levazımın yollanması, yiyecek maddelerinin satın alınarak yola çıkarılması, sefer vukuunda muhasebeleri sonradan görülmek kaydıyla mukataa bedellerinin tahsil olunarak ve ke-selenerek hazine-i hümayuna gönderilmesi, tımarlı sipahilerin ve sancakbeylerinin maiyyet kullarıyla birlikte, belirli günlerde ve belirtilen yerde toplanmaları gibi hususlarda ve herhangi bir sefer hakkında daha savaş başlamadan önce, merkezden eyaletlere yazılan emirler “sevkü’l-ceyş” bakımından son derece önemlidirler. Gerek bu emirler ve gerekse mahkemelerce alınan kararlara dair bu defterlerdeki kayıtlar, seferler hakkında müverrihlerce verilen malumatı bazen çürüttüğü gibi bazen de teyid ederler. Bu itibarla harp tarihi bakımından bu vesikaların incelenmesi ihmal edilemez.
Tımarların kimlere ve ne suretle tevcih edildiğine dair beratlar ile bu tımarların kadılar huzurunda ve arttırma yolu ile mültezimlere verilmelerine veya sahiplerinin marifetleriyle tapuya bağlanmalarına, vakıflara ait emlâk ve akarla-rın da aynı şekilde kiraya verilmelerine, bilhassa mer’i kanunnamelere göre alınacak vergilerin çeşit ve oranlarına dair sicillerde rastladığımız mazbut kayıtlar, Osmanlı Devleti’nin mali, zirai, askeri durumlarını rakamlara dayanarak ortaya koymakta ve bu devletin iç teşkilatını en ince teferruatına kadar inceleme imkânı vermektedir.
Bu defterlerde rastladığımız narh kayıtları, esnaf teftişine dair kısa fakat çok açık zabıtlar, vaktiyle kadıların be-lediye işlerine de baktıklarını teyid etmekte, o zamanki belediye kaide ve nizamlarını açıkça göstermektedir. Bilhassa yerli sınainin korunmasına, ticaret eşyasının ve masnu malların muayyen ölçülere tabi tutulmasına ve sık sık kontrol edilmelerine, bunlardan başka meslek ahlâkının kökleşmesinde mühim amil olan ve ehemmiyetleri çok evvel anlaşılmış olup da devamında fayda görülen eski esnaf teşkilatına (loncalar), yiğitbaşılarla esnaf kethüdalarının (şeyhler) tayin ve azillerine, esnaf adlarına, ihtikâr ve istifçilik gibi olaylara karşı mahkemelerce alınan tedbirlere dair elimize geçen çok ilginç zabıt ve hükümler iktisat ve ticaret tarihimiz için pek mühimdir.
Dava konularıyla eski şer’iye mahkemelerinin faaliyetlerini ve İslâm hukukunun tatbikattaki usul ve kaidelerini bize olduğu gibi aksettiren sicil zabıtlarının, bir hukukçuyu dahi ilgilendirecek ehemmiyette oldukları inkâr edilemez. Çok kısa olmalarına rağmen bu zabıtlar dava ve mahkeme usullerini, davacıların iddialarını, karşı tarafın redd ve ikrarla-rını, redd hallerinde sübut şekillerini ve nihayet kadıların şer’i kararlarını tanıtmaları itibariyle dikkat çekicidir.
Bu gün birçoklarının adları değişmiş, bazıları iktisaden gelişmiş veya gerilemiş veyahut da büsbütün terk edilmiş olmalarına rağmen eskiden meskûn olan veya olmayan yerleri aydınlatmaları itibariyle kasaba, köy, mahalle, semt, çift-lik, mezra, hususiyle aşiret ve cemaat adlarını ihtiva eden resmi kayıtlar iskân tarihimiz için paha biçilmez vesikalardır.
Gerek tevcihler, gerekse vakfiye kayıtları, vakfa ait alacak davaları, vakıf mukataaları ve gerekse tamirler dola-yısıyla bu defterlerde zikri geçen cami, medrese, muallimhane, imaret, türbe, zaviye, kale, kervansaray ve kilise adları hâlen ayakta olsun veya olmasın eski sanat abidelerinin mevcudiyetini ortaya koymaktadır. Hatta bu kayıtlardan kitabe-siz abidelerimizin inşa ve tamir tarihlerini bazen tespit edebileceğimiz gibi, tamiratta kullanılan malzemenin cins ve nevini öğrenmek de mümkündür. Bu sebeple, kadı defterlerinin mimari tarihimiz bakımından cidden mühim eserler ol-duğu ortaya çıkar .
Kültürden edebiyata, tarihten coğrafyaya, folklora kadar çok geniş sahada namütenahi ve mühim bilgiler ihtiva eden bu defterlerde, her araştırmacı kendini ilgilendiren az veya çok bir şeyler bulabilir.
BELGE ÖZETLERİNİN ÇIKARILMASINDA VE YAYINDA
TAKİP EDİLEN USUL
Mardin şer’iye sicilleri arasında yer alan 10 defterdeki belge özetlerinin çıkarılması gündeme geldiğinde, ilk ola-rak hangi defterlerin seçileceği konusu ele alınmıştır. Öncelikle ve özellikle defterlerin mümkün olduğu kadar eski tarihe ait olanlarının ele alınması gerektiği düşünülmüşse de yakın tarihe ait olanlarından en azından bir iki defterin incelenme-sinin de son derece önemli olduğu sonucuna varılmıştır. Çünkü zaman içinde Mardin’in bağlı olduğu yönetim birimle-rinde, şehir idaresinde, şehrin mahalleleri ile merkez kazaya bağlı köylerin sayılarında ve buralardaki nüfusun dağılı-mında, aşiret sayılarında ve nüfusunda, kısacası şehrin ve merkez kazanın toplam nüfusunda ve bu nüfusun Müslim ve gayrimüslim dağılımında, şehirdeki iktisadi faaliyetler ile şehrin ticari ve sınai potansiyelinde, mal ve hizmet sektörle-rinde meydana gelen ücret değişikliklerinde, mülk alım-satımlarında ve bunların el değiştirme biçimleriyle hangi dini gruplar arasında alım ve satım işleminin gerçekleştiğinde, evlerin fiziki özellik ve yapılarında, evlenme-boşanma hadiseleri ve sayılarında, ailenin kaç kişiden oluştuğunda, eş ve çocuk sayılarında, ailelerin mal varlıklarında, kadınların mehir miktarlarında, aşiretler arasındaki adli vakalarda, şehirdeki hırsızlık-soygun-gasp-yaralama-öldürme gibi hukuki ve cezai olaylar ile böylesi davaların görülüş ve sonuçlanış biçimlerinde, devletin bölgeye bakışında ve bu bölgeden beklentilerinde, İran ve Irak gibi mıntıkalarda devam eden savaşların bölgeye olan etkilerinde ve savaşlar dolayısıyla bu bölgeden alınan yardımlarda ve bunun gibi daha pek çok konuda meydana gelen değişimleri ortaya koyabilmek için bunun gerekli/şart olduğu düşünülmüştür. Ayrıca 19. yüzyılda şer’i mahkemeler ile kadıların görev-statü ve işlevlerinde meydana gelen değişimleri de göz önünde bulundurmak gerekmiştir. Bu sebeple, ağırlıklı olarak 18. yüzyıla ait sicillerin ele alınması gerektiği, böylece bir taraftan sicillerde yer alan bilgiler ile 16. yüzyıla ait tahrir defterlerinde yer alan bilgiler arasında tarihi bir bağ kurulacağı, daha doğrusu yüzyıllar arasında meydana gelecek kesintinin böylelikle önlenmiş olacağı; öte yandan klasik Osmanlı mahkeme yapılanması ve işleyişi ile kadıların vazifeleri gibi konularda değişim öncesi dönemin araştırmacıların istifadesine sunulması kararlaştırılmıştır.
Ağırlıklı olarak 18. yüzyıl ve kısmen 19. yüzyıla ait sicillerin çalışılması gerektiğine karar verildikten sonra, sıra defter tespitine gelmiştir. İşin bu noktasında defterlerin fiziki yapılarına, yani düzgün olmalarına, yıpranmış olmamaları-na, özellikle rutubetten ötürü mürekkeplerinin dağılmamış olmasına, yazılarının mümkün olduğu kadar okunaklı olması-na ve toplama olmamalarına azami derecede dikkat edilmiştir. Bunun yanında bir diğer belirleyici unsur da mümkün olduğu kadar belge çeşitliliği arz eden defterlerin çalışılması gerektiği düşüncesiydi. Belge çeşidi ne kadar farklı olursa, çalışılan dönemin fotoğrafını çekmenin veya çekilen fotoğrafı ilgilenenlerin istifadesine sunmanın o derece zevkli ve faydalı olacağına inanılmıştır. Zira fotoğrafın netliği ve berraklığı ile detaylarının fazlalığı, onun kalitesini artıran unsur-ların başında gelmektedir.
Defterlerin tespitinden sonra iş belge özetlerinin nasıl çıkarılması gerektiğine gelmiştir. Öncelikle defterlerin ori-jinalinde belgelere numara verilmediğinden bunlara sıra numarası vermek gerekmiştir. Özetlerin başında sadece belge numarası verilmekle kalınmamış, sayfa numarası da ilave olunmuştur. Bunun sebebi, araştırıcıların orijinal deftere bak-ması icap ettiğinde söz konusu belgeye en kısa yoldan ulaşmalarını sağlama düşüncesidir.
Mardin’e ait şer’iye sicillerinde hem Türkçe hem de Arapça kayıtlar yer almaktadır. Evlenme-boşanma, alım-satım, hibe, kiralama, ortaklık, vasi-vekil tayini, vakfiye tanzimi ile ilgili belgeler Arapça olarak kaydedilmiştir. Belgele-rin Türkçe mi yoksa Arapça mı tutulduğunu tefrik etmek için “Belgenin Dili” ibaresi belge özetinden önce verilmiştir.
Özetten önce “Belgenin Konusu” başlığını vermenin sebebi ise, herhangi bir konuda araştırma yapanların belge özetinin tamamını okumadan bu kısma bakması ve o belgenin kendisini ilgilendirip ilgilendirmediğini kısa yoldan öğ-renmesi içindir. Bu kısımda daha çok aşağıdaki konu başlıkları kullanılmıştır:
Cülus
Şehzade Doğumu
Göreve Tayin-Azil
Görev Süresinin Uzatılması
Evlenme-Boşanma
Vasi-Vekil Tayini
Kefalet
Emanet
Tımar-Zeamet Tevcihi
Mülk Alım-Satımı
Hibe
Alacak-Verecek Davaları
Arazi Davaları
Tereke-Miras Davaları
Gasp-Darp-Yaralama-Katl
Tecavüz-Zina
İskân
Asayişin Sağlanması
Sefer-Cihad Emri
Mühimmat-Zahire Temini
Salyane-Tevzi Defteri
Gümrük-İhtisab-Tamga Vergisi
Masraf-Muhasebe Defteri
Bakaya Defteri
Vergi Toplanması-Muafiyeti
Cizye
Esnaf
Narh
Sikke Tashihi
Enfiye Mukataası
Posta Nizamı
Menzilhane İhdası-Nizamı
Maaş/Ücret Talebi-Tahsisi
İhtida
Seyyidlik
Köle Azadı
Mezarlıkların Kullanımı
Mürur Tezkiresi
Göç/Göçün Engellenmesi
Vakfiye
Vakıf Malının Satışı-Kiralanması
Vakıf Malının Korunması
Belgenin tarihi belge özetinden önce verilmiş, bu yapılırken Arapça ay isimlerinde kısaltmaya gidilmiştir. Kı-saltmalarda ise genel kabul gören aşağıdaki usul benimsenmiştir:
Muharrem M
Safer S
Rebiülevvel RA
Rebiülahir R
Cemaziyelevvel CA
Cemaziyelahir C
Receb B
Şaban Ş
Ramazan N
Şevvâl L
Zilkade ZA
Zilhicce Z
Araştırmacılara kolaylık sağlamak amacıyla Hicri tarihlerin Miladi karşılıkları da bu kısımda verilmiş, fakat bu-gün kullanılan ay isimlerinde kısaltmaya gidilmemiştir. Yine tarihlendirmede belgenin orijinalinde yer alan tarih esas alınmış, belgenin deftere kaydediliş tarihinden bahsolunmamıştır.
Belge özetleri çıkarılırken ortak bir standart belirlenmiş ve mümkün olduğu kadar teferruatlı bilgi verilmiştir. Böylelikle Osmanlıcayı okuyamayan araştırıcıların (tarihçi, edebiyatçı, sosyolog, hukukçu, iktisatçı, ilahiyatçı, arkeolog-sanat tarihçisi vd.) belge özetlerinden yararlanarak çalışma yapmalarına fırsat tanınmıştır. Hangi bilginin kim için nasıl önem arz ettiği tam olarak bilinemeyeceğinden, bu yaklaşım tarzı aynı zamanda bir zorunluluk olarak görülmüştür. Me-selâ belgelerde geçen erkek veya kadın şahıs isimleri onomastikle uğraşanların ilgisini çekebileceği gibi hem tarihçi ve sosyologların hem de ilahiyatçıların işine yarayabilir. Kısacası belge özetleri çıkarılırken özeti okuyan kimsenin, şayet belgenin doğru okunup okunmadığı veya özetin doğru çıkarıldığı hususundaki endişeleri bir tarafa bırakılacak olursa, belgenin aslına bakma ihtiyacı en aza indirgenmeye çalışılmıştır.
İfadelerde yer alan “hemze” ve “ayn” işaret ve harfleri işaretle belirtilmemiş, yani kesme işareti kullanılmamıştır (örneğin: davet, mana, memur, dava gibi). Özetlerde inceltme işaretinden yararlanılmış (örneğin: kâtib, lâkab, vekâlet, zekât, nikâh gibi), ancak uzatma işaretine yer verilmemiştir (örneğin: vali, çare, miktar, mana, dava gibi). Yine bir yere aidiyeti belirten uzatmalar da kullanılmamıştır (örneğin: Mardini, Savuri, Keşki, Dayşi, Üveysi, Bektaşi, Halveti, Kadiri, Nakşibendi gibi). Bu durum fiziki, iktisadi, idari, hissi gibi kelimelerde de aynen uygulanmıştır.
Mahalle, cadde, sokak, köy, mezra, vadi, yayla-yaylak, kışlak, mevki, dağ, nehir, ova, bağ, bahçe, tarla, cemaat, aşiret, şahıs, esnaf ve para isimleri orijinal halleriyle ve eksiksiz olarak verilmiştir. Şahıs isimleri verilirken ilk isimden sonra gelen ibn “bin” şeklinde, bint “binti” şeklinde ve veled-i şeklinde terkipli yazılması gereken kelime ise “veledi” şeklinde verilmiştir.
İsimlerin aksine lâkaplara müdahale edilmiş, el-Hac ibaresi “Hacı”, es-Seyyid “Seyyid”, eş-Şeyh “Şeyh” şeklin-de verilmiş; vali, mütesellim, kadı, naip, muhzırbaşı, muhtesip, voyvoda, yeniçeri, dizdar, emin, kethüda, subaşı, köy kethüdası, kizir-pasban-bekçi, müderris, müftü, imam, hoca, hatip, vaiz, müezzin, şemmas gibi bir vazifeye işaret eden ve isimden önce gelen unvanlar küçük harfle başlatılırken Şeyh, Derviş, Halife, Ağa, Bey, Efendi, Beyefendi, Hacı, Seyyid, Molla, Hatun, Maks, Kel, Kör, Topal vs. gibi unvan ve lâkaplar, ister isimden önce ve isterse isimden sonra gelsinler, büyük harfle başlatılarak yazılmıştır.
Herkesin anlayabileceği tarzdaki ifadelere dokunulmamış ve onlar orijinal halleriyle verilmiş, anlaşılmasında zorluk çekileceği düşünülen kelime ve ifadelerde sadeleştirmeye gidilmiştir (örneğin: “manzara” yerine pencere, “beyt-i ezec” yerine dikdörtgen şeklinde tavanı kemerli oda, “beyt-i kureyş” yerine misafir odası, “havş” yerine avlu, “neccari” yerine odunluk, “kenef-kenif” yerine tuvalet, “cübb-i ma” yerine su kuyusu, “taşt” yerine leğen, “lenger” yerine büyük sahan, “haranı-hereni” yerine tencere, “tabe” yerine tava, “piştahte” yerine çekmece veya mücevher sandığı, “leçek-laçak” yerine atkı veya örtü, “sim” yerine gümüş, “mai” yerine mavi, “penbe” yerine pamuk denilmiştir).
Satılan veya alınan mülkün hangi mahalle, köy veya mevkide bulunduğu, satan ve alan tarafların isimleri, mül-kün cinsi (ev, dükkân, han, hamam, arsa, bağ, tarla), satışı gerçekleşen mülkün evsafı, şayet ev ise kaç katlı, kaç odalı olduğu, odaların pencereli olup olmadığı ve pencerelerin hangi yöne baktığı; varsa avlusu, eyvanı, yazlığı, su kuyusu, mutfağı, kileri, mahzeni, mağarası, deposu, odunluğu, ahırı, tuvaleti belirtilmiştir. Bunun yanında evin/mülkün yola ve çevresindeki evlere/mülklere göre konumu, ev sahibinin doğu-batı-kuzey-güney tarafındaki komşuları da isim ve lâkap-larıyla zikredilmiştir. Yine satışı yapılan ev veya mülkün irsen mi intikal ettiği yoksa satın alma yoluyla mı edinildiği, ayrıca satanın mülk üzerindeki hisse miktarı da tasrih olunmuştur. Kayıtlarda komşuluk hukuku, irtifak ve şüfa hakkına ait bilgiler de ayrıntısıyla verilmiştir.
Evlenen tarafların ismi, varsa meslekleri, evlenenlerin rüştüne erişip erişmedikleri, bizzat mı yoksa vekâletle mi evlendikleri, mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel miktarları, şahitlerin isimleri, nikâhı kıyanın ismi zikredilmiştir. Yine aynı şekilde boşanan tarafların ismi, varsa meslekleri, boşanma sebebi (ölüm, evi terk, küfür, din değiştirme, inninlik, çocuk olmaması, şiddetli geçimsizlik, şart koşma), boşanma şekli (talak, muhalaa, tefrik, şartlı boşanma), mehrin verilip verilmediği veya kadının mehrinden vazgeçip geçmediği, sekene-nafaka-kisve baha, varsa çocukların kimde kaldığı, çocuklara vasi-veli olarak kimin tayin edildiği de belirtilmiştir.
Din değiştiren/ihtida edenlerin önceki ve din değiştirdikten sonraki isimleri, eskiden hangi dine mensup bulun-duğu, hangi mahalle veya köyden olduğu, ayrıca varsa mesleği zikredilmiştir.
Mahkemede görülen dava anlaşmazlıkla ilgili ise anlaşmazlığın sebebi, halledildiyse hallediliş biçimi, ikrar ve keşifler, bilirkişi raporları, deliller, inkâr ve ispatlar, şahitlerin şahadetleri, yemin etme-ettirme, yeminden kaçma gibi hususlar belirtilmiştir. Şayet davacı ve davalı vekil tayin ettiyse onların isimleri de yazılmıştır. Böyle davalarla ilgili olarak belge içinde geçen şahitlerin ismi verilmiş, ancak belge altında “şuhudü’l-hal” başlığı altında kayıtlı bulunanların isimleri özetin hacmini artıracağı düşüncesiyle verilmemiştir. Bu kısımda ismi geçenler çoğunlukla diğer belgelerde de yer almışlardır.
Terekelerle ilgili belgelerde vefat edenin ismi (baba ismiyle), varsa ait olduğu mahallesi, köyü ve memleketi, mesleği-görevi-statüsü, vefat etme sebebi, eşinin (erkeklerde eş sayısı birden fazla da olabilir) ismi (baba ismiyle), varsa çocuklarının ve varislerinin ismi, tereke miktarı, zevcesinin mehir miktarı zikredilmiş; terekesinde yer alan eşyanın cins ve fiyatından söz edilmemiştir. Şayet borçlu olarak vefat ettiyse ve terekesi de açık artırma yoluyla satıldıysa bu hususlar da özette belirtilmiştir.
Salyane ve tevzi defterlerinde yer alan mahalle, köy, aşiret, cemaat ve esnaf isimleri belirtilmiş, bunların ödeye-cekleri vergiler veya temin edecekleri zahire miktarı tek tek değil, toplu olarak zikredilmiştir. Masraf defterlerinde ise sadece masrafı kimin yaptığı, hangi yıla ait olduğu, masrafın niçin yapıldığı (örneğin elçilik göreviyle giden birisinin yolda yaptığı masraf) ve masrafın miktarı verilmiş, tek tek hangi kalemlere masraf yapıldığı belirtilmemiştir.
İktisadi hayatla ilgili olarak esnaf grupları, esnaf şeyhi, esnafın sayısı ve isimleri zikredilmiştir. Narh kayıtların-da ise narh verilen malların isimleri tek tek belirtilmemiş, bunun yerine hangi esnafa narh verildiği ve narhın tarihinden söz edilmiştir.
Vakfiyelerde vakıfın ismi, neleri/nereleri hangi amaçla vakfettiği, şartları, tevliyeti kime bıraktığı, vakfiyenin tanzim tarihi belirtilmiş, teferruata gidilmemiştir.
Cihad/sefer veya müdafaa ile ilgili belgelerde askere verilecek ekmek ve et, ayrıca hayvanlarına verilecek yem miktarı, eşyanın naklinde kullanılmak üzere verilmesi gereken hayvan adedi gibi teferruat sayılabilecek bilgiler de, aske-ri tarih açısından önemli olduğu düşünülerek, aynen verilmiştir.
Belgelerde geçen mahalli tabirler ve Türkçe enteresan ifadeler tırnak içinde yazılmıştır.
Defterlerin orijinallerini görme imkânı olmadığından ve mikrofilmler üzerinde çalışıldığından, mikrofilm çeki-minden kaynaklanan hatalardan, ayrıca mürekkebin dağılması veya kâtibin yazı üzerinde yaptığı karalamadan ötürü okunamayan yerler …… şeklinde verilmiştir. Okunuşundan emin olunmayan veya tereddüt duyulan yerlerde ise o ibare-nin yanına (?) işareti ilave olunmuştur. Yukarıda da belirtildiği gibi enteresan veya orijinal ifadeler aynen verilmiş, an-cak bunların yanına parantez içerisinde ne manaya geldikleri de yazılmıştır.
BİRİNCİ BÖLÜM
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ’NİN BELGE ÖZETLERİ
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ’NİN BELGE ÖZETLERİ
Sayfa No/Belge No : 1/1
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Vergi Toplanması
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı CA 1260/29 Mayıs–07 Haziran 1844
Özet:
Diyarbekir eyaleti müşiri vezir İsmail Paşa ve Mardin naibine; Amid sancağından Mardin nahiyesine bağlı Rişmil köyünde çift, bağat ve bostan resmlerinin (vergilerinin) toplamı 23.950 akçe ile hass-ı hümayun mülhakatından olduğu, resmlerin toplanmasında yapılan usulsüzlüklerin önlenmesi ve kanuna uygun hareket edilmesine dair gönderilen ferman.
Sayfa No/Belge No : 2/2
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vakıf Mülkü Satışı
Belgenin Tarihi : Evail-i CA 1258/10–19 Haziran 1842
Özet:
Seyyid Şeyh Osman’ın nöbet usulü elinde tuttuğu, Şeyh Abdulfettah Efendi bin Şeyh İbrahim Vakfı’na ait Şehidiye mahallesindeki iki evden biri harap olduğundan ve Şeyh Osman kendi imkânlarıyla tamir edemeyeceğinden, vakfın salahiyeti için, kuzeyi yol, doğusu Hacı Ahmed Cevzi, batısı İbrahim veledi şemmas Yakup, güneyi Hacı Davud el-Haddad mülkleriyle sınırlı ve içinde eyvanı, tuvaleti, dört maslabeli bir hücresi, aşağıda ve yukarıda avlusu, mutfağı olan evin, Mehmed Reşid bin Seyyid Ali’ye 14.050 kuruş peşin paraya satılması hususunda fetva verildiğine dair hüccet.
Sayfa No/Belge No :
3/3
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Arazi Davası
Belgenin Tarihi : Evail-i CA 1258/10–19 Haziran 1842
Özet:
Mardin sakinlerinden Medine binti Hasan Çelebi Ağazade adlı kadın, Mardin ahalisinden Mehmed Efendizadeler Şeyh Ahmed Efendi ve kardeşi Hacı Derviş’in, “Kam’or” adıyla bilinen bahçenin ötesinde güneyi, doğusu ve batısı Kam’or bahçesine bitişik, kuzeyi dere ile sınırlı bağ ile bahçede bulunan ve vefat eden oğlu Şeyhmus bin Ali es-Sayiğ’in mülkünde olan hisselerine el koyduklarını şikâyet ve alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Davalılar ise bağ ve bahçenin kadının mülkü olduğunu, ancak kadının diğer oğlu Mustafa bin Ali es-Sayiğ’in kendi rızasıyla bu mülkleri 12.200 kuruşa kendilerine sattığını iddia ile kadının bir hakkı kalmadığını söylemişlerdir. Tavassut edenlerce Şeyh Ahmed Efendi ve kardeşi Hacı Derviş, Medine adlı kadına 200 kuruş daha vermişler, kadın davadan vazgeçmiş, bağ ve bahçenin adı geçenlerin mülkü olduğunu ikrar etmiştir.
Sayfa No/Belge No : 4/4
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evail-i CA 1258/10–19 Haziran 1842
Özet:
Medine binti Hasan Çelebi, kızı Fatıma binti Ali es-Sayiğ ve oğlu Mustafa bin Ali es-Sayiğ kendi adlarına asale-ten ve Mustafa’nın kardeşi oğlu Mehmed Ali bin Şeyhmus adlı küçüğe vekaleten kendilerine irsen intikal eden ve “Kam’or” adıyla bilinen vadide bulunan, içinde kemerli uzun odalı kasr ve akar suyu olan, yine kasrın dışında harap su, binalar, meyveli ve meyvesiz ağaçların bulunduğu sulu arazi ki, güneyi yol, doğusu Yusuf es-Siirti mülkü ve yol, kuzeyi dere, batısı Said bin Hacı Hüseyin mülküyle sınırlı bulunan bostanlarını 1.012 kuruşa Şeyh Ahmed ve kardeşi Molla Mehmed’e sattıklarına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 5/5
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evail-i CA 1258/10–19 Haziran 1842
Özet:
Yusuf Efendi el-Faşuhi’nin, Mardin yakınlarındaki “Maho Bostanı” adıyla bilinen, güneyi dere, doğusu Hacı Mehmed Faşuhzade mülkü, batısı yine Hacı Mehmed ve Hacı Halil bin Mustafa mülkleri, kuzeyi sulama arkı ile sınırlı bostandaki yarı hissesini ve bu bostanın Cuma gecesi güneşin batışından sabahı güneşin doğuşuna kadar olan su nöbetle-rini 3.000 Rumi kuruşa kızı Züleyha’ya sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 6/6
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek Davası
Belgenin Tarihi : Evahir-i CA 1258/30 Haziran–09 Temmuz 1842
Özet:
Mardin ahalisinden Hanna veledi Maks Yosef adlı zimmi Nusaybin sakinlerinden Mıgırdiç veledi Aslan hakkın-da, kendi babası Maks Yosef’in Mıgırdiç’in babası Aslan zimmetinde 1.150 kuruş alacağı olduğunu, 50 kuruş ile 3 kile buğdayı verdiği halde kalan 1.000 kuruşu ödemediğini iddia etmiş, Mıgırdiç borcu tasdik etmiş, ancak kilesi 160 kuruş-tan olmak üzere 3 kile buğdayın 480 kuruş ettiğini, yine maks Cercis ile 40 kuruş daha ödediğini kalan 630 kuruşu öde-diğine de elinde delili olduğunu iddia edince, Hanna, tavassut edenlerce Mıgırdiç’in 220 kuruş daha ödemesi üzerine davadan vazgeçmiştir.
Sayfa No/Belge No : 7/7
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evahir-i CA 1258/30 Haziran–09 Temmuz 1842
Özet:
Mardin’e bağlı Nusaybin karyesinde sakin olan Mıgırdiç veledi Aslan, Nusaybin’de İmam Zeynelabidin (türbegahının) yakınında bulunan ve “Körti-Kürti” demekle meşhur olmuş, güneyi Ali bin Yusuf değirmeni, doğusu ve batısı imam Zeynelabidin ziyaretinin toprağı, kuzeyi Mehmed el-Bader değirmeni ile sınırlı değirmendeki yarı hissesini bütün alet ve taşları ve su nöbetleri ile 2.000 kuruşa sarrafbaşı hoce Murad adlı zimmiye sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 7/8
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vekil Tayini
Belgenin Tarihi : 27 L 1264/25 Eylül 1848
Özet:
Hemo adlı kadının kardeşinden kalan Şehidiye mahallesindeki bostan ve ev için kocasının oğlu Şehmus bin Ahmed’i vekil tayin etmesi üzerine kızkardeşi Reşi’nin de kendi hakkını savunması için Mustafa’yı vekil tayin ettiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 8/9
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evail-i Ş 1258/06–15 Eylül 1842
Özet:
Molla Mahmud bin molla Bekir Şiarzade’nin, Nusaybin yakınlarındaki Çarçesef adıyla bilinen, ayda 12 gün ça-lışan değirmenin 5 gün hissesine sahip olup, değirmenin 2 gün 2 gecelik hissesini 7.000 kuruşa Zeynep Hatun binti Mu-sa’nın vekili Seyyid İsmail Efendi Necmizade’ye sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 9/10
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı ZA 1257/24 Aralık 1840–02 Ocak 1841
Özet:
Serrac Hacı Mustafa, Molla Yusuf bin Şeyh Mehmed ve kardeşi Katibzade Molla Hüseyin’in oğlu Halil’in, Şehidiye mahallesinde “Daru’l-Kâtib” diye bilinen konağın yanındaki evlerini 600 Rumi zolata kuruşa sattıklarına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 9/11
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evahir-i ZA 1257/03–12 Ocak 1842
Özet:
Abdurrahman ve Numan bin Hasan kâtib kendilerine asaleten valideleri Zello ve kız kardeşleri Fatıma, Hacer, Aişe, Rahime, Halime’ye vekâleten içinde su kuyusu, pencereli oda, mutfak bulunan Molla Hasan Kâtibzade’nin evini 300 Rumi zolata kuruşa Hacı Süleyman Ağaya sattıklarına dair hücet.
Sayfa No/Belge No : 10/12
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : 1 RA 1253/05 Haziran 1837
Özet:
Molla Mehmed ve Mahmud bin Seyyid Ahmed Efendi bin İbrahim Efendizade kendilerine asaleten, İsmail ağa bin Ömer ağa ise zevcesi Fatıma Hatun binti İbrahim Efendiye vekaleten Zerraka mahallesindeki, tavanı pencereli, ey-vanı, yazlık avlusu, biri doğuya diğeri batıya bakan iki penceresi bulunan kemerli uzun odası, mutfağı, tuvaleti, büyük ahırı, hazine odası, kahve odası, sofası, büyük odası, geçidi, su kuyusu, mahzeni ve altında odunluğu olan; kuzeyi ve güneyi yol, doğusu Mehmed Said Ağa mülkü, batısı Molla Hasan Kâtibzade mülkü ile sınırlı bulunan evlerini 15.000 kuruşa Hacı Süleyman Ağa bin Mehmed Said Ağa el-Mardini adına vekili Hacı Hıdır bin Mehmed Said Gömlizade’ye sattıklarına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 11/13
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evail-i Z 1257/13–22 Ocak 1842
Özet:
Sarrafbaşı Mardin muhafızı hoce Murad (zimmi) el-Amidi’nin Bimaristan mahallesinde bulunan hamamdaki dörtte bir hissesini 2.000 Rumi zolata kuruşa Zeynep Hatun binti Abdullah’ın vekili Hacı Hıdır Gömlizade’ye sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 11-12/14
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mardin Muhasebesi
Belgenin Tarihi : Evail-i R 1258/12–21 Mayıs 1842
Özet:
Mardin hanedanından merhum Ebubekir Efendi ve akabinde 1254 tarihinde Mardin muhafızı olan Mardin hane-danından dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Hacı Süleyman Ağa dönemlerinde yapılan hesaplarda 45 bin kuruş açık verildi-ğinden tekrar hesap yapılmıştır. Hacı Süleyman Ağanın vekili Mardin eski müftüsü Ömer Efendi ve Ebubekir Efendinin vekilleri Hacı Derviş bin Molla Mahmud, Molla Mustafa bin Hacı Kasım Efendi ve Mumcuzade Ahmed bin İlyas ve diğerleri hazır iken yapılan hesaplar sonucunda Hacı Süleyman Ağanın, 53.700 kuruşunun Ebubekir Efendinin zimme-tinde bulunduğu anlaşıldığından eksik hesabın Ebubekir Efendinin terekesinden alınmasının kararlaştırıldığına dair ka-yıt.
Sayfa No/Belge No : 12/15
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı B 1257/28 Ağustos–06 Eylül 1841
Özet:
Sürgücü kazası zabiti Şemdin Ağanın Bimaristan mahalesinde bulunan hamamdaki dörtte bir hissesini 2.000 Rumi zolata kuruşa sarrafbaşı Mardin muhafızı hoce Murad’a (zimmi) 1253 senesinde şahitler huzurunda sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 13/16
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evail-i Ş 1258/06–15 Eylül 1842
Özet:
Molla Abdulkadir, Aişe Hatun, İmiş Hatun, Hanife Hatun evlad-ı Molla Bekir Şiarzade’nin mahkemede fahru’l-ulema Seyyid İsmail Efendi Hindi Efendizade ve Molla İsa bin Hacı Hasan Şiarzade huzurunda Nusaybin köyü yakınla-rındaki araziden kardeşleri Mehmed Reşid lehine feragat ettiklerine dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 13/17
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı S 1258/24 Mart–02 Nisan 1842
Özet:
Mardin sakinlerinden Daşi beyi İsmail Bey bin Abdullah Beyin, padişah beratı ile mutassarıfı olduğu malikane-nin yarı hissesini, 7.500 kuruşa dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Hacı Süleyman’a devrettiğine dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 14/18
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evail-i Z 1257/13–22 Ocak 1842
Özet:
Mardin sakinlerinden Ali bin Seyyid Hıdır, Bağdad’da sakin Ali Beyzade Mustafa Beyin Nusaybin’deki değir-mendeki 12 hisseden 5 hissesini Molla Mahmud bin Molla Bekir’e 12.000 kuruşa sattığını ve kendisinin parayı Bağdad’a göndermesine rağmen sonra taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını, anlaşmazlığın 5 hissenin 2,5’unun Ali Beyzade 2,5’unun da Molla Mahmud’a verilmesiyle çözümlendiğine dair ikrarını belirtir hüccet.
Sayfa No/Belge No : 14/19
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evahir-i Ş 1258/26 Eylül–05 Ekim 1842
Özet:
Mehmed Efendi bin Hacı Ahmed Efendinin vekili Molla Mustafa bin Hacı Kasım Efendi aracılığıyla Nusay-bin’de Hüseyin Şibli adıyla bilinen değirmenin 4’te 1 hissesini, aletleri, taşları ve sudaki hissesiyle birlikte 4.000 kuruşa Ebubekir Efendiye sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 15/20
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı N 1258/16–25 Ekim 1842
Özet:
Hacı Süleyman Ağanın, Şehidiye mahallesi içinde Zerraka mahallesi diye bilinen yerdeki, kuzeyi ve güneyi yol, doğusu Mardin eski voyvodası Mehmed Said Ağa veresesi, batısı Molla Hasan Kâtibzade veresesi mülküyle sınırlı için-de pencereli tavan, tavanlı eyvan, avlu, biri doğuya biri batıya bakan iki pencereli yazlık, mutfak, tuvalet, odunluk, ahır, su kuyusu, geçit, büyük oda bulunan evlerini 55.000 Rumi kuruşa Zeynep Hatun binti Musa adına vekili Seyyid İsmail Efendiye sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 16/21
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Camii Kebir Suyu
Belgenin Tarihi : 14 M 1259/14 Şubat 1843
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşanın girişimleri sonucunda, Muzafferiye Medresesi mütevellileri Abdulgafur Efendi ve Mesud Efendinin hayli zamandan beri harap olan Muzafferiye Medresesi suyunun, Cami-i Kebir’e verilmesini kabul ettiklerine dair senet.
Sayfa No/Belge No : 17/22
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vasi Tayini
Belgenin Tarihi : 8 CA 1257/28 Haziran 1841
Özet:
Seyyid Mustafa bin Ali, vefat eden kardeşi Şeyhmus’un küçük oğlu Mehmed Ali üzerine mahkemece vasi tayin edilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 17/23
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vasi Tayini
Belgenin Tarihi : Evahir-i C 1258/30 Temmuz–07 Ağustos 1842
Özet:
Menco veledi Saro(?), halik olan Fetho veledi Tokatlı’nın küçük kızları Osi, Lusi ve Verdi’ye vasi tayin edilmiş-tir.
Sayfa No/Belge No :
18/24
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vasi Tayini
Belgenin Tarihi : Evahir-i R 1258/21–30 Mayıs 1843
Özet:
Huri binti Said, vefat eden eşi Kasım veledi Hafız’ın çocukları Ahmed, Aişe ve Fatıma’ya vasi tayin edilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 18/25
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek Davası
Belgenin Tarihi : 19 S 1259/ 21 Mart 1843
Özet:
Mardinli Şeyho bin Ali Şükür, Esad bin Salih Kâtibzade’nin zimmetinde 180 kuruş alacağı olduğunu, Esad bin Salih Kâtibzade’nin kendisine olan borcuna karşılık Tekye mahallesinde bulunan evini rehin bıraktığını, evi satıp borcu-nu vermek üzere vekil tayin ettiği Seyyid Ahmed bin Hafız Abbas’ın ise evi satmadığını şikâyet etmiş ve elindeki fetva-yı sunmuştur.
Sayfa No/Belge No : 19/26
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı S 1257/03–12 Nisan 1841
Özet:
Esad bin Salih Kâtibzadenin vekili olan Seyyid Ahmed bin Hafız Abbas, Tekye mahallesinde, güneyi Hacı İbra-him bin Zülfü mülkü, doğusu ve kuzeyi yol, batısı satıcının vekilinin mülkü ile sınırlı tamamı pencereli, içinde su kuyu-su, mutfak ve avlusu bulunan evinin 4’te 1 hissesini 140 kuruşa sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 19/27
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Maaş Tahsisi
Belgenin Tarihi : 11 B 1260/27 Temmuz 1844
Özet:
Şafiye Camii’nde ilm-i şerif talimi yaptığı ve beş vakit imamet ile namaz kıldığından verdiği arzıhal üzerine Abdulgafur Efendiye maaş-ı medaris olarak 10 kile buğday verilmesine dair Musul valisi Şerif Paşa tarafından Mardin kaymakamı Mustafa Paşaya gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
19/28
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Maaş Talebi
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Abgulgafur Efendinin, Şafiye Camii’nde ilm-i şerif talimi yaptığı ve beş vakit imamet ile namaz kıldığından, kendisine senelik maaş bağlanmasına dair arzıhali.
Sayfa No/Belge No : 20/29
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cami-i Kebir Suyu
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı M 1259/11–20 Şubat 1843
Özet:
Cami-i Kebir mütevellisi Mütevellizade Hacı Mehmed Salih Efendi, “Muzafferiye Medresesi suyunun çekildiği-ni, sel sularının hem bu suyun kanalını hem de cami suyunun kanallarını harap ettiğini, Mardin kaymakamı Mustafa Paşanın tamiratı için vekil olarak Şiarzade Hacı Hasan Ağayı tayin ettiğini, bazılarının tamir çalışmalarının bedesten çarşısının batısında bulunan Ayn-i Kayseriye çeşmesinin suyunu azaltacağı iddiasıyla keşif yapılmasını teklif ettiklerini mahkemede bildirmiştir. Kadı tarafından yapılan keşifte, yapılacak tamiratın pınarın suyunu azaltsa bile caiz olduğunu, camiye su çekilmesinin insanların çok daha yararına olduğunu belirtmesi üzerine tamirat işlerine kimsenin karışmaması için mahkeme tarafından izin verilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 21/30
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vasi Tayini
Belgenin Tarihi : Evail-i L 1257/15–24 Kasım 1841
Özet:
Mehmed Ağanın vefat etmesi üzerine, çocukların anneleri Nimettullah Hatun binti Ahmed’in, Selim ve Mehmed Genco ile Senem ve Zerge üzerine vasi tayin edildiğine dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 21/31
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke-Miras Davası
Belgenin Tarihi : 11 Ş 1243/27 Şubat 1828
Özet:
Rukiye binti Mehmed’e, anneleri Zemzem binti Mustafa’dan kız kardeşi ile kendisine intikal eden ev, nakit para, mal ve eşya gibi mirastan kendi hissesine düşeni kız kardeşinden tamamen aldığını ve onunla bir davası kalmadığını bildirmiş, bu durum Mardin kadısı Mehmed Necib Efendi tarafından tasdik edilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 22/32
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vakıf Malının Kiralanması
Belgenin Tarihi : 1 RA 1249/19 Temmuz 1833
Özet:
Rukiye binti Mehmed, annesi Zemzem Hatunun kurmuş olduğu vakfın mütevellisi olarak, Benabil köyünde, gü-neyinde Emir’in bostanı, doğuda Maruki bostanı, batıda Seydi bostanı, kuzeyinde harmanlar zemini bulunan vakfa ait sulak bostanı ve Remca suyu diye bilinen suyun yarısını, kasrın 4’te 1’ini tüm haklarıyla birlikte Hacı Ahmed bin Hacı Mahmud el-Hamamcıya 99 yıllığına kiralayabileceğini söylemiş, Mardin eski naibi Ahmed Efendi de bu konuda hüküm vermiştir.
Sayfa No/Belge No : 23/33
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vakıf Malının Kiralanması
Belgenin Tarihi : Evahir-i R 1249/06–14 Eylül 1833
Özet:
Hacı Ahmed bin Hacı Mahmud’un, Benabil köyünde, güneyinde Emir’in bostanı, doğuda Maruki bostanı, batıda Seydi bostanı, kuzeyinde harmanlar zemini bulunan vakfa ait sulak bostanı ve Remca suyu diye bilinen suyun yarısını, kasrın 4’te 1’ini molla Halil’in çocukları Hüseyin, Abdulala, İbrahim, Hasan ve Bekir’e 99 yıllığına kiraladığına dair, Mardin eski naibi Ahmed Efendi tarafından verilen hücet.
Sayfa No/Belge No :
25/34
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Arazi Davası
Belgenin Tarihi : Evail-i Z 1259/23 Aralık 1843–01 Ocak 1844
Özet:
Mardin sakinlerinden Hafız Süleyman Efendi bin Seyyid Mahmud ve Mustafa bin İbrahim en-Neccar adlı kişiler mahkemede hazır bulunup Timur Bey bin Fettah Bey ed-Dayşi ve Selim bin Mehmed bin Hüseyin Ağa ed-Dayşi ile İbrahim bin Molla Halil berber adlı kişiler hakkında “Mardinli Nimetullah Hatun binti Ahmed Ağa adlı kadının küçük çocukları Mehmed ve Rezge’nin vasileri olmaları hasebiyle büyük çocuklar Selim ve Senem ile Molla Halil’in evladı olan Abdulala, İbrahim, Hacı ve Bekir’in ellerinde vakfı-ı evlad olarak bulunan, Benabil karyesinde, kuzeyinde Emir bahçesi, doğusunda Maruki bahçesi, batısında Seydi bahçesi ve güneyinde harmanlar zemini bulunan bahçeyi nöbetleşe kullanırken, nöbet sırası Rukiye binti Mehmed adlı kadında iken 99 seneliğine Abdulala, İbrahim, Hacı ve Bekir isimli kişilere kiraladığını, varislerin de bu bahçede hak iddia ettiklerini şikâyet etmişler. Yapılan şahitlik sonrasında bahçeyi elinde tutan kişilerin 300 kuruş vermesi karşılığında sulh olunduğuna dair hüccet verilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 26/35
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kaymakam Tayini
Belgenin Tarihi : 11 B 1260/27 Temmuz 1844
Özet:
Mardin kaymakamlığına Mustafa Paşanın tayin edildiğine dair Musul valisi tarafından dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Mardin kazası müdürü Hacı Süleyman Ağaya, naibe, müftüye, vücuh-ı memlekete, iş erlerine ve aşiret meliklerine gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 26/36
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Gümrük Müdürü Tayini
Belgenin Tarihi : 11 B 1260/29 Nisan 1844
Özet:
Musul Eyaleti müşiri tarafından Mardin ve Nusaybin gümrüğünün “ber-vech-i emanet” şeklinde idaresi için Hü-seyin Efendinin gümrük müdürü olarak tayin edildiğine dair gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 26/37
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Evkaf Müdürü Tayini
Belgenin Tarihi : 11 B 1260/29 Nisan 1844
Özet:
Musul Eyaleti müşiri tarafından Musul eyaleti ve kazalarındaki evkaf-ı şerif ile evkaf-ı hümayunun nizamını muhafaza etmek üzere İsmail Efendinin evkaf müdürü olarak tayin edildiğine dair Mardin kaymakamı Mustafa Paşa, naibi, müftüsü ve evkaf mütevellilerine gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
27/38
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Sınır Tecavüzü
Belgenin Tarihi : 8 B 1260/26 Nisan 1844
Özet:
Şeyhü’l-ensari Seyyid Şeyh Abdulfettah Efendinin kendisine berat-ı şerifle tevcih olunan Göllükend ve Böyre köylerinin toprak ve sınırlarına başkaları tarafından müdahale edildiğinden bunun engellenmesi için yazdığı arzıhal üze-rine, Musul valisi Şerif Paşa tarafından bu topraklara kimsenin müdahale etmemesi için verilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 27/39
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Sınır Tecavüzü
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Şeyhü’l-ensari Seyyid Şeyh Abdulfettah Efendinin kendisine berat-ı şerifle tevcih olunan Göllükend ve Böyre köylerinin toprak ve sınırlarına başkaları tarafından müdahale edildiğinden bunun engellenmesi için yazdığı arzıhal.
Sayfa No/Belge No : 28/40
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Süryani Katolik Cenazelerinin Defni
Belgenin Tarihi : Evail-i S 1260/20–29 Şubat 1844
Özet:
Musul valisi vezir Şerif Paşa ve Mardin kazası naibine; Mardin’de Ermeni milletine tabi Süryani Yakubi taifesi-ne mahsus, Erbain, Mar(t) Şemoni ve Mar Mihail kiliselerine Süryani Katoliklerin ölülerini gömmelerinin, Süryani Ya-kubilerin şikâyetleri üzerine men edilmesi ve Katoliklerin ölülerini Kıssis mahallesinde murahhas matran Anton’un evi-nin avlusuna gömmelerine izin verilmesine dair gönderilen ferman.
Sayfa No/Belge No : 29/41
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mezarlıkların Kullanımı (Süryanilerce)
Belgenin Tarihi : 28 R 1260/14 Mayıs 1844
Özet:
Mardin kazası kaymakamı, kaza müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket ve rüesay-ı millete; Mardin’de Er-meni milletine tabi Süryani Yakubi taifesine mahsus kiliselere Süryani Katoliklerin ölülerini gömmelerinin, Süryani Yakubilerin şikâyetleri üzerine men edilmesi ve Katoliklerin ölülerini Kıssis mahallesinde murahhas matran Anton’un evinin avlusuna gömmelerine izin verilmesine dair Musul valisi tarafından gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 29/42
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Süryani Kiliselerine Saldırı
Belgenin Tarihi : 26 CA 1260/13 Haziran 1844
Özet:
Mardin kaymakamı, naibi ve müftüsüne; Süryani Katolik milletine ait kilisesinin avlusuna ölülerini gömmeleriy-le ilgili daha önce gönderilmiş ferman olmasına rağmen, bazı kimselerce adı geçen kiliseye saldırılıp, kapıların zorlan-ması ve papazların tehdidi gibi olayların yaşanmış olması üzerine, bu kiliseye müdahalelerin önlenmesi için Musul eya-letinden gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 30/43
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mürur Tezkiresi
Belgenin Tarihi : Evahir-i RA 1260/09–18 Mayıs 1844
Özet:
Musul valisi vezir Şerif Paşaya; mürur nizamatına uyulması, tezkiresiz yolculuk yapılmaması, özellikle de asker kaçaklarına dikkat edilmesi, buna uymayanlara zabitler tarafından gerekli cezaların uygulanması, şayet zabitler bu niza-ma uymazlar ise onların da haklarından gelinmesine dair gönderilen ferman.
Sayfa No/Belge No : 31/44
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Gümrük, Tamga ve İhtisab Vergisi
Belgenin Tarihi : 23 S 1260/13 Mart 1844
Özet:
Mardin’de bulunan gümrük ve mukataalarda güvenilir kimselerin görevlendirilmesi ve buralardan alınan mal-ı gümrük, tamga ve ihtisab vergilerinin defterlere kaydedilerek toplanmasına dair maruzattır.
Sayfa No/Belge No : 31/45
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Gümrük, Tamga ve İhtisab Vergisi
Belgenin Tarihi : 23 S 1260/13 Mart 1844
Özet:
Mardin’de bulunan gümrük ve mukataalarda güvenilir kimselerin görevlendirileceği ve buralardan alınan mal-ı gümrük, tamga ve ihtisab vergilerinin defterlere kaydedilerek toplanacağına dair Mardin muhafızı mir-i miran Mustafa Paşanın tenbihatıdır.
Sayfa No/Belge No : 31/46
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Gümrük ve İhtisab Vergisi
Belgenin Tarihi : Evahir-i S 1260/11–19 Mart 1844
Özet:
Mardin kazası bundan önce Musul eyaletine ilhak olunduğundan, Mardin tüccar ve esnafının, Musul eyaletinde uygulanan ticaret mallarında yüzde 9 kuruş gelenden (amediyye=ithalattan) ve 3 kuruş gidenden (reftiyye=ihracattan) alınan vergilerinin, ticaret malları dışında kalan sebzevat vesair eşya ve zahireden her kuruş için bir para olan ihtisab vergisinin fazlalığından dolayı Musul valisine sundukları maruzat.
Sayfa No/Belge No : 32/47
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mütesellim Tayini
Belgenin Tarihi : Evahir-i M 1260/10–19 Şubat 1844
Özet:
Musul valisi Mehmed Paşa vefat ettiğinden yerine, Hüdavendigar eyaleti mutassarıfı olan ve kendisine vezirlik rütbesi tevcih edilen Şerif Paşanın tayin edildiğine, ancak kendisi Musul’a gelinceye kadar yerine dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Mehmed Ağanın bakacağına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 32/48
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mütesellim Tayini
Belgenin Tarihi : 17 S 1260/07 Mart 1844
Özet:
Mardin kazası kaymakamı, Mardin kazası müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket, iş erleri ve aşiret ağaları-na; Musul valisi Mehmed Paşanın ölümü üzerine yerine tayin edilen Şerif Paşa gelinceye kadar yerine kendisinin baka-cağına dair Mehmed Ağa tarafından gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 33/49
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 16 CA 1258/25 Haziran 1842
Özet:
Tütüncü Abdulgafur bin Deli Ali’nin vefatı üzerine eşi İmiş binti Hemo, oğulları Mehmed ve Ali ile kızları Me-dine, Vesile, Finci(?) ve Saide arasında taksim edilen 2.540 kuruşluk tereke kaydı.
Sayfa No/Belge No : 33/50
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 27 CA 1258/06 Temmuz 1842
Özet:
Derviş bin Ömer Hülagu’nun vefatı üzerine eşleri Hini(?) binti Hemo ve Hinni binti Hacı Ali ile babası Ömer, annesi Zeyno ve oğlu Halef arasında taksim olunan tereke kaydı.
Sayfa No/Belge No : 34/51
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : CA 1258/Aralık 1842
Özet:
Bolos bin Kapsar adlı zimminin vefatı üzerine tüm mal varlığı ve parası borçlarına verilmiş, terekesinden hiçbir şey kalmamıştır. Bolos’un eşi Keti binti Mihail ile küçük çocukları Hini ve Hili’ye terekeden hiçbir şey kalmadığına dair verilen senet.
Sayfa No/Belge No : 35/52
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vakfiye
Belgenin Tarihi : Evahir-i B 1259/18–26 Ağustos 1843
Özet:
Hacı Mehmed Faşuhzade ve Abdurrahman bin Hacı İbrahim’in şahitliğiyle Yusuf Faşuhzade’nin vekili olan Molla Yusuf bin Seyyid Mehmed, Yusuf Faşuhzade’nin Şeyh Muhammed ed-Dinari mescidine vakfettiği, güneyi Şeyh Abdulgani mülkü, doğusu Emir hamamı, batısı yol ve kuzeyi Hacı Kasım Efendi varislerinin mülkü ile sınırlı dükkânı tekrar temlik etmek istemiş, mahkeme ise bunun mümkün olmadığına dair karar vermiştir.
Sayfa No/Belge No : 36/53
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vakfiye
Belgenin Tarihi : Evahir-i B 1259/18–26 Ağustos 1843
Özet:
İbrahim bin Abdullah isimli mühtedinin, Medrese mahallesinde güneyi Şetmo mülkü, doğusu Davud Hezari mülkü, güneyi ve batısı yol ile sınırlı bulunan ve ölünceye kadar tevliyeti kendisinde kalması şartıyla Şeyh Lübban Mes-cidi masraflarının karşılanması için vakfettiği içerisinde kemerli iki maslabesi, odunluğu, pencereli odası, kemerli maslabesi, su kuyusu, üst katında ve alt katında mutfağı, avlusu ve tuvaleti bulunan evini, tekrar temlik etme isteği ve mahkemenin bunun mümkün olmadığına dair kararı.
Sayfa No/Belge No : 37/54
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Tashih-i Sikke
Belgenin Tarihi : 17 C 1260/03 Temmuz 1844
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşa, nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naibi, müftüsü, sadatı, meşayihi, tüccarı, esnafın ileri gelenleri, aşiret ağalarına, tüm ahaliye, Sürgücü ve Ömeryan aşiret ağalarına, Nusyabin memurlarına; eski sikkelerin kaldırılıp yeni sikkeler basıldığı, bir altının 100 kuruş, yarım altının 50 kuruş değerinde olduğu, 20, 10 ve 5’lik kuruşların da buna göre değerlendirileceğine dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 39/55
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Masraf Defteri
Belgenin Tarihi : 23 R 1260/11 Mayıs 1844
Özet:
1259 senesinin 1 Receb’inden Zilhicce’nin sonuna kadar, 6 ay zarfında, merhum Mehmed Paşa hayattayken Mustafa Paşanın hükümeti zamanında hazırlanan ve Mehmed Paşanın vefatından sonra yerine gelen Şerif Paşaya takdim edilen üç yüz yetmiş üç bin yüz otuz dört (373.134) akçe yirmi (20) para tutarındaki masraf defteri.
Sayfa No/Belge No : 40/56
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Masraf ve Tevziat Defteri
Belgenin Tarihi : 3 CA 1260/21 Mayıs 1844
Özet:
1259 senesi Receb’inden Muharrem ayı başına kadar altı aylık sürede Mardin’de yapılan üç yüz altı bin altı yüz yetmiş yedi (306.677) akçe tutarındaki masrafın ve tevziatın beyanıdır. Tevziat alınan esnaf; tüccar-ı İslam, tüccar-ı rea-ya, bezzazan, gönciyan, kassaban, tütünciyan, haffafan, sipahiyan, helvaciyan, …. ve katırcı, abaciyan, basmacı ve bo-yacı, terziyan, çulfaciyan, lüleciyan, mutaf, biteduzan(?), attaran, kuyumcıyan, mimaran, çirikçiyan(?), kazancıyan, kılıççıyan, serracan, bazar-ı rişte, neccar ve çubukçı, boğça gezduran, hamamcı ve berber ve hekim, palanciyan, kahveciyan, debbağan, kazzazan, nalbandan, baş bakkalan, demürci ve çilingir, etmekçiyan, keçeciyan, dingciyan, kürkçiyan, kavaf esnafından toplam kırk bin (40.000) kuruş. Tevziat alınan aşiretler ve köyler: Kiki, Ömeryan, Sürgücü, Milli, Şarkiyan, Şeyhan-ı Tell Kerem, Berikan, Dükuri, Dinari, Sohergan, Kalenderan, Agras-ı Selase, Kavruğı(?), Mir-i Sinan, Boblan, ……, Buşri, Şahpesend ez-ğayr, Şeyhan-ı Tell Şair, Küçegan, Tohum, Mazerti, İstilil, Harük, Talaş, Mendile, Araban-ı Maarrekan, Araban-ı Kiran, Aynbürud, Meşkinan, Bellükan, Behdine, Şimrak, Mıkri, Tavusi, Piran ez-ğayr-ı Meşayıh, Kara Dara, Dayşi, Mansuri, Rişmil, Kabala, Benabil, Musiki, Beyrik, Cevzat, Hindlü, Tell Ermen, Koçhisar, İbrahimiye, Bilali, Kalatmarra, Şeyhan ez-gayr-ı Ziyaret, Göllü, Salah, Dükük, Şağlan, Böyre, Çiflik, Kavs, Tell Feyiz, Tuffahiye, Mukbile, Bir-i Tava(?), Mezraa, Bozkatri, Harabuldereb(?). Toplam tevziat: iki yüz kırk beş bin üç yüz kırk iki (245.342) kuruş. Tüccar, esnaf, aşiret ve köylerden toplanan tevzi miktarı iki yüz seksen beş bin üç yüz kırk iki (285.342) kuruş. Geri kalan yirmi bir bin üç yüz otuz beş (21.335) kuruş nefs-i şehre isabet etmiştir.
Sayfa No/Belge No : 42/57
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımar Davası
Belgenin Tarihi : 12 Ş 1260/26 Ağustos 1844
Özet:
Mardin sakinlerinden Halil Bey bin Mehmed Bey ile Halil Bey bin Said Bey arasında Haylif(?), Küçek, Roşat, Reyhaniye, Aliye, Tell Eylon, Baba Mahmud, Ebukâle, Atişan ve Dükük adlı köylerdeki tımarların paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlığın, araya giren kişilerce sulh ile sonuçlandığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 43/58
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Kiralama
Belgenin Tarihi : 27 CA 1260/14 Haziran 1844
Özet:
Mardin kaymakamına; Mardin mutasarrıfına kiraladığı konağa yıllık 106 kuruş verildiğini söyleyerek şikâyetçi olan Eyüb’ün mağduriyetinin giderilip kendisine aylık 250 kuruş verilmesine dair yazılan buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 43/59
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mülk Kiralama
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Yardıma muhtaç ve yetim olduğunu söyleyen Eyüb bin Davud Ağanın, anne ve babasından kendisine kalan ko-nağı Mardin mutasarrıfının kiraladığını ve kendisine yıllık 106 kuruş verdiğini, ancak bunun kendisinin geçimine yet-mediğinden kiranın aylık 250 kuruştan yıllık 3.000 kuruşa çıkarılması, aksi taktirde konağının boşaltılmasına dair arzıhali.
Sayfa No/Belge No : 44/60
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
İstanbul’dan gelen cizye pusulularına Mardin’de yapılan ekleme ve çıkarmalarla, 1.136 edna, 1.376 evsat, 26 cizye mükellefinden toplam elli dokuz bin sekiz yüz seksen (59.880) kuruş toplanacağına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 45/61
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Vali Tayini
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı S 1260/01–10 Mart 1844
Özet:
Mülhakatıyla Musul valisi bulunan Mehmed Paşa eceliyle vefat ettiğinden, daha önce Hüdevandigar sancağı mutasarrıfı Mehmed Şerif Paşaya Musul eyaletinin valilik rütbesiyle tevcih edildiğine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 46/62
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Vali Tayini
Belgenin Tarihi : 22 B 1260/07 Ağustos 1844
Özet:
Mardin kaymakamı, dergah-ı ali kapıcıbaşılarından nüfus nezareti ilhakıyla kaza müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket, aşiret ağaları ve bilcümle iş erlerine; Mehmed Şerif Paşanın Musul valiliğinin kendisine tevcih edildiğine dair kavvas İbrahim ile gönderdiği buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 47/63
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Müderrislere Ücret Ödenmesi
Belgenin Tarihi : 11 ZA 1259/03 Aralık 1843
Özet:
(Musul valisi tarafından) arz-ı hal sahiplerine (Bkz: Belge 64) günlük 6 kuruş verilmesine dair Mardin kayma-kamı Mustafa Paşaya gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 47/64
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Müderrislerin Ücret Talebi
Belgenin Tarihi : Selh-i L 1259/22 Kasım 1843
Özet:
Latifiye Medresesi’nde ders veren Kadiri tarikatından imam Ahmed el-Kadiri, Ahmed el-Kadiri, Molla Ahmed el-Kadiri, imam Seyyid Osman el-Kadiri, Şeyh Osman el-Kadiri’nin, daha önce valilik yapmış olan Ali Paşa, Mehmed Reşid Paşa, Hafız Paşa dönemlerinde, kendilerine Mardin malından ders vermek, dervişlere harcamak üzere verilen gün-lük 6 kuruşun ödemesinin devamı için yazdıkları arzıhal.
Sayfa No/Belge No : 48/65
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Nüfus Nazırının Maaşı
Belgenin Tarihi : 7 L 1259/31 Ekim 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, dergah-ı ali kapıcıbaşılarından Mardin müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle iş erlerine; Mardin müdürü, nüfus nazırı ve jurnal emini Hacı Süleyman Ağanın 750 kuruş olan maaşının masraf-larına kâfi gelmediğinden bahisle maaşının 1.500 kuruşa çıkarıldığına dair Musul valisinden gelen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
49/66
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Asayişin Sağlanması
Belgenin Tarihi : 5 L 1259/29 Ekim 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, naibi, müftüsü, ulema ve eşrafı, vücuh-ı memleket, aşiret melikleri, köy kâhyaları ve rüesay-ı millete; Mardin ve havalisinde asayişin sağlanması için Mardin kaza müdürü ve nüfus nazırı Hacı Süleyman Ağaya yardımcı olunması hususunda Musul eyaleti divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 50/67
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mütevelli-İmam Tayini
Belgenin Tarihi : 10 RA 1259/10 Nisan 1843
Özet:
Mardin’de Şeyh Muhammed ed-Darar(?) Mescidi’nin tevliyetini bir akçe ile tasarruf eden Hacı Salih ve iki akçe ile imamı Seyyid İbrahim vefat ettiklerinden yerlerine Seyyid Şeyh Hacı Hüseyin’in beratla tayin olunduğu, ayrıca adı geçen mescidin cami olmaya salahiyeti olduğundan aynı kişinin hatip olarak tayin olunduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 50-51/68
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Askerlik
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı Ş 1259/06–15 Eylül 1843
Özet:
Bab-ı askeride tertib olunan meclis-i muvakkatde yapılan müzakere ve incelemeler sonucunda askere alınanların beş yıl muvazzaf askerlik hizmeti yapıp muvazzaftan çıktıktan sonra yedi sene de memleketinde kendi geçimlerini temin ettikleri esnada talimlerini unutmamak için senede bir ay kendi vilayetine gidip savaş ilimlerini ve taktiklerini talim et-mesi gerektiği kararının alındığını bildiren ve Musul valisi Mehmed Paşaya gönderilen ferman.
Sayfa No/Belge No : 52/69
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Askerlik
Belgenin Tarihi : 9 N 1259/02 Kasım 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, Mardin nüfus nazırı ve kaza müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket ve bil-cümle iş erle-rine; Evasıt-ı Şaban 1259 tarihli ferman gereği askerlikle ilgili yapılan düzenlemelerin Mardin’de duyurulmasıyla ilgili Musul eyaleti divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 52/70
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 23 Z 1260/02 Ocak 1845
Özet:
Katl olunan Arnavut Ahmed bin Hasan’ın terekesi Nusaybin’de sakin Osman Ağadan alınarak çarşıda açık ar-tırma yoluyla satılmış ve Arnavut İslam Ağa, Rüstem Ağa ve Abdurrahman Ağanın şahitliği ile amcazedesi olduğu ispat olunan Seyfullah’a 569 kuruş teslim olunmuş. Seyfullah, maktulün kardeşleri Hüseyin ve Mustafa hayatta iseler, kendi-sine verilen emaneti teslim etmek üzere kayyim tayin olunmuş.
Sayfa No/Belge No : 53/71
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 28 M 1259/28 Şubat 1843
Özet:
Vefat eden Molla Mustafa bin Hafız Abbas’ın 3.170 kuruş tutarındaki terekesinin, varisleri olan zevcesi Hadice binti Mehmed ve kardeşi Seyyid Ahmed, bacısı Şehmiran, küçük kızları Fatıma ve Emine arasında taksimine dair.
Sayfa No/Belge No : 53/72
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 15 S 1260/05 Mart 1844
Özet:
Halik olan Ello veledi Şemon’un, Hacı Halil helvacı ve Abbas Abdulkerim’in şehadetleriyle İbrahim bin Ali, Mustafa bin Babami(?), Feyyazzade Seyyid Mehmed şehadetleriyle Ali Beyin eşine, Maksi Cercis ve Melki şehadetleriyle Zekeriya’ya, Seyyid Hüseyin ve oğlu Ali’nin şehadetleriyle İbrahim bin Kasım’a, Kaozade Ali bin Davud ve Hemo bin Davud şehadetleriyle Mehmed Reşid bin Seyyid Ali’ye, Hacı Fettah ve Ahmed Nehroz’un şehadetleriyle Mehi veledi Saro’ya olan borçlarının alacaklıları arasındaki taksimi.
Sayfa No/Belge No : 54/73
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 16 CA 1258/25 Haziran 1842
Özet:
Vefat eden Abdulgafur bin Delu Ali’ye ait olan 2.540 kuruş nakitin, varisleri olan eşi İmiş binti Hemo, küçük kızları Vesile, Finci ve Medine, büyük kızı Saide ile büyük oğulları Ali ve Mehmed arasında taksim edildiğine dair. (Eşi İmiş binti Hemo’nun mehri müecceli 130 kuruş)
Sayfa No/Belge No : 55/74
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Nafaka Talebi
Belgenin Tarihi : Evail-i R 1258/12–21 Mayıs 1842
Özet:
Meryem binti Hemo, ölen kardeşi Şeyhmus bin Hemo’nun küçük kızları Keli-Güllü ve Zehra’nın vasisi olması sebebiyle, çocukların masrafları için Şeyhmus’un terekesinden nafaka bağlanmasını talep etmiş, bunun üzerine çocukla-rın beslenmeleri, giyimleri vesair zaruri masrafları için mahkeme tarafından günlük yarım kuruş bağlanmasına karar verilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 55/75
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Hisse Davası
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır (Belge eksik)
Özet:
Babüssavur (Savur Kapısı) mahallesinde bulunan hamamların aslında 12 hisse olduğu, bu hisselerden 2’sinin Haremeyn-i şerifeyn vakfına, 2 hissenin Hacı Mehmed Faşuh’a, 1 hissenin Molla Ömer’e, 6 hissenin Hacı Mehmed bin Hacı Abdulkerim’e, 1 hissenin de Mustafa Beye ait olduğuna dair Bağdad mahkemesinde kadı İbrahim Saadeddin tara-fından verilen kararın kaydı.
Sayfa No/Belge No : 56/76
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 26 C 1258/04 Ağustos 1842
Özet:
Mardin sakinlerinden Ebelhad veledi İshak Hezi adlı zimminin borçlarının ödenmesi için çarşıda satılan ve 92,5 kuruş tutarındaki eşyasının beyanı.
Sayfa No/Belge No : 56/77
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 14 Ş 1258/19 Eylül 1842
Özet:
Vefat eden Molla Ahmed bin Molla Mustafa’nın, borçları ödendikten sonra varisleri olan eşi Züleyha binti Mol-la Mehmed ve kardeşi Molla Mehmed arasında taksim olunan 470 kuruş tutarındaki terekesi. (Eşi Züleyha’nın mehr-i müecceli 43,5 kuruş.)
Sayfa No/Belge No : 57/78
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 12 L 1258/15 Kasım 1842
Özet:
Seyahat esnasında katl olunan Mehi veledi Hanna Katmerci isimli maktulun, kaybolan eşyalarını almış oldukla-rından şüphelenilen Mehrikan aşiretinden bazı kimselerden, kaymakam tarafından bu eşyaların karşılığı olarak alınan 1.350 kuruş maktulün diğer mallarıyla birlikte boçlarına karşılık alacaklıları arasında taksim olunmuştur.
Sayfa No/Belge No : 57/79
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Asakir-i Mansure-i Şahane’den iken eceliyle ölen Tataroğlu Emin Ağanın terekesinden Emin Ağaya, Şaban ve Küçük Hüseyin Ağa şehadetleriyle Koca Alemdar’a, Tatar Salih Ağa ve Küçük Hasan şehadetleriyle Hasan’a, Salih Ağa ve Osman Ağanın şehadetleriyle kahveci Mehmed’e, Kadir Ağa ve Osman Ağa şehadetleriyle Mardinli sarrac Musta-fa’ya, Osman Ağa ve Adem Ağa şehadetleriyle Kahveci Tafin(?) ile Rüstem Koçek’e, Şaban Ağa ve Küçük Hüseyin Ağanın şehadetleriyle Deli İsmail’e, Kadir Ağa ve Salih Ağanın şehadetleriyle Adem Ağaya, Boşnak Ahmed Ağa ve Osman Ağanın şehadetleriyle Telmen Ali Ağaya ödenen 5.560,5 kuruş tutarındaki borçlarının kaydı.
Sayfa No/Belge No : 58/80
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 11 M 1259/11 Şubat 1843
Özet:
Emin ağanın, serbevvabin-i dergah-ı ali kapıcıbaşılarından Mardin kaymakamı Mehmed Ağa marifetiyle Nusay-bin’de suk-ı sultanide (büyük çarşıda) satılan 9.027 akçe tutarındaki terekesinin beyanı.
Sayfa No/Belge No : 58/81
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek Davası
Belgenin Tarihi : 15 R 1259/15 Mayıs 1843
Özet:
Mardin sakinlerinden Şeyhmus bin İbrahim Daşi’nin, ölen amcasının mirasının öncelikle pederi olan İbrahim’e, onun ölümüyle de kendisine ve küçük kardeşi İbrahim ile kız kardeşleri Fatıma ve Hacce’ye kaldığını ve bu sebeple cevzi Hacı Ahmed bin Hacı Hasan’dan, ölen amcasına olan 500 kuruş borcunu istediğinde Hacı Ahmed’in inkâr etmesi üzerine, araya girenlerce, Hacı Ahmed’in 250 kuruş vermesi karşılığında tarafların uzlaştığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 59/82
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 8 S 1259/10 Mart 1843
Özet:
Nusaybin’de vefat eden Çankırı asıllı kavvas Ömer Ağanın varisleri bulunmadığından, Mardin kaymakamı Mus-tafa Paşa tarafından tayin olunan kavvasbaşı Hüseyin Ağa marifetiyle büyük çarşıda satılan 1.017 kuruş tutarındaki tere-ke.
Sayfa No/Belge No : 59/83
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşanın hizmetinde iken vefat eden Arabkir kazası Supanik(?) köyü ahalisinden Mustafa çavuş bin Mehmed’in, kardeşleri İsmail ve Ahmed arasında taksim olunan 1.700 kuruş tutarındaki terekesi.
Sayfa No/Belge No : 60/84
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Meskukat
Belgenin Tarihi : 7 B 1259/04 Ağustos 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, Mardin nüfus nazırı ve kaza müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle iş er-lerine; Halkın elinde bulunan eski Osmanlı sikkelerinin ve yabancı devletlere ait paraların hazine-i amireden memur edilen mübayaacılar tarafından bedeli ödenmek üzere toplanmasına dair daha önce irade-i seniye gönderilmesine rağmen halen eski sikkelerin kullanıldığı haber alınmış, bu durum ticarete ve halkın zarar görmesine sebep olacağından, bunların belirlenen bedeller ile mübayaacılar tarafından toplanmasıyla ilgili fermanın herkese okunmasına dair Musul eyaleti divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 61-62/85
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Sikke Tashihi
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Musul valisi vezir Mehmed Paşa, Musul eyaletindeki kazaların kadıları, naibleri, zabitleri, vücuh-ı memleket ve iş erlerine; fiyat istikrarı toplumsal düzenin temel unsurlarından olmasına rağmen bir müddetten beri nakit rayiçlerinde istikrar olmadığından ve efrenç tüccarının poliçe ve kambiyolarında meydana gelen artışların halkın zararına olması sebebiyle rayiçlere istikrar kazandırmak ve halkın zarar görmesini engellemek için yeni düzenlemelere gidilip yeni sik-keler kesileceği, bu sebeple darphane-i amireden bezirganlar görevlendirildiği, yapılan çalışmalar sonrasında efrenç po-liçelerinin fiyatının 120 kuruştan 110 kuruşa düşürüldüğü, ancak bundan sonra da istikrarı sağlayabilmek için birkaç ay içinde darphane-i amirede yeni sikkeler kesileceği, bu yeni sikkelerde darphane-i amirenin kâr amacı olmayacağı, sadece sikke kesim maliyetinin sikkelere yansıtılacağı, isteyenlerin ellerindeki altın ve gümüşü darphane-i amireye getirerek yeni sikkeye dönüştürebileceği, sikkelerin poliçe fiyatları üzerinden hesaplanacağı ve kendilerinden darphane-i amirenin masrafları dışında bir şey alınmayacağı ve eski sikke fiyatlarının poliçe fiyatlarına göre ayarlanarak aşağıdaki şekilde takdir edildiği ile ilgili ferman: Sultan Ahmed, Sultan Mahmud, Sultan Mustafa Fındık altınları bir dirhemi 45 kuruş 10 para; Sultan Mahmud tam ve nısfiye altınları dirhemi 44 kuruş 30 para, Sultan Mustafa altını tam ve nısfiyesi ve Sultan Hamid yedinci tarihine kadar tam ve nısfiye altınları bir dirhemi 42 kuruş 30 para; İslambol rubiyesi ile cedid Rumi al-tınların dirhemi 37 kuruş 25 para, atik Rumi altın dirhemi 40 kuruş 5 para, Adli altının dirhemi 39 kuruş 5 para, cedid Adli altını ve rubiyesinin dirhemi 30 kuruş 10 para, Hayriye altının dirhemi (?), Mısır altının dirhemi 32 kuruş 5 para, Mısır Barbut altının dirhemi 31 kuruş 10 para; yüzlük, ikilik, altmışlık, zolota ile dane kuruşun dirhemi 1 kuruş 13 para, atik Cihadiyenin dirhemi 2 kuruş 7 para, Mısır parasının dirhemi 32 para, Sahibkıran sikkesinin dirhemi 2 kuruş 36 para, Panayat-Panapat(?) sikkesinin dirhemi 2 kuruş 12 para, Yaldız altının dirhemi 40 kuruş, Macar altının dirhemi 46 kuruş 10 para, Lira ve Enperyal(Emperyal olmalı) ve Lizbotin(?) altınlarının dirhemi 40 kuruş 10 para, Napolyon ve Lui altın-larının dirhemi 42 kuruş 20 para, İspanya altınının dirhemi 41 kuruş, Direkli riyal ve nısfiyesinin adedi 22 kuruş 33 para, Kuşi riyal nısfiyesinin adedi 21 kuruş 6 para, Frank’ın adedi 20 kuruş 10 para, Mora riyalinin adedi 18 kuruş 38 para, Kaydar’ın adedi 4 kuruş 10 para, yazılı Karbon-Karyonun(?) adedi 16 kuruş 37 para, kuşlu Karbon-Karyonun(?) adedi 16 kuruş 10 para, yirmi rakamlı Sıvansek sikkesinin adedi 1 kuruş 29 para, on rakamlı Cark(?) tabir olunan sikkenin dirhemi 1 kuruş 17 para, üç beş rakamlı tabir olunan sikkenin dirhemi 35 para, Soldo (eski Fransız parası) adlı sikkenin dirhemi 1 kuruş 38 para, Raguğsa (Raguza olmalı) ve Gavur altmışlığının dirhemi 1 kuruş 25 para.
Sayfa No/Belge No : 63/86
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımar Tevcihi
Belgenin Tarihi : 15 C 1258/24 Temmuz 1842
Özet:
Amid sancağı Mardin nahiyesinde 6.284 akçe 250 kuruş hasıllı tımara mutasarrıf olan İsa çocuksuz olarak öldü-ğünden boş kalan tımarının, Öksüzçalı nahiyesinde Hatunviran köyünde 9.000 akçe ve 500 kuruş hasıllı tımara mutasar-rıf Abdulkadir veledi Mustafa’nın geliri düşük kaldığından, Abdulkadir’in tımarına zamm ve ilhak olunduğuna dair be-rat.
Sayfa No/Belge No : 64/87
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Seyyidlik
Belgenin Tarihi : 22 ZA 1258/25 Aralık 1842
Özet:
Mardin kazası naibine; sadat-ı kiramdan Seyyid Hacı Ömer’in sahihünneseb sadat-ı kiramdan olduğuna dair elinde hüccet olduğundan, Mardin kazasına tabi Satılmış karyesinde raiyyet oğullarından olduğu iddiasıyla kendisinden tekalif-i şakka talebinde bulunan karye zabitine ve ehl-i örf taifesine engel olunmasına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 65/88
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Redif Askeri
Belgenin Tarihi : 21 R 1259/21 Mayıs 1843
Özet:
İrade-i seniye gereğince Anadolu ve Rumeli’de bulunan redif asakir-i hassa-i mansure alay ve taburlarının nizam ile nöbetleri hakkında gönderilen emirler bazılarınca yanlış anlaşıldığından sebebinin açıklanması iktiza ettiğine ve bir sefer hazırlığı olmadığına, sadece askerin nizam ve talimlerinin düzenlendiğine dair kaymakam-ı seraskeri tarafından gönderilen açıklama.
Sayfa No/Belge No : 65/89
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İstanbul’a Göçün Egellenmesi
Belgenin Tarihi : Selh-i R 1259/30 Mayıs 1843
Özet:
Memleket ahalisinin İstanbul’a göçleri hem usul-i zabiteye aykırı olduğundan hem de ziraatı olumsuz etkiledi-ğinden, bu durumun tamamen engellenmesi, buna tüm memurlar tarafından ihtimam gösterilmesine dair defalarca irade-i seniye yazılmasına rağmen bazı mahallerden halen İstanbul’a göçler yaşandığı ve göç edenlerin ticarete giriştiklerinden bunlara dikkat edilmesi, çok gerekli olmadıkça ve kefil gösterilmedikçe kimseye İstanbul için mürur tezkiresi verilme-mesi ve bundan sonra İstanbul’da serseri gezenler hangi mahalden tezkire almış ise o mahallin memurlarının bundan mesul tutulacaklarına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 66/90
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Firari Askerler
Belgenin Tarihi : 7 RA 1259/07 Nisan 1843
Özet:
Mahiyeli (aylıklı) süvari askerleri mir livası Ali Rıza Paşanın komutasında olan birinci alayın mevcut mühimma-tından birazı, bazı muharebede telef olmuş, 15 kabza kılıç, 376 çift peşto, 268 adet süngü, firar eden neferat yanında kalmış ve 142 kabza kılıç, 130 çift peşto Mardin ve 54 kabza kılıç, 200 adet süngü Urfa ambarlarına teslim edilmiş oldu-ğu, firar eden askerlerin memleketlerine gelmiş olabilecekleri, bunların yakalanıp hem yanlarındaki mühimmatın alın-ması hem de kendilerine gerekli cezaların verilmesine dair asakir-i muntazama müşiri tarafından gönderilen yazı.
Sayfa No/Belge No : 67/91
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Yol Emri
Belgenin Tarihi : Evail-i C 1259/29 Haziran–08 Temmuz 1843
Özet:
Samsun’dan Musul’a varıncaya kadar yol üzerindeki kazaların naibleri, müftüleri, zabitleri ve vücuh-ı memleke-te; Musul’da bulunan iki tabur topçu askerinin levazımatını Musul’a götüren iki memura yardımcı olunup, bunlar Mu-sul’a varıncaya kadar kendisine lazım olan araba, hayvan vesairenin karşılanıp, yapılan masraflara ait defterlerin tutula-rak hazineye bildirilmesine ve gerekli yerlerde kendisine refakat etmek üzere cebelü neferatı tahsis edilmesine dair fer-man.
Sayfa No/Belge No : 67/92
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 13 R 1260/01 Mayıs 1844
Özet:
7 Rebiülahir 1260 senesinde Mardin’in Kavs köyünde vefat eden Eğil ahalisinden Şerif bin Ömer Musa’nın büyük çarşıda açık arttırma yoluyla satılan 144 kuruş tutarındaki metrukatı. (Eşi Keli-Güllü binti Beşar’ın mehr-i müec-celi 73 kuruş.)
Sayfa No/Belge No : 68/93
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Meskukat
Belgenin Tarihi : 15 Ş 1259/10 Eylül 1843
Özet:
Meskukat ayar ve değerleriyle ilgili şeref sudur eden tarifnamenin beyanıdır: Atik Sultan Ahmed ve Sultan Mahmud ve Sultan Mustafa Fındık altınları dirhemi 45 kuruş 10 para, atik Sultan Mahmud tam ve nısfiyesi dirhemi 44 kuruş 30 para, atik Sultan Mustafa altını tam ve nısfiyesi ve Sultan Hamid yedinci tarihine kadar tam ve nısfiye altını dirhemi 42 kuruş 30 para, Fındık ve İslambol rubiyesi ile cedid Rumi altınların dirhemi 37 kuruş 25 para, atik Rumi altın dirhemi 40 kuruş 5 para, atik Adli altının dirhemi 39 kuruş 5 para, cedid Adli altını ve rubiyesinin dirhemi otuzbeş kuruş 10 para, Hayriye altının dirhemi 41 kuruş 5 para, Mısır altının dirhemi 32 kuruş 10 para, Mısır Barbut altının dirhemi 31 kuruş 10 para; yüzlük, ikilik, altmışlık, Zolota ile dane kuruşun dirhemi 1 kuruş 13 para, atik Cihadiyenin dirhemi 2 kuruş 7 para, Mısır parasının dirhemi 32 para, Sahibkıran sikkesinin dirhemi 2 kuruş 36 para, Panayat-Panapat(?) sikke-sinin dirhemi 2 kuruş 12 para, Yaldız altının dirhemi 40 kuruş, Macar altını dirhemi 46 kuruş 10 para, Lira ve Emperyal ve Lizbotine altınları dirhemi 43 kuruş 10 para, Babunyon(Napolyon olmalı) ve Lui altınları dirhemi 42 kuruş 20 para, İspanya altını dirhemi 41 kuruş, Direkli riyal ve nısfı adedi 22 kuruş 23 para, Kuşlu riyal ve nısfı adedi 21 kuruş 36 para, Frank 21 kuruş 10 para, Mora riyali adedi 18 kuruş, 3 para, Kaydar adedi 4 kuruş 10 para, yazılı Karbon 16 kuruş 27 para, kuşlu Karbon 16 kuruş 10 para, yirmi rakamlı Sıvansek 1 kuruş 29 para, 10 rakımlı Cark(?) 1 kuruş 17 para üç ve beş rakamlı tabir olunan dirhemi 25 para, Soldo (eski Fransız parası) 1 kuruş 38 para, Raguza ve Gavur altmışlığı dirhe-mi 1 kuruş 25 para.
Sayfa No/Belge No : 69-70/94
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mezarlıkların Kullanımı (Süryanilerce)
Belgenin Tarihi : 17 S 1259/19 Mart 1843
Özet:
Diyarbekir müşiri İsmail Paşa ve Mardin naibine; Mardin’de Ermeni milletine tabii Süryani taifesine mahsus olan Erbain ve Şehidiye mahallesinde Mar Şemun ve şehir dışında Mar Mihail kiliselerinin içinde ve dışında bulunan mezarlıkların Katoliklerce kullanımının yasaklanması ile ilgili daha önce gönderilen emirlere uyulmasına dair, Süryani Yakubi taifesi piskoposu patrik İlyas’a verilen ferman.
Sayfa No/Belge No : 70-71/95
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Posta Nizamı
Belgenin Tarihi : 13 S 1259/15 Mart 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, Mardin nüfus nazırı ve kaza müdürü, naibi, müftüsü, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle iş er-lerine; ülkedeki ticaret ve haberleşmenin kesintiye uğramaması için, tüccarın ülke içinde bir mahalden diğer mahale giden çekleri ve mektupları, emanet akçeleri ve sairenin emniyet içinde gidip gelmesi için gönderilen emir gereğince posta nizamı ve posta ücretlerinin yeniden belirlendiği, buna göre Mardin ve Nusaybin menzillerinde 12 beygirin hazır tutulması gerektiğine dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 71-72/96
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Posta Nizamı
Belgenin Tarihi : Evail-i M 1259/01–10 Şubat 1843
Özet:
Musul valisi vezir Mehmed Paşa, Musul eyaletindeki kadılar ve naibler, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle iş erle-rine; İstanbul’da bulunan postane gibi Bağdad, Musul ve Diyarbekir eyaletlerinde de benzeri postaneler kurulacağından, buralara müdür atanacağı, atanan müdürlerle birlikte menzilhanelerin kontrol edilmesi ve hayvanlardan işe yaramaz olanların satılarak yerlerine yeni hayvanlar alınması, atanan müdürün ve tatarların maaşları ile alınan hayvanların ücret-lerinin eyalet bütçesi ve posta gelirlerinden karşılanması, eyalet dahilinde eşkıya olan mahallerde tatarların yanına cebeli verilmesine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 73/97
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mühimmat Nakli
Belgenin Tarihi : 15 ZA 1258/18 Kasım 1842
Özet:
Trabzon’dan Bağdad’a varıncaya kadar yol üzerindeki kazaların kadıları, nahiye zabitleri, vücuh-ı memleket ve iş erlerine; Bağdad valisi vezir Mehmed Necib Paşanın refaketine memur tayin edilen Davud Paşa ve beraberindekilere Trabzon’dan Bağdad’a varıncaya kadar lazım olan araba, hayvan ve sairenin karşılanıp, yapılan masraflara ait defterlerin tutularak hazineye bildirilmesine ve gerekli yerlerde kendilerine refakat etmek üzere cebeli askeri tahsis edilmesine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 73/98
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zeynelabidin Türbesi Vakıfları
Belgenin Tarihi : 23 Ş 1259/18 Eylül 1843
Özet:
…….. nahiyesi Tell Şair köyü hasılatının, Nusaybin kazasında bulunan Zeynelabidin hazretleri türbesi vakfına ait olduğundan, türbedar olan Abdullah’a verilmesi gerektiğine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 74/99
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mühimmat Nakli
Belgenin Tarihi : 14 Ş 1259/09 Eylül 1843
Özet:
Trabzon valisi vezir Abdullah Paşa ve Bağdad’a varıncaya kadar yol üzerindeki kazaların kadıları, naibleri, za-bitleri, vücuh-ı memleket ve iş erlerine; Tophane-i Amire’den Bağdad’a götürülmek üzere Davud Paşa tarafından Sam-sun iskelesine getirilen belirli miktarda dane, yuvarlak, peşrev ile dörtyüz kantardan ibaret beş yüz elli varil barut ve yediyüz sandık fişeğin Bağdad’a varıncaya kadar, zerresinin zayi ve telef edilmeden taşınması için gerekli araba ve hay-vanların tedarik olunması, bunun için gerekli ücretin ödenmesi ve makbuzlarının hazineye bildirilmek üzere hazırlanma-sına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 74/100
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Dükkân Kirası
Belgenin Tarihi : 7 R 1259/07 Mayıs 1843
Özet:
Mardin naibine; sahib-i arzıhalin (bkz. Belge 101) arzıhali üzerine 25 kuruş verildiğinin Mardin mahkemesinde kayda geçilmesine dair Mardin kaymakamı Mustafa Paşanın buyruldusu.
Sayfa No/Belge No : 74/101
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Dükkân Kirası
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Top yolu yapımı için merhum Mehmed Murad Paşa zamanında dükkânı yıkılan birisine (ismi yok) dükkânın ki-rası olarak yıllık 50 kuruş verilegeldiğinden bahisle, eskiden olduğu gibi kiranın ödenmesine dair arzıhal.
Sayfa No/Belge No : 75-76/102
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tashih-i Sikke
Belgenin Tarihi : 11 B 1258/18 Ağustos 1842
Özet:
Dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Mardin sancağı mütesellimi Mehmed Ağa, nüfus nazırı ve kaza müdürü Süley-man Ağa, liva naibi ve vücuh-ı memlekete; Memlekette bulunan altın ve gümüşün belirlenen fiyatlar üzerinden mübaayacılar tarafından toplanarak hazine-i amireye sevkine dair irade-i seniye üzerine Musul’a Bogos adlı zimminin mübaayacı olarak gönderildiğine, Mardin tarafına ise Bogos’un vekili Çelebioğlu Anton adlı zimminin tayin edildiğine ve Mardin’deki meskukatın Anton tarafından belirlenen fiyatla toplanacağına dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu. (Belgenin devamında paraların isimleri ve değerle-ri hakkında bilgi mevcut.)
Sayfa No/Belge No : 77/103
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : İmadiye Kalesinin Fethi
Belgenin Tarihi : 4 Ş 1258/09 Eylül 1842
Özet:
Mardin muhafızı Mehmed Ağa, nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü ve tüm ahaliye; devlet ve dinin haini Millüzade Ali Beyin 1251 senesinden o güne kadar 3 defa ihanet ettiği ve isyanda bulunduğu, son olarak İmadiye kalesine çekilerek isyan ettiği, asakir-i mansurenin kaleyi kuşatıp, teslim olmasını istediğinde bu teklifi kabul etmediği, ancak kuşatmaya dayanamayınca asakir-i mansurenin kumandanı Mustafa Bey ve hazinedar Süleyman Ağadan eman istediği ve Şaban ayının ikinci günü Ali Beyin kaçıp kalenin ele geçirildiğinden bahisle, bundan sonra Mardin tarafındaki eşkıyanın tedibi için de bölgeye asker gönderileceği, askere yardımcı olanların güvencede olacağı, karşı çıkanların da cezalandırılacağına dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 78/104
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Mardin’de Asayişin Sağlandığı
Belgenin Tarihi : 21 Ş 1258/26 Eylül 1842
Özet:
Mardin muhafızı Mehmed Ağa, nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü ve tüm ahaliye; Mardin tarafından daha önce Musul valiliğine, Mardin dahilinde ve haricinde bulunan aşiretlerden bazılarının fitne ve fesat içinde olup Allah’ın ve Resulü’nün sevmediği hareketlerde bulunarak yol kestikleri, cinayet işledikleri, fakir-fukaranın mallarını gasp ettikleri, Musul eski valisi Mehmed Reşid Paşa vefat etmeden önce bunları yola getirmesine rağmen, paşanın ölümünden sonra tekrar aynı fitne ve fesada devam ettikleri şeklindeki bilgi üzerine bölgeye asker sevk edilerek asayişin sağlandığı, bundan sonra da Mardin dahilinde ve haricinde devamlı surette asker bulundurularak asayi-şin sağlanacağına dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 78/105
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kaymakam Tayini
Belgenin Tarihi : 27 L 1258/30 Kasım 1842
Özet:
Mir-i miran-ı kiramdan olup Mardin kaymakamlığına atanan Mustafa Paşa, dergah-ı ali kapıcıbaşlarından nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle aşiret melikleri ve ağalarına; Mardin’in eski kaymakamı Mehmed Ağa Şam-ı Şerif tarafına gönderileceğinden yerine mir-i miran-ı kiramdan Mustafa Paşanın kaymakam tayin olunduğuna dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 79/106
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Şehzade Doğumu
Belgenin Tarihi : Evahir-i Ş 1258/26 Eylül–05 Ekim 1842
Özet:
Musul valisi vezir Mehmed Paşa, Musul vilayetine bağlı kazaların kadıları, naibleri, zabitleri, vücuh-ı memleket ve iş erlerine; 1258 senesi Şaban ayının on yedinci çarşamba günü saat on birde doğan ve Abdulhamid ismi verilen şeh-zadenin doğumu münasebetiyle yedi gün yedi gece günde beş kez top atılarak, kandiller yakılarak, mescidlerde dualar okunarak merasim yapılmasına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 80/107
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Şehzade Doğumu
Belgenin Tarihi : 17 L 1258/20 Kasım 1842
Özet:
Mir-i miran-ı kiramdan olup Mardin kaymakamlığına tayin olunan Mustafa Paşa, dergah-ı ali kapıcıbaşlarından nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle iş erlerine; 1258 senesi Şaban ayının on yedinci çarşamba günü saat on birde doğan ve Abdulhamid ismi verilen şehzadenin doğumu münasebe-tiyle yedi gün yedi gece günde beş kez top atılarak, kandiller yakılarak, mescidlerde dualar okunarak merasim yapılma-sına dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 82/108
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İstanbul’a Göçün Engellenmesi
Belgenin Tarihi : 9 C 1259/07 Temmuz 1843
Özet:
Mir-i miran-ı kiramdan Mardin kaymakamı Mustafa Paşa, dergah-ı ali kapıcıbaşlarından nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü, vücuh-ı memleket ve bi’l-cümle iş erlerine; memleket ahalisinin İstanbul’a olan göçünün hem ülke düzenine hem de ziraata zarar vermekte olduğu, yapılan tahkikat sonucunda zabitlerin mürur tezkiresi kanununa uymadığının tespit edildiği, bundan sonra İstanbul’a gitmek isteğiyle mürur tezkiresi talebinde bulu-nanlara gerekli tahkikat yapılmadan mürur tezkiresi verilmemesi ile ilgili ferman.
Sayfa No/Belge No : 83/109
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mutasarrıflık Alanının Genişletilmesi
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı N 1258/16–25 Ekim 1842
Özet:
Cezire(Cizre) sancağı mülhakatından olan Bohtan, Hacı Behram, Aşti nahiyelerinin de, Musul valisi ve İmadiye, Mardin, Cizre sancakları mutasarrıfı vezir Mehmed Paşa uhdesine verildiğine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 84/110
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mutasarrıflık Alanının Genişletilmesi
Belgenin Tarihi : 27 L 1258/30 Kasım 1842
Özet:
Mir-i miran-ı kiramdan Mardin kaymakamı Mustafa Paşa, dergah-ı ali kapıcıbaşlarından nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü, vücuh-ı memleket, bi’l-cümle iş erleri ve aşiret ağaları ve meliklerine; Cizre cancağı mülhakatından olan Bohtan, Hacı Behram, Aşti nahiyelerinin de, Musul valisi ve İmadiye, Mardin, Cizre San-cakları Mutasarrıfı vezir Mehmed Paşa uhdesine verildiğine dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
84/111
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Maaş Tahsisi
Belgenin Tarihi : 1261/1845
Özet:
Mardin hanedanından Abdulkadir Beye aylık 1.500 kuruş maaş ve günlük 40 harç bağlandığına, bunun Mar-din’den ödenmesine ve kendisinin masraf defterine kaydedilmesine dair Musul valisi Mehmed Paşa tarafından Mardin kaymakamı Mustafa Paşaya gönderilen emir.
Sayfa No/Belge No : 85/112
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Görev Süresinin Uzatılması
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı L 1258/14–23 Kasım 1842
Özet:
Musul valisi ve İmadiye, Mardin, Cizre sancakları mutasarrıfı vezir Mehmed Paşaya; şimdiye kadar yaptığı hiz-metlerdeki başarısından ötürü Musul valiliğinin kendisine tevcih edildiği, idaresi altındaki bölgede reaya, tebaa ve berayayı zulüm ve teaddiden himaye edip koruması, refahlarını sağlaması, sancak mütesellimlerinin sancakları iyi idare etmesi, hükümete itaat edenlerin ve sadık olanların durumunun muhafazası ve Bağdad valisi Hacı Mehmed Paşa ile daima irtibat halinde olmasını emreden ferman.
Sayfa No/Belge No : 86/113
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Görev Süresinin Uzatılması
Belgenin Tarihi : 25 RA 1258/06 Mayıs 1842
Özet:
Mir-i miran-ı kiramdan Mardin kaymakamı Mustafa Paşa, dergah-ı ali kapıcıbaşlarından nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa, naib, müftü, vücuh-ı memleket, bi’l-cümle iş erleri ve aşiret meliklerine; Musul eyaleti ve ilhaken İmadiye, Mardin ve nahiyeleri ile Cizre sancaklarının Mehmed Paşaya tevcih edildiğine dair fermanın umumi meclislerde okunup, usul gereği bir suretinin kaza ve kasabalara gönderilmesine karar verildiğine ve bu ferman gereği tebaa, reaya ve berayanın zulüm ve teaddiden himaye edilip, refahlarının sağlanmasına dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
87-88/114
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Enfiye Mukataası
Belgenin Tarihi : 23 B 1258/30 Ağustos 1842
Özet:
Diyarbekir eyaleti müşiri vezir paşa, enfiyeciliğin olduğu kazaların kadıları, naibleri, zabitleri ve vücuh-ı mem-lekete; İstanbul enfiye mukataası mülhakatından Diyarbekir ve tevabii kalemi enfiyeciliğini 258 (1258) senesi Ağustos ayı başından 59 senesi Temmuz ayının sonuna kadar idare etmek üzere belirlenen ve bilinen bedel ile halen mukataa müdürü olan büyük vezirlerin kapı kethüdalarından İsmail tarafına ihale olunduğundan, imal olunan enfiyenin alınıp-satılmasının kendisine ve tayin edeceği adamlarına ait olduğu, bu hususta kimse tarafından müdahale olunmaması, bu konuda kanuna aykırı davrananların cezalandırılmasına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 88-90/115
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : 15 ZA 1258/18 Aralık 1842
Özet:
Musul valisi vezir Mehmed Paşa ve Mardin kalemlerinin havi olduğu kazaların kadıları, naibleri, zabitleri, vücuh-ı memlekete; cizyenin toplanması hususunda eski zamanlarda cizyedarlar ve kolcular tarafından vukubulan bazı haksızlıklar sebebiyle Tanzimat-ı Hayriye ile İstanbul’da patrikhaneler, taşrada piskoposlar ve kocabaşları tarafından toplanmaya başlanmış ise de bu da bazı karışıklıklara sebep olduğundan, 58 (1258) senesinden itibaren reayadan cizye toplanması için yeni sistem belirlendiği, buna göre; esnaf-ı selase itibariyle âlâ cizye verenlerin Muharrem ayında, evsat cizye verenlerin Muharrem ayının ilk gününden Safer ayının sonuna kadar iki ay zarfında, edna cizye verenlerin Muhar-rem ayının ilk gününden Receb ayının sonuna kadar üç ay içinde cizyelerini ödeyeceklerine, cizyenin eyalet müşiri tara-fından tayin edilen memurlar tarafından toplanacağına, cizye toplanırken piskopos, kocabaş ve vekillerin hazır buluna-caklarına, cizyesini ödeyenlere cizyesini ödediğini gösteren bir makbuz senedi verilmesine, kimseden bulunduğu sınıfın dışında cizye alınmamasına, 59 (1259) senesi cizyesinin bu yeni sisteme göre toplanmasına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 90/116
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Posta tatarlarından olup Mardin menzilhanesinde vefat eden Mehmed’in büyük çarşıda açık arttırma yoluyla sa-tılan 425 kuruş tutarındaki terekesi.
Sayfa No/Belge No : 91/117
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 1 RA 1258/12 Nisan 1842
Özet:
Amid kazası nahiyelerinden Mardin kazası naibi Necib Efendinin azledilip yerine 1 Rebiülevvel 1258 tarihinden itibaren Mardin ulemasından mevlana Hindizade Şeyh Osman Efendinin tayin edildiğine dair Amid kadısı Seyyid Mus-tafa Hakkı tarafından gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 91/118
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 1 N 1258/
Özet:
Mardin kazasına naib olarak 1 Ramazan 1258 tarihinden itibaren kendisini tayin ettiğine dair Amid kadısı Seyyid Mustafa Hakkı tarafından Seyyid Şeyh Osman Efendiye gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 91/119
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 1 N 1258/6 Ekim 1842
Özet:
Mardin ulemasından mevlana Seyyid Şeyh Osman Efendinin Mardin kazasına naib tayin olunduğuna dair 1 Ramazan 1258 tarihinde Amid kadısı Seyyid Mehmed Emin tarafından gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 92/120
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 1 RA 1259/01 Nisan 1843
Özet:
Diyarbekir’e tabi Mardin kazası naibliğine 1 Rebiülevvel 1259 senesinden itibaren mevlana Şeyh Osman Efen-dinin tayin olunduğuna ve ahali arasında ahkam-ı şeriyeyi uygulaması gerektiğine dair Diyarbekir kadısı Seyyid Mehmed Emin tarafından gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 92/121
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 2 B 1259/30 Temmuz 1843
Özet:
Diyarbekir’e tabi Mardin kazası naibliğine 2 Receb 1259 senesinden itibaren mevlana Seyyid Şeyh Osman Efendinin tayin olunduğuna dair Diyarbekir kadısı Seyyid Mehmed Emin tarafından gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 92/122
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 1 RA 1260/20 Mart 1844
Özet:
Diyarbekir’e tabi Mardin kazası naibliğine mevlana Seyyid Şeyh Osman Efendinin tayin olunduğuna dair Amid kadısı Seyyid Mustafa Hakkı tarafından gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 93/123
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mülk Alım-Satımı
Belgenin Tarihi : 15 S 1258/28 Mart 1842
Özet:
Daşi Aşireti beyi İsmail ile Ali Seko bin Hasan’ın ellerindeki malikanelerinin yarısını, dergah-ı ali kapıcıbaşılarından Hacı Süleyman Ağaya 7.500 kuruşa sattıklarına ve İstanbul’dan bu satışı onaylayan berat gelmediği taktirde parayı iade edeceklerine dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 93/124
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek
Belgenin Tarihi : 7 R 1258/18 Mayıs 1842
Özet:
Mardin sarrafı Diyarbekirli hoce Murad’ın (zimmi olmalı) malikane suretiyle tasarruf ettiği Mardin kazasından Rişmil ve Benabil mukataasının tamamını, yine bir aded dülbend marhama ve Diyarbekirli Abdulcebbar Ağazade Hacı Emin Ağadan teberru suretiyle mutasarrıf olduğu mukataadaki hissesinin tamamını, yine bir aded tülbend marhamayı dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Hacı Süleyman Ağa ile teberru eylediklerini 18.000 kuruşu kendisine teslim ettiğini bildi-rir teberru senedi.
Sayfa No/Belge No : 94/125
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Yaralama
Belgenin Tarihi : 11 Ş 1258/16 Eylül 1842
Özet:
Mardin ahalisinden İbrahim bin Seyyid Mehmed, Sado veledi Aslo adlı zimminin 33 sene önce kalemtraş ile vu-rarak gözünü kör ettiğini iddia ile şeri karşılığını taleb etmiş, Sado da bunu inkâr etmiştir. Davacının gösterdiği İbrahim Bey bin Hasan Bey ve Hızır bin Yasin Bey adlı şahitler ise İbrahim’in doğru söylediğini ifade etmişlerdir. Davalının elindeki fetvalara bakıldığında 10 ve 15 seneyi geçen olaylara ilişkin davaların dikkate alınmayacağına dair kayıt gere-ğince İbrahim bin Seyyid Mehmed davasından men edildiğine dair ilâm.
Sayfa No/Belge No : 94/126
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek
Belgenin Tarihi : 21 ZA 1258/24 Aralık 1842
Özet:
Beratla mutasarrıf olduğu Mardin kazası Rişmil ve Benabil mukataalarındaki hissesinin tamamı ile bir aded tülbend marhama karşılığı olan 18.000 kuruşu Mardin sarrafı Diyarbekirli hoce Murad’dan tahsil eylediğini bildirir Hacı Abdulcebbar Ağazade Hacı Emin tarafından verilen teberru senedi.
Sayfa No/Belge No : 95/127
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 11 N 1258/16 Ekim 1842
Özet:
Uygunsuz hareketleri sebebiyle Mardin kaymakamı tarafından terbiye-i nefs için kalede hapsedilen, Meşkinli Hemo veledi Abdalo ve Ahmed veledi ….. adlı kişilerin serbest bırakılmaları karşılığı debbağ Şeyh Yasin ve Meşkin ağası Mustafa tarafından bir daha uygunsuz davranırlarsa veya paşa kendilerini ne zaman isterse teslim edeceklerini taahhüd eyledikleri kefaletname.
Sayfa No/Belge No : 95/128
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Değirmen Davası
Belgenin Tarihi : 5 R 1258/16 Mayıs 1842
Özet:
Mardin muzafatından Pınar-ı Ali aşireti sakinlerinden Ahmed bin Hüseyin eş-Şibli adlı kişi, Hacı Ahmed Efendizade Mehmed Efendinin vekili Molla Mustafa bin Hacı Kasım Efendi hakkında Nusaybin yakınlarındaki “Ali Ağanın Değirmeni” adıyla bilinen değirmende dörtte bir hissesi olduğunu (geceli-gündüzlü), Mehmed Efendinin kardeşi merhum Ebubekir Efendinin hissesini zorla elinden aldığını, ölümünden sonra da Mehmed Efendiye geçtiğini şikâyet ile hissesini taleb etmiş, davacıların gösterdiği Salih Ağa bin Abdurrahim Efendi ve Ali bin Seyyid Mustafa adlı şahitler ise Ebubekir Efendinin değirmen hissesini 4.000 kuruşa satın aldığını söylemişler ve şehadetleri kayda geçmiştir.
Sayfa No/Belge No : 95/129
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Miras
Belgenin Tarihi : 29 S 1259/31 Mart 1843
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşa hizmetinde bulunmuş iken İmadiye’de görevli olduğu sırada vefat eden Divri-ği asıllı Mustafa Ağa bin Mahmud’a ait terekenin açık artırma yoluyla satışından elde edilen 937,5 kuruş tutarındaki bedelin, Mardin kaymakamı Mustafa Paşa tarafından görevlendirilen Bayram Ağadan, merhumun kardeşi Mehmed tara-fından alındığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 96/130
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımarlı Süvari Eşkincileri
Belgenin Tarihi : 29 CA 1258/08 Temmuz 1842
Özet:
Mardin sancağı muhafızı Mehmed Ağa, nüfus nazırı ve kaza müdürü Hacı Süleyman Ağa ve naibine; tımarlı sü-vari eşkincilerinden tekaüd ve sıbyan kaydında bulunanlardan berat ile mutasarrıf oldukları hasılattan öşr, hums, subaşılık ve şıhnelik alınmamasına dair Musul valisi Mehmed Paşanın buyruldusu.
Sayfa No/Belge No :
96/131
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımarlı Süvari Eşkincileri
Belgenin Tarihi : Evail-i CA 1258/10–19 Haziran 1842
Özet:
Diyarbekir eyaletinde tımarlı süvari eşkincilerinden tekaüd ve sıbyan kaydında bulunanlardan berat ile mutasar-rıf oldukları hasılattan Reşid Paşa ve Hafız Paşa zamanlarında öşr, hums, subaşılık ve şıhnelik alındığı, ancak bundan böyle alınmayacağı, o güne kadar alınanların da sahiplerine geri verilmesi hususunda Amid kadısı Seyyid Mustafa Hakkı tarafından verilen ilâm.
Sayfa No/Belge No : 97/132
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Nazır-Mukayyid-Müezzin-Ferraş-Katib Tayini
Belgenin Tarihi : Selh-i RA 1259/30 Nisan 1843
Özet:
Muzafferiye Medresesi Vakfı’ndan almak üzere günlüğü 10 akçe ile nazır ve mukayyid, Cihangiriye Medresesi Vakfı’ndan almak üzere günlüğü 5 akçe ile müfettiş ve günlüğü 3 akçe ile müezzin ve günlüğü 4 akçe ile ferraş, Şehidiye Camii Vakfı’ndan almak üzere günlüğü 5 akçe ile ferraş-ı birun ve günlüğü 6 akçe ile ferraş-ı enderun, Sultan Hamza-i Sagir Vakfı’ndan almak üzere günlüğü 3 akçe ile kâtib Seyyid Mehmed bin Seyyid Yusuf’un ölümü üzerine yerine oğlu Seyyid Yususf’un berat ile görevlendirildiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 97-98/133
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Evkaf Gelirleri
Belgenin Tarihi : 16 S 1259/18 Mart 1843
Özet:
Musul eyaleti valisi vezir Mehmed Paşa ve eyalet dahilindeki kazaların kadı ve naiblerine; Diyarbekir, Rakka, Mardin, Keban ve Ergani Maden-i Hümayun’u evkafı idaresine daha önce tayin edilmiş olan İsmail Hakkı memuriyetin-den beri evkaf hasılatından bir akçe göndermeyip, geçenlerde 40 bin kuruş göndermişse de, kendisinin zimmetinde hayli akçe olduğu haber alınmış ve Diyarbekir valisi İsmail Paşadan istenen evkaf defterinden İsmail Hakkı’nın zimmetinde 100.000 kuruş olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple Musul eyaletine bağlı kazalardaki evkaf-ı hümayunun idaresi için güve-nilir birinin tayin edilmesi ve her altı ayda bir hazine-i evkaf-ı hümayuna evkaf defterlerinin gönderilmesine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 98-99/134
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Evkaf Müdürü Tayini
Belgenin Tarihi : 28 RA 1259/28 Nisan 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, naib, müftü, vücuh-ı memleket, evkaf mütevellileri ve iş erlerine; güvenilir birinin Mardin Evkaf Müdürlüğüne tayini ve her altı ayda bir evkaf muhasebelerinin hazine-i evkaf-ı hümayuna gönderilmesine dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 99-102/135
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Evkaf Talimatnamesi
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Nezaret-i Evkaf-ı Hümayun ve Haremeyn-i Muhteremeyn dahilinde bulunan vakıfların gelirlerinin Tanzimat-ı Hayriye gereğince müşirler ile bazı mahallerin defterdar ve kaymakamları ile evkaf memurlarınca idare edileceğine dair Evkaf-ı Hümayun Nezareti tarafından sunulan ve Meclis-i Valay-ı Ahkam-ı Adliye’de kabul edilen talimatname sureti.
Sayfa No/Belge No : 102/136
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mardin Tüccarlarından Hacı Hasan
Belgenin Tarihi : 26 RA 1254/19 Haziran 1838
Özet:
Süvari Asakir-i Mansure mir livası Mardin muhafızı ve naibine; Mardin tüccarlarından Hacı Hasan ve tevabiinin incitilmemesi ve rencide edilememesine dair Hafız Paşanın buyruldusu.
Sayfa No/Belge No : 102/137
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mardin Tüccarlarından Hacı Hasan
Belgenin Tarihi : 15 S 1261/22 Şubat 1845
Özet:
Mardin tüccarlarından Hacı Hasan ve tevabiinin ellerindeki eski buyruldu gereğince incitilmemesine dair Musul valisi Mehmed Paşanın buyruldusu.
Sayfa No/Belge No : 103/138
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek Davası
Belgenin Tarihi : 24 C 1259/22 Temmuz 1843
Özet:
Mardin sakinlerinden Şeyh Saadeddinzâde Abdusselam bin Şeyh Bekir adlı çocuğun mahkeme tarafından tayin olunan vasisi Gürünzade(?) Molla Bekir bin Hacı Ahmed mahkemede, Şiarzâde Molla Mahmud bin Molla Bekir’in vefat eden kardeşi Mehmed Reşid’in hayattayken küçük çocuğun malından 1.260 kuruş borç aldığını ve borcu ödemeden öl-düğünü, terekesinin merhumun kefili ve kardeşi Şiarzade Molla Mahmud ile kızkardeşine intikal ettiğini, dolayısıyla borcu kefil olan Şiarzade Molla Mahmud’un ödemesi gerektiğini iddia etmiş. Şiarzade Molla Mahmud ise merhumun iflas etmiş halde vefat ettiğini Şiarzade Hacı Hasan Ağa ve Mehmed bin Yunus adlı kişilerin şehadetiyle ispat etmiş ve müflisen vefat edenlerin kefillerinin sorumlu tutulamayacağına dair elinde fetva olduğunu öne sürmüştür. Yapılan tahki-kat neticesinde merhumun Nusaybin’de bulunan değirmende beşte bir hissesi olduğu ortaya çıkmış ve borcun merhumun terekesinden karşılanmasına dair ilâm verilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 104/139
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Miras Davası
Belgenin Tarihi : 3 B 1259/31 Temmuz 1843
Özet:
Mardin sakinlerinden merhum Seyyid Abdusselam Efendinin eşlerinden Kadife isimli kadın, vekili Hafız Efendi aracılığıyla, Abdusselam Efendinin diğer eşi Esme binti Said’in oğulları, Nizameddin ve Ömer, kızları Nimetullah, Fatıma Zemzem ve Vesile’nin kendisini ve hamlini mirastan alıkoyduklarını şikâyet etmiş, fakat adı geçenler, vasileri Seyyid Fethullah Efendi ve nazırları Seyyid Mehmed Necip vasıtasıyla merhum Abdusselam’ın ölmeden önce tüm mal varlığını oğulları Nizameddin ve Ömer’e verdiğini, hiçbir şeyi kalmadığını, Abdulgafur bin Mehmed Geco ve Mehmed Derviş bin Hacı İshak’ın şahitliğiyle ispatlayınca Kadife davadan men edilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 104/140
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Yaralama Davası
Belgenin Tarihi : 2 RA 1259/02 Nisan 1843
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşa huzurunda kurulan mahkemede Mardin sakinlerinden şemmas Kerko isimli zimmi, yine Mardin sakinlerinden Kömlüzade(?) Seyyid Ömer’in küçük oğlu Ali’nin kendisinin küçük oğlu Mıhi’yi(?) 30 gün önce eliyle vurup yaraladığını, oğlunun da 3 gün sonra darbın tesiriyle öldüğünü iddia etmiştir. Seyyid Ömer ise bunu yalanlamış, Kerko şahit gösteremeyince davasından men edilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 105/141
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımar Tevcihi
Belgenin Tarihi : 15 N 1259/09 Ekim 1843
Özet:
Asakir-i şahane süvari alayına ilhak olunan tımarlardan Amid sancağı Mardin nahiyesi Araban köyü ve diğerle-rinden 7.700 akçe 300 kuruş hasıllı tımara mutasarrıf olan Mustafa çocuksuz öldüğünden, tımarının asakir-i şahane se-raskeri vezir Hafız Paşanın teklifi üzerine birinci alayın altıncı onbaşısı Mustafa veledi Mehmed’e verildiğine dair fer-man.
Sayfa No/Belge No : 105/142
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Naib Tayini
Belgenin Tarihi : 1 N 1260/14 Eylül 1844
Özet:
Diyarbekir’e tabi Mardin kazası naibliğine 1260 senesi Ramazan ayı başından bir sene sonuna kadar mevlana Şeyh Osman Efendinin tayin olunduğuna dair Diyarbekir kadısı Seyyid Mustafa Hakkı tarafından gönderilen mürasele.
Sayfa No/Belge No : 106/143
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Müftü Tayini
Belgenin Tarihi : 3 C 1259/01 Temmuz 1843
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşa, naibi, vücuh-ı memleket ve iş erlerine; müftü Abdusselam Efendinin ölümü üzerine boş kalan Mardin müftülüğüne Seyyid Ömer Efendinin tayin olunduğuna dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
106/144
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Müftü Tayini
Belgenin Tarihi : 7 Ş 1259/02 Eylül 1843
Özet:
Mardin müftüsü olarak tayin olunan Ömer Şevki Efendinin görevine başlamasına dair Mardin kaymakamı tara-fından yazılan menşur.
Sayfa No/Belge No : 106/145
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Müftü Tayini
Belgenin Tarihi : 7 N 1259/01 Ekim 1843
Özet:
Mardin müftüsü Ömer Şevki Efendinin görevine başlamasına dair Musul valisi Mehmed Paşa tarafından gönde-rilen menşur.
Sayfa No/Belge No : 107/146
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Gasb
Belgenin Tarihi : Evahir-i L 1259/14-22 Kasım 1843
Özet:
Gurs köyleri sakinlerinden Halime binti Osman, babası Osman ve kendisinin amcası Mustafa’ya validelerinden intikal eden Kabil isimli bahçenin 14 seneden beri Ömer bin Süleyman ve Hasan Bey tarafından zapt edildiğini, vefat eden babasının hissesinin kendisine ve kardeşi Mehmed’e, intikal ettiğini, amcasının hissesinin de oğlu Davud’a kaldığı-nı, büluğ çağına erişinceye kadar dava açmadıklarını, şimdi rüşdlerine erdiklerinden babalarının ölümünden, yani 14 yıldan beri bahçeden hasıl olan ürünü davalılardan istediklerini söylemiştir. Ömer bin Süleyman bunu inkâr etmiş, Külahizade Molla Yusuf ve Seyyid İbrahim Çubukçu isimli kişilerin şehadetiyle bahçenin yarısının Halime ve Mehmed’e, diğer yarısının ise Davud’a ait olduğuna karar verilmiştir.
Sayfa No/Belge No : 108/147
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tereke
Belgenin Tarihi : 25 RA 1259/25 Nisan 1843
Özet:
Mardin’de Topalzade’nin konağında vefat eden Yozgatlı Ömer Efendinin, kaymakam tarafından tayin edilen mübaşir Tatar Hüseyin Ağa bin Mustafa ve mahkemece tayin edilen muhzır Mehmed Cemil tarafından büyük çarşıda açık artırma yoluyla satılan terekesi.
Sayfa No/Belge No : 108/148
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek Davası
Belgenin Tarihi : 22 M 1260/11 Şubat 1844
Özet:
Mardin sakinlerinden Haki Efendizade Seyyid Mehmed Kemal Efendi, mahkemede, nasara taifesinden Aslo oğ-lu Sado nam zimminin Ateşbeyzade oğlu Derviş Beye olan 800 kuruş borcuna karşılık 300 kuruşu ödediğini, 500 kuruş borcu kaldığını ve 500 kuruşu da kefil olması sebebiyle kendisinin ödediğini, ancak Aslo’nun 500 kuruşu kendisine vermediğini şikâyet etmiş, Aslo ise ödediğini iddia etmiş, ancak bunu ispatlayamadığından mahkemece borcunu ödeme-si konusunda kendisine tenbih olunmuştur.
Sayfa No/Belge No : 109/149
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : 25 L 1259/18 Kasım 1843
Özet:
Musul ve Mardin valisi vezir Mehmed Paşa ve Musul eyaleti dahilindeki kazaların kadıları, naibleri, zabitan ve vücuh-ı memlekete; cizyenin, ihtisab nezareti ve reayanın mütemekkin olduğu mahallin müşir, vali ve kaymakamlarınca atanan memurlar tarafından, âlâ cizyeye müstehak olanlardan Muharrem ayı içinde, evsat cizyeye müstehak olanlardan Muharrem ayından Safer ayı sonuna kadar, edna cizyeye müstehak olanlardan Muharrem ayının birinci gününden Rebiülevvel ayının sonuna kadar üç ay içinde tahsil edilip, hazine-i celileye teslim edilmesi, cizye alınanların eline cizye senedi verilmesi, senedlere isim ve eşkâl yazılması ve cizye toplanırken haksızlık yapılmamasına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 110/150
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : 17 R 1259/17 Mayıs 1843
Özet:
Mir-i miranı kiramdan Mardin kaymakamı, dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Mardin nüfus nazırı ve ilhaken kaza müdürü, naib, müftü, vücuh-ı memleket, iş erleri, aşiret ağaları ve rüesaya-ı millete; Mardin’de mütemekkin bulunan reayanın 1260 senesine mahsuben cizyelerinin toplanması, tayin edilen memurların takım takım mahallere giderek, mil-letleri tarafından icab eden kişilerin hazır oldukları halde, asnaf-ı selaseye göre, âlâ cizyeye müstehak olanlardan Muhar-rem ayı içinde, evsat cizyeye müstehak olanlardan Muharrem ayından Safer ayının sonuna kadar, edna cizyeye müstehak olanlardan Muharrem ayının birinci gününden Rebiülevvel ayının sonuna kadar üç ay içinde tahsil edilip, hazine-i celileye teslim edilmesi, cizye alınanların eline cizye senedi verilmesi, senedlere isim ve eşkâl yazılması ve cizye topla-nırken haksızlık yapılmamasıyla ilgili ferman gereği Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 110/151
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : 18 M 1260/07 Şubat 1844
Özet:
1260 senesinde edna tezkireler yetmediğinden, 210 adet edna tezkirenin hakim-i şer (naib) ve rüesay-ı millet ta-rafından mühürlenerek hazırlandığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 111/152
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımar Davası
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı R 1259/11–20 Mayıs 1843
Özet:
Amid sakinlerinden miri katibi Hacı Ömer Rüşdü Efendi ile ortağı Hüseyin, Mardin kazası Kavruk köyü sakinle-rinden Cemay, Kurd Harabesi ve Ilıcapınar köylerinin mutasarrıfı Ali Beyin, Kerisor(?) ahalisinden İbrahim bin İsa ve Şeyhmus bin Süleyman isimli kişilerin şahitliğiyle vekili olan oğlu Hasan Bey hakkında, kendi tasarruflarında olan Sar-nıç Köyü ile Ali Beyin mutasarrıfı olduğu Cemay, Kurd Harabesi ve Ilıcapınar köyleri arasındaki sınır anlaşmazlığı do-layısıyla davacı olmuşlar, mahkemece görevlendirilen naib Seyyid Yusuf Hulusi Efendi, Mardin kaymakamı tarafından görevlendirilen mübaşir kavvasbaşı Hüseyin Ağa ile Derik mütesellimi Mustafa Ağanın yerinde yaptıkları tespitler so-nucunda adı geçen köyler arasındaki sınırlar tespit olunmuştur.
Sayfa No/Belge No : 113-114/153
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Masraf Defteri
Belgenin Tarihi : 1 R 1259/01 Mayıs 1843
Özet:
1255 senesi Receb ayının ilk gününden 1256 senesi Muharrem ayının son gününe kadar memlekete dair yapılan 111.590 kuruş tutarındaki masraflara ait defter.
Sayfa No/Belge No : 115-116/154
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Bakaya Defteri
Belgenin Tarihi : 5 M 1259/05 Şubat 1843
Özet:
Mardin eski muhafızı köse Mehmed Beyin azlinden sonra merhum Mirza Paşaya devr ve ihale olunan, onun az-linden sonra da Mardin mütesellimi Ebubekir Efendiye ihale olunan ve şimdiki muhafız Hafız Paşanın bakaya gösterdiği defter ile Hafız Paşanın Sivas müşirliğinden sonra Mardin’de sahip olduğu mukataat ve sairenin kaydı.
Sayfa No/Belge No : 117/155
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Bakaya Defteri
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
1255 senesinde Hacı Süleyman Ağa zamanında Mardin’in bazı mahallerinden Ömeryan aşiretinden, Pınar-ı Ali aşiretinden, Dara köyünden, Denbelli aşireti, Tohum köyü, Küçükan aşireti, İstilil köyü, etraf-ı şehir, Mazudağı köyle-rinden ve Kavruk köyü ağnam vergisinden, Mir Sinan aşiretinden dağda olan köylerde, Tay şeyhi zimmetinde Nusaybin ve Araban bedel-i hasılatından, Rişmil mukatası mülhakatından Ömeryan köylerinden Metinan ve Şeyh Keruhani-i Sa-vur köylerinde kalan vergi miktarını gösterir defter.
Sayfa No/Belge No : 117/156
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Bedirhan Beyin Aldığı Esirler
Belgenin Tarihi : 17 CA 1259/16 Haziran 1843
Özet:
Mardin kazası kaymakamı, Mardin nüfus nazırı ve kaza müdürü, naib, müftü, vücuh-ı memleket, iş erleri ve aşi-ret ağalarına; Cezire mütesellimi Bedirhan Bey tarafından esir edilen Tayyari aşireti mensuplarından Mardin tarafında olanların toplanıp geri gönderilmelerine dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 118/157
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İane-i Cihadiye
Belgenin Tarihi : 17 L 1259/10 Kasım 1843
Özet:
55 (1255) senesi Receb ayının birinci gününden Muharrem ayına kadar toplanan iane-i cihadiyenin ikinci taksi-tinin 5.000 kuruş olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 118/158
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Görev Süresinin Uzatılması
Belgenin Tarihi : Evasıt-ı L 1259/04–13 Kasım 1843
Özet:
Halen Musul valisi ve ilhaken İmadiye, Mardin ve nahiyeleri ile Cizre sancakları mutasarrıfı vezir Mehmed Pa-şanın görev süresinin uzatıldığına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 119/159
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Görev Süresinin Uzatılması
Belgenin Tarihi : 15 ZA 1259/07 Aralık 1843
Özet:
Mardin kaymakamı, nüfus nazırı ve kaza müdürü, naib, müftü, vücuh-ı memleket ve iş erlerine; vezir Mehmed Paşanın, Musul eyaleti valiliği ve ilhaken İmadiye, Mardin ve nahiyeleri ile Cizre sancakları mutasarrıflığı görev süresi-nin uzatıldığına dair buyruldusu.
Sayfa No/Belge No : 119/160
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mühimmat Nakli
Belgenin Tarihi : 24 S 1260/14 Mart 1844
Özet:
İskenderun iskelesiyle Halep’ten Musul’a varıncaya kadar yol üzerindeki, gerek Tanzimatın uygulandığı gerek henüz müstesna bulunan, kazaların kadıları, naibleri, müftüleri, zabitan ve vücuh-ı memlekete; vezir Şerif Paşanın kapı kethüdası dergah-ı mualla kapıcıbaşlarından İbrahim Bey tarafından gerek İskenderun gerek Haleb tarafından Musul kalesine götürülen çadır, dane ve yuvarlakların zayi olmadan taşınması için gerekli araba ve hayvanların tedarik edilip, ücretlerinin ödenmesine dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 120/161
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Vergi Muafiyeti
Belgenin Tarihi : 12 L 1259/05 Kasım 1843
Özet:
Musul valisi vezir Mehmed Paşaya; Mardin kazası Ömeryan nahiyesinden sahihünneseb sadat-ı kiramdan Seyyid Hacı Mehmed, Seyyid Abdulgani ve Seyyid İbrahim’in 150 başa kadar olan koyunlarından vergi alınmaması ve diğer vergilerden muaf tutulmalarına dair ferman.
Sayfa No/Belge No : 121/162
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Miri Silah ve Eşyanın Nakli
Belgenin Tarihi : 14 M 1260/03 Şubat 1844
Özet:
Mardin derununda Hacı Abdal hanesine konulan hevayic-i miriye ve silahların Sadık Ağanın hanesine gönde-rilmesi gerektiğinden, hanenin kapısı mübaşir ve muhzırlarca kırılıp çıkarılan eşyanın listesini gösteren defter.
Sayfa No/Belge No : 122/163
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Miri Silah ve Eşyanın Nakli
Belgenin Tarihi : 23 C 1260/09 Temmuz 1844
Özet:
Sadık Ağanın hanesinde mübaşir tarafından çıkarılıp, Musul valisi Şerif Paşanın tayin ettiği süvari askeri binba-şısı Hacı Esad Beyzade Ahmed Beye teslim edilen eşya ve silahların listesini gösteren defter.
Sayfa No/Belge No : 122/164
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Alacak-Verecek Davası
Belgenin Tarihi : 26 M 1260/15 Şubat 1844
Özet:
Zekeriya bin Halil’in Hanna veledi İlya’ya 31 gün vadeyle 200 kuruş borç verdiği, günü gelmesine rağmen Hanna’nın borcunu ödemediği, borcun edasına kadar 3 altın ve bir parça gümüşün Yusuf Efendiye rehin bırakıldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 123/165
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Emanet
Belgenin Tarihi : 28 M 1260/17 Şubat 1844
Özet:
Dahod bin Sado adlı küçük çocuğun amcası İlo veledi Yosef ve teyzesi İli(?) binti şemmas Toma’ya 1.200 kuruş tutarındaki mal varlığının emanet edildiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 124/166
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Usta ve Amele Yevmiyesi
Belgenin Tarihi : 8 R 1260/26 Nisan 1844
Özet:
Gerek saray ve gerek kalenin tamirinde çalışan ustalara günlük üçer kuruş, rençberlere 60 para verilmesi, kimse-nin ücretsiz çalıştırılmaması, ücretlerin peşin ödenmesine dair Mardin naibine gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 124/167
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Maaş Tahsisi
Belgenin Tarihi : 17 R 1261/24 Nisan 1845
Özet:
Gümrük emini Timur Ağaya; Mardin kalesindeki cami-i şerifin imam ve hatipliğine beratla mutasarrıf olan Abdulkadir Halifenin 1261 senesi Mart ayı başından Teşrinisani sonuna kadar sekiz aylık maaşının, aylık 25 kuruştan hesaplanarak, verilmesine dair Mardin kaymakamı Hacı Mehmed Kamil tarafından yazılan buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 125/168
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mardin Eski Müftüsüne Ödenecek Hurucat
Belgenin Tarihi : 5 L 1259/29 Ekim 1843
Özet:
Mardin kaymakamına; Mardin eski müftüsü Hindizade İsmail Efendinin, hurucatının ödenmesine dair Musul va-lisi Mehmed Paşa tarafından gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No :
125/169
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mardin Eski Müftüsünün Hurucat Talebi
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Mardin eski müftüsü Hindizade İsmail Efendinin, Musul valisinden kendisine hurucat verilmesine dair maruzatı.
Sayfa No/Belge No : 125/170
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mardin Müftüsü
Belgenin Tarihi : 5 L 1259/29 Ekim 1843
Özet:
Mardin eski müftüsü Hindizade İsmail Efendiye, Musul valisinden kendisine hurucat verilmesine dair arzıhalinin Musul valisine iletilip bu konuda validen buyruldu alındığına dair Mardin kaymakamı Mehmed Kamil Efendi tarafından gönderilen yazı.
Sayfa No/Belge No : 126/171
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Mahkeme Başkatibi Tayini
Belgenin Tarihi : 11 R 1260/29 Nisan 1844
Özet:
Mardin kaymakamı Mustafa Paşa ve naibine; Mardin müftüsü Ömer Efendinin oğlu Yusuf Hulusi Efendinin mahkeme başkâtibi olarak tayin olunduğuna dair Musul eyalet divanından (İmadiye sancağı, Cizre ve Mardin de dahil olmak üzere) gönderilen buyruldu.
Sayfa No/Belge No : 127/172
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Vakfiye
Belgenin Tarihi : 25 B 1259/22 Ağustos 1843
Özet:
Mardin’de bulunan Şeyh Mehmed ed-Dinari hazretleri Mescidi harap olduğundan halen Mardin kadısı Hindi Efendizade Seyyid Şeyh Osman Efendinin girişimleriyle imaretine başlandığına, eski hücrenin eyvana çevrildiği ve batı-sında bulunan bir dükkânın alınarak hücre yapıldığı, Faşuhzade Yusuf Efendinin kızı Asiye kadın tarafından mescide bir dükkân vakfedildiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 127/173
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 24 C 1260/10 Temmuz 1844
Özet:
Topçu askerine dahil olan Hüseyin bin Seyyid Bekir’in, firar etmeyeceğine ve uygunsuz davranışlarda bulunma-yacağına kardeşi Şeyhmus kefil olmuştur. Şeyhmus’a da, Şeyhmus bin Mustafa ve Yahya bin Hızır’ın kefil olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 128/174
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kasap Nefaratı
Belgenin Tarihi : 17 RA 1260/05 Nisan 1844
Özet:
1260 senesi Mart ayından itibaren bir sene süresince Mardin’de kasaplık yapacak kişilerin isimleridir: Kasapbaşı Seyyid Taha, kasap Mahmud, kasap Hacı Yusuf, kasap Şeyhmus, kasap Mustafa bin Hacı Ahmed, kasap Esved, kasap Mehmed Şerif, kasap Mıhi veledi Bogos, Hacı Süleyman Ağanın kefaletiyle Ahmed, kasap Davud bin Ahmed, Mustafa Ağa, Şeyhmus Ağa.
Sayfa No/Belge No : 128/175
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Rişmil Hasılatı
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
1257 senesinde Rişmil ve mülhakatına ait hasılatın kasap Mahmud tarafından beyanı.
Sayfa No/Belge No : 129/176
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İhtida
Belgenin Tarihi : 28 CA 1258/07 Temmuz 1842
Özet:
Huveyre(?) aşiretinden Yezidi asıllı Tebello-Tillo(?)’nun din değiştirip Müslüman olduğu ve Ahmed ismini al-dığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/177
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zahire Temini
Belgenin Tarihi : 11 RA 1259/11 Nisan 1843
Özet:
Kiki aşireti Beyi Hüseyin Ağanın, Mustafa Paşa ambarından 50 kile buğday aldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/178
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zahire Temini
Belgenin Tarihi : 11 RA 1259/11 Nisan 1843
Özet:
Göllü karyesi kâhyası İllo’nun 29 kile 12 ölçek buğday ve 29,5 kile arpa aldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/179
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zahire Temini
Belgenin Tarihi : 11 RA 1259/11 Nisan 1843
Özet:
Murad Beyin 10 kile buğday aldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/180
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zahire Temini
Belgenin Tarihi : 11 RA 1259/11 Nisan 1843
Özet:
Tell Feyiz köyü ahalisinin 12 kile arpa aldıklarına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/181
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zahire Temini
Belgenin Tarihi : 12 RA 1259/12 Nisan 1843
Özet:
Dükük köyü ahalisinin 20 kile arpa aldıklarına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/182
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Zahire Temini
Belgenin Tarihi : 25 RA 1259/25 Nisan 1843
Özet:
Nusaybin zabiti Derviş’in 5 kile buğday 40 kile arpa aldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 129/183
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Gurs Aşiretinin Taşkınlıkları
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Gurs aşiretinden Şeyh Mehmed veledi Ahmed, Şeyhmus veledi Ali, Hasan veledi Keleş, Derviş veledi Mehmed, Ali bin Numan Ağa, Hacı Mehmed, Osman bin Mahmud, Derviş bin Sao, Şeyhmus bin Mehmed adlı kişilerin yaptıkları taşkınlıklardan dolayı tövbe ettiklerine, bunu bir daha yapmayacaklarına, şayet yaparlarsa aşiretlerinin 50.000 kuruş nezr vereceğini kabul ettiklerine dair beyanları.
Sayfa No/Belge No : 130/184
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Et Fiyatı
Belgenin Tarihi : 8 CA 1258/17 Haziran 1842
Özet:
Mardin’de bulunan kasapları temsilen Mustafa bin Hacı Ahmed’in hazır olduğu mahkemede, etin fiyatının okka-sı 54 para olarak belirlendiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 130/185
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Havass-ı Hümayun Köyleri
Belgenin Tarihi : C 1258/Temmuz 1842
Özet:
Havass-ı hümayun köylerinin kâhyaları, Harin(?) köyü kâhyası Hüseyin, Göllü köyü kâhyası İllo, Salah köyü kâhyası İbrahim, Dükük köyü kâhyası Keysun(?), Kavs köyü kâhyası Heno, Şağlan köyü kâhyası İbrahim, Tuffahiye köyü kâhyası Oso, Mezraa köyü kâhyası Süleyman, Böyre köyü kâhyası Ahmed, Çiftlik köyü kâhyası Ebelhad, Bertavun(?) köyü kâhyası Şeyh Osman, Mukbile köyü kâhyası Oso, Bozkatır köyü kâhyası Halid’in, köyleri üzerine Hüseyin bin Nimet’in haksızlıkları sebebiyle şikâyetçi olmaları ve Mardin muhafızı Mehmed Ağanın melik Hüseyin’i azledip yerine kendilerinin tayin edilmesine dair taleplerinin kaydı.
Sayfa No/Belge No : 130/186
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İhtida
Belgenin Tarihi : Selh-i B 1258/05 Eylül 1842
Özet:
Ali isimli Yezidi’nin Müslüman olup ismini Mehmed olarak değiştirdiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 130/187
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İhtida
Belgenin Tarihi : 1 RA 1258/12 Mart 1842
Özet:
Amid müzafatından Zozenc(?) köyünden Artin bin Heydo isimli Hıristiyanın Müslüman olup Yusuf ismini aldı-ğına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 130/188
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İhtida
Belgenin Tarihi : 25 ZA 1258/28 Aralık 1842
Özet:
Mardin sakinlerinden Meryem binti Toma isimli Hıristiyanın, Müslüman olup, Fatıma ismini aldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 130/189
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İhtida
Belgenin Tarihi : 24 CA 1260/11 Haziran 1844
Özet:
Amid müzafatından Hacı Osman köyünden, Şemon veledi Lalo adlı Hıristiyan ile bir yaşındaki kızının Müslü-man olup, Mehmed ve Fatıma isimlerini aldıklarına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 131/190
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : İhtida
Belgenin Tarihi : 15 N 1258/20 Ekim 1842
Özet:
Meryem binti İbrahim adlı kadın, mahkemede, daha önce babası İbrahim’in Müslüman olduğunu ve kendisinin de şimdi Müslüman olmaya karar verdiğini söyleyip Müslüman olmuş ve Aişe ismini almıştır.
Sayfa No/Belge No : 131/191
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Amele Yevmiyesi
Belgenin Tarihi : 16 N 1258/21 Ekim 1842
Özet:
Mardin amelesinin yevmiyesini gösterir kayıt. Amele isimleri; mimarbaşı Maksi Melki, kardeşi Cerco, Ahmer Dektonikoğlu(?) Mesih, Ahmerani Ebelhad, İllo veledi Maksi, neccar Toma, neccar İllo, Yakup Kapos, neccar Anto Karyo, Maksi Melki’nin oğlu Sado, Henulci(?), Amos veledi İllo, Maksi Abdi, Mahmud Meco, Osi, Seyyid Derviş, Kerko Ekoyel, neccar Çimi(?), Heto veledi Maksi Heyro, kalaycı Heno, Maksi Çulo, Hevpo, Ali Cevri, İşua mışmış, Ovakim, Cerco Ekra, Sado Eholi, Musti, Davud Ahmer Dekto, Alpo(?), gassal Zahki, Efol Ehşan, Efol vasat, Efol İnam.
Sayfa No/Belge No : 132/192
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Köle Azadı
Belgenin Tarihi : Selh-i S 1259/31 Mart 1842
Özet:
Kale muhafızı Çami Davud Ağanın taallukatından Çaprazlı Ahmed, sefere çıkmadan önce kendine ait olan Ye-zidi asıllı Meyro(?) isimli küçük cariyeyi azat ettiğini, Anton veledi Yosef adlı Hıristiyan’ın yanına 1.360 kuruş nakit para ile bir kemer ve bir gümüş tılsım bıraktığını, eğer seferden dönerse eşyanın kendisine iade edilmesi gerektiğini, şayet ölürse para ve eşyanın cariyeye miras kalmasını söylemiştir.
Sayfa No/Belge No : 132/193
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Müjdecilik
Belgenin Tarihi : 6 R 1259/06 Mayıs 1843
Özet:
Mardin sakinlerinden Kömlizade Hacı Hıdır Ağanın Mardin’den Hac’a giden hacılardan haber getirip götürme işiyle görevlendirildiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 132/194
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımar Anlaşmazlığı
Belgenin Tarihi : 24 Ş 1259/19 Eylül 1843
Özet:
Mardin nahiyesine bağlı Tell Derki(?), Reane ve İsa köylerinin mutasarrıfları Diyarbekirli Mehmed Ali veledi Mehmed ile Mardinli Derviş Ahmed veledi Ahmed arasında tımar sebebiyle anlaşmazlık çıktığı, Diyarbekirli Mehmed Ali veledi Mehmed’in vekili Mehmed Said Efendi ile Derviş Ahmed’in ellerindeki fermanlar gereğince meselenin çö-zümlendiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 133/195
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Tımar Tevcihi
Belgenin Tarihi : 8 N 1258/13 Ekim 1842
Özet:
Tell Meryem mezrasına tabi Tercelo(?), Helal’a tabi Tercelo, Tell Karc(?) karyesine tabi Öksüzçalı, Önmelekçi karyesine tabi Gançek’in mutasarrıfı süvari-i askeri muntazama sancakdarı Hacı Nuh veledi Osman’ın; Akuviran nam-ı diğer Hoşbektaş’a tabi Denay ve Cauşviran nam-ı diğer Suvar’a tabi Denay ve Şağlan’a tabi Ökzsüzçay ve Mansurviran’a tabi Gökçekala, Nusaybin ziyaretine tabi Tercelo, Tertab mutasarrıfı Ali çavuş veledi Hasan ve Hüseyin veledi İbrahim; Haciyan’a tabi Doğancık ve Küllüce mezrasına tabi Doğancık mutasarrıfı onbaşı Derviş Ahmed veledi Saim olduğuna dair Musul mahkemesinden gelen defterin sureti.
Sayfa No/Belge No : 133/196
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 14 RA 1260/02 Nisan 1844
Özet:
Hacı Süleyman Ağa, merhum Hacı Kasım Ağanın kassası (hikayeci, masalcısı) Ömeryanlı Ahmed Ato’dan da-vacı olmasına rağmen şahitleri kayıp olduğundan, şahitleri bulunca Ahmed Ato’yu mahkemeye teslim edeceğine Ömeryan eski ağası Mehmed Ağa ve oğlu Hasan’ın kefil olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 133/197
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 17 R 1258/28 Mayıs 1842
Özet:
Mardin sakinlerinden Hacı Yusuf ve İsmail adlı kişilerin, kaleden serbest bırakılan Salih bin Halil’in bir uygun-suzluk veya edepsizlik yapması halinde hak ettiği cezanın verilmesi ve tedip edilmesine kefil olduklarına dair beyanları-nın kaydı.
Sayfa No/Belge No : 133/198
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : 28 S 1259/30 Mart 1843
Özet:
Mardin’in içinde ve dışında sakin ve mutavattın olan reayanın 1259 senesi cizyelerine ait makbuz senetleri boğçasından, 150 âlâ tezkire, 1.800 evsat tezkire, 887 edna tezkire çıkmıştır. Âlâ ve evsat tezkireler tam olmasına rağ-men edna tezkirelerden 13 eksik tezkire çıktığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 134/199
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Muaz bin Cebel’in Torunları
Belgenin Tarihi : 16 ZA 1258/19 Aralık 1842
Özet:
Kürdistan müzafatından Fariç köyünden şeyh-i azam uzun boylu ak sakallı ve aynı köyden Şeyh Celaleddin isimli kişilerin, ceddleri Muaz bin Cebel evladına Mardin mukataası malından verilen günlük 2 kuruşu, 1258 senesine mahsuben 720 kuruşu Mardin kaymakamı Mustafa Paşadan tamamen aldıklarına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 134/200
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Muaz bin Cebel’in torunları
Belgenin Tarihi : 18 M 1259/18 Şubat 1843
Özet:
Şeyh Mehmed bin Molla Yusuf adlı kişinin, Muaz bin Cebel’in torunlarına Mardin mukataasından verilen gün-lük iki kuruşu, 1259 senesine mahsuben toplam 720 kuruşu, Mardin kaymakamı Mustafa Paşa elinden tamamen aldığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 134/201
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Dersamlık Ücreti
Belgenin Tarihi : 7 S 1259/09 Mart 1843
Özet:
Mardin halkından Hüseyin bin Şeyh Mehmed adlı kişinin, Mardin’de bulunan İbrahim Ağa Mescidi vakfından almak üzere dersamlık vazifesi karşılığında Seyyid Yusuf Efendi bin Seyyid Ömer Efendi Ağazadeden 300 kuruş aldığı-na dair ikrarının kaydı.
Sayfa No/Belge No : 134/202
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Borç –Kefil
Belgenin Tarihi : 3 S 1260/22 Şubat 1844
Özet:
Melki veledi Şemmas’ın Cebro veledi Kıs Numan’a(?) olan borcunun bir kısmını ödedikten sonra geri kalan 260 kuruşa Süleyman Ağa el-mumcu rehin karşılığında kefil olduğuna ve 31 güne kadar para ödenmezse rehinin satılacağına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 134/203
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Sulh
Belgenin Tarihi : 1259/1843-1844
Özet:
Harük köyü kâhyası Hüseyin bin Mehmed, İbrahim bin Mehmed, Abdullah bin Ömer, Halil bin Resul, Mendile kâhyası Mehmed bin Osman, Ramazan bin …. , Resul bin Davud, Bekir bin Yusuf mahkemede hazır olup, Mardin kaymakamı Mustafa Paşanın aralarına girmesi sonucu kavgaya son verdiklerini, bundan sonra kim fesat çıkarır veya diğer taraftan birini öldürürse hazineye 50.000 kuruş nezr vermek suretiyle anlaştıklarına dair ikrarlarının kaydı.
Sayfa No/Belge No : 135/204
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Büluğ Kararı
Belgenin Tarihi : 9 B 1259/06 Ağustos 1843
Özet:
Said bin Şerif’in 15 yaşına ulaşıp, büluğa erdiğine dair karar.
Sayfa No/Belge No : 135/205
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 8 B 1259/05 Ağustos 1843
Özet:
Musul’da topçu askeri neferlerinden Mardinli Mehmed bin Haco’nun kardeşleri Arfo ve Şibli, kardeşleri Mehmed’in bir yere kaçmamasına veya kaçtığında bulunup getirilmesine kefil olduklarına, bunlara da Deyri ağası Şeyhmus Ağanın kefil olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 135/206
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 28 S 1259/30 Mart 1843
Özet:
Mardin’de kalebent cezasına çarptırılanlardan bazılarının ıslah olduklarından kefil ile serbest bırakılmalarının uygun görüldüğüne dair kayıt. Serbest bırakılanlar ve kefilleri şunlardır: Bab-ı Savur mahallesinden Deyrili Aloki ve kardeşi Hasan, kefilleri Deyri ağası Şeyhmus veledi Sadun; Şehidiye mahallesinden Abadulkadir bin Seyyid Yusuf, ke-filleri Şehidiye mahallesi muhtarı ve dellalı Hemo ve biraderi Mahmud, Mahmud bin Hüseyin ve Bekuri(?) bin Hüseyin; Cami-i Kebir mahallesinden Ali veledi ….., kefili Hacı Gözizade Hacı Ali Ağa; Tekye mahallesinden Hüseyin bin Ebubekir Külahlızade, kefilleri kardeşi çubukçu Molla Yusuf ve diğer kardeşi Şeyhmus; yine Şehidiye mahallesinden Mehmed biçugi, kefili Rişmil köyünden Cevher bin Hüseyin; Tekye mahallesinden Mehmed Ali bin Halil, kefili Seyyid Mehmed Cemil, Seyyid Mehmed Cemil’e de komşusu Hacı Abdulkadir veledi İbrahim kefil olmuştur.
Sayfa No/Belge No : 136/207
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kasaplar
Belgenin Tarihi : Selh-i CA 1258/08 Temmuz 1842
Özet:
1258 Mart ayı başından 1259 Mart ayına kadar Mardin’de kasaplık yapacakların isimleridir: Kasapbaşı Hacı Yu-suf, eski kasapbaşı Taha, Ataullah veledi Bogos, Mehmed Şerif bin Hacı Mahmud, Mustafa bin Hacı Ahmed, Seyyid Ahmed, Hacı Ali bin …. , Mahmud bin Osman, Seyyid Osman bin Keşlo(?).
Sayfa No/Belge No : 136/208
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kefalet
Belgenin Tarihi : 19 B 1259/16 Ağustos 1843
Özet:
Mazudağı köylerinden Mendileli Reso sofi, oğulları ve biraderlerinin bir daha kanuna aykırı davranmamak üzere Şimrak kâhyası Ali kâhyanın kefaletiyle kaleden serbest bırakıldıklarına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 136/209
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Et Fiyatı
Belgenin Tarihi : 28 C 1259/26 Temmuz 1843
Özet:
1259 senesi Cemaziyelahir ayının yirmi sekizinci günü kasapların rızasıyla etin okkasının 20 para olarak belir-lendiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 136/210
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Et Temini Konusunda Kasapların Taahhüdü
Belgenin Tarihi : 11 S 1259/13 Mart 1843
Özet:
1259 senesinde Mardin’de bulunan kasap sınıfı gelecek senenin Mart başlangıcından, tam bir sene müddetince birbirlerine kefil olup, Mardin ahalisi ve devlet görevlileri için yeterli miktarda eti karşılayacaklarına dair mukavele yap-tıkları ve bunu yerine getirmeyenlerin 2.500 kuruş nezri kabul ettiklerine dair kayıttır. Kasap isimleri; Kasapbaşı Hacı Yusuf, eski kasapbaşı Seyyid Taha, Mahmud bin Osman, Seyyid Ahmed eş-Şiar, Mehmed Şerif bin Hacı Mahmud, Mi-hail veledi Bogos.
Sayfa No/Belge No : 136/211
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Kasap Sınıfı
Belgenin Tarihi : Selh-i C 1259/28 Temmuz 1843
Özet:
1258 senesi Receb ayından Muharrem ayına kadar kasaplık yapan Davud bin Ahmed, Şeyhmus bin İbrahim, Mustafa bin Hacı Ahmed, Hacı Ali bin Elved(?) adlı kişilerin 1259 senesi Mart ayı başlangıcından itibaren tatil yaptıkla-rı ve 1258 senesi salyanelerini ödedikleri, 1259 senesi salyanesinin et işleyenlerce ödenmesi, şayet et işlemeyip tatil yapanlardan alınmış ise geri verilmesine dair önceki kasapbaşı Taha ve Seyyid Ahmed huzurundaki ikrarlarının kaydı.
Sayfa No/Belge No : 137/212
Belgenin Dili : Arapça/eksik
Belgenin Konusu : Alım-Satım
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Hüseyin bin Molla Mehmed Abdurrahim Efendizadenin Seyyid Yusuf Hulusi Efendinin vekili Mehmed Serrac’a 300 kuruşa tedris (Harman dövme aleti) sattığına dair hüccet.
Sayfa No/Belge No : 137/213
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Cizye
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır (belge eksik)
Özet:
Devlet-i aliyeden gelen cizye tezkirelerinden, edna tezkire eksik olduğundan kadı tarafından mühürlenerek ha-zırlanan edna tezkirelere dair kayıttır. Mühürlenen edna tezkire 150, Melki’ye verilen edna tezkire 106, şehir kâhyası Sado’ya verilen edna tezkire 14, toplam 270 edna tezkire.
Sayfa No/Belge No : 137/214
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Posta Masrafı
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır (belge eksik)
Özet:
Posta usulünün bir ay içinde, 4 baş hayvan yemi, sürücü aylığı, seyis aylığı, palan, yular vesaire ile birlikte mas-raflarının 492 kuruş olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 138/215
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Orduya Ait Beygir
Belgenin Tarihi : 22 B 1260/07 Ağustos 1844
Özet:
Asakir-i Şahane-i Mansurenin topçu yüzbaşısı Receb Ağada bulunan miri doru beygirin Göllü köyünde sam ha-vasıyla helak olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 138/216
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vefat Sübutu
Belgenin Tarihi : 16 L 1260/28 Ekim 1844
Özet:
Mehmed bin Hüseyin ve Selo bin Hasan’ın, Tizyanlı Derviş bin Mahmud Arbo’nun 40 yaşındayken öldüğü ve eşinin dul kalıp şimdiye kadar evlenmediğine dair şahitliklerinin kaydı.
Sayfa No/Belge No : 138/217
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Orduya Ait Beygir
Belgenin Tarihi : 29 RA 1261/07 Nisan 1845
Özet:
Kâtib Mahmud Efendinin, çayıra salınan kestane doru bir beygirin hastalık sonucu Nusaybin’de öldüğü haberini getirerek görevini yaptığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 138/218
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Orduya Ait Beygir
Belgenin Tarihi : 27 S 1261/06 Mart 1845
Özet:
Mardin’de bulunan asakir-i mansure-i şahaneden topçu yüzbaşısı Receb Ağanın indinde bulunan top beygirle-rinden birinin vezir Mehmed Paşa tarafına giderken dereye düştüğü ve dönüşte hastalanıp helak olduğu bilgisinin müla-zım Hasan Ağa tarafından verildiğine dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 138/219
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Orduya Ait Beygir
Belgenin Tarihi : 11 RA 1261/20 Mart 1845
Özet:
Mardin’de bulunan topçu sınıfının top beygirlerinden bir doru beygirin helak olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 138/220
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Vekil Tayini
Belgenin Tarihi : 17 S 1260/07 Mart 1844
Özet:
Arfo bin Abbas ve Seyyid Mehmed el-Feyyaz’ın Hamd bin Haco’nun kızkardeşini kendine vekil tayin ettiğine dair şahitliklerinin kaydı.
Sayfa No/Belge No : 139/221
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Orduya Ait Beygir
Belgenin Tarihi : 18 L 1258/21 Kasım 1842
Özet:
Mardin’de bulunan Arnavutun başbuğu Tıfil Beyin dairesinde bulunan sakanın doru beygirinin helak olduğuna dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 139/222
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Boşanma
Belgenin Tarihi : 18 S 1260/08 Mart 1844
Özet:
Mehmed Ali bin Halil Nizam el-Mardini’nin Musullu sarraf Yusuf’un, eşi Reşide binti Davud’u boşadığına ve buna Ahmed bin Seyyid Ali’nin de şahit olduğuna dair ikrarı.
Sayfa No/Belge No : 139/223
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Orduya Ait Katır
Belgenin Tarihi : 9 RA 1258/20 Nisan 1842
Özet:
Amid tarafından Mardin kazası tarafına yeni gönderilen Arnavut askerlerinin başbuğu Haydar Beyin tebaaların-dan Nuri’nin ikrarı üzerine 5 adet katırın ulaştığına dair kayıt.
Sayfa No/Belge No : 139/224
Belgenin Dili : Türkçe
Belgenin Konusu : Menzilhane Beygiri
Belgenin Tarihi : 15 R 1259/15 Mayıs 1843
Özet:
Menzilhanede bulunan altı beygirden birisi olan genç doru posta beygirinin Haniki yolunda telef olduğuna dair kayıt. Cumartesi saat 2.
Sayfa No/Belge No : 139/225
Belgenin Dili : Arapça
Belgenin Konusu : Naibin Duası
Belgenin Tarihi : Tarih Bulunmamaktadır
Özet:
Bismillahirrahmanirrahim
Allahumme nazzım ahvali ve hassin ef’ali ve hallisni mine’l-fakri ve’z-zilli ve halisni mine’l-belayi ve’l-kazai ve’l-vebai ve min şerri’l-a’dai ve’ş-şeyatini’l-muzıllini ve’n-nefsi’l-emareti bi’s-sui Allahumme ec’alni mine’s-salihine’l-abidine ve ağniyai’ş-şakirine ve sehhillena umurena fi cemi’i’l-umuri’d-diniyeti ve’d-dünyeviyeti ve hassil muradina mine’l-hayri ve ba’idni mine’ş-şerri ve’l-isyani ve’z-zünubi ve mine’l-kebayiri ve nevvir kalbi bi’l-imani ha-len nez’i bi en ekule eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resulühü sallallahu teala aleyhi ve sellem
İKİNCİ BÖLÜM
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ VE 19. YÜZYILDA MARDİN
242 NOLU MARDİN ŞER’İYE SİCİLİ VE 19. YÜZYILDA MARDİN
Mardin’in İdari Yapısı
Mardin ve çevresinin Osmanlılarca ilhakı, Yavuz Sultan Selim’in takip ettiği doğu siyasetinin bir sonucu ve Şah İsmail’e karşı elde ettiği Çaldıran Zaferi sonrasında Doğu Anadolu’nun Osmanlı Devleti’ne bağlanması hadiseleri ile ilgilidir. Bölgedeki diğer yerlerin alınmasında olduğu gibi, Mardin’in alınmasında da İdris-i Bitlisi’nin etkisi vardır. Mardin’in Osmanlı hâkimiyeti altına girmesi hadisesi şöyle özetlenebilir: Diyarbakır alındıktan sonra, Şah İsmail tara-fından Diyarbakır’ı muhasaraya tayin edilen Karahan’ın Mardin istikametine çekilmesi üzerine Safevi kuvvetleri Os-manlı ordusu tarafından takip edilir, ancak Karahan Mardin’de durmayarak çöle doğru yoluna devam eder. Bunun üzeri-ne İdris-i Bitlisi’nin teklifiyle Mardin’in alınması kararlaştırılır. Mardin’in bu ilk muhasarasında, iç kale hariç, hiçbir çatışmaya girilmeden şehir teslim alınır. Çok geçmeden Osmanlı kumandanları arasında çıkan bir ihtilaf sebebiyle, Mar-din tekrar Safevilerin eline geçer. Osmanlıların bölgedeki faaliyetleri sonucu 1516 yılında Mardin kesin olarak Osmanlı hâkimiyeti altına girer .
Mardin, Osmanlı sınırlarına katıldıktan sonra yapılan ilk idari taksimatta, bir liva olarak Diyarbekir Eyaleti’ne bağlanmıştır. Mardin’in Diyarbakır’a bağlanmasında, idari bakımdan ilk çağlardan beri Diyarbakır ile bağlantısının önemli rolü olmuştur .
17. yüzyılın ortalarından itibaren Mardin’in zaman zaman Bağdat Eyaleti’ne, 19. yüzyılda ise bir ara Musul Eya-leti’ne bağlandığı görülmektedir. Mardin’in idari bakımdan Bağdat’a bağlanmasının temel sebebi, bölgede etkin olan aşiretlerin eşkıyalık faaliyetleri ve bölgeye hâkim olmak için birbirleriyle giriştikleri mücadeledir. 1647’de Mardin Bağ-dat’a ilk bağlandığında sebep olarak; Sincar aşiretinin eşkıyalık faaliyetleri gösterilir. 1711’de tekrar bağlandığı zaman ise bu kez sebep, Milli aşireti ile Yakup Paşazadeler arasındaki gerginlik sonucu bölgede oturanların iki taraf olup çar-pışmalarıdır . Bununla birlikte, Mardin’in 17. ve 18. yüzyıllarda Bağdat’a, 19. yüzyılda ise bazen Musul’a bağlanması-nı, daha açık bir ifadeyle Bağdat, Musul ve Diyarbakır eyaletleri arasında gidip gelmesini sadece bölgedeki aşiretlere bağlamak doğru olmaz. Bu değişikliklerde Mardin’in ticari öneminin de etkisi büyüktür. Mardin, çevresindeki tarımsal üretimin ve aşiretlerin denetlendiği bir merkez olduğu gibi, Halep ve Musul ile bağlantılı transit ticaret yollarının da (Hint-İran ticaret yolları) denetim noktalarından biriydi. Bu nedenlerle Mardin, Hint-İran ticaretinin aksamaması ve aşi-retlerin ortaya çıkardığı göçebe, köylü ve devlet düzeni çelişkilerinin çözümü için, bu alanın denetim merkezi olarak ortaya çıkan Bağdat’a bağlanmıştır .
Mardin’in bu üç eyalet arasında gidip gelmesinin sebepleri arasında, gümrük vergileri sebebiyle eyaletler arası rekabeti de saymak gerekir. 18. yüzyılın sonlarına doğru Bağdat ve Diyarbakır arasında gümrük vergileri sebebiyle mü-cadele artmıştır. Bu mücadeleye İstanbul’un, Bağdat yönetiminde etkili olan Memlûkler ile Mardin’e hakim olan Milli aşireti arasındaki ilişkiyi ve ittifakı sona erdirmek istemesi eklenince, Mardin 19. yüzyıla bir hakimiyet mücadelesi için-de girmiştir . Aslında Osmanlı’nın içinde bulunduğu durum, Mardin’deki hâkimiyet mücadelesinde etkili olmasına izin vermemektedir. Birbirini takip eden olaylar, Kabakçı İsyanı (1807), Sened-i İttifak (1808), Sırp İsyanı ve Rus Savaşı (1809-1812), Yunan İsyanı, Kavalalı İsyanı derken Mardin idari anlamda daha karışık bir döneme girer. Bu arada, Di-yarbakır da kendi iç sorunlarıyla uğraşırken Mardin’i unutmuştur . Bu ortamda Mardin’in kendi içindeki hâkimiyet mücadelesi şehri ve çevresini aşiretlerin savaş alanı haline getirmiştir . Mardin, bu durumdan 1835 yılında devrin güçlü devlet adamlarından olan ve Diyarbakır valiliğine atanan Reşit Mehmet Paşa’nın faaliyetleri sonucunda kurtulmuş ve Diyarbakır’a bağlanmıştır . Bu dönemde Mardin idari anlamda merkez tarafından atananlarca yönetilmişse de, Osmanlı ordularının Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın ordularına Nizip’te yenilmesi (1839) ile şehir ve çevresi aşiretlerin baskısı altında kısa bir süre daha kargaşa içinde kalmıştır .
Mardin, 1839 yılında Musul’a bağlanmıştır. 1840 yılında bir ara tekrar Diyarbakır’a bağlanmasına rağmen kısa bir süre sonra yine Musul’a bağlanmıştır . 242 Nolu Mardin Şer’iye Sicili bu tarihten sonraki dönemi içermekte ve ait olduğu dönemde Mardin’in idari yapısıyla ilgili doyurucu bilgiler sunmaktadır. Buna göre; Mardin 1840-1845 tarihleri arasında halen Musul eyaletine bağlı bir sancak durumundadır. Ancak Diyarbakır eyaletiyle tüm bağları kopmuş değil-dir. 1842 yılında Musul’a bağlı olmasına rağmen “Amid mahmiyesinde Mardin kazası” ifadesinin kullanılması, Süryani Kadimler ile Süryani Katolikler arasında yaşanan sorunlar ve bazı vergi muafiyetleri için “Diyarbekir eyaleti müşiri vezir İsmail Paşa ve Mardin naibine” yazılan fermanlar ile Mardin naibinin Diyarbakır veya Amid kadısınca atanması Mardin’in Diyarbekir ile tüm bağlarını koparmadığının önemli göstergesidir.
Defterin ait olduğu dönemde Mardin’in bağlı olduğu Musul Eyaleti, sınırlarıyla ilgili önemli sorunlar da yaşa-maktadır. Mardin Musul’a bağlı bir liva iken, Osmanlı Devleti tarihi açıdan bir dönüm noktası olan Tanzimat dönemine girmiştir. Ancak bu dönemde Mardin ve çevresinde Tanzimat’ın olumlu etkisinden bahsetmek mümkün değildir. Tanzi-mat’ın önemli amaçlarından biri olan merkezi otoriteyi hakim kılma çalışmaları bölgede asayişsizliğin temel sebebi olan aşiretlerle yönetimin karşı karşıya gelmesine sebep olur. 242 nolu deftere göre bölgede etkin olan ve muhtemelen Tan-zimat sonrasındaki yenilikleri kabullenmeyen aşiretlerden biri Milli (Millu) aşireti ve bu aşiretin reisi Ali Beydir. 1835’ten 1842 yılına kadar 3 kez isyan eden Ali Bey, 1842’deki son isyanında İmadiye kalesine sığınır, hükümet kuvvetlerinin kaleyi kuşatması üzerine Ali Bey kaçmak zorunda kalır. Divan-ı Eyalet-i Musul ve İmadiye ve Cizre ve Mardin’den, Mardin’e gönderilen Ağustos 1842 tarihli buyrulduda Ali Bey isyanının bastırıldığı, Mardin ve civarına da asker gönderilip buradaki eşkıyanın da “tedip” edileceği bildiriliyordu . Ekim 1843’te ise yine “Divan-ı Eyalet-i Musul ve İmadiye ve Cizre ve Mardin’den”, Mardin kaymakamı, naibi, müftüsü, ulema ve şerifan, aşiret melikleri, köy kâhyaları ve rüesay-ı millete gönderilen buyrulduda Mardin ve civarında asayişin sağlanması için kaza müdürü ve nüfus nazırı Hacı Süleyman Ağaya yardımcı olunmasının istenmesi, bölgede asayişin henüz sağlanamadığının önemli bir göstergesidir. Asayişin sağlanması için Mardin’de yapılan çalışmalardan biri de aşiretlere mahkeme önünde asayişi bozacak davranışlardan kaçınaklarına ve asayişi bozacak davranışlarda bulundukları taktirde belli bir para cezasına çarptırılmayı kabul ettiklerine dair söz verdirmektir .
242 nolu defterin ait olduğu dönemin önemli özelliklerinden biri de bölgede karışıklıkları arttıran Bedirhan Bey isyanıdır. Tanzimat’ın uygulanmasına en büyük tepkinin meydana geldiği bölge, Mardin’in hemen yanı başındaki Cizre ve Hakkâri’dir. Tanzimat Fermanı’nın ilân edilmesinin hemen ardından bölgede bazı küçük düzenlemelere gidildiği anlaşılıyor . Bu düzenlemeler sonrasında bölgede hükümete karşı büyük bir isyan çıkmıştır. Bu isyanın liderliğini Bedirhan Bey yapıyordu. Tanzimat’ın uygulanmaya başlaması ile Bedirhan Bey’in yönetiminde olan Cizre ve Midyat’ın kendisine bağlanmasını isteyen ve bu konuda İstanbul’u da ikna eden Musul Valisi Mehmet Paşa ile arası açıldı. Meh-met Paşa, Cizre ve Midyat’ın Musul’a bağlanmasını isterken, uzun süre bu bölgede mütesellimlik yapan ve yüzyıllar boyu bölgeyi yönetmiş bir aileden gelen Bedirhan Bey ve bölge halkı ise, Diyarbakır’a bağlı kalmayı uygun görmektey-di. Ancak Mehmet Beyin ağır baskısı sonucu Cizre Kazası 1842 Mayıs ayında Musul’a bağlanır . Bu durumu kabul-lenmeyen Bedirhan Bey isyan eder. Bedirhan Beyin giriştiği bu isyan hareketi nedeniyle Musul, Diyarbakır, Bağdat ve Erzurum valilileri ile Babâli arasında çeşitli yazışmalar yapılmıştır. Musul Valisi, Bedirhan Beyin şiddetle cezalandırıl-masını isterken; diğer yetkililer meselenin uzlaşma yoluyla çözülmesinden yanadır. Musul valisi dışında, devlet görevli-lerinin bu düşüncelerinde, henüz çözümlenmiş Kavalalı olayının bir benzerini yaşamama düşüncesi etkili olmuş olmalı-dır. Sonuç olarak; Meclis-i Umumi’de görüşülen konu Bedirhan Bey ve ailesinin daha önceki güzel hizmetleri dikkate alınarak karara bağlanmıştır. Buna göre; Cizre Diyarbakır’a bağlanacaktır . Bu olayın ardından bölgede sorunlara se-bep olan ve Bedirhan Bey ile devleti karşı karşıya getiren başka bir olay patlak verir: 1843 Bedirhan Beyin Nasturi hare-kâtı. Bedirhan Beyin isyanı sırasında bu bölgedeki Nasturiler de özellikle bölgeye yerleşmiş Amerikan Misyonerlerinden aldıkları güç ve müstahkem kalelerine duydukları güvenle vergi vermeyi kabul etmez ve isyan ederler. İsyan kısa sürede bastırılır ve Nasturilerin ileri gelenleri Musul’a kaçıp, İngiliz Konsolosluğundan yardım isterler . Bu olaylar sonucu artan İngiliz baskısıyla, girişilen güçlü harekât sonrasında Bedirhan Bey ve iki oğlu teslim olur ve İstanbul’a getirilir. Bedirhan Bey, Padişahın huzuruna kabul edildikten sonra 1847 Temmuz’unda Girit’e sürgün edilir . 242 nolu defterde Bedirhan Beyin Nasturi Tayyari aşireti ile olan çatışmaları sonrasında ele geçirdiği Nasturi esirlerin devletçe toplanıp eski yerlerine gönderilmeye çalışıldığına şahit olmaktayız .
Mardin çevresindeki tüm kargaşalara rağmen, Osmanlı’nın bölgede hem merkezi otoriteyi etkin kılmak hem de asayişi sağlamak adına yoğun bir çaba içinde olduğu anlaşılmaktadır. Musul ve Bağdat’a yapılan cephane sevkiyatı bu çabanın bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
1842 ve 1844 tarihleri arasında, 242 nolu defterde adı geçen Musul eyaleti valisi ile Mardin kaymakamı, kaza müdürü ve nüfus nazır, naib ve müftüler şunlardır:
Musul valisi; Mayıs 1842-Şubat 1844 tarihleri arasında Musul valisi vezir Mehmet Paşadır. 1844’te Mehmet Paşanın ölümü üzerine yerine Hüdavendigar eyaleti mutassarıfı olan ve kendisine daha önce vezirlik rütbesi tevcih edi-len Şerif Paşa tayin edilmiş, ancak kendisi Musul’a gelinceye kadar yerine dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Mehmed Ağa bakmıştır .
Mardin kaimakamı; 1842’de Mardin kaymakamı dergah-ı ali kapıcıbaşlarından Mehmet Ağadır. Aralık 1842’de Mehmet Ağa Şam taraflarında görevlendirilmiş ve yerine mir-i miran Mustafa Paşa tayin edilmiştir .
Mardin nüfus nazırı ve kaza müdürü; 1239-1840 yıllarından 1844 yılına kadar Mardin nüfus nazırı ve kaza mü-dürü olarak Hacı Süleyman Ağanın ismi geçmektedir .
Mardin naibi; 242 nolu defterde iki naibin adı geçmektedir. Bunlardan ilki Mayıs 1842’de azledilen Necip Efen-didir. Diğeri ise aynı tarihte Necip Efendinin yerine tayin edilen Mardin ulemasından Hindizade Şeyh Osman Efendidir. Osman Efendi 1844’te halen bu görevi sürdürmektedir .
Mardin müftüsü; 242 nolu defterde 2 müftü adı geçmektedir. Temmuz 1843’te müftü Abdusselam Efendinin ölümü üzerine Ömer Efendi müftü olarak tayin edilmiştir .
19. yüzyılın geri kalan kısmında Mardin’in idari yapısı şöyle özetlenebilir.
1845-1848 tarihlerinde de Mardin Musul’a bağlı görünmektedir . Bedirhan Bey isyanının bastırılmasından son-ra bölgede yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. Diyarbekir Eyaleti bazı değişikliklerle Kürdistan Eyaleti’ne çevrilmiştir . Çadırcı, Kürdistan Eyaleti’nin; Van, Muş, Hakkâri sancaklarıyla Cizre, Bohtan ve Mardin kazalarından oluştuğunu be-lirtmektedir. Ancak 375 Numaralı Cizye Defteri’nden anlaşıldığına göre Cizre kaza olarak değil; Cizre, Mardin, Bohtan, Hacı Behram kazalarından oluşan bir sancak haline getirilmiştir . Osmanlı arşiv belgelerinde de Cizre kaymakamlık olarak zikredilmektedir . Bu dönemde dikkat çeken bir husus da, yapılan idari değişikliklerin çok karışık bir vaziyet aldığıdır.
Mardin, 1849-1851 tarihleri arasında Kürdistan Eyaleti’ne bağlı olarak görülmektedir . Çok geniş bir alanı kap-sayan Kürdistan Eyaleti bir süre sonra bazı değişikliklere uğramıştır. Hakkâri Sancağı 1849 Aralık’ında eyalet haline getirildi . Devlet salnamelerinde Mardin 1852-1854 tarihleri arasında bu yeni eyalete bağlı bir liva olarak görülmekte-dir .1854’te Zaho’ya bağlı bir müdürlük olan Cizre, Zaho’dan ayrılarak ve Mardin ile bir kaymakamlık olarak birleşti-rildi . 1855-1865 tarihleri arasında ise tekrar Kürdistan Eyaleti’ne bağlı bir liva olarak görülmektedir . Nihayet 1866’da Diyarbekir Eyaleti’ne bağlanmıştır . Mardin’in Diyarbakır’a bağlılığı Cumhuriyet kuruluncaya kadar, değişikliğe uğra-madan devam etmiştir.
19. yüzyılın ilk yarısında Mardin’in idari yapısının bu kadar sık değişmesinin temel sebebi, bölgedeki huzursuz-luklara son vermekti. Belki de Tanzimat’ta söz verilen, can ve mal güvenliği sağlanmaya ve bu amaçla bölgedeki mer-kezi otoritenin etkisi artırılmaya çalışılıyordu. Tüm bunlara rağmen, 19. yüzyılın ilk yarısında Tanzimat’ın öngördüğü düzen Mardin ve çevresinde gerçekleştirilememiş gibi görünmektedir.
Tanzimat’ın Mardin ve çevresinde etkisi 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hissedilmeye başlanır. Tanzimat sonrası uygulanan idari yapı ve bu yapının Mardin’e yansımaları şöyle özetlenebilir:
Tanzimat yönetiminde ülke; eyalet, sancak ve kaza olarak üç ana birime bölünmüştü. Sancak, Tanzimat önce-sinde olduğu gibi, asıl birim olmakla birlikte, kazalara birer müdür atanması sonucunda en küçük idari birim olma niteli-ğini yitirmiştir. Sancakların yöneticisi olan kaymakamlar, doğrudan Dahiliye Nezareti’ne bağlı olup, atanma ve diğer özlük işleri buraca yapılırdı. Ancak, valilere karşı sorumlulukları olup, bağımsız olarak önemli kararlar alıp yürütme yetkileri sınırlı idi.
Ayrıca Tanzimat ile birlikte idari anlamda meydana gelen değişikliklerden biri de eyalet, sancak ve kazalarda oluşturulan meclislerdir.
Bu değişikliklerin Mardin’de uygulanması, yukarıda bahsettiğimiz olaylar sebebiyle Tanzimat’ın ilanından 8 yıl sonra olsa gerekir. Kaldı ki, Tanzimat’ın getirdiği yenilikler ülkenin tamamında aynı anda uygulamaya başlanmamıştır. Diyarbakır’ın Tanzimat’a dahil edildiği tarih 1845’dir . Mardin’in çevresinde 1847’ye kadar Bedirhan Bey isyanının devam ediyor olması, Mardin’de bu uygulamanın daha geç tarihlerde başladığını düşündürmektedir. Elimizdeki belge-lerden 1847’de Bedirhan Bey isyanının bastırılmasından sonra da Mardin ve çevresindeki karışıklıkların devam ettiğini anlamaktayız. 1853 tarihli bir belgede Mardin ve Midyat’ta çıkarılmaya çalışılan karışıklığın bastırıldığı Mardin ve Midyat kaza meclisleri tarafından bir mazbata ile hükümete bildiriliyordu. Bu belge, bölgede karışıklıkların Bedirhan Bey isyanı sonrasında devam ettiğini göstermekle birlikte, 1853 tarihinden önce Tanzimat sisteminin bir gereği olarak meclislerin oluşturulduğunu ve Tanzimat sisteminin Mardin’de uygulanmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır .
1860’lı yıllarda Mardin sancağı çöl taraflarında Kiki ve Milli aşiretlerin baskısı sonucunda yine bir takım karı-şıklıklar ortaya çıkmıştır. Bu karışıklıklar üzerine Diyarbakır’dan getirilen askeri bölükler ile asayiş sağlanmıştır . Öyle anlaşılıyor ki, bu gibi karışıklıklar Mardin merkezde uygulanmaya başlanan Tanzimat sisteminin, Mardin çevresinde de uygulanması için birer sebep oluyordu. Çünkü bu karışıklıklar sonrasında, bölgede halka baskı uygulayan aşiret reisleri yargılanıyor ve İstanbul’dan Kürdistan Valisine gelen bir emirle olayların yaşandığı mahallere nevahi müdürleri tayin edilmesi ve bunların isimlerinin bildirilmesi isteniyordu .
Tanzimat’ın idari anlamda getirdiği düzenlemeler, Islahat Fermanı ile bazı değişikliklere uğramıştır. Bu değişik-liklerin temelinde, Avrupalı devletlerin Tanzimat Fermanı sonrası yapılan yenilikleri gayrimüslimler açısından yeterli görmemeleri önemli rol oynamıştır. Özellikle gayrimüslimlerin vilayet, sancak ve kaza meclislerinde yeterince temsil edilmediklerini ileri sürmüşler, ayrıca Meclis-i Ahkâm-ı Adliye’de de bunlara yer verilmesini istemişlerdir. Bu sebeple Islahat Fermanı’nda, eyalet ve sancak meclisleri yönetmenliğinin yeniden düzenlenerek, Müslümanlarla gayrimüslimle-rin seçilmeleri, görev yapmaları ve benzeri konularda yeni bir düzenleme yapılacağı açıklanmıştır.
Islahat Fermanı’nda öngörülen düzenlemeler, uygulamaya konulmadan bazı yörelerde ayaklanmalar baş göster-miştir. Lübnan’da Dürzîler ile Marunîler arasında çıkan çatışmalar sonrasında, Avrupa devletlerinin müdahalesi daha da artmıştır. Avrupalı devletlerin ve Osmanlı temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından 1861’de “Lübnan Nizamna-mesi” hazırlandı. Bu nizamname ile Lübnan, gayrimüslimlerin yönetiminde adeta bağımsızlık elde etmiştir. Avrupalılar bu nizamname ile istedikleri düzeni sağlamış oluyorlardı. Bu olayların etkisiyle ve Avrupalıların kışkırtması sonucu gayrimüslimlerin, yaşadıkları bölgelerde aynı sistemlerin oluşturulması amacıyla benzeri isyanlar çıkarmaları ihtimali üzerine, endişeye kapılan Osmanlı Devleti 1864’te yeni bir vilayet nizamnamesi hazırlayarak, Tanzimat’tan beri uygula-nan yönetim sisteminde bazı değişiklikler yaptı. Bu nizamname ilk kez Mithat Paşa’nın valiliğinde Tuna Vilayeti’nde uygulandı. Bu düzenleme 1871’e dek yürürlükte kaldıktan sonra, yeniden formüle edilmiş ve “İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi” adı altında ilan edilmiştir. Bu düzenleme öncekinden farklı değildi. Ancak yöneticilerin unvan ve atama-larında bazı değişiklikler yapılmıştır. Eyalet adı “vilayet” olmuş, vali yönetici olarak durumunu ve unvanını korumuştu. Sancak yerine “liva” denilmekle birlikte iki ad eş anlamda kullanılmış, kaymakam yerine yönetici olarak bu düzeyde mutasarrıf görevlendirilmiştir. Kaza birimi, statüsünü korumakla beraber seçimle göreve getirilen kaza müdürü yerine hükümetçe atanan kaymakam iş başına geçmiştir. Vilayet yönetimi için oluşturulan organlara gelince; merkezde valinin başkanlığında Cuma günleri dışında toplanan “Vilayet İdare Meclisi” livalarda mutasarrıf başkanlığında liva idare meclis ile kazalarda “Kaza İdare Meclisleri” kurulmakta idi. Vilayet idare meclisine hâkim, mektupçu, defterdar, hariciye me-muru doğal aza (aza-i tabiiye) olarak katılırken müftü ile gayrimüslimlerin dini önderleri de doğal aza idiler. Bunların dışında halk tarafından seçilen iki Müslüman ve iki gayrimüslim aza ile birlikte sayı onu geçiyordu. Bu meclislerin ben-zeri “Sancak İdare Meclisleri” adıyla sancaklarda da kuruluyordu .
1868’de Diyarbekir valiliğine atanan İsmail Hakkı Paşa’nın 1875 yılına kadar süren görevi süresi, Diyarbakır ve bağlı sancaklarda Osmanlı kalkınmacılığının bütün eserlerinin ortaya çıktığı dönemdir . Bu dönemde Diyarbakır salna-melerinin de çıkarılması hem bu düşünceyi desteklemekte hem de Mardin’in idari yapısıyla ilgili bilgilere ulaşmamızı kolaylaştırmaktadır.
Salnamelerde 1877 tarihine kadar liva olarak, bu tarihten itibaren ise sancak olarak yer alan Mardin’e bağlı kaza-larda da Tanzimat sonrasında sık sık değişiklikler olmuştur. Ancak bu değişiklikler, Mardin’in idari sınırlarının küçülüp büyümesinden çok, bazı yerleşim yerlerinin bazen kaza bazen nahiye olması, yine gerçekte kaza olmayan bazı aşiret bölgelerinin zaman zaman kaza olarak değerlendirilmesi gibi hususlardan kaynaklanmaktadır. Bu konuda önemli bir değişiklik de bazen kazaların ikiye bölünmesi sonra tekrar birleştirilmeleri şeklinde kendini göstermektedir. Örneğin; Midyat kazası bir ara Halilbegli ve İsabegli şeklinde ikiye ayrılmış sonra tekrar birleştirilmiştir. Salnamelere göre Tan-zimat’ın uygulanmaya başlandığı 19. yüzyılın ikici yarısından 19. yüzyılın sonlarına kadar Liva-i Mardin’e veya Mardin Sancağı’na bağlı kazalar şunlardır: 1852-1855 tarihleri arasında Mardin, Sürgücü, Ömerkân, Midyat. 1855-1860 tarihleri arasında Mardin maa Koçhisar, Zaho, Cizre-i Ömeriyan, Nevahi-i Aliyat, Aznavur, Hacı Behram, Midyat ve Savur. 1861-1864 tarihleri arasında, Mardin maa Koçhisar, Nusaybin maa Nevahii, Ömerkân, Halilbegli, İsabegli, Hamse-i Bohtan. 1865-1866 tarihlerinde Mardin, Nusaybin, Sürgücü, Ömerkân, Savur, Hamse-i Cizre, Hacı Behram, Cellage, İsabegli, Halilbegli. 1867 tarihinde Mardin, Nusaybin, Ömerkân, Sürgücü, Midyat, Gerçüş, Savur ve Cizre. 1868-1869 tarihleri arasında Midyat ve Cizre . 1870-1871 Midyat, Cizre ve Nusaybin. 1872-1875 Midyat, Cizre, Avine. 1875-1881 Midyat, Cizre, Avine, Şırnak. 1882’de bunlara Nusaybin’de eklenir. Bu tarihten 1900’lere kadar Midyat Cizre ve Nusaybin Mardin’e bağlı kazalar olarak devam ederler. Avine ve Şırnak ise bazen Mardin’e bağlı bir kaza bazen de nahiye olarak yer almaktadırlar. Bunlar dışında 1890 yılında devletin aşiretlere yönelik yürüttüğü politika çerçevesinde Midyat, Nusaybin, Cizre üçgeninde Hamidiye Kazası oluşturulmuş, bu kazanın varlığı bir yıl devam etmiştir .
Mardin’in Sosyal Yapısı
Abdulgani Efendi Mardin ahalisini tanımlarken: “Kürt, Arap, Musta’rap ve Türk demekle bilinirler” şeklinde Mardin ve çevresinde yaşayan Müslüman halkları sayar . Bunların yanında, Mardin ve çevresi, azımsanmayacak bir gayrimüslim nüfusu da sahiptir. Süryaniler, Ermeniler, Keldaniler, Yezidiler ve az sayıdaki Yahudi, Mardin ve çevresin-deki gayrimüslim nüfusu oluşturmaktadır.
Osmanlı hakimiyetinin ilk yıllarında, şehirdeki gayrimüslim çoğunluğun aksine kırsal kesimde Kürt, Türk ve Arap aşiretlerden oluşan Müslüman bir çoğunluk vardı. 19. yüzyılda ise artık şehir merkezinde de nüfusun çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır.
19. yüzyılda Mardin, Mardin kalesi çevresinde kümelenmiş 13 mahallesi ve bu mahallelerde yaşayan 7 farklı di-ni/etnik cemaatin (Müslüman, Ermeni Katolik, Süryani Kadim, Süryani Katolik, Keldani, Şemsi ve Yahudi), 19. yüzyı-lın siyasi gelişmelerine nisbet edercesine, birlikte yaşamanın gerektirdiği sosyal uyumu yakalayabildikleri bir şehirdir. 19. yüzyılda Mardin ve çevresinde yaşayan insanların birbirleriyle ilişkilerinde, her grubun kendi cemaat örgütlenmesiy-le birlikte, bölgenin genel sosyo-ekonomik yapısı belirleyici faktör olmuştur. 19. yüzyılda bölgede yaşanan gelişmeler bu grupların birbirleriyle ilişkilerinde belirleyici olmakla birlikte, özellikle Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu zayıf-lık ve Batı müdahalesi ilişkilerin temeline bölgenin kendi sosyo-ekonomik şartlarının ötesinde siyasi bir boyut da kazan-dırmıştır. 19. yüzyılın genel yapısı Mardin çevresinde gerek Müslüman aşiretlerin birbirleriyle gerek diğer dinsel grup-larla çatışmalarını beraberinde getirirken, Mardin şehir hayatı tüm bu olumsuzluklara rağmen her grubun birbiriyle uyum içinde olduğu, klasik bir Osmanlı şehri görünümündedir.
242 nolu defter, Mardin şehir merkezinde sosyal hayata ilişkin çok detaylı bilgiler sunmamaktadır. Mardin’de sosyal hayata dair en önemli bilgi, Süryani Kadimler ile Süryani Katolikler arasındaki çatışmalarla ilgilidir. Bu çatışma; 1782 yılında Mihail Carve’nin, Papa tarafından, Süryani Katolik Patriği olarak atanmasıyla başlamıştır. Bundan sonra yaşanan gelişmeler bir zamanlar aynı kilise ve inanç esaslarını paylaşan Süryanilerin birbirlerine karşı güçlü bir düşman-lık beslemelerine sebep olmuştur . İnançlarına bağlılıklarıyla tanınan Süryani Kadimlere yönelik papalık tarafından başlatılan misyon çalışmaları, özellikle Süryani Kadimlerin patriklik merkezi olan Mardin’de çok büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Bu tepki, Süryani Katoliklerin Süryani Kadimlere ait kilise ve mezarlıkları elde etmeye çalışmalarıyla tüm yönlü bir çatışmaya dönüşmüştür. Bu çatışmalarda ön plâna çıkan üç kilise bulunmaktadır. Bunlar: Erbain (Kırklar) Kilisesi, Mar(t) Şemon ve Mar Mihail’dir . Bu sorun zaman içinde Mardin sınırlarını aşmış, İstanbul’a taşınmıştır. Sür-yani Kadimlerin, Süryani Katoliklerin kendi kilise ve mezarlıklarını kullanmalarına izin vermemeleri sonucunda, Kıssis mahallesinde bulunan Süryani Katolik murahhası Anton’un evi zaman içinde kiliseye dönüştürülmüştür. 19. yüzyılın sonlarına doğru bu kilise genişletilerek, kısa bir süre patriklik merkezi olarak kullanılmıştır. Bu bina günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Mardin’de sosyal hayatın belirleyici unsurlarından biri de mahallelerdir. Mahalle, Osmanlı şehrinin temel yerle-şim birimi ve idari açıdan da en alt birimi olarak kabul edilmektedir. Mahallenin ön plâna çıkan özelliği idari birim olmasından çok, Osmanlı şehrine ait sosyal hayatın tüm ayrıntılarını veren, bu yönüyle Osmanlı hayatının siyasi-idari tarihinden farklı olarak sosyal tarihine dair ipuçlarını sunan yapısıdır.
Osmanlı fethinin hemen ardından yapılan tahrirlerde Mardin’in 9 mahalleye sahip olduğu anlaşılmaktadır . Bu mahalleler; zirvede ele geçirilmesinin zorluğundan değişik kaynaklarda bahsedilen, uzaklardan çok kolayca fark edilen oldukça etkileyici bir kalenin yamaçlarında yer almaktadır. Bu mahalleler, dönemin yerel kaynaklarında ve halk arasında “beden” olarak isimlendirilen bir sur ile çepeçevre kuşatılmıştı . 19. yüzyıla gelindiğinde eski ihtişamını kaybetmeye başlayan kaleden ve surlardan yüzyılın sonlarından itibaren artık sadece kalıntılar olarak bahsetmek gerekecektir. “Mardin kasabasının ittisâlinde bulunan kale-i cesime âsâr-ı atîke burc ve bârûları ve ebniye-i saire olup harab olmuştur. ”
Osmanlı fethinden sonraki ilk tahrirde adı geçen 9 mahalle şunlardır: Babü’l-Cedid Mahallesi, Zerraka Mahalle-si, Kıssis Mahallesi, Babü’l-Hammara Mahallesi, Gölasiye Mahallesi, Şemsiyye Mahallesi, Zeytun Mahallesi, Kamil ve Bimaristan Mahallesi, Yahudiyan Mahallesi. 16. yüzyılın ortalarında ise; bunlarla birlikte Sündik (Sevindik) isimli bir mahalle daha kayıtlarda yer almaktadır . 17. yüzyılın başlarında şer’iye sicillerinde bu mahallelerle birlikte Babü’s-Savur Mahallesi de geçmektedir .
19. yüzyılın başlarına gelindiğinde Mardin’de mahalle sayısı 13’e çıkmaktadır: Eminüddin Mahallesi, Babü’l-Cedid Mahallesi, Tekye Mahallesi, Cami-i Kebir Mahallesi, Şeyh Çabuk Mahallesi, Şeyh Şeyhullah Mahallesi, Şehidiye Mahallesi, Gölasiye Mahallesi, Latifiye Mahallesi, Medrese Mahallesi, Meşkin Mahallesi, Necmeddin Mahallesi . 19. yüzyılın sonlarına ait salnamelerde de Mardin’de mahalle sayısı, isimleri yazılmadan, 13 olarak gösterilmektedir .
242 nolu defterde adı geçen mahalleler ise şunlardır: Şehidiye , Zerraka , Bimaristan , Tekye , Kasis-Kıssis , Medrese , Babü’s-Savur . Bunlar içinde Zerraka mahallesi, 16. yüzyılda bağımsız bir mahalle olmasına rağ-men, 19. yüzyılda Şehidiye mahallesi içinde kalmıştır. 12 nolu belgede Zerraka mahalle olarak geçmesine rağmen, 20 nolu belgede Şehidiye mahallesi içinde bir mahal olarak zikredilmektedir. 19. yüzyıla ait başka kaynaklarda da Zerraka mahallesi yer almamaktadır. 242 nolu defterde adı geçen mahalleleri kısaca şöyle tanımlayabiliriz:
Babü’s-Savur Mahallesi: Mardin surlarının doğu kapısı olarak bilinen Babü’s-Savur’un mahalle adı olarak anılması 16. yüzyılın sonu 17. yüzyılın başlarıdır. Osmanlı kayıtlarında 16. yüzyılın başlarında yer almayan bu mahal-le, aynı yüzyılın sonlarındaki mahkeme kayıtlarında zikredilmektedir . Mahalle, büyük bir ihtimalle, 17. yüzyıldan sonra Şemsiyye adıyla anılan hemen yanı başındaki mahalleyi de içine alarak genişletilmiştir.
Mahallede yer alan cami ve mescidler (Melik Mahmud Camii, Şeyh Zebun Camii, Arap Mescidi, Şeyh Şaran Mescidi) ile medrese (Savurkapı Medresesi) ve zaviyeler (Hamza-i Kebir Zaviyesi, Hamza-i Sagir Zaviyesi) şehrin bu kesiminde Müslümanların ağırlıkta olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte mahallenin gayrimüslim sakinleri de bu-lunmaktadır. 19. yüzyıla ait başka şer’iye sicillerine göre, mahallenin gayrimüslim sakinleri Süryani Kadimler ve Erme-nilerdir.
Eminüddin-Emineddin (Bimaristan) Mahallesi: 16. yüzyılın sonlarında Bimaristan diye adlandırılan mahalledir. 16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarında mahallede Müslümanlar çoğunluğu teşkil etmekteydi . Mahallede Müs-lümanlara ait Kıseyri-Kuseyri Camii bulunurken, Hıristiyanlara ait bir yapıya rastlanmamaktadır. Bu durum mahalle sakinlerinin Müslüman ağırlıklı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
19. yüzyılda mahallede Müslüman nüfus ağırlıktayken, Müslümanlarla birlikte Süryani Kadimler ve Ermeni Ka-tolikler de mahalle sakinleri arasındaydı.
Gölasiye Mahallesi: Şehrin kuzeydoğusunda bulunan mahallede 16. yüzyılda Hıristiyanlar çoğunluktadır . 19. yüzyıla gelindiğinde mahalledeki Müslüman nüfusun arttığını kabul etmekle birlikte; Hıristiyan Müslüman ağırlığının hangi taraftan yana olduğunu söylemek pek de mümkün değildir.
19. yüzyılın sonlarında mahallede Müslümanlar, Süryani Kadimler, Süryani Katolikler, Protestanlar ve Ermeni-ler birlikte yaşamaktadır. 1914’te mahallede Süryani Kadimlere ait Mar Petrus kilisesinin inşa edilmesi , mahallenin Süryani Kadim sakinlerinin fazla olduğuna dair bir gösterge olarak kabul edilebilir.
Kıssis Mahallesi: 16. yüzyılda mahallenin ¾’ünü Hıristiyanlar oluşturmaktaydı. Göyünç; Kıssis ismini Arapça “Kıs” (papaz ve keşiş) kelimesine dayandırılabileceğini söyler . 16. yüzyılda daha geniş bir sınıra sahip olan mahalle, 19. yüzyılda Şeyh Şara ve Kıssis mahallesi olarak ikiye bölünmüştür.
19. yüzyılda da mahallenin tamamına yakınını Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Sayıları çok az da olsa Müslüman sakinlere de rastlanmaktadır. İncelediğimiz şer’iye sicillerine göre, mahallenin sakinlerini Süryani Kadim, Ermeni, Keldani ve Katolikler oluşturmaktadır.
19. yüzyılda Süryani Kadim-Süryani Katolik çatışmaları sırasında mahalle sık sık gündeme gelmiştir. Anlaşılan o ki; bu çatışmanın Mardin’deki en önemli alanı Kıssis Mahallesi’dir. Süryani Katolikler ilk kez burada metropolitlerine ait bir evi, kilise olarak kullanmaya başlamışlar daha sonra bu evi kiliseye çevirmişlerdir. Nihayet yüzyılın sonunda bu kilisenin yanına bir de patriklik merkezini eklemişlerdir.
Ayrıca, önceleri Nasturilere ait iken sonradan Keldanilere geçen Mor Hürmüz Kilisesi’nin burada bulunması , mahallede önemli bir Keldani nüfusunun varlığına işaret etmektedir. Süryani Katoliklerin patriklik merkezi ve Meryem Ana Kilisesi’nin hemen önünde İtalyan Kapusenleri tarafından 1884 yılında inşa edilen “Patriye Kilisesi” Mahallenin, Mardin’in Katolik merkezi olduğunu göstermektedir.
Medrese Mahallesi: Zinciriye Medresesi’ni ve çevresini içine alan küçük bir mahalledir. 16. ve 17. yüzyıl kayıt-larında adı geçmemektedir . 19. yüzyıl kayıtlarında Müslümanların yoğunlukta olduğu mahallede, az sayıda Hıristiyan nüfus da bulunmaktadır. Belgelerden, mahallede yaşayan Hıristiyanların Süryani Kadim ve Katolik olduğu anlaşılmak-tadır .
Şehidiye Mahallesi: Şehidiye Medresesi’nin çevresini kapsayan mahallede, Müslümanlar yoğunluktadır. Ancak Müslümanlarla birlikte Süryani, Kadim, Ermeni ve Süryani Katolikler de mahalle sakinleri arasındadır.
Tekye Mahallesi: Müslümanların çoğunlukta olduğu mahallede Süryani Kadim, Süryani Katolik ve Keldani sa-kinlere de rastlanmaktadır.
242 nolu defterin Mardin ile ilgili sunduğu önemli bir bilgi de ihtida hareketleriyle ilgilidir. Bölgede yaşayan Hı-ristiyanlar, İslâm fethinin başladığı ilk yıllarda, İslâm’dan önceki siyasi gelişmeler çerçevesinde Bizans ve Sasani yöne-timinden gördükleri zulümler dolayısıyla Müslümanlara kurtarıcı gözüyle bakmışlardır . Ehl-i kitap olmaları sebebiyle, özellikle Mecusi İranlılarla kıyaslandığından, bölgedeki Hıristiyanlara yapılan muamele sıcak olmuştur . İslâm fetihleri sayesinde bölge halkı hem zulümlerden kurtulmuş hem de İslâmiyet’i tanıma imkanını elde etmiştir. Fetihler sırasında Müslümanlar bölge halkını asla İslâm olmaya zorlamamıştı. Halk kendi istek ve arzusuyla İslâmiyet’i değerlendirmiştir. Savaşlar öncesinde, İslâmiyet hakkında duydukları güzel şeyler bazen onların İslâm’a geçmelerine yetiyordu. Müslüman fatihlerle, aynı şehri paylaşarak yaşanan bir hayat da tesirini göstermeye başlayınca, İslâm’a geçenlerin sayısında artış olmasına rağmen bu dönemde fethedilen Suriye ve Filistin bölgesinde yaşayanların çoğunluğunu Hıristiyan ve Yahudile-rin oluşturması, kitlesel bir İslâm’a geçiş hareketinin yaşanmadığının göstergesidir. Bunun yanı sıra Emeviler dönemin-de cizye vergisi gelirlerinin azalacağı endişesiyle pek çok insanın Müslüman olmasına engel olunmuştu .
Bölgede İslâm hâkimiyetinin adım adım yayıldığı ilk dönemlerde özellikle Ermeniler arasında kitlesel İslâm’a geçişler olmuştur . Aynı durum Süryaniler için de söz konusu olmuş mudur? Bu soruya net bir cevap vermemizi sağla-yacak bilgiye sahip değiliz. Ancak, İslâm hâkimiyetinin ilk yıllarında, bir yandan Bizans Kilisesi ile yaşanan çelişki, diğer yandan kendi kilise hiyerarşileri içinde zaman zaman ihtilaflar yaşayan Süryanilerin , bu yeni dine karşı tamamen duyarsız kalmış olmaları mümkün değildir. Bölgede yaşayan Hıristiyanlar arasında, İslâmlaşmanın en yoğun yaşandığı devir, belki de Haçlı Seferleri dönemidir. Haçlı seferlerinin hem Müslüman-Hıristiyan ilişkilerini zedelemesi hem de bozulan ekonomik yapı sebebiyle vergi yükünü arttırması, yaşadıkları bölgelerde toplumsal ve ekonomik gücünü kay-betmek istemeyen Hıristiyanlar arasında İslâmlaşmanın artmasına sebep olmuştur . Osmanlı döneminde yaşanan ihtida-lar ise genellikle, kişisel ihtidalardır. İslâm’a geçiş, sadece geçiş yapan ferdi bağlar. Ne ebeveynleri, ne de eşi ve çocuk-larını bağlamaz. 242 nolu defterde 6 ihtida kaydı bulunmaktadır. Bunlardan 4’ü Hıristiyanlara 2’si ise Yezidilere aittir . Bu ihtidalarda dikkat çeken önemli bir husus, ihtidanın ferdi olmasıyla birlikte, diğer aile fertlerini de etkilemesidir. İhtida ile yapılan değişikliklerin başında isim değişikliği geliyordu. İhtidayla ilgili tüm mahkeme kayıtlarında, kişinin İslâm’a geçişiyle beraber, yeni ismi de kayıtlara geçirilmiştir. İsim değiştirmede dikkat çeken en önemli husus Hıristi-yanken kullanılan isim, Müslümanlarca kullanılan bir isim olsa bile; din değiştirdikten sonra değiştirilmesidir. Ali adlı Yezidi, Müslüman olduktan sonra ismini Mehmet olarak değiştiriyordu. Muhtemelen yeni dine geçerken eski dine ve yaşama ait tüm izler atılmak isteniyordu.
Mardin’in Ekonomik Yapısı
Mardin, Osmanlı Devleti’ne katıldığı ilk yüzyılda ekonomik açıdan canlı bir tablo çizmektedir. Bu canlılık 3 te-mel kaynağa dayanmaktadır. İlki, bölgelerarası ticaretin kente olan ekonomik katkısıdır. İkincisi, kent merkezinde ve hemen civarındaki birkaç köyde zaman zaman önemli boyutlara varan dokumacılık, boyacılık gibi küçük işletmeler ha-linde örgütlenmiş el zanaatları, küçük çaplı sınai üretimde bulunan imalathaneler ile mütevazi ölçekteki bağ ve bahçe tarımıdır. Kent ekonomisinin dayandığı üçüncü önemli sektör ise, kenti çevreleyen kırsal alandaki tarımsal faaliyet ile hayvancılıktır .
19. yüzyılda Mardin’in ekonomisinin temelini yine bu üç kaynağın oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. An-cak hem dünya ekonomisinde hem de Osmanlı ekonomisinde meydana gelen değişikliklerin, tüm Osmanlı coğrafyasında olduğu gibi, Mardin ve çevresindeki etkilerini değerlendirmeye katmak gerekecektir. Bu anlamda üzerinde durulması gereken iki önemli unsur bulunmaktadır. Birincisi, Yeniçağ boyunca hem siyasi hem de ekonomik anlamda dünyanın sayılı devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti’nin, 17. yüzyılda başlayan gerileme ve çöküş süreciyle, 19. yüzyıla eko-nomik özgürlüğünü yitirmiş olarak girmesidir. Diğer unsur ise; yüzyıl boyunca Mardin ve çevresinde yaşanan çatışmala-rın ekonomi üzerindeki olumsuz etkileridir.
Osmanlı fethinin ilk dönemlerinde olduğu gibi , 19. yüzyılda da şehirde oturan halkın önemli bir kısmının bağ-bahçe işleriyle uğraştığı, mahkeme kayıtlarında özellikle Mardin’i çevreleyen değişik vadilerdeki bağ ve bahçelerin sık sık satışlara konu olmalarından anlaşılmaktadır. Şehrin çevresinde geniş bir alana yayılmış olan bağ ve bahçelerde kentin ihtiyacını karşılayacak tarımsal üretim yapılmakta, belirli ürünler ise pazar için üretilmektedir.
Günümüzde körelmeye yüz tutmuş birçok zanaatı yüzyıllar boyu bünyesinde barındırmış olan Mardin’de, 19. yüzyılda meslek grupları açısından zengin bir yapı sergilenmektedir. 242 nolu defterde adı geçen meslek grupları şunlar-dır:
Bezzazan (bezci-kumaşçı), göncüyan (derici), kassaban, tütüncüyan, haffafan (ayakkabıcı), sipahiyan, helvaciyan, dekkak ve katırcı, abacıyan, basmacı, terziyan, çulfacıyan (çulha), lüleciyan, mutafan-muytaban, pine-duzen (dikici-eskici), attaran, kevkebciyan (ayakkabı çivicisi), mimaran, çirkçiyan-çeyrekçiyan (muhtemelen sakatatçı), kazancıyan, kılınççıyan, serracan (eyerci), iplikçiyan, neccar (marangoz) ve çubukçu, boğça gezduran (bohçacı), ha-mamcı ve berber ve hekim, palancıyan, kahveciyan, debbağan, kazzazan (ipekçi), nalband, baş bakkalan, demirci ve çilingir, etmekçi-ekmekçi, keçeciyan, dingciyan (değirmenci), kürekçiyan, kavvaf (ayakkabıcı) . Abdulgani Efendi bu mesleklere eklenebilecek birçok meslek sayar. Dava vekili, dellal, düğmeci (veya dökümcü), hancı, kuyumcu, nasırcı, saatçi, tenekeci, testi yapanlar gibi. Bu mesleklerin bazılarının kendilerine ait çarşıları bulunmaktaydı. Kazancılar, sarraçlar, attarlar, neccarlar, yemeniciler çarşıları Mardin’de Ulu Cami çevresinde yer alan çarşılardı.
242 nolu defterde yer alan vergiler Mardin’in kendine has ekonomik yapısıyla birlikte Osmanlı Devleti’nin eko-nomik yapısında özellikle Tanzimat ile birlikte gelen değişiklikler hakkında da önemli ipuçları içermektedir. 242 nolu defterde Osmanlı Devleti’nin ekonomik yapısıyla ilgili göze çarpan en önemli husus; para ayarında meydana gelen deği-şikliklerdir. Özellikle yabancı sermayenin etkisiyle para ayarında durmadan bir düşüş yaşayan Osmanlı, sık sık “tashih-i sikke” yoluna başvurmak zorunda kalmıştır.
Osmanlı Devleti’nin ekonomik anlamda dayandığı temel unsur vergidir. 242 nolu defterde, bazı vergi türleri ile ilgili önemli bilgiler bulunmaktadır. Bunların başında tevzi kayıtları gelmektedir. 18. yüzyılın başlarından itibaren eya-letlerin masrafları, altı ayda bir bölgenin esnaf, aşiret ve köylerinden toplanmaya başlanmış ve masraflar ile toplanan tevzinin tespit işi kadılara bırakıldığından, bunlar şer’iye sicillerine kaydedilmiştir. 242 nolu defterde 3 adet masraf kaydı yer almaktadır. Bunlardan ilki; “1255 senesi Receb’inin ilk gününden 1256 senesi Muharrem’inin son gününe” (Eylül 1839-Mart 1840) dönemini kapsayan yedi aylık masraftır . Toplam tutar 111.590 kuruştur. İkincisi, “1259 senesinin 1 Receb’inden Zilhicce’nin sonuna kadar” (Temmuz-Aralık1843) dönemini kapsayan altı aylık masraftır. Toplam tutar 3 yük yetmiş üç bin yüz otuz dört (373.134) akçe yirmi (20) paradır . Son olarak “1259 senesi Muharrem’inin ibtidasından itibaren altı aylık sürede” Mardin’de yapılan masraf 306.677 akçedir. Bu kayıtta aynı za-manda tevziat kaydı da yer almaktadır. Buna göre bu masrafın 40.000 akçesi Mardin’de tüccar ve esnaftan, 245.342 kuruş ise aşiret ve köylerden toplanmıştır. Geri kalan 21.335 kuruş “nefs-i şehre isabet” etmiştir .
242 nolu defterde, tevzi vergisi dışında gümrük, tamga ve ihtisab vergileriyle ilgili kayıtlar da bulunmaktadır. Bu belgelerde, devlet özellikle bu vergilerin toplanılmasında dikkatli olunması ve güvenilir kişilerin bu işle görevlendi-rilmesini isterken , tüccar ve esnaf ise bu vergilerin fazlalığından şikâyet etmektedir .
242 nolu defterde dikkat çeken bir husus da cizye ile ilgili kayıtlardır. Kökeni itibariyle İslâm hukukuna dayanan cizye, Osmanlı Devleti’nde hem dinsel özelliğini korumuş hem de devletin gelirleri arasında önemli bir meblağ teşkil etmiştir . Dolayısıyla cizye, Osmanlı Devleti’nin üzerinde önemle durduğu gelir kaynaklarından biridir. Tanzimat Fermanı’nın hemen ardından, gayrimüslimler arasında cizyenin kaldırılacağına dair yanlış bir kanaat yayılmıştır. Ancak Tanzimat’ın hemen ardından yayınlanan fermanlar ile cizyenin kaldırılmadığı, yeni bazı düzenlemeler ile devam edeceği anlaşılmıştır. 242 nolu defter, bu yeni düzenlemelerle ilgili fermanları içermektedir. 1842 yılı Aralık ayında, “Cizye-i Şer’iyenin Husus-i Cem’ ve Cibâyetine” dair fermanda, cizye toplanmasında eski usulün cizyedarlar ve kolcuların usul-süzlüklerine sebep olduğundan söz ediliyor, yeni düzenlemelerle Dersaadet’te patrikhaneler, taşralarda ise piskopos ve kocabaşları tarafından toplanmış ise de, bunun da bazı karışıklıklara sebep olduğundan bahsediliyordu. Fermandan anla-şıldığına göre karışıklığın temelinde cizyelerin geciktirilmesi vardır. Bundan dolayı, cizyelerin ödenmesiyle ilgili yıl içinde bir takvim oluşturulmaktadır. Buna göre; “Âlâ cizyeye müstahak olanların cizyeleri akçesi Muharrem içinde ve evasıt cizyeye şayan reaya cizyeleri bedeli gurre-i Muharrem’den itibaren Safer gayetine kadar iki mah zarfında ve edna cizyeye layık bulunan reaya cizyeleri dahi gurre-i merkumeden (Muharrem’den) Rebiüelevvel nihayetine değin 3 mah müddetinde tahsil ve te’diye” edilecektir. Cizyelerini veren reayadan tekrar cizye istenmemesi için, kendilerine birer makbuz verilecektir. Taşralarda eyalet müşirince tayin edilen memur tarafından, gruplar halinde toplanacak gayrimüs-limlere piskopos, kocabaş veya vekillerinin önünde bu makbuzlar verilecektir. Ayrıca cizye konusundaki düzenlemelerin cemaat temsilcileri tarafından cemaatlerine tafsilatıyla anlatılması da isteniyordu . Bu emir Ekim 1843’te gönderilen başka bir fermanla tekrarlanıyordu. Aynı fermanda ayrıca, cizye alınanlara makbuz verilmesi, tekrar cizye istenmemesi, isim ve eşkâllerinin deftere yazılması başka yerlerde olanlardan ise bulundukları yerlerde cizye alınıp makbuzlarının kendilerine verilmesi ve bu konuda haksızlık yapılmaması emrediliyordu . Bu fermanların ardından Mardin’de cizye-nin bu düzenlemelere göre toplanmaya başladığı anlaşılmaktadır .
Kaynak: www.mardin.gov.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum