24 Haziran 2009

Şiddet sorununu Eğitim Çözer

http://www.mardinnethaber.com/userfiles/image/%C5%9Fiddet.jpg
Türkiye'de ilk defa "Eğitim yoluyla şiddetin azaltılması ve suçun önlenmesi projesi" Mardin'de hayata geçirildi.
Mardin Valiliği'nin, Hayat Boyu Eğitim Gelişim Merkezinin (HEGEM) ortak çalışması ve işbirliğiyle, "Eğitim Yoluyla Şiddetin Azaltılması ve Suçun Önlenmesi Projesi" kapsamında Atatürk Kültür Merkezi Çok Amaçlı salonunda "Aile ve Şiddet Sempozyumu" düzenlendi. İki gün devam edecek sempozyuma Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden 20 öğretim görevlisi ve akademisyen konuşmacı olarak katıldı. Sempozyuma 8 yüz dolayında kişi katıldığı belirtildi.
Mardin Valisi Hasan Duruer, Mardin'de bir yol haritası çizdiklerini belirtti. Duruer "Mardin dedik, eğitim şehri, kültür şehri, sanat şehri hatta spor şehri olacak diyoruz. Tabi bunun içini doldurmak gerekiyor. Sadece kuru lafla olmuyor. Eğitim konusunda biliyorsunuz Türkiye'de İl ölçeğinde ilk defa öğretmenleri meslek için eğitiyoruz. Yine bu hafta içerisinde 2 tane sempozyumun yapılacak olması da sözümüze en büyük delil olarak değerlendiriyorum. Birisi bu birisi de hafta sonu yine belediyeye vermiş olduğumuz destekle başka bir sempozyum yapılacak. Çok sayıda gazeteci yazar katılacak. Yine kısmet olursa Aralık ayı içerisinde Avrupa çapınca bir faaliyete ev sahipliği yapacağız. Avrupa Türkiye formunu Mardin'de yapacağız. 2 yılda bir burada yapılacak, 500 civarında parlamenter gazeteci ve aydın katılacak. Arzu ediyoruz ki Mardin'de kültürel süreklilik devam etsin. Konferanslarla, panellerle sempozyumlarla açık oturumlarla buna benze kültürel etkinliklerle Mardin'i dünya gündemine taşıyalım diyoruz.
Mardin her şeye layık bir ilimizdir. Kuzey Mezopotamya'nın gerçekten önemli şehirlerinde bir tanesidir. Gizemli ve büyülü bir şehirdir" dedi
Herkesin şiddete maruz kalabildiğini ifade eden Vali Duruer, "Amacımız özellikle velilerle değerli öğretmen arkadaşlarımızla toplumun ileri gelenleri ile bir farkındalık meydana getirmek. Çünkü öyle davranışlarda bulunuyoruz ki bunun şiddet olduğunun farkında değiliz. Özellik çocuklarımıza karşı, eşlerimize karşı, başka insanlara karşı gerçekten toplu bir şiddet uygulanıyor. Televizyonları bazen açmak istemiyoruz. Veya gazetelerin 3. sayfalarına baktığımız zaman insanın kanı duracak hadiseler oluyor.
İnanılmaz şeyler oluyor. Amacımız söylediğim gibi şiddetin önlenmesinde neler yapabiliriz. İnsanın nasıl farkına vardırabiliriz, aileleri nasıl eğitebiliriz? Toplumda herkes bir gemi içerisinde, bu gemide yaşayan insanların birbirinden etkilenmemsi mümkün değil. Bizim başımıza gelmeyen şeyi, zannediyoruz ki sadece başkalarının başına geliyor. Ama herkesin başına gelebileceğini unutmamak lazım ve duyarlı olmak lazım" şeklinde konuşmasını sürdürdü.
Sempozyuma katılan HEGEM Genel Başkanı Adem Solak, eğitimin ulusların yaptığı en iyi işler arasında ilk sırada yer aldığını, değişen şartların doğurduğu ihtiyaçlara göre zaman içinde eğitim sistem ve anlayışının da değişmesi gerektiğini söyledi. Sorgulanmayan hayatın yaşanmaya değer taşımadığına dikkat çeken Solak, çocukların iç dünyasının nereye doğru gittiği konusunda şüphe ve kaygılar taşıdıklarını belirtti. Solak "Çocuklarımızın aile olsun, okul olsun iç dünyalarının tamda nerelere doğru gittiği konusunda ciddi şüphelerimiz kaygılarımız var. Bu şüphe ve kaygıları gidermenin de gerçekteki tek yolu yaşanan her şeyi farklı bilimler, özellikle sosyal bilimle doğru sorgulamaktır. Sorunlara bilimsel teşhisler koymaktır. Böyle yapılmadığında ne yazık ki Bilge köyü olayı dahil ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen olaylar sonrasında ciddi bir bilgi kirliliği yaşanmaktadır. Trabzon'daki rahip olayı sonrasında 59 farklı iddia ortaya atılmıştır. Bunun ortadan kalması vatandaşın doğru bilgi almasının hakikaten en sağlam en etkili objektif yol, bilim mantığını devreye sokmaktır. Eğer bir yerde anneler vahşice öldürülüyorsa hakikaten oralara meseleye biraz daha farklı boyutta bakmak gerekir. hani birkaç olaydır bunu göremeyelim dediğimizde gerçekten de yarınki vahşi olayın bizim ilimizde bizim mahallemizde hatta bizim sokağımızda hatta bizim evimizde yaşanma olasılığı hiçbir zaman sıfır değildir" dedi.
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman ise son yıllarda suç olgusunda ülkemizde dikkat çekici bir artış görüldüğünü, şiddetin etkisi, yalnızca yaşatan ve maruz kalan kişiyle sınırlı kalmadığını, televizyonlar ve gazeteler aracılığıyla dalga dalga toplumun her kesimine yayıldığını söyledi. Kalaman "Her gün izlediğimiz haberlerde, okuduğumuz gazetelerde yeni bir vahşet olayına tanıklık edilmekte ve giderek ciddileşen bu soruna karşı duyarsızlaşmaktayız. Şiddet, farkında olmadan maruz kalmayı öğrendiğimiz ve ne yazık ki içselleştirdiğimiz bir mefhumdur. Örneğin, aile içinde çocuğa yönelik şiddet tüm kültürlerde disiplin amacıyla ya da başka nedenlerle kullanılmaktadır. Eşler arasındaki şiddet de tüm kültür, sosyo-ekonomik ve eğitim düzeylerinde görülen önemli bir toplumsal sorundur. Şiddet, kişinin kendisine veya bir başkasına yönelik gösterdiği maddi ve manevi her türlü zarar verme davranışı olarak tanımlanmaktadır. Burada anlatılan "zarar" ifadesiyle, yalnızca vurma, kırma, dövme, kavga etme
ve yaralama davranışından bahsedilmemektedir. Alay etme, aşağılama, tehdit etme, sataşma, kızdırma, dışlama gibi duygusal ve psikolojik şiddet de en az fiziksel zarar kadar yaralayıcıdır. Sonuçları açısından değerlendirildiğinde fiziksel veya duygusal şiddete maruz kalmış kişilerin gördükleri zarar birbirinden farksızdır" şeklinde konuştu.
Şiddet davranışından en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu ifade eden Kalaman şiddetin öğrenme yoluyla kazanıldığını belirtti. Ailesi veya çevresi tarafından şiddet davranışına maruz bırakılan veya bunu şahit olarak gözlemleyen çocuk şiddetin kabul edilebilir olduğu mesajını aldığını ve bu durumu normal görmeye başladığını söyledi. Kalaman "Böyle bir ortamda yetişen çocuk sorunlar karşısında şiddeti bir çözüm aracı olarak kullanmayı alışkanlık haline getirebilir. Annesi ve babasıyla çatışma yaşadığında, kardeilara göre zaman içinde eğitişiyle kavga ettiğinde, arkadaşlarıyla tartıştığında, bağırmayı, hakaret etmeyi ve vurmayı bir çözüm olarak görmeye başlayabilir. Hepimiz çocukluk dönemlerimizde arkadaşlarımızla kavga etmişizdir. Şu anda yüzümüzde bir tebessümle hatırladığımız bu anılar, bugün öldürme ve yaralama suçlarından ceza infaz kurumlarımızda kalan 2 bin 839 çocuk için hayatlarının gidişatını derinden etkileyen dönüm noktası olmuştur. Her çocuk dünyaya kabul edilmeyi bekleyerek gelir ve çevresi tarafından sevilmeyi, dinlenmeyi, şefkat görmeyi ve takdir görmeyi ister. Ailesi tarafından bu ihtiyaçları zamanında ve kaliteli bir şekilde karşılanmadığında bu ihtiyaçlarının karşılanması sorumluluğu akrabalarında ve yakın çevresindedir. Hepimiz sosyal çevrenin önemini dile getirirken ne yazık ki sosyal çevrenin ta kendisi olduğumuzu unutmaktayız. Komşumuzun oğlu veya mahallemizdeki bir kız çocuğunun kanunla ihtilafa düşmesinden kendimize hiç pay biçmeyip ailesini suçlasak da aile tarafından yerine getirilmeyen sorumluluğun telafisinin tarafımızdan yapılması gerektiğini üzülerek söylüyorum ki giderek unutmaktayız. Ailesinin gerekli ilgiyi göstermediği, fiziksel veya duygusal şiddet göstererek yaraladığı, akrabalarının "yaramaz" öğretmenlerinin "tembel, haşarı" diyerek etiketlediği çocuk kendisi gibi ötelenmiş ve ihtiyaçlarının karşılayabileceğini düşündüğü başka limanlara sığınır. Bu limanlar da genellikle suç yolculuğuna başlayan gemilerle doludur. Birinin eşyasını gasp etmiş, bir yaşıtını yaralamış, bir dükkandan hırsızlık yapmış çocuklar bir şiddet öyküsünün faili gibi görünürken, aslında toplumun Biz Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü olarak suç gemisine binmiş ve halen kurumlarımızda kalan 2839 çocuğu yeniden güvenli limanlara taşıma gayesindeyiz" diye konuştu.
Atatürk Kültür Merkezi'nde sürdürülen Sempozyum'da iki gün içinde 6 oturum yapılacak. Milli Eğitim Müdür Hasan Dal, projenin Türkiye'de ilk defa Mardin'de uygulandığını söyledi.
www.mardinnethaber.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum