Özellikle bahar ve yaz aylarında kilo vermek için diyet uzmanlarına başvuran hasta sayısında üç nedene bağlı artış olduğu kaydediliyor:
1) Check up ya da by-pass sonrası kilo vermesi zorunlu olanlar
2) Doğru beslenmeyi öğrenerek sağlıklı bir yaşam sürmeyi hedefleyenler
3) Fiziksel olarak incelmek ve estetik kaygısıyla kilo vermek isteyenler.
Diyet yapan kişiler, sonuca hemen ulaşmak istediklerinden, ancak seneler süren yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle bozulan metabolizmalarının bir veya iki ay gibi kısa sürede düzelmesinin imkansız olduğunu bilerek diyet yapmaya başlamalılar. Kilo vermekten çok elde edilen kiloyu korumak ve kişilerin su ile kas kaybı yerine yağ kaybetmeye yönelik diyetleri tercih etmeleri gerekiyor. Bu tür diyetler de istenen kalıcı ve başarılı sonuçlara ulaşılmasını sağlıyor.
Bilimsel anlamda ‘obezite’ ciltteki yağ dokusunun normalin üzerine çıkması halidir. Dolayısıyla bu hastalığın tedavisi yağ dokusunun normal sınırlar içerisine girmesi durumudur. Kilolarından şikayetçi kişiler çoğunlukla diyet sürecinde, birazdan aşağıda anlatılacak yanlışları uygulayarak kısa sürede yüksek miktarda kilo veriyorlar ancak yağ kaybetmiyor, su ve kas dokusunu kullanıyorlar. Böylece tedavi olmak yerine vücutlarına zarar veriyorlar.
Kilo verme süreci halk arasında bilinenin tersine daha sistemli ve uzun soluklu bir dönemdir. Multi-disipliner yaklaşımın hakim olduğu, bir çok hekim dalının ekip mantığıyla biraraya gelerek tedaviyi desteklediği bir diyet programı kişiyi istediği kiloya ulaştıracak ve hayatı boyunca uygulayabileceği yeme düzenine kavuşturacaktır.
Zayıflamak isteyen kişi hastaneye başvurduğunda ilk olarak çeşitli testlerle vücuttaki yağ oranı ve hormon dengesi ölçümleniyor. Diyetisyen kontrolünde bir hedef belirleniyor ve kişinin yeme alışkanlıkları, hastalıkları, yaşı, cinsiyeti doğrultusunda bir planlama yapılıyor. Kişi, önerilen egzersizler için Fizik Tedavi’den, psikolojik destek gerekiyorsa Psikiyatri Bölümü’den, hormonal şişmanlama söz konusuysa Endokrinoloji’den, lipid tablosu yüksekse Kardiyoloji’den destek alabiliyor. Bu departmanların işbirliğiyle sağlıklı diyet için gerekli olan multi-disipliner tedavi ve yaklaşım sağlanmış oluyor.
Özellikle kişinin daha önce herhangi bir diyeti uygulayıp uygulamadığına ise dikkat ediliyor. Çünkü sadece kulaktan dolma bilgilerle kendi kendine diyet uygulamış, yani ‘diyet öyküsü’ bulunan kişiler yüksek oranda kas ve su kaybına uğramış oluyorlar. Yağ oranları yükseldiği ve bu ağırlık metabolizmayı aşağıya çektiği için vücut daha yavaş enerji yakıyor. Bu nedenle diyetisyen kontrolünde başlanılan diyet programı da başka bir boyut kazanıyor.
“Kas kaybedilmeden hatta kazanılarak kilo verilmesi hedeflenmeli”
Diyetin hedefine ulaşabilmesi için beraberinde mutlaka önerilen bir başka etken de ‘egzersiz’dir. Kas kaybını önlemek ve vücudu hızlandırmak için bol bol spor yapılmalıdır. Uzunca süre hareket etmeyen ve az enerji harcayan vücud fonksiyonlarını düşük kaloriyle çalışmaya adapte ederek ve biraz fazla yemek yendiği zaman besinleri yağ olarak depolamaya yatkındır.
Diyete başlayarak kilo vermek isteyen kişinin asla unutmaması gereken bir nokta da eti, sütü, yoğurdu, meyveyi, sebzeyi, makarnayı eksik etmeden, her zaman her şeyi yiyebilecek olması ve diyetin bütünlüğünü sağlayabilmesidir. Çünkü hiç bir gıda tek başına, son derece karmaşık ve sistemli işleyen vücut mekanizmasının eksiksiz ve düzenli çalışmasını sağlayacak kadar mucizevi özelliklere sahip değildir. Kişi istediği beslenme düzenine ve vücut ölçülerine önce inanarak, sonra da doğru bildiği yanlışları bir uzmandan öğrenerek ulaşabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlama biçimi kutucuğundan Adı/Url 'yi seçerek, isminizi ve dilerseniz mail veya site adresinizi yazıp yorumunuzu gönderin. Yorumunuz Editör onayından geçerse yayınlanacaktır. Küfür, Hakaret, İftira ve SİYASİ içerikli yorumlar ve Adı Soyadı belirtilmeyen yorumlar yayınlanmıyacaktır. Surgucum